• Sonuç bulunamadı

Adli Yardım ve Ceza Meselelerinde İşbirliği Antlaşmaları

Belgede Bas_Sayfalar.indd :40:50 (sayfa 133-138)

TÜRKİYE ÖRNEĞİ *

1. Adli Yardım ve Ceza Meselelerinde İşbirliği Antlaşmaları

Türkiye’nin karşılıklı adli yardımlaşmaya ilişkin imzaladığı 70 kadar ikili işbirliği antlaşmasının eskilerinden biri 28 Ekim 1931 tarihinde An-kara’da imzalanmış olan “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Müttehit Dev-letleri Arasında İkamet Mukavelenamesi”5dir. İki maddeden oluşan bu sözleşmenin ilk maddesinde ABD ve Türkiye’nin birbirlerinin toprakla-rında bulunan vatandaş ve kuruluşlarına aynı şekilde muamele edecek-leri ve özellikle vergi meseleedecek-leri konusunda birbiredecek-lerine “en çok gözetilen ulus kaydı”6 uygulayacakları imza altına alınmıştır.7 Bu sözleşme, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında yabancı bir ülkenin doğrudan kamu hukuku olan vergi yasalarını tanıma taahhüdü altına girmesi ve buna karşılık olarak kendisinin de vergi yasalarının tanınmasını sağlaması açı-sından önem taşımaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yine Amerika Birleşik Devletleri ile 7 Hazi-ran 1979 tarihinde imzalamış olduğu ve 5 Kasım 1980 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanması uygun bulunarak 20 Kasım 1980 tarih ve 17166 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde

Kar-5 Türkiye-ABD, “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Müttehit Devletleri Arasında İkamet Muka-velenamesi”, (İmza 28 Ekim 1937-Yürürlük 15 Şubat 1933), Ankara, TS 859.

6 En çok gözetilen ulus kaydı-en ziyade müsaadeye mazhar millet kaydı: Bir antlaşmada taraf-ların belirli bir konuda üçüncü devletlere ya da yurttaştaraf-larına tanıdıkları ya da tanıyacakları en iyi muameleyi, birbirlerine ya da birbirlerinin yurttaşlarına karşı da uygulamayı kabul ettiklerini açıklayan bir hükümdür. (Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, 2005, s. 88.)

7 Türkiye-ABD, “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Müttehit Devletleri Arasında İkamet Mukave-lenamesi”, (İmza 28 Ekim 1937-Yürürlük 15 Şubat 1933), Ankara, USTS 859, Madde 1.

şılıklı Adli Yardım Antlaşması”8, kapsam ve uygulama usulleri bakımın-dan imzacı tarafların ceza yasalarını karşılıklı uygulama ve tanımasını gerektirmektedir. Antlaşma, “Suçluların Geri Verilmesi” ve “Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım” başlıklarını ayrı iki bölümde düzenlemiştir. Antlaşma-nın “Suçluları Geri Verme Yükümlülüğü” başlıklı 1. maddesi şu şekildedir:

(1) Sözleşen Taraflar, istenilen taraf ülkesi içinde bulunup da bir suç-tan ötürü hakkında kovuşturma yapılan veya bir suçla itham edilmiş veya bir suçtan hüküm giymiş olan veya isteyen taraf ülkesinde işlenmiş bir suç nedeniyle, adli yargı organlarınca verilmiş bir cezanın yerine getiril-mesi amacıyla diğer tarafça istenilen tüm kişileri, bu antlaşmada yer alan hüküm ve koşullara uygun olarak birbirlerine teslim etmeyi üstlenirler.

(2) Suç, isteyen taraf ülkesi dışında işlenmiş olduğu takdirde, isteni-len taraf (a) kendi yasaları benzer koşullarda işisteni-lenmiş böyle bir suçun cezalandırılmasını öngörüyorsa veya (b) suç, isteyen tarafın bir uyruğu tarafından işlenmiş olup da, anılan tarafın kendi yasalarına göre bu kişiyi yargılama yetkisi varsa, bu antlaşmada belirtilen hükümlere bağlı olarak, suçlunun geri verilmesini kabul edecektir.9

Maddeden açıkça anlaşıldığı üzere suçluların iadesi konusunu değer-lendirirken her iki devletin de ceza yasalarının ayrıntılı olarak incelemesi gerekmekte ve özellikle istenilen tarafın, isteyen tarafın ceza hukukunu doğrudan tanıma yükümlülüğü doğmaktadır. Antlaşmanın, “geri verme konusu olabilecek suçlar”ı düzenleyen 2. maddesinde, hem zaman hem de konu bakımından sınıflandırmaya gidilmiş ve yapılan düzenlemeler ile yine Türkiye Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri’nin birbirlerinin ceza hukuku sistemlerini tanıma ve herhangi bir suçlunun iadesinin is-tenmesi durumunda da uygulama yükümü altına girmeleri sağlanmış-tır.10 Antlaşmanın, Türkiye ya da ABD’nin, karşı tarafın istediği suçlunun iadesini reddedebileceği durumları düzenleyen 3. maddesi ise özellikle dikkat çekicidir. Siyasi suçlar, askeri suçlar, zamanaşımı, istenilen dev-lette aynı suçtan beraat etmiş ya da mahkum olmuş olma11 gibi durum-lar taraf devletlerin iadeyi reddedebilme halleri odurum-larak sıralanmıştır. Daha ayrıntılı olarak açıklamak gerekirse; Türkiye, ABD’den X’in iadesini işbu antlaşmaya dayanarak istenmiş olsun. Yapılan incelemeler sonucu, ABD, bu kişinin, Türkiye tarafından, sosyal medyada paylaştığı fikirleri sebe-biyle Türk Ceza Kanunu’nun 329. maddesine12 istinaden yargılanmak

8 Türkiye-ABD, “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Antlaşması”, (İmza 7 Haziran 1979-Yürürlük 1 Ocak 1981), Ankara, RG 1980/17166-32 USTS 3111.

9 a.g.e., Madde 1.

10 a.g.e., Madde 2.

11 a.g.e., Madde 3.

12 Siyasi suçlar kavramının tam bir tanımı yapılamamaktadır. Devlet varlığı aleyhindeki cü-rümlerin siyasi suç niteliği kabul edilmekte, ancak bu iki kavram aynı anlama gelmemektedir.

Siyasi suç kavramı daha geniş bir anlamda kullanılmakta ve sübjektif esaslara dayanılarak da suçun siyasi karakteri tespit edilmektedir. (Sulhi Dönmezer - Sahir Erman, Nazari ve

üzere istendiği tespit etmiş ve iadeyi, antlaşmanın doğası gereği reddet-miş olsun. ABD makamları burada, açıkça Türk kamu hukukunun bir parçası olan Türk Ceza Kanunu’nu derinlemesine incelemiş ve ona göre karar vermiş olmalıdır. Örnekte ele alınan red kararının her aşamasında ABD makamları Türk kamu hukukunu uygulamaktadırlar. Aynı senaryo elbette Türkiye için de geçerlidir. Antlaşma bir kere daha taraf devletlerin birbirlerinin kamu hukukunu dikkate almasını ve onun ötesinde uygula-masını zorunlu kılmıştır. Öte yandan, antlaşmanın “istemin içeriği” baş-lıklı 7. maddesinde, isteyen tarafın ceza yasalarına ilişkin ayrıntılı bilgi ve belgelerin iade istemi esnasında eklenmesi gerektiği belirtilmektedir.13 Anlaşılmaktadır ki, ABD veya Türkiye, iade taleplerini değerlendirirken karşı tarafın ceza yasalarını usul açısından da oldukça dikkatli ve ayrın-tılı bir incelemeye tâbii tutacak ve iadeye ilişkin nihai kararını ona göre verecektir.

“Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçlula-rın Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Antlaşması”nın ikinci bölümü, “Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım” başlığını taşımaktadır.

Bu bölümde yer alan “istemlerin yerine getirilmesi” başlıklı 25. madde-de yabancı kamu hukukunun uygulanmasına ilişkin mevcut bir önyargı yıkılmaktadır. 25. maddenin 1. fıkrası açıkça, “Bu bölümde başka tür-lü hükme bağlanmış olmadıkça, istemler, istenilen tarafın yasalarına göre mutad olan usullere uygun olarak yerine getirilecektir”14 demektedir. Konu ceza işlerinde yardım olduğuna göre, hükümden anlaşılan Amerika, Tür-kiye’den adli yardım talep ettiğinde, bu talebin yerine getirilmesi sırasın-daki tüm işlemler 2004 yıl ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu15’na göre yapılacak ve Türk ceza usullerine göre yapılmış işlemler Amerikan mahkemelerinde bir hükme sahip olacaktır.

Türkiye, ABD ile imzaladığı antlaşmaların bir benzerini 1995 tarihinde Arnavutluk ile düzenlemiş ve bu belge de 1998’de yürürlüğe girmiştir.

“Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Sözleşmesi”16, başlığından da an-laşılabileceği üzere, Türkiye ve Arnavutluk devletlerinin hukuki ve ticari meselelerin yanı sıra, cezai konularda da işbirliği yapmalarını

öngörüyor-Tatbiki Ceza Hukuku, Umumi Kısım, Cilt: II, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1961, s. 1213; Çetin Özek, “Devletin Şahsiyeti Aleyhine Cürümlerin Genel Pren-sipleri”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt: XXXII, Sayı: 2-4, İstanbul, 1966, s. 622; Ümit Hassan, “Siyasi Suç Kavramı”, AÜSBFD, Cilt: XXVI, Sayı: 1, Ankara, 1971, s. 198.)

13 Türkiye-ABD, “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Antlaşması”, (İmza 7 Haziran 1979-Yürürlük 1 Ocak 1981), Ankara, RG 1980/17166-32 USTS 3111, Madde 7.

14 a.g.e, Madde 25, Fıkra 1.

15 Ceza Muhakemesi Kanunu, Kanun Numarası: 5271, Kabul Tarihi: 04 Aralık 2004, RG 17 Aralık 2004/25673.

16 Türkiye-Arnavutluk, “Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Sözleşmesi”, (İmza 15 Mart 1995-Yürürlük Ocak 1998), Tiran, RG 1997/23165.

du. Sözleşmenin “Hukuki ve Ticari Konulardaki Kararların Tanınması ve Tenfizi” başlıklı 5. bölümünün 19. maddesinin 1. fıkrası, imzacı tarafla-rın birbirlerinin ülkesinde verilmiş birtakım kararlatarafla-rın, işbu sözleşmede öngörülen şartlar altında tanınacağını ve tenfiz edileceğini bağıtladıktan sonra, tanınacak ve tenfiz edilebilecek kararlar arasında aynı hükmün b bendinde, “zararın tazmini konusuna ilişkin olarak cezai konularda veril-miş adli kararlar”17 da sayılmıştır. Öte yandan sözleşmenin, “Ceza Ala-nında Adli Yardımlaşma” başlıklı 6. bölümünün 25. maddesinin 2. fıkrası

“Ceza alanında adli yardımlaşma özellikle belgelerin tevdii, arama, delil teşkil eden belge ve eşyalara el konulması ve teslimi, bilirkişilerin dinlen-mesi ve keşif yapılması gibi usul işlemlerinin yerine getirildinlen-mesini kapsar”18 demektedir. ABD ile yapılan antlaşma incelenirken ele alındığı üzere, Tür-kiye Cumhuriyeti’nde bu konular Ceza Muhakemesi Kanunu ile düzen-lenmiştir. Bu durumda Arnavutluk Cumhuriyeti herhangi bir adli yardım talebinde Türkiye’nin ceza usul yasalarına göre yapılmış işlemleri tanı-yacak ve kendi davalarına uygulatanı-yacaktır. Aynı konu 27. maddenin 1.

fıkrasında da ele alınmış; “Bir adli yardım talebinin yerine getirilmesi için istenilen makamın19 kendi devletinde yürürlükte bulunan kanuni hükümler uygulanacaktır”20 ifadesi ile önceki hükme hem açıklama getirilmiş hem de pekiştirilmiş olmaktadır. Öte yandan, aynı fıkranın devamında, “Bu-nunla birlikte, istenilen makam isteyen makamın talebi üzerine, istenilen tarafın kanunlarına aykırı olmadığı ölçüde diğer Akit tarafın usul hüküm-lerini uygulayabilir”21 diyerek, yardım talep edilen tarafın da diğer tarafın ceza usul kanunlarını uygulamasının önünü açmıştır.

Arnavutluk ile yapılan sözleşmenin 7. bölümü “Suçluların İadesi” başlı-ğını taşımaktadır. Bu bölümün ilk üç maddesi olan 34, 35 ve 36. maddeler sırayla hangi konularda iade talep edilebileceğini, hangi konularda iade ya-pılamayacağını ve iade esnasında izlenecek usulü düzenlemektedir.22 Bah-se konu maddeler ile çizilen çerçevede özellikle suçlunun iadesi talebinin reddini düzenleyen 35. maddede23, zaman aşımı gibi konular ele alınırken taraf devletlerin birbirlerinin ceza yasalarını dikkate almaları kaçınılmaz hale gelmektedir. Böylelikle Arnavutluk ve Türkiye suçluların iadesi konu-larında mevcut sözleşme ile bir fayda sağlarken, yabancı ceza hukukunu yani yabancı kamu hukukunu uygulamak ve tanımak yükümlülüğü altı-na girmiş bulunmaktadırlar. Sözleşmenin “Cezalarının Vatandaşı Olduk-ları Devlette İnfazı Amacıyla Hükümlülerin Nakli” başlıklı 8. bölümünün 50. maddesi, taraf devletlerin birbirlerinin vatandaşları hakkında vermiş

17 a.g.e., Madde 19, Fıkra 1Bend b.

18 a.g.e., Madde 25, Fıkra 2.

19 Vurgu yazar tarafından eklenmiştir.

20 a.g.e., Madde 27, Fıkra 1.

21 a.g.e., Madde 27, Fıkra 2.

22 a.g.e., Madde 34-36.

23 a.g.e., Madde 35.

oldukları kesinleşmiş bir mahkeme kararının hürriyeti bağlayıcı ceza içer-mesi durumunda, hüküm devletinin talebi üzerine, cezanın hükümlünün vatandaşı olduğu diğer taraf devlette doldurulmasını düzenlemektedir.24 Bu madde ile açıkça, taraflar vatandaşlarının kendi ülkelerinde cezalarını çekmeleri amacı ile, yabancı bir devletin ceza mahkemelerinin verdiği ka-rarın icracısı olmaktadırlar, Türk hukukundaki deyim ile yabancı mahke-menin vermiş olduğu ceza tenfiz edilmektedir. Öte yandan 50. maddenin şartı niteliğinde bir hüküm olarak 52. maddede, “Hükümlünün nakli an-cak, mahkumiyetine neden olan fiil infaz devletinin ceza mevzuatı açısından da bir suç teşkil etmesi halinde yapılacaktır”25 denmekte ve Arnavutluk ile Türkiye’nin mevcut sözleşme ile birbirlerinden yardım talep ederken, kar-şılıklı olarak ceza yasalarının benzer hükümlerinin bulunmasının, sözleş-menin uygulamasını kolaylaştıracağına vurgu yapılmaktadır.

Türkiye’nin ceza meselelerinde yapmış olduğu ikili işbirliği antlaş-malarından öne çıkan örnekler olarak yukarıdakilerden başka Suriye ile 1983’te yürürlüğe giren “Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım-laşma AntYardım-laşması”26 ve Pakistan ile yapılmış olan ve 1984’te yürürlüğe giren “Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Arasında Suç-luların Geri Verilmesi Antlaşması”27 sayılabilir. Pakistan ile yapılan ant-laşmanın “Suçluların Geri Verme Yükümlülüğü”, “Geri Verme Konusu Ola-bilecek Suçlar”, “Geri Verme İstemini Reddetme Nedenleri” ve “Geri Verme İstemi ve Lüzumlu Belgeler” başlıklı sırasıyla 1, 2, 3. ve 4. maddeleri28, im-zacı devletlerin birbirlerinin ceza ve ceza usul yasalarını tanıma ve uygu-lamalarını gerektirmektedir. Diğer taraftan Suriye ile yapılan antlaşmanın da “Geri Vermeyi Gerektiren Fiiller” başlıklı 2. maddesi ile “Geri Vermenin Reddi Halleri” başlıklı 3. maddesi, taraf devletlerin birbirlerinin ceza yasa-larına doğrudan etki vermeleri sonucunu doğurmaktadır.29 Antlaşmanın,

“Gerekli Belgeler” başlıklı 8. maddesi, taraf devletlerin birbirlerinin ceza usul yasalarını dikkate almaları ve bu yasalar gereğince yapılmış işlemleri kendi mahkemelerinde geçerli saymaları ve bunlara göre işlem yapmala-rını gerektirmektedir.30 Son olarak yine Suriye ile yapılan antlaşmanın,

24 a.g.e., Madde 50.

25 a.g.e., Madde 52.

26 Türkiye-Suriye, “Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Antlaşması”, (İmza 15 Haziran 1981-Yürürlük 30 Nisan 1983), Ankara, RG 1983/19991.

27 Türkiye-Pakistan, “Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Arasında Suçlu-ların Geri Verilmesi Antlaşması”, (İmza 30 Ağustos 1983-Yürürlük 20 Kasım 1984), Ankara, RG 1984/18508.

28 a.g.e., Madde 1-4.

29 Türkiye-Suriye, “Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Antlaşması”, (İmza 15 Haziran 1981-Yürürlük 30 Nisan 1983), Ankara, RG 1983/19991, Madde 2-3.

30 a.g.e., Madde 8.

“Yardımlaşmanın Reddi Halleri”ni düzenleyen 23. maddesi, siyasi, aske-ri suçlar ile ilgili adli yardımlaşma isteminin reddedilmesi gerektiğini ve buna ek olarak istenilen tarafın ülkesinin egemenlik, güvenlik, kamu dü-zeni veya diğer özel çıkarlarına halel getirmesi halinde de yardımlaşmanın reddedilebileceğini belirtirken31, taraf devletlere açıkça birbirlerinin kamu hukuklarını işaret etmektedir.

Belgede Bas_Sayfalar.indd :40:50 (sayfa 133-138)