• Sonuç bulunamadı

Çerçeveleme araştırmalarında haberlerin sunuluş veya çerçeveleniş biçimleri ile izleyicilerin bu çerçeveleri anlayıp cevaplama biçimleri birbirinden ayrılmıştır (Valkenburg ve ark 1999: 555). Bu araştırma paradigması Gitlin’in çerçevelemeyi (dünyayı hem onu anlatan haberciler hem de bir dereceye kadar onların haberlerine bağımlı olan bizler için organize eden) bir araç olarak tanımlamasına uygun bir tasarım olarak gözükmektedir. Bu yüzden bir yandan medya çerçeveleri tanımlanırken diğer yandan çerçeveleme etkileri incelenmektedir. Bunun sonucunda çerçeveleme analizi farklı haber kanallarında sunulan

konular ile halkın bu sunum modlarını algılayış biçimleri arasındaki ilişkinin anlaşılmasına doğru yönelmektedir.

Medya çerçevelerinin sorunların algılanışında etkisini araştıran Iyengar televizyon haberlerinin meseleleri ele alış tarzlarını içerik analiziyle çözümleyerek, ya “olaya dayalı” (epizodik) ya da “konuya dayalı” (tematik) haber çerçevelerinin kullanıldığını ortaya koymuştur. Iyengar’a göre epizodik çerçeveler kamusal sorunları somut örnekler yada öznel olaylar olarak (örneğin, işsizlik sorununu ele alan bir haberde işsiz bir insan örneği gibi, evsiz bir kişi, ırk ayrımcılığı kurbanı bir kişi, bir cinayet vs) sunmaktadır. Tematik çerçeveler ise olayları daha genel ve soyut (cinayet haberi-ülkedeki adalet mekanizması, terör haberi- toplumsal ve siyasal bağlamdan kaynaklanan talepler gibi) olarak sunmaktadır (Iyengar, 1997: 244).

Haber çerçeveleri hakkında evvelce yapılan araştırmaları bir bütün olarak ele aldığımızda, tür (içeriğe ilişkin) çerçeveleri ve biçimsel (konuya ilişkin) çerçeveleri (de Vreese 2005: 55) inceleyen araştırmalar arasında ayrım yapılabilir. Biçimsel çerçeveler sadece belirli konular veya olaylar için önemlidir. Tür çerçeveleri ise geniş bir konular yelpazesine uygulanarak konusal, kültürel veya zamansal sınırlamaları aşabilir (de Vreese ve Boomgarden, 2003: 363). Özellikle sık görülen bu çerçeveler geçmiş çerçeveleme araştırmalarında geliştirilmiş bulunan bir taksonomi yardımıyla sistemleştirilebilir.

11.1. BİÇİMSEL (KONUYA İLİŞKİN) ÇERÇEVELER

Iyengar konuya ilişkin çerçeveleme etkileriyle ilgili olarak yaptığı araştırmada epizodik ve tematik çerçeveleme arasında ayrım yapmaktadır (Iyengar, 1991: 14). Epizodik çerçevelemede medya tek bir olay veya örnek üzerinde durarak bize prototipleri hatırlatır. Tematik çerçevelemede medya bir konuyu daha soyut kavramlarla ele alır. Tematik çerçeveler meseleleri kendi geniş bağlamları içine yerleştirirler ve tartışma konuları ve siyaset üzerinde dururlar. Bunun karşısında, haber söylemlerinde çok daha yaygın olarak görülen epizodik çerçeveler, olaylar ve insanları öne çıkarmakta ve konuları kendi geniş bağlamlarından ayırmaktadırlar.

Burada bağımlı değişken neden sonuç atfetmedir. Epizodik çerçevelemede bir sorun veya onun çözümünden tek bir kişi sorumlu kılınmaktadır, tematik çerçevelemede ise toplum sorumlu kılınmaktadır. Iyengar (1991) yaptığı çalışmada bir çoklu yöntem yaklaşımı tercih etmiştir. Çok sayıdaki saha deneyinde, denekler daha önceki bir içerik analizinden seçilmiş televizyon haberleri izlemişlerdir. Ya bir epizodik haber ya da tematik bir haber izleyen

deneklere neden sonuç atfetme ile ilgili sorular sorulmuştur. Daha başka etkileri incelemeye yönelik ilave saha araştırması yapılmıştır.

Iyengar’ın araştırma bulguları iddialar için genel ampirik kanıtlar sağlamaktadır. Bununla birlikte fakirlikle ilgili deneylerden biri göstermiştir ki, neden sonuç atfetmeyi etkileyen sadece biçimsel çerçeve değil, aynı zamanda haberde sunulan kişilerin de nitelikleridir. Iyengar ve Simon içerik analizini saha araştırması verileriyle birleştirmiştir. Yapılan içerik analizine göre 1990/91 Körfez Krizi sırasında akşam haberleri epizodik olarak ve artan biçimde bir askeri karşılaşma olarak çerçevelenmiştir. Anketten çıkan verilerde de medya alışkanlığı yüksek izleyicilerin haber çerçevelerine paralel olarak diplomasi yerine askeri harekatı desteklediklerini ortaya koymuştur (Scheufele, 2004: 413).

Rhee seçim haberlerinde kızışan yarış şeması argümanını ele alarak başka bir biçimsel çerçeveleme türünü incelemiştir. Rhee araştırmasında stratejik çerçeveden söz etmektedir; yani medyanın konular yerine adayların stratejileri ve tartışmalarına odaklanması. Bunun karşısında, bir tematik çerçeve haberi, seçmenlerle ilgili konuları ele almaktadır. Deneklerin medya çerçevesini izlemeleri ve sonrasında onu kendi idrakleriyle bütünleştirmeleri beklenmiştir. Rhee bir belediye seçimi hakkında yaptığı deneyde biçimsel çerçeveye (stratejiye karşı konu) ve medya formatına (televizyon karşısında gazete) müdahale etmiştir. Bir ön test ve post test deneklerin idraklerini yani onların “kampanya yorumlarının anlatısal temsillerini (betimlemeleri)” kaydetmiştir. Kendisine bir strateji haberi verilen denekler, konu bakımından çerçevelenmiş haber verilen deneklere göre konu hakkında daha fazla stratejik ve daha az tematik yönlerini sayarken, diğer grup için tersi söz konusu olmuştur. Dahası zaten belli kategoriler içinde düşünmekte olan denekler, buna tekabül eden medya çerçevesine karşı daha duyarlı olmuşlardır (Rhee, 1997: 35).

Rhee’nin araştırması Cappella ve Jamieson (1997: 100) tarafından gerçekleştirilen daha büyük bir projeye uygulanmıştır. Bu projenin birinci kısmı belediye seçimlerini, ikinci kısmı ise Clinton’un sağlık tasarısını kullanmıştır. Bağımlı değişkenler arasında bilgi, tutumlar ve siyasal alaycılık da yer almıştır. Birkaç bölümden oluşan belediye seçimleri hakkındaki deney, yazarların, strateji çerçevelemenin siyasal alaycılığa yol açtığı inancını ortaya koymuştur. Ancak sağlık tasarısı deneyi herhangi bir bulgu ortaya çıkarmamıştır. Bununla ilgili olarak yazarlar bazı açıklamalar yapmışlardır. En basit açıklama, Clinton’un sağlık tasarısı konusundaki gerçek tartışmalar hakkındaki denek algılarının, deney uyarımıyla çakıştığı yönündedir (Cappella ve Jamieson, 1997: 137).

Shah ve arkadaşları ise biçimsel çerçevelerden içeriğe ilişkin çerçevelere geçişi gösteren değer-çerçevelemesi etkilerini incelemişlerdir. Yazarlar ahlâki çerçeveleme ile maddeci çerçeveleme arasında ayrıma gitmişler ve deneklerin bir siyasal aday konusunda karar verişini ölçmüşlerdir. Denekler birçok konuya yönelik konumu nedeniyle adayı seçtiklerinde bu karara telafici denmiştir; eğer karar tek bir ölçüte dayandırılmışsa buna telafici olmayan karar denmiştir. Ahlâki eğilimli yazıyı okumuş bulunan denekler, buna tekabül eden ölçütleri, maddeci haber yazısını okuyan deneklerden daha sık uygulamışlardır. Hatta bu deneklerin telafici olmayan bir karar alma olasılıkları bile daha yüksek çıkmıştır (Shah ve ark.’dan akt. Scheufele, 2004: 414).

11.2. TÜR (İÇERİĞE İLİŞKİN) ÇERÇEVELER

Habercilik uygulamaları hakkında yapılan araştırmalar, mesleğin rutinleştirme unsurunun genel haber kalıpları ortaya çıkardığını göstermiştir. Bu çerçevelere genelde “tür çerçeveleri” veya “yapısal konular” denmekle birlikte “habercilik kalıpları” terimi de kullanılmaktadır (Koenig, 2006: 64). Fakat terminolojik istikrarın sürdürülmesi için burada bunlar “ tür çerçeveleri” olarak adlandırılacaktır.

Eğer çerçeveler bir anlama yönelik olup soyut çerçevelerde olduğu gibi bir biçimsel ilkeye ilişkin değillerse bunlar tür (içeriğe ilişkin) çerçeveler olarak adlandırılmaktadır. Bu konuda ilkin Neuman ve arkadaşları medya ve izleyici çerçevelerinin birbirine karşılık gelip gelmediklerini incelemişlerdir. Medya ve izleyici çerçevelerinin karşılaştırılması, benzerlikler yanında farklılıklar da ortaya çıkarmıştır (Neuman ve ark’dan akt. Semetko ve Valkenburg, 2000: 95). Bu araştırmayı takip eden Price ve arkadaşları (1997) ve Valkenburg ve arkadaşları (1999) kısmen evvelce içerik analizleriyle tespit edilmiş bulunan tür çerçevelerini kullanmıştır ki, bu durum “orijinal” medya sunumuna uygundur. Valkenburg, Semetko ve De Vreese’in yaptıkları araştırmalarda beş “tür çerçevesi”nin medya söylemlerine hâkim olduğu bulunmuştur: sorumluluk, çatışma, insani ilgi, ahlâkilik ve ekonomik sonuçlar çerçeveleri (ör., Price ve ark., 1997: 484; Valkenburg ve ark. 1999: 555).

1) Sorumluluk çerçeveleri bir meseleye veya probleme neden olma veya çözme sorumluluğunu hükümete, bir bireye veya bir gruba atar,

2) Çatışma çerçeveleri izleyici ilgisini çekmek için bireyler, gruplar veya kurumlar arasındaki çatışmayı anlatır,

3) İnsani ilgi çerçeveleri insan yaşamına dair hikayeleri ve duygusallığı öne çıkarır,

4) Ahlâkilik çerçevesi problemi veya konuyu dini inançlar veya ahlâki prensipler bağlamında ele alır

5) Ekonomik sonuçlar çerçeveleri konuları bireyler, gruplar, kurumlar, bölgeler veya ülkeler için doğuracağı maddi yararlar veya maliyetler bakımından anlatır ( Semetko ve Valkenburg, 2000: 95).

Bu çerçeveler Semetko ve Valkenburg tarafından medyada yer alan haberlerin ayrıntılı bir içerik analiziyle tespit edilmiştir. Araştırmacılar ayrıca elde ettikleri bu çerçevelerle ilgili deneysel bir tasarım yapmışlar ve söz konusu tür çerçevelerinin etkisini araştırmışlardır. Valkenburg ve arkadaşları (1999: 555) tarafından gerçekleştirilen araştırmada dört deneysel grup ve bir kontrol grubu tanımlanmıştır.Avrupa ortak para birimi ile yükselen suç oranları hakkında iki haber okutulan denekler yazıları okurken akıllarına gelen tüm düşünceleri listelemişlerdir. Kodlanan düşüncelerden elde edilen bulgulara göre medyada sık kullanılan tür çerçevelerinin deneklerin düşüncelerini etkilediği kanıtlanmıştır (Valkenburg ve ark. 1999: 565; ayrıca bkz. Price ve ark, 1997: 496).