• Sonuç bulunamadı

Gurbannazar Ezizow’un Mektupları

Belgede Bas_Sayfalar.indd :40:50 (sayfa 116-122)

SOSYOLOJİK YANSIMALAR AÇISINDAN GURBANNAZAR EZİZOW

4. Gurbannazar Ezizow’a Mektuplar 23

4.3. Gurbannazar Ezizow’un Mektupları

Yukarıda da ifade edilmeye çalışıldığı gibi yeni tip Sovyet aydınlarından biri olan Ezizow’un ilk şiirleri daha on beş yaşında iken yayımlanmaya başlanır. Gittiği her yerde bü yük ilgi ile karşılanan şair, çeşitli konferans-lar vermek, toplantıkonferans-lar düzenlemek, yeni genç şairlerin şiirlerini incele-mek ve onları cesaretlendirincele-mek suretiyle yeni Sovyet-Türk men edebiyatı-nın oluşması için elinden gelen bütün çabayı gösterir.

Şairin çocukluk döneminde II. Dünya Savaşı’nın bitmiş olması onun için bir taraftan şans di ğer taraftan ise büyük bir hüzün kaynağı olmuş-tur. Çünkü II. Dünya Savaşı’nın sonunda gelen kısmi rahatlama döne-minde aşktan ölüme, Türkmen ahlakından aile yapısına ve de ğer lerine saygıya kadar birçok konuda şiirler yazar. Hayatın bütün yönleriyle ilgi-lenen şai rin yazmış olduğu şiirlerin etkili olmasının sebebi ise ya bunları bizzat yaşamış ya da ya şa na n lara şahitlik etmiş olmasıdır.

Diğer taraftan bu savaş onun için bir hüzün kaynağı olmuştur. Çünkü babası ve amcası dâ hil tanıdığı ve bildiği pek çok insan bu savaşa katıl-mış, esir düşmüş, işkence görmüş ve bir çoğu da hayatını kaybetmiştir.

Şairin kendi babasının da bu savaşa katılmış olması, esir dü şe rek yıllar-ca işkence görmesi, onun ruhunda savaşa karşı bir nefret uyandırmıştır.

Savaş sı ra sında ve sonrasında anlatılanlar, Türkmen halkının içinde bu-lunduğu sıkıntılı ortam ve o günkü hayat şartlarına dair birçok konu bu sayede onun şiirlerinde yer almıştır.59

Gurbannazar Ezizow, yukarıda özetlenmeye çalışılan düşünceleri, kendisine yazılan ve için de “şiir nedir ve konusu ne olmalıdır?” şeklindeki soruya bir mektubunda şöyle cevap ve rir:

58 Arkadaş Mektupları, No: 21.

59 Zal, a.g.e., 2008, s. 295-306.

“Şiir yazdığım zamanlar insanlara karşı olan sorumluluğumu düşü­

nüyorum. Onlara bir şey söy lemek istediğim zaman da söyleyecek­

lerimin kayda değer ve anlaşılır şeyler olması ger çek ten önemlidir.

Bundan dolayı her şiirimi eleştirel bir şekilde gözden geçiririm. Senin te mel konun 1. İnsan hakları, insanın mutluluğu, memnuniyeti, dik­

kati, endişesi ve çektiği acı lar ol ma lı dır. 2. Her şiirin en önemli teması anavatandır. 3. Tabii ki ben şiirin sözlerine de önem ve ririm. Ben aşk hakkında da yazıyorum. 4. Fakat bir başka konu olan savaş te ma sı hakkında da daha çok şeyler söylemek istiyorum. Sesler benim için farklı olmalı, fakat sa vaş temasına dai ma geri dönüyorum. Savaş yıl­

larında doğdum fakat savaşı görmedim. Ama onun ne ol du ğu nu iyi bi­

liyorum. Savaşı, babamın Mauthausen’deki üç yıl kalış hikâ ye si nden bi li yo rum. Yi ne savaşı, ona katılmama sı na rağmen annemin çektiği ayrılık acısı ve sıkıntı la rın dan bili yo rum.

Savaş daima kendini hatırlatıyor. Örneğin Babam’ın da gittiği Ka­

ros Sled’den gelen bir mek tup. Dahası, dünya oldukça küçük ve in­

sanların yolları kesiştiği için birbirleriyle bağ lan tı kura bildiklerini de söylemek isterim. Mesela yazarımız olan S. Ataýew tarafından ba na ina nıl maz bir olay anlatıldı. Karosten yakınındaki küçük bir kasaba olan Singeş’i yalnız ba şı na bir evin içinden nasıl savunduğunu ge­

çen yıl Kiev’deki öğrencilerine anlatmış. Bu sa vaşta birçok in san öldü.

Ataýew’in hikâyesi bir başkası tarafından gözyaşlarıyla kesil miş. Bu kişi yoldaş şair Tsakhil Ahimowiç’tir. O, Ataýew’in konuşması sırasın­

da araya gi rip “Evet, bu konuşan adam, yani Ataýew, benim doğup büyüdüğüm evi tek başına savu nu yor du.” demiş. Dünya çok kü çük ve biz birbirimize karşı olan sorumluluğumuzu hatır la ma lı yız.”60

Aşa ğıdaki mektup savaşın onun ruh dünyasında açmış olduğu bunca derin acıya rağmen am ca sının yeni rejime olan bağlılığını sorgulaması açı-sından oldukça dikkat çekicidir.

“Değerli Arkadaşlar!

Sizin gönderdiğiniz mektubu biraz gecikmeyle aldık. Sizin yaptığı­

nız bu ha yır lı iş bizi ne ka dar heyecanlandırdı bilemezsiniz. Benim amcam Kerim’in (ya ni sizin yazdığınız gibi Karly’nın) savaşa gidişi üzerinden tam 27­28 sene geç ti. Kerim’in büyük ağabeyi olan ba bam 1941 yılında savaşa gitmiş. Keşif müf rezesinin komutanlığını yapa­

rak Salsk step le rin de savaşmış. 1943 yı lın da şiddetli bir çarpışmadan sonra ağır yaralanarak Almanlara esir düş müş. On bir ay boyunca Almanların ölümcül kampı Mauthausen’de kalmış. Ba bam dön dü. O hayatta ve sağlıklı, öğretmenlik yapıyor. Bu sene o, elli ya şı nı dol­

duracak. Fakat be nim amcamdan hiç haber yok. Yirmi sekiz sene dir biz onun ölüp ölmediğini, nerede ol du ğunu, öldüyse ne şartlarda ve

60 Gurbannazar Ezizow’un yazdığı Rusça mektuptan tercüme edilmiştir. Fotoğraf No: 1923-1927.

ne şe kil de öldüğünü bilmiyorduk. Ve sizden beklenmedik bir mektup.

Değerli ço cuk lar! Biz sizden ayrıntılı cevap istiyoruz: Amcamızın izi­

ni nasıl bul du nuz, bi zim adresi nereden öğrendiniz, ne zaman vefat etmiş? O gerçek bir Sovyet genç komünisti olarak savaşmış mı? Ya­

zınız çocuklar, onun mezarı ne rede bu lunmaktadır. Sa bırsızlıkla sizin mektubunuzu bekleriz. Size hatıra ola rak Ço cuk ve Deniz adlı kitabımı yol luyorum.”61

29.05.1970 Gurbannazar Ezizow Ezizow’un kısmen rahat bir ortamda yazdığı şiirlerinin çok azında re-jimi konu etmesi ol duk ça dikkat çekicidir. Fakat az sayıda da olsa bu şiirlerinde yeni Sovyet rejimini sami mi yet le övdü ğü görülmektedir. Çünkü ona göre bu yeni rejim, bütün dünya halklarına kardeş lik, huzur ve ada let getirecek; yeryüzündeki sefalet, eşitsizlik ve zorbalık ortadan kalka cak tır.

Hayalindeki yönetim şekli ile gerçeklerin düşündüğü gibi olmadığını kısa bir süre sonra Mos ko va’daki bir yazarlar birliği toplantısında bizzat göre-cek ve bazı konularda itirazlarda bu lu na caktır. Şair, Moskova’daki yazarlar birliği toplantısında okuduğu bir şiirinde vatan sev gisini şöy le dile getirir:

“Seniň duzuň iýdim, nanyňy iýdim, “Senin tuzunu yedim, ekmeğini yedim, Galplygam etmedim, Hudaýa şükür. Nankörlük etmedim Allah’a şükür.

Käte göge galdym, kä gökden iýndim, Kâh göğe yükseldim, kâh yere indim, Emma hiç ýitmedim, Hudaýa şükür.” Benliğimi kaybetmedim Allah’a şükür.”

Fakat şair, bu şiirinde geçen Huda kelimesi sebebiyle diğer katılımcılar tarafından eleş ti ri lir. Ye ni Sovyet edebiyatında böyle düşüncelere asla yer olmayacağı vurgulanır. Bu tenkit kar şı sında ise Ezizow cevaben: “Şükre­

dilecek başka kim var?” diye itiraz eder.

Gurbannazar Ezizow’un hayal ettiği ve uğruna canla başla çalıştığı o günkü rejimin, ölü mün den sonra mezar taşına yazılmak istenilen bu dörtlüğe sadece içerisinde Huda kelimesi ge çi yor diye izin vermeyişi ise en az şairin ölümü kadar acı ve ibret vericidir.62

5. Sonuç

Günümüzde kullanılan Oğuzca, Kıpçakça, Uygurca ve Bul gar ca gibi temel lehçelere dayanan Türk yazı dilleri, tarihî süreç içerisinde çeşitli siyasi, iktisadi, coğrafi, kültürel vb. sebepler den do layı birbirin den farklı gelişim çizgileri takip etmişlerdir. Özellikle 13. yüz yıl daki Moğol is tilası bölgedeki siyasi istikrarı bozmuş ve kültürel ha ya tı de rin den et ki le miş tir.

1552’de Kazan’ın işgalinden başlayarak 1883’teki Hive ve Buhara Han -lıklarının iş ga line kadar de vam eden süreçte Kıpçak ya zı dili geleneği sona ermiş; 1917’deki Bolşe vik İhtilali’nden sonra ise tüm Türkistan böl gesi tamamen Rusların ege men liği altına gir miş tir.

61 Gurbannazar Ezizow’un Mektupları, No: 88.

62 Geniş bilgi için bkz. Zal, 2008, s. 295-306.

Rusların bu fiilî işgalleri, bölgede çeşitli siyasi ve kültürel ya pı lan-dırmaları beraberinde getir miş tir. Özellikle Türk boylarına ait ağızların birer yazı dili hâ li ne getirilme çalışmaları, boylar arasındaki anlaşma bir-liğini bozmuş, Türkistan bölge si nin ortak anlaş ma dili olan Çağatayca’nın ye ri ni ise zamanla Rusça almıştır.

Sovyetlerin kuruluşundan sonra Türklerin her bir boyu için yeni Sov-yet ede bi yat ları oluş turma çalışmaları başlatılmıştır. Sistemli bir şekilde devam ettirilen bu dil ve kül tür politikalarına karşı çıkan aydın ve yazarlar öncelikle ortadan kaldırılmış; Sovyet po li tikalarını kabul edenler ise bir süre daha faydalanıldıktan sonra çeşitli şekillerde tasfiye edil miştir. En nihayetinde ye ni bir aydın tipi (Sovyet insanı) oluşturma fikri ortaya atıl-mış ve bu politika çerçevesinde hareket edil miş tir. Bunu gerçekleştirmek için takip edilen po li ti ka lardan biri de Türkistan bölgesindeki Türk boyla-rından ze ki çocuk larının seçi le rek Moskova’ya götürülmesi ve sistemin is-tediği şekilde yetiştiril dik ten sonra merkezden çev reye doğru yayılmasıdır.

Bu tür bir çalışmanın yapıldığı yerlerden bi ri de Türkmenistan’ dır. Kerim Gurbannepesow, Halyl Kuliýew, Gurbannazar Ezizow, G. Seýitliýew, N.

Halmämmedow, Annaberdi [Agabaýew], Öwliýaguly [Möwlamow], Tokar [Tugurow] ve Usman Taşdemirow gibi Marksist ve Leninist bir eğitimden geçen sanatçılar yeni Sovyet-Türkmen edebi ya tı nın oluşturulması için büyük gayret göster mi ş ler dir.

Sovyet-Türkmen edebiyatının kurucularından biri olan Gurbannazar Ezizow’a, 1964-1975 yılları arasında ailesi, arkadaşları ve farklı kurum ve kuruluşlar tarafından değişik za manlarda gönderilen mektuplar ile şairin kendi yazdığı mektuplar ve içerikleri üzerinde du rulan bu çalışmada söz konusu dönemin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatıyla ilgili ol-dukça zen gin bir bilgi birikimiyle karşılaşmak mümkündür.

Sevgi ve özlem gibi duyguların ortak olduğu mektuplarda, dönemin siyasi yapısına pa ra lel olarak kültürel hayatında oldukça hareketli olduğu görülmektedir. Ekonomik ve sos yal ya pı nın pek de iç açıcı olmamasına rağmen sanat ve edebiyat alanındaki çalış ma la rın büyük bir gayretle yü-rütülmeye çalışıldığına şahit olunmaktadır.

Sovyet-Türkmen edebiyatının oluş turulması için takip edilen politika-lar ve bu yolda yapı lan çalışmapolitika-ların belirli aralıkpolitika-larla de netlenmesi, yapı-lan işlerin ne kadar ciddiye alındığını gös termesi açısından oldukça dik-kat çekici dir. Yine bu mektuplardan hareketle dönemin ön de gelen sanat ve edebiyat yayınları içerisinde Edebiýat ve Sungat [Edebiyat ve Sanat]

Gazetesi’nin önemli bir yeri olduğu görülmektedir.

Sovyet-Türkmen edebiyatının oluşmasında sadece Türkmen yazar ve şairleri değil, Özbek asıl lı Usman Taşdemirow gibi diğer Türk asıllı şair ve yazarların da büyük bir gayret için de olduğu görül mek te dir.

Onun yazdığı mektupların birinde, Türkmen Türkçesi’nden Özbek Türkçesi’ne yap tığı çevirilerde “okuyucuların doğru anlamaları için Halyl ismini “dosum” şeklin de aktarmış olduğunu” söylemesi, bugünkü Türk

lehçeleri arasında var olan aktarma sorunla rını gös ter mesi açısından ol-dukça ilgi çekicidir.

Mektuplarda karşılaşılan önemli konulardan biri de Rusça-Türkmen-ce dil ilişkileridir. Rusça’nın işlenmiş bir üst dil olmasının yanında dev-let politikası olarak da eğitim dili hâline getirilmesi Türkmence’yi ciddi anlamda Rusça’nın etkisi altında bırakmıştır. Bunun doğal bir sonucu olarak bir çok şair ve yazar mektuplarında, Türkmence karşılıkları olması-na rağmen Rusça keli me ler kullanmayı tercih etmişlerdir. K. Gurbanne-pesow ve Ö. Möwlamow gi bi yazarların mek tuplarında kullanılan Rusça kelimeler, özellikle A. Agabaýew’ in yazdıklarında neredeyse alışkanlık hâ-line getirilmiştir. Ba zı mek tup ların ise ta mamen Rusça ya zılmış olması Sovyet-Türkmen edebiyatının en nihai ama cı nın Rus ça’ yı bir üst dil hâli-ne ge tirmek olduğu ve bunun da gehâli-nelde başarıldığının bir gös ter ge si dir.

Yine incelenen bu mektuplardan hareketle Sovyet-Türkmen edebiyatı-nın oluşumu na ön cülük eden şair ve yazarlardan biri Gurbannazar Ezi-zow’un arkadaşları ve aile siy le olan iliş ki le rinin çok iyi, sanat ve edebi-yat dünyasındaki yerinin ise hem o dönemde hem de bu gün kü Türk men edebiyatında kazandığı şöhreti hak edecek kadar ileri bir düzeyde ol du ğu söy le ne bilir.

Üzerinde ilk kez çalışılan bu mektuplar, Sovyetler döneminde yetişen Türkmen şair ve ya zar lar hakkında doğrudan bilgi edinmenin yanında, Türkmen edebiyatı tarihinin de yeniden ya zıl masına büyük katkılar sağla-yacaktır. Ayrıca Türk Dünyası ile ilgili yapılacak bu ve ben zeri ça lış ma lar Sovyetler Birliği döneminde karanlıkta kalan noktaların aydınlatıl ma sın-da ve bugün ileri sürülen her türlü görüşün doğruluğu veya eksikliğinin giderilmesinde bi rinci derecede fayda sağlayacaktır.

Kaynaklar

AGABAÝEW, Annaberdi: Ezizow’un Emri Bilen, Türkmenistan, 1991.

AMANGELDİ, Hydyr: “Yalnız Senin Bilen Bakylyk Bardır”, Zaman, Türk-menistan, 2005.

ANNAGULİ, Nurmemmet: İki Ağaç, Türksav Yayınları, Ankara, 2003.

CAN, Hüdayi: “Tabıt”, Yağmur, Sayı: 7, Nisan-Mayıs-Haziran, İstanbul, 2000.

_____________: “Gurbannazar Ezizow”, Yağmur, Temmuz-Ağustos-Ey-lül, İstanbul, 2002.

_____________: “Mezar Taşına Sansür”, Yağmur, Temmuz-Ağustos-Ey-lül, İstanbul, 2007.

DUYMAZ, Ali - ERGUN, Metin - BİRAY, Nergis: Başlangıcından Günü­

müze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebi yat ları An to lojisi, Türkmen Ede­

biyatı II, Cilt: 11, Kültür Bakanlığı Yayınları 2126 (Türk Dünyası Edebiyatı Dizisi 32), Ankara, 1998.

ERCİLASUN, A.B. vd.: İmlâ Kılavuzu, TDK Yay., 525, Ankara, 1996.

_____________: Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü I­II, Kültür Bakan-lığı Yayınları, 1371, Kaynak Eserler 54, Ankara, 1991.

EZİZOW, Gurbannazar: Jadyly Kepçe, Aşgabat Magarif, Türkmenis-tan, 1994.

_____________: Serdarym, Türkmenistan, 1996.

_____________: Türkmen Sahrasy, Türkmenistan, 1996.

GÖKÇİMEN, Ahmet: Gurbannazar Ezizow (Türkmen Şiirinin Kuyumcu­

su), Fenomen Yayınları, Türk Dünyası Di zisi: 5, Erzurum, 2011.

GURBANNEPESOW, A.: Saýlanan Eserler I, Türkmenistan, 1996.

_____________: Çıkmadık Kitabım II, Türkmenistan, 1996.

KARA, Mehmet: Türkmen Türkçesi Grameri, Gazi Kitabevi, Ankara, 2005.

MONTGOMERY, D.C.: Rejim Doğrultusundaki Sovyet Özbek Edebiyatı Zin ci ri nin Bir Halkası Olarak “Şahı mer dan”, (Çev. H.C. Özkal), ODTÜ Ya-yınları, Ankara, 1985.

RAHMAN, Fazlur: “Rusya’daki Türk lere Karşı Sovyet Politikasının Geli-şimi (1917-1965)”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Çev. Hakan Kırım-lı, Sayı: 23, İstanbul, 1983.

ŞAHİN, Erdal: “Stalin Dönemi Siyasetinin Kazan Tatar Türkleri Kültü-rüne Etkileri”, Stalin ve Türk Dünyası, (Edi tör: Emine Gürsoy Naskali - L.

Şahin), Kaknüs Yayınları, İstanbul, 2007.

TEKİN, Talât vd.: Türkmence­Türkçe Sözlük, Simurg Yayınları, Ankara, 1995.

TİRKİŞOW, Sadık: Gurbannazar Ezizow’un Şiirlerindeki Üstatlığı, Türk-menistan, 1997.

UĞURLU, Mustafa: Oğuzca ve “Anadolu Merkezli Oğuz Türkçesi”, In­

ternational Periodical For The Languages, Literature and History of Tur-kish or Turkic, Volume: 6/1, Winter, 2011.

UZMAN, Mehmet: Türkistan’da Dil Tartışmaları, Özbekçenin İcat Edili­

şi (1917­1940), Gazi Üniversitesi Sosyal Bi lim ler Enstitüsü (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 2005.

_____________: “Yafets Dil Teorisi”, Virgül, Temmuz-Ağustos, 2006.

ZAL, Ünal: Gurbannazar Ezizow’un Şiirleri Üzerine Dil ve Üslup Çalış­

ması, Gazi Ünviversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Ba sıl mamış Doktora Tezi), Ankara, 2007.

_____________: Jadyly Kepçe [Büyülü Kürek], Kardeş Kalemler 5, Anka-ra, 2007.

_____________: “Gurbannazar Ezizow: Mezar Taşına Bile Tahammül Edilemeyen Bir Şair”, Türklük Bilimi Araştır ma ları (TÜBAR), Sayı: 24, 2008.

_____________: Bir Devrin Aynası ­Gurbannazar Ezizow’a Mektuplar­, Gün Yayınları, Stockholm-İsveç, 2015, (Baskıda).

Ekler:

Makalede ismi geçen yazarlar ile aile fertleri ve Gurbannazar Ezizow’a ait mektuplardan birkaç örnek.

Belgede Bas_Sayfalar.indd :40:50 (sayfa 116-122)