• Sonuç bulunamadı

İslam hukukunda evliliğin dört kadınla sınırlandırıldığı görülmektedir. Ancak bu dört kadınla evlenin anlamına gelmemekte, aksine bir kadının erkek için daha iyi olduğuna vurgu

217 Erten, Ailenin Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s. 35-36. 218 Ortaylı, Osmanlı Toplumunda Aile, s.149.

219 Ortaylı, Osmanlı Toplumunda Aile, s.150.

220 Dilaver Cebeci, Tanzimat ve Türk Ailesi Sosyal Değişme Açısından Tanzimat ve Türk Ailesi Üzerine Bir İnceleme, Ötüken Yayınları, İstanbul 1993, s.85.

34

yapılmaktadır. Adaletin sağlanması da ön şartlar arasındadır222. Osmanlı Devleti’nde bu konunun nasıl uygulandığı araştırmacıların ilgilisini çekmiştir.

Burada, araştırmanın temelini oluşturan sicilden yola çıkarak Osmanlı Devleti’nde çok eşliliğin nasıl uygulandığı ve nedenlerinin neler olabileceği konusunda bir sonuca varmaya çalışılmıştır. Esas olarak defterde yer alan tereke kayıtlarından yola çıkılmıştır.

Tablo-2. Erkeklerin Eş Sayılarına Göre Dağılımı AİT OLDUĞU YIL I EŞLE EVLİ EŞLE II

EVLİ III EŞLE EVLİ IV EŞLE EVLİ EŞİ YOK YA DA BELİRTİLMEMİŞ TOPLAM 1847 31 4 - - 9 44 1848 75 7 - - 26 108 TOPLAM 106 11 - - 34 152

* Tabloda sadece Müslüman erkeklere ait tereke kayıtları sayılmıştır.

Tereke kayıtları içerisinde, Müslüman erkeklere ait toplam 152 kayıt bulunmaktadır. Bunlar geride bıraktıkları eş sayılarına göre incelendiğinde, 1847 yılına ait 44 kayıttan 31 tanesinin tek eşle evli olduğu, sadece 4 tanesinin iki eşle evli olduğu anlaşılmaktadır. 9 tanesinin de evli olmadığı tespit edilmiştir. Bu duruma göre erkeklerin % 71’i tek eşle, % 9’u iki eşle evlidir. % 20’sinin ise eşi mevcut değildir.

Grafik 2. 1847 Yılı Erkeklerin Eş Sayısına Göre Dağılımı

71% 9% 20% I Eşli II Eşli Eşi Olmayanlar

1848 yılına ait 108 kayıttan 75’i bir eşle, 7’si iki eşle evlidir. Geriye kalan 26’sının eşi yoktur. Buna göre erkeklerin % 70 tek eşle, % 6 iki eşle evlidir. % 24’ünün ise eşi bulunmamaktadır.

222

35

Grafik 3. 1848 Yılı Erkeklerin Eş Sayısına Göre Dağılımı

70% 6%

24%

I Eşli

II Eşli

Eşi Olm ayanlar

İki yıla göre genel dağılımı verecek olursak toplam 152 kişinin 106’sının bir eşi, 11’inin ise iki eşi vardır. 34 kişi ise ölürken geride eş bırakmamıştır.

Grafik 4. 1847-48 Yılları Erkeklerin Eş Sayısına Göre Dağılımı

70% 7% 23% I Eşli II Eşli Eşi Olmayanlar

Bu dönemde erkeklerin % 70’i bir kadınla, % 7’sinin ise iki kadınla evli olduğu anlaşılmaktadır. Eşi olmayanlar ise % 23 oranındadır. Her iki yılda da üç ya da dört kadınla evli hiç kimseye rastlanmamıştır. Hüseyin Muşmal, XIX. yüzyılın ilk yarısına ait Beyşehir ve çevresi için yaptığı çalışmada 140 tereke kaydını incelemiştir. Bu çalışmasında çok eşle evlilik oranını % 9,45 olarak tespit etmiştir. Aynı zamanda üç ya da daha fazla kadınla evli hiçbir erkeğe rastlamamıştır223.

M. Tuş Konya hakkında yaptığı çalışmasında, 151 Müslüman erkekten sadece 14 erkeğin birden fazla kadınla evli olduğu bilgisini vererek, çok eşle evliliğin ancak % 7,5 civarında olduğunu belirtmektedir224. H. Erten, 1699 – 1750 yılları arasında Konya’da evli erkeklerin % 87,6’sının tek kadınla, % 11’inin iki kadınla, % 1,2’sinin üç kadınla ve % 0,2’sinin de dört kadınla evli olduğunu tespit etmiştir. Bir başka ifade ile evli erkeklerin % 12,4’ünün ilgili dönemde Konya’da birden fazla kadınla evlilik yaptıkları sonucuna

36

varmıştır225. Yine aynı eserinde, klasik Osmanlı döneminde polijini (erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi) evlilik oranının % 5 – 12 arasında olduğunu zikretmiştir226. Demirel, Gürbüz ve Tuş, birden fazla kadınla evli erkeklerin oranını % 9,59 olarak vermişlerdir227.

Sosyal Tarih Perspektifinden Yalvaç’ta Aile (1892 – 1908) adlı eserinde Nuri Köstüklü, bir eşle evlilik oranını % 88,57 olarak göstermiştir228. R. Özdemir de Tokat Ailesi ile ilgili makalesinde, Tokat’ta 1771 – 1810 tarihleri arasında erkeklerin % 84,26’sının tek eşle evli olduğu sonunca ulaşmıştır229. Said Öztürk ise, XVII. yüzyıl İstanbul’una ait 20 sicil üzerinde yaptığı çalışmada 1.242 evli erkekten 1.147 kişinin bir, 84 kişinin iki, 7 kişinin üç, dört kişinin dört eşinin bulunduğu, tek eşle evlilik oranının ise % 92,35 olduğunu ifade etmiştir. Bu rakam askerî sınıf olarak bilinen devlet görevlileri arasındaki eş sayısıdır230. İstanbul Tereke Defterlerini incelediği eserinde, Edirne’de tek eşle evlilik oranını % 92,81, Bursa’da % 95,32, Ankara’da % 88,05, Anadolu (muhtelif) %89,35 şeklinde vermiştir231. A. Kurt Yahudi araştırmacı H. Gerbet’in Tanzimat Bursa’sı ile ilgili yaptığı çalışmasından alıntı yaparak 361 evli erkek içerisinde birden fazla eşliliğin ancak %2,2 (8 kişi) olduğunu söylemiştir232. A. Kankal, Kastamonu’ya ait 77 belge üzerinde yaptığı çalışması neticesinde % 19,5’inin iki ve daha fazla eşle evli olduğunu belirtmiştir233.

Ö. Ergenç, yüksek tabaka mensupları arasında birden fazla evliliğin yaygın olarak görüldüğünü ifade ettikten sonra evlerin küçük olmasına bağlı olarak normal aileler arasında birden fazla evliliğin yaygın olmadığını ifade etmiştir234.

Bu ve buna benzer, daha birçok araştırma sonucu verilebilir. Araştırmamızın verdiği sonuçları ve tüm bu rakamları göz önünde tuttuğumuzda, incelediğimiz dönemde Konya’da birden fazla kadınla evlilik itibar görmediği gibi, tüm Osmanlı Devleti’nde de itibar görmemiştir235.

Çok eşle evlilik oranının az olmasına rağmen erkeklerin neden birden fazla kadınla evlendiği bir merak konusudur. 80 Numaralı Şer’iye Sicili’nde yer alan tereke kayıtlarında yer

224 Tuş, Sosyal ve Kültürel Açıdan Konya, s.138.

225 Erten, Ailenin Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.59. 226 Erten, Ailenin Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.57.

227 Demirel-Gürbüz-Tuş, Osmanlılarda Ailenin Demografik Yapısı, s.102. 228 Köstüklü, Yalvaç’ta Aile, s. 41.

229 Özdemir, “Tokat’ta Ailenin Sosyo-Ekonomik Yapısı”, s.1016.

230 Said Öztürk, “Osmanlı Toplumunda Çok Evliliğin Yeri”, Osmanlı, C. V, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara

1999, s.409.

231 Öztürk, İstanbul Tereke Defterleri, s.111.

232 Kurt, “Osmanlı’da Kadının Sosyo – Ekonomik Durumu”, s.447. 233 Kankal, Kastamonu, s.274.

234 Ergenç, XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, s.156.

235 Bazı tarihçiler de bu görüşü destekler ifadelere yer vermiştir. Bakınız. Ortaylı, Osmanlı Toplumunda Aile,

37

alan 11 kişinin iki kadınla evli olduğu daha önce ifade edilmişti. Bu kayıtları tek tek inceleyerek nedenlerin nelere olabileceği üzeride duralım.

23 Aralık 1847 tarihli belgede yer alan Dellak Fazlı oğlu Mehmed bin Halil, geride 3 oğlan ve 1 kız çocuk bırakmıştır. Bu çocukların isimlerin önlerine eklenen “sagir” veya “sagire” ifadelerinden küçük yaşta oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca vasî-i mensûbeleri olarak ikinci eşin isminin verilmiş olması bize bu çocukların ikinci eşinden dünyaya geldiğini göstermiştir. Geride bıraktığı mal varlığı 1460 kuruştur. Bu rakam incelediğimiz dönem için vasat bir değerdir236.

28 Kasım 1847 tarihli belgede yer alan terekede Kuşkondu Mahallesi’nden Mehmed bin Veli iki eşle evlidir. Mirasçı olarak geride sadece iki eşi kalmıştır. Mal varlığı ise 218 kuruş gibi cüzî bir miktardır237.

12 Şubat 1847 tarihli terekede Akviranlı Mehmed Efendi ibn-i Hacı Musa, birinci eşinden 4 oğlan 3 kız çocuk, diğer eşinden ise bir erkek çocuk bırakmıştır. Mal varlığı ise 639 kuruştur238.

28 Kasım 1847 tarihli terekede, Mehmed bin Veli’nin iki eşten başka mirasçısı yoktur. Borcu terekesinden fazladır239.

7 Mayıs 1848 tarihli belgede el-Hâc Mustafa Efendi ibn-i ‛Abdü’l-fettâh’ın iki eşinin olduğu ve hangi eşinden olduğunu tespit edilemeyen bir büyük kızı ve bir küçük oğlu mirasçı olarak kalmıştır. Geride 4302 gibi iyi denebilecek seviyede bir tereke bıraktığı da anlaşılmaktadır240.

9 Mayıs 1848 tarihli tereke kaydında Debbâğ el-Hâc ‛Ömer ibn-i Mustafa’nın iki eşinden birincisinden olduğu anlaşılan büyük dört kız ve küçük iki oğlan mirasçı olarak kalmıştır. Bu kişi erkek çocuk için ikinci evliliğini yapmıştır. Fakat ikinci eşinden hiç çocuğu olmamış, yine birinci eşinden daha sonra iki erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Mal varlığı ise 3900 kuruş (ortalama 3220 kuruştur) gibi ortalamanın üzerinde bir rakamdır241.

6 Eylül 1848 tarihli tereke kaydında dergâh-ı ‛âlî kapıcıbaşılarından Ahmed Ağa ibn-i Zeyne’l-‛abidin’in sürgün olarak Konya’da bulunduğu sırada vefat ettiği ve geride memleketinde iki eş bıraktığı anlaşılmıştır. Bu kişinin ikinci eşinden büyük 3 kız ve küçük 1 erkek ve birinci eşinden ise 2 küçük oğul ve 1 küçük kız dünyaya gelmiş olduğu

236 KŞS 80, 51/2. 237 KŞS 80, 59/2. 238 KŞS 80, 62/2. 239 KŞS 80, 72/2. 240 KŞS 80, 111/2. 241 KŞS 80, 112/1.

38

görülmektedir. Bu durum bize birinci hanımından önce hiç çocuğu olmadığı sonradan çocuğu olduğu izlenimini vermektedir. Geride bıraktığı mal varlığı ise 8624 kuruştur242.

11 Mart 1848 tarihli belgeden anlaşıldığına göre, Debbâğ el-Hâc ‛Ömer bin ‛Abdu’l- kâdir’in birinci karısından iki kız çocuğu olmuştur. Diğer karısından ise bir kız bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Bu kişi de çocukların cinsiyeti nedeniyle ikinci evliliğini yapmış olsa gerektir. Geride bıraktığı terekesinde ise 14000 kuruş gibi önemli bir miktar vardır243.

31 Mart 1848 tarihli tereke kaydında Sarı oğlu Hasan bin Hüseyin, geride ikinci eşinden olduğu yaşlarının küçük olmasından anlaşılan iki kız çocuğu bırakmıştır. Mal varlığı ise 1550 kuruş gibi ortalamanın altında bir rakamdır244.

16 Şubat 1848 tarihli belgede Molla Mustafa bin Mustafa, iki eşinden birinden küçük 2 oğul, 2 kız ve diğer eşinden ise küçük 1 kız çocuğu mirasçı olarak kalmıştır. Mal varlığı ise 1700 kuruştur245.

13 Şubat 1848 tarihli belgede Mehmed bin ‛Ali’nin, iki eşinden birinden bir oğul, diğerinden ise bir kız çocuğu vardır. Mal varlığı ise 1120 kuruştan ibarettir246.

Yukarıda çocuk sayıları ve malî durumları belirtilen kişilerin ikinci evliliklerini yapma nedeni olarak ihtiyatı da elden bırakmamak kaydıyla şu sonuçlara ulaşılabilir:

1. Çocuk sahibi olmak. 2. Erkek çocuk sahibi olmak. 3. Daha fazla çocuğa sahip olmak.

4. Az da olsa mal varlığının ikinci evliliği yapmaya müsaade etmesi. H. Muşmal çalışmasında çok eşliliğin nedenini birinci eşten hiç çocuk olmaması ya da erkek veya kız çocuğu olmamasına bağlamaktadır247. Bu konuyu değerlendiren S. Öztürk, 17. yüzyıla ait örneklerle birlikte çocuk sayısının çok eşli kişilerde düşük olduğunu ifade etmektedir248. Çocuk sahibi olmanın ve bunun yanında erkek çocuğu sahibi olmanın birden fazla evlilikte etkili olduğunu söylemektedir249. Diğer bir neden olarak da üretimin kol gücüne dayandığı dönemlerde fazla nüfusun üretim artışına katkıda bulunacağı düşünülerek çok eşle evliliğe gidildiği belirtilmektedir250. Fakat kol gücü daha çok kırsal alanda işe yaramaktadır. Bizim inceleme konumuz olan defterde ağırlıklı olarak şehir merkezi ve yakın çevresini

242 KŞS 80, 137/1. 243 KŞS 80, 152/1. 244 KŞS 80, 160/2. 245 KŞS 80, 162/3. 246 KŞS 80, 178/1.

247 Muşmal, Beyşehir ve Çevresinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, s.104. 248 Öztürk, İstanbul Tereke Defterleri, s111-112.

249 Öztürk, “Osmanlı Toplumunda Çok Evliliğin Yeri”, s. 408. 250 Öztürk, “Osmanlı Toplumunda Çok Evliliğin Yeri”, s.408.

39

içerdiğinden bu bakımdan bir değerlendirme yapmamız mümkün değildir. H. Erten de bir başka neden olarak kişinin mal varlığının ikinci eşe müsaade etmesini gerekçe olarak sunmuştur251.

Elde ettiğimiz sonuçlarla, yapılan diğer çalışmaların sonuçlarının örtüştüğü görülmektedir. Dolayısı ile özelde Konya’da genelde ise Osmanlı ailesinde ikinci ya da daha fazla eşle evliliğin keyfi olmaktan ziyade bir takım nedenlere dayalı olarak gerçekleştirildiği söylenilebilir. Bu durumun istisnaları da olacağı unutulmamalıdır.