• Sonuç bulunamadı

Hırsızlık ve gasp olayları ile ilgili ilk belge 25 Haziran 1847 tarihlidir. Bu belge Cihanbeyli Aşireti Kürt taifesinden Timur bin Mustafa ve Kel Hasan bin Hüseyin’in adamları ile birlikte civar köylerin ahalilerine ait hayvanları, yayıldıkları sırada çaldıklarını belirterek, çalınan hayvanların ayrıntılı bir dökümünü vermektedir.

Çalınan hayvanlar arasında, doru kısrak, ala kısrak, kır ekdic, tay, karasığır ineği, düge, kır güre, tosun, ala esb, bargir, kısrak, karasığır öküzü, kırmızı deve, beyaz celeb dişi deve, alabacak kısrak, yağız kısrak, kır esb gibi çeşit ve özelliklerde hayvanlar bulunmaktadır.

Bu kişiler değişik tarihlerde Esbkeşan Kazası Gözlü Karyesi’nden 9 kişiden toplam 46 hayvan, yine aynı kazanın Turgud Karyesi’nden 1 kişiden 3 hayvan, Saidili Kazası Sarayini Karyesi’nden 13 kişiden 17 hayvan gasp etmişlerdir.

319 KŞS 80, 109/2.

61

Toplamda 68 bargir, kısrak ve tay, 24 karasığır ile 4 deve gasp etmişlerdir. Çaldıkları toplam hayvan miktarı 96’dır320.

Bu belge bize göçebe halindeki Kürt taifelerinden o zamanki ahalinin ne kadar muzdarip olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca Konya ve çevresinde o dönemde yetiştirilen hayvan cins ve türlerini içermesi bakımından da önem arz etmektedir.

9 Temmuz 1847 tarihinde kaydedilmiş olan belgede yine Kürt Timur ve Kel Hasan’ın çaldıkları hayvanlarla ilgili bir kayıt bulunmaktadır. Önceki belgede belirtilen kaza ve karyelerde hayvanları çalınan kişiler, Kürt Timur ve Kel Hasan’dan hayvanlarının alınmasını ya da paralarının ödenmesini istemişlerdir. Buna karşı ilgili kişiler olayı tamamen yalanlamışlardır. Hayvanları çalınan kişiler, farklı karyelerden şahitler getirmişler, bu kişiler hayvanları tanımamakla birlikte, adı geçen hırsızların ilgili kişilerin mallarını çalarak Hasan’ın Kandil denilen yerdeki çadıra götürdüklerini ve burada haksız yere alıkoyduklarını belirtmişlerdir. Bunun üzerine olay şahitlerin ifadeleri doğrultusunda sonuçlandırılmıştır. Ancak bunlara ek olarak sancaktan birkaç bin hayvan daha çalıp bunları Arabistan ve Kürdistan’a gönderdikleri belirtilmiştir. Bu hayvanların geri gönderilmesi için istekte bulunulmuştur. Bu hayvanlar gelene kadar adı geçen hırsızların Konya Valisi hapishanesinde tutulacağı da belirtilmiştir321.

20 Ocak 1848 tarihli belgede yine bir gasp olayı söz konusudur. Aksaray Kazası ahalisinden Çelebi Osman ve Kör Ali, aynı kazanın Hacı Ahmedlü Aşireti köylerinden Oymaağaç Karyesi’nden Ayaşlı oğlu Mustafa ve adı geçen aşirete tâbi Sulhanlı Karyesi ahalisinden Nizam Mehmed yol kesici oldukları belirtilmiştir. Bunlar tabiiyetleri ile birlikte göç ederken önlerine gelen ahalinin mal ve hayvanlarını gasp etmişlerdir. Aksaray Kazası müdürü bunları tutuklayarak Konya’ya göndermiştir. Konya Valisi huzurunda görülen davada, suçlarını itiraf etmişler ve bu minval üzere gasp ettikleri malların kimlerden alındığı ile birlikte teker teker kaydı yapılmıştır. Fakat verilen ceza ile ilgili bir kayıt bulunamamıştır322.

174/2’de devesi gasp edilen birinin devesini geri alması ile ilgili bir dava bulunmaktadır. Bu davada davacı olan taraf, Eskiil Kazası Nefs-i Eskiil Karyesi ahalisinden Hâlid bin Hacı Hâlid’dir. Dava edilen ise Konya’dan Hacı İsmail bin Hacı Ahmed’dir. Hâlid bin Hacı Hâlid kendisinin köyünden Konya’ya gelirken yanında bulunan dört yaşındaki kızıl devesinin Hacı İsmail’in oğlu ve yeğeni tarafından gasp edildiğini savunmaktadır. Hacı İsmail

320 KŞS 80, 14/1.

321 KŞS 80, 38/1. 322 KŞS 80, 67/1.

62

ise olayı tasdik etmekte fakat devenin beş yaşında ve kendisine ait olduğunu iddia etmektedir. Bunun üzerine Hâlid’den beyyine taleb edilmekte, o da iki kişiyi şahit göstererek devesini geri almaktadır.

20 Şubat 1848 tarihli belgede ise, Saçıkaralı Aşireti Kulblar Cemaati’nin, Hamid Sancağı’na tâbi Karaağaç Yalvaç Kazası ahalisinin tarlalarına zarar verdikleri zikredilmiştir. Ayrıca Eski Yöresi denen cemaatin hayvanlarını da gasp etmişlerdir. Bu durum hem Yalvaç Kazası’ndan hem de Isparta Meclisi’nden çok defa Konya Valisi’ne bildirilmiş, Konya Valisi problemi halletmek ve bu aşireti başka bir yere sevk etmek için, Recep Ağa’yı, yeterli miktarda asker, kaza naibi, meclis üyesi ve mültezim İbrahim Ağa ve aşiret reisi ile birlikte görevlendirmiştir. Bu kişiler adı geçen aşiretin yanına vardıklarında, aşiretten bazı kişiler söylenen sözleri dinlemeyip, tüfekle ateş etmiş ve bir asker ile iki atı yaralamıştır. Bunun üzerine mukabelede bulunmak üzere asker ve ahaliden oluşturulan birlikler gönderilmiş, fakat bu kişiler firar etmiştir. O civarda yaşayanlar bunların adamı oldukları düşüncesiyle tutuklanmıştır. Belgenin devamında, aslında bu kişilerin olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığı ifade edilmiştir. Buna rağmen bir daha böyle olaylara karışmayacaklarına dair yemin verdirilerek serbest bırakılmışlardır323.

Aynı tarihli diğer belgede ise; Saçıkaralı Aşireti’nin beyi 192/2 numaralı belgede ifade edilen eşkıyaların kovalanması sırasında kendi zimmetinde olan 28 devenin alındığını ve bu develerin geri verilmesini talep etmektedir.

Bu dönemde gerek Konya Kazası ve gerekse Konya Eyaleti’ne bağlı kazalarda meydana gelen hırsızlık olaylarının en büyük nedeninin konar – göçerler olduğu görülmektedir. Bunların sabit yeri olmadığı için oradan oraya giderken karşılaştıkları insanların mallarını gasp ettikleri anlaşılmaktadır. Bu olaylara son vermek için Konya Valisinin müdahalesi görülmektedir. Fakat yeterli olmamıştır.

Kürt Timur ve Kel Hasan adındaki hırsızların yaptıkları hırsızlık ise gerçekten ilgi çekicidir. Adı geçen kişilerden çaldıkları haricinde binler ile ifade edilen miktarda hayvan çalıp bunları Arabistan ve Kürdistan’a -Doğu ve Güneydoğu Anadolu olsa gerek- göndermeleri hayret verici bir durumdur.