• Sonuç bulunamadı

Halkın Suç Odaklı Sosyolojik Analizinin Yapılması ve Suç Önleme

1.4 TOPLUM DESTEKLİ POLİSLİĞİN HEDEFLERİ

1.4.3 Halkın Suç Odaklı Sosyolojik Analizinin Yapılması ve Suç Önleme

Dünyada sosyolojinin ve ilgili diğer toplumsal disiplinlerin bilimsel desteği, polisliğin ayrılmaz parçaları olarak değerlendirmektedir. Suçun sosyal bir olgu olması, polisliğin toplumsal yapıyı değerlendirme zorunluluğu, bireylerin kültürel, etnik ve kişilik özellikleri vb. birçok gereksinim polisliğe bilimsel desteği zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle suç ve suçlu analizleri güvenlik hizmetinin başarısı için kaçınılmazdı (Şimşek,2002,70).

Suçun geleceğine yönelik isabetli tahminlerde bulunmak, verilerin çok iyi analiz edilmesiyle mümkündür. Yapılacak suç analizleri plânlama aşamasında, yöneticilerin daha rasyonel karar almalarına da katkıda bulunacaktır. Ayrıca, suçun işlenmeden önlenmesi veya işlenen suça en etkili ve süratli bir şekilde müdahale edilmesine yönelik başarıya da katkı sağlayacaktır (Demirci, 2001: 26).

Kimi insanların sık sık soyulması, hakaret ve saldırıya uğraması veya diğer suçların mağduru olmasından dolayı, mağdur ile suçlu arasındaki ilişkinin ayrıntılı bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, sorumluluk yönünden, çoğu suçta suçlu kadar mağdurun da sorumlu olduğu ortaya konulmuştur. Mağdur bu sorumluluğa, suçu tahrik etme, suça aktif veya pasif katılımıyla ortak olmaktadır (Soysal ve diğerleri 2001: 112).

Etkin ve verimli bir suç analizi iki aşamadan oluşmaktadır:

Birinci aşamada, yerel suç analizleri yapılmaktadır. Suçla doğrudan muhatap olan birimin, (örneğin, karakolların ve şubelerin) suç analizine yönelik yapacakları çalışmalar, suç önlemede alacakları tedbirlerin daha etkili ve verimli olmasını sağlayacağı muhakkaktır. Suçların işlendiği saatlerin ve yerlerin belirlenmesi alınacak tedbirlerin saatini ve yerini belirleyecektir. Dolayısıyla bu bilgiler, suçu önlemek için alınacak tedbirlerin bilinçli olarak yapılmasına katkıda sağlayacaktır. Bu yönde alınacak isabetli tedbirler ise, suçla mücadeledeki başarıyı beraberinde getirecektir.

İkinci aşamada, ülkesel suç analizleri yapılmaktadır. Ülke genelindeki suçların bir merkezden analiz edilmesi, bir bütün halinde suç ve suçlulukla mücadele politikalarının ve stratejilerinin belirlenmesine önemli katkılar sağlayacaktır.

(http://www.arem.gov.tr/proje/ars_rapor/td_polis.htm#analiz_yapma).

Verilerin analiziyle sorunun asıl kaynağının tespiti amaçlanmaktadır. Bu çalışma yardımıyla hangi suçların, genel olarak nerelerde, hangi zamanlar, hangi yöntemlerle işlendiği, suçluların ailevi durumları, eğitimleri, yaşları, ekonomik durumları, psikolojik durumları, gözaltı sonucunda tutuklanma ve serbest bırakılmaları gibi, suçlara, suçlulara ve mağdurlara ait diğer özellikler, sayısal verilerle net ve kesin bir şekilde ortaya konmaktadır. Bunun yanında, suçlular hakkında elde edilen bilgilerden hangi özellikleri taşıyan suçluların, ne tür suçlarda yoğunlaştığı; mağdurlara ilişkin bilgilerden de, genel olarak hedef seçilen mağdur tipleri ve özellikleri, bunların farklı suç tipleriyle olan bağlantılarına ulaşmak mümkündür. Suçlu ve mağdur tipinin ve özelliklerinin iyi bilinmesi uygulamaya konacak önleyici tedbirler için değerli bir bilgi zenginliği oluşturacaktır. Bu kapsamda, suçun oluşma sebeplerinin de çok iyi incelenerek değerlendirilmesi gerekmektedir (Soysal ve diğerleri,2001: 6).

1.4.3.1 Suç önleme

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 2. maddesinde polise; kanunlara, tüzüklere, hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmayan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önlemek görevi verilmiştir. Polisin asli görevi suçun oluşumuna engel olmak ve bu amaçla gerekli önleyici tedbirleri almaktır. Polis tarafından yürütülen genel güvenlik hizmetleri bütün toplumlar için vazgeçilmezdir (Soysal ve diğerleri 2001: 4).

Devlet şeklinde organize olmuş her toplumda ortaya çıkan suçun, sosyal bir hastalık olarak devamlı tekrarlanması karşısında, “önlemek, tedavi etmekten daha iyidir” sözü geçerlidir. Çünkü suç, yaşamda, sağlıkta ve malda meydana gelen kayıpla ilgilidir ki, bunlar sıklıkla tekrar geri getirilemez. İşlenen suçtan sonra uygulanan karşı tedbirler ise, genellikle yeni zararlara neden olur (Demirbaş, 2002b).

Suç önleme oldukça geniş kapsamlı bir organize faaliyetler bütünüdür ve bu konuda yapılan tanımlar konseptin amacına göre değişmektedir. Suç önleme teriminin geniş kapsamlı ve net olmayan bir kavram olduğu konusunda akademisyen ve uygulayıcılar arasında genel bir kabul söz konusudur. En geniş anlamıyla birçok kurumun ve geniş bir yelpazedeki sosyal ve ekonomik politikaların doğrudan veya dolaylı olarak suç olayının azaltılmasını hedefleyen eylemleri olarak tanımlanmıştır (Gladstone, 1980:3).

Suçun önlenmesi, pek çok kimse için suçluları yakalayıp adalete teslim ederek potansiyel suçluları caydırma ve suçlunun davranışını değiştirme anlamına gelmektedir. Fakat, günümüzde “suçun önlenmesi” yöntemiyle bu nosyon kastedilmemekte, daha suç işlenmeden önce sebeplerini ve işlenme fırsatlarını çeşitli müdahale stratejileriyle azaltma çalışmaları anlatılmak istenmektedir (Seyhan, 2002: 174).

1.4.3.2 Suç Önleme Türleri

Suç teşkil eden fiiller çok çeşitli olduğundan, önleme tekniklerinin de oldukça çeşitli olması ve geliştirilmesi gerekmektedir (Seyhan, 2002: 173).

Suç önleme, suç riskinin önceden sezilmesi, görülmesi, tanınması ve değerlendirilmesi ve bunu ortadan kaldırmak veya azaltmak amacıyla gerekli girişimlerin başlatılmasıdır. Riskin, türü ne olursa olsun, mutlaka doğru ve tam olarak tespit edilmesi ve daha sonra karşı tedbirler uygulamaya konulması büyük önem arz etmektedir. Suçla ilgili riskler, şu anda mevcut olanlar ile değişen koşullar ve temelde var olan nedenlerden dolayı ileride var olabilecekler olarak iki kısma ayrılmaktadır. Örneğin, yolun kenarında kontak anahtarı üzerinde bırakılmış olarak park edilen bir araç açıkça o an var olan bir risktir ve hemen ilgilenmeyi gerektirir, hiçbir şekilde geciktirilmeye tahammülü yoktur. Diğer taraftan, çocuklar ve gençler için herhangi bir oyun alanı ve boş zamanları değerlendirme merkezi olmayan bir bölge, ilerisi için olası riskler taşır. Yeni yerleşim bölgeleri geliştikçe, genç yaştaki insanların sayısı da artacak ve bu tür yerlerin olmaması veya çok sınırlı olması halinde, bu gruptaki kişiler

istenilmeyen ve yasal olmayan yollara daha kolay sapabileceklerdir (Geleri, 2002b: 207).

En çok kullanılan sınıflandırmalardan birisi Brantingham ve Faust’un birincil önleme, ikincil önleme ve üçüncül önleme şeklinde ayrıştırılan üçlü sınıflandırmasıdır: bu sınıflandırmada birincil önleme suç işlemeye yol açan veya kolaylaştıran fırsatları azaltmayı ifade ederken, ikinci önleme suçun önlenmesinden çok suçu ortaya çıkaran davranışların önlenmesi konusuna eğilmeyi, üçüncül önleme ise bilinen suçluların tedavisini vurgulamaktaydı (Gözel, 2000:25).

Kimi kriminologlar, suçun önlenmesinin ancak ekonomik ve sosyal yapının geniş ölçekli değiştirilmesiyle mümkün olabileceğini; kimileri, potansiyel ve gerçek suçluların kalplerini ve kafalarını kontrol veya değiştirmenin en büyük suç önleme yolu olduğunu; kimileri ise, suçun işlendiği sosyal ve fiziki düzende oldukça mütevazı ayarlamalarla gerçekleştirilebileceğini savunmaktadır (Seyhan, 2002: 174-175).

Suçun önlenmesi, amaç bakımından, hem özel, hem de genel önleme olarak ikiye ayrılmaktadır. Özel önlemede, bireyleri tek tek suçluluktan uzak tutma hedeflenmektedir. Genel önleme ise, pozitif ya da negatif önleme olarak ikiye ayrılmaktadır. Negatif genel önlemede amaç potansiyel failin korkutulmasıdır. Pozitif genel önlemede ise, hukuka sadakatin muhafazası, kuvvetlendirilmesi ve hukuk düzenine güvenin sağlanması anlaşılmaktadır. Negatif özel önleme, bireyi suç tekerrüründen korkutma gayreti olarak tanımlanmakta; buna karşılık pozitif özel önleme ise, muhtemel faillerin yeniden sosyalleştirilmesini ifade etmektedir (Demirbaş, 2002a).

Sonuçta, suç önleme yaklaşım ve programları, aşağıdaki olası durumlardan en az birini yerine getirmeyi amaçlamaktadır. Bunlar:

- Suçun ortadan kalkması veya azalması,

- Suçla ilgili kaygıların ve suç mağduru olma korkusunun ortadan kalkması veya azalması,

- Vatandaşın kendini koruma arzusunun ve toplumsal sorumluluk bilincinin geliştirilmesi,

- Suçun meydana getirebileceği olumsuz etkilerin en az seviyeye çekilmesi, - Toplumsal barışın sağlanmasıdır (Geleri, 2002b: 208-209).

Suçun önlenmesi konusundaki teorik yaklaşımların farklı oluşunun sebebi, açıklamalara temel yapılan nesnelerin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda, psikolojik yaklaşımlar, kararlı (motive olmuş) faili açıklamalarına temel yaparken, sosyolojik yaklaşımlar genel olarak sosyal yapıyı, saf kriminolojik yaklaşımlar ise suç olayını esas almaktadır (Seyhan, 2002: 177).

Rutin faaliyetler teorisi, bir suçun işlenmesi için, en azından üç öğenin yani, motive olmuş bir suçlunun, uygun bir mağdurun ve yeterli koruma yokluğunun, aynı zaman ve mekânda bir araya gelmesi gerektiğini savunmaktadır. (Seyhan, 2002: 182- 184). Bunlardan birinin olmaması veya değişmesi, suçun oluşumunun yeniden gözden geçirilmesini ve düzenlenmesini gerekli kılmaktadır. Bu üç unsurdan birinin veya daha fazlasının değiştirilmesi veya etkilenmesi durumunda, doğal olarak suç da değişebilecek yada etkilenebilecek hatta önlenebilecektir (Geleri, 2002b: 206-207).

Ancak, önleyici tedbirlerin alınması ve halka duyurulması konularında aşırıya gidilmesi halinde, insanlar, suçlarla ilgili ciddi endişe ve kaygılar duymakta ve huzursuzluk hissetmektedir. Geleri’nin yapmış olduğu bu tespitin, özellikle otoriter görünümlü önleyici polisiye hizmetlerde sıklıkla meydana gelmesi söz konusudur. Bu açıdan, önleyici polisiye hizmetlerin, yüksek seviyede görünürlük ilkesinden ziyade, halkla işbirliği ve analitik çalışma anlayışının üzerine yapılandırılması gerekmektedir (Geleri, 2003: 73).

Suç önleme süreci;

- Suçlularla ilgili mevcut durum ve boyutları hakkında gerekli tüm bilgilerin ve verilerin toplanması,

- Suçun oluşumunu kolaylaştıran ve suç ortamını oluşturan fiziki şartların tespiti ve analizinin yapılması,

- Suç türlerine zemin hazırlayan şartların önünü alabilecek olası önleyici vasıtalar ve tedbirlerle ilgili sistematik çalışmaların yapılması,

- Çözüm açısından en isabetli, uygulanabilir, ekonomik tedbirlerin seçilmesi ve uygulamaya konulması ve

- Tesis edilen işlemin sonuçlarının takip edilmesi, değerlendirilmesi ve edinilen tecrübelerin başkalarının da istifadesine sunulmak üzere duyurulmasıdır (Soysal ve diğerleri 2001: 5).