• Sonuç bulunamadı

31.12.2013 GUD FARKI KÂR VEYA ZARARA YANSITILAN

TÜRKİYE FİNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARI UYARINCA FİNANSAL ARAÇLARIN ÖLÇÜMÜ VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

31.12.2013 GUD FARKI KÂR VEYA ZARARA YANSITILAN

YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR 8.000

4.000 adet x (20 TL -18 TL) = 8.000 TL

/

31.12.2013 tarihinde DEF işletmesinin hisse senetlerinin değerinin artması:

31.12.2013 GUD FARKI KÂR VEYA ZARARA YANSITILAN

FİNANSAL VARLIKLAR 24.000

GELİR VE KÂR HESABI 24.000

4.000 adet x (18 TL - 24 TL) = 24.000 TL

/

15.02.2014 tarihinde DEF işletmesinin hisse senetlerinin satılması:

15.02.2014

AKTİF HESAP 100.000

GUD FARKI KÂR VEYA ZARARA YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR

GELİR HESABI

96.000 4.000 4.000 adet x 25 TL = 100.000 TL Satış tutarı

4.000 adet x (25 TL - 24 TL) = 4.000 TL Satış kârı

/

Yukarıdaki örnek uygulamada, ABC işletmesi DEF işletmesinin hisse senetlerini alım satım amaçlı değil de, özkaynağa dayalı finansal araç olarak sınıflandırdığı imtiyazlı hisse senetleri olsaydı, hisse senetlerinin ay sonlarındaki değerlerindeki değişmeler kâr veya zarar kayde-dilmeyecekti. Özkaynaklarda yer alan bir hesaba kaydedilecekti.

2.1.3. Finansal Borçların Ölçüm

Yöntemlerine Göre Sınıflandırılması ve Muhasebeleştirilmesi

Gerek TMS 39 gerekse TFRS 9 bakımında finansal varlıklarda olduğu gibi farklı bir sı-nıflandırma (GUD farkı kar veya zarara yan-sıtılan olarak tanımlama seçeneği hariç) finansal borçlar açısından mevcut değildir.

Finansal borçlar ilk muhasebeleştirme sı-rasında gerçeğe uygun değerinden ölçü-lür. Sonraki ölçümlerinde ise ya gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtı-larak ölçülür ya da itfa edilmiş maliyeti ile ölçülmektedir. Bu bakımdan her iki standart bakımından da finansal borçların sınıflandı-rılmasında aynı ölçüm esasları dikkate alın-mıştır ve bu sınıflandırma:

• İtfa Edilmiş Maliyetinden Ölçülen Finansal Borçlar veya

• Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kâr veya Za-rara Yansıtılan Finansal Borçlar ve

• Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kâr veya Za-rara Yansıtılan Olarak Tanımlanan Finan-sal Borçlar (FinanFinan-sal Borçlarda Gerçeğe Uygun Değer Opsiyonu) şeklindedir.

İlk muhasebeleştirmenin ardından aşağıda-kiler hariç olmak üzere, işletmeler finansal borçlarını etkin faiz yöntemiyle hesaplanmış itfa edilmiş maliyet yöntemi ile muhasebe-leştirir:

• Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zara-ra yansıtılan finansal borçlar,

• Finansal varlığın devredilmesi işleminin finansal durum tablosu (bilanço) dışı bı-rakma koşullarını taşımaması veya de-vam eden ilgi yaklaşımının uygulanması durumunda ortaya çıkan finansal borçlar,

• Finansal teminat sözleşmeleri ve

• Bir krediyi piyasa faiz oranlarının altında bir faiz oranından kullandırmaya yönelik taahhütler (TMS 39, 47 nci paragraf).

İtfa edilmiş maliyetinden ölçülen ve finansal riskten korunma ilişkisinin bir parçası olma-yan bir finansal borçtan kaynaklanan kazanç

veya kayıplar, ilgili finansal borcun finansal durum tablosu dışı bırakılması durumunda ve itfa süresi boyunca kar veya zararda mu-hasebeleştirilir.

Finansal varlıklarda olduğu gibi finansal borçlarda da gerçeğe uygun değer ölçümü, itfa edilmiş maliyet koşulunun sağlanama-dığı durumlarda söz konusudur. Bununla birlikte gerçeğe uygun değer opsiyonu TFRS 9 uyarınca da mümkündür. TFRS 9 sadece aşağıdaki durumlardan herhangi biri söz konusu olduğunda bir işletmenin finansal yükümlülüklerini GUD farkı kar veya zarara yansıtılan olarak sınıflandırmasını mümkün kılar:

• GUD opsiyonunun seçilmesi yanlış mu-hasebe uygulamasından kaynaklanan tutarsızlığı önemli ölçüde giderecek veya elimine edecekse,

• Finansal yükümlülüğün diğer finansal yükümlülüklerle ya da finansal varlık ve yükümlülüklerden oluşan bir grupla bir-likte gerçeğe uygun değerden ölçülmesi-ne ilişkin bir iş modeli varsa ve bu şekilde değerleniyorsa veya

• Saklı türev içeren karma bir sözleşmenin ayrıştırılması gerekiyorsa.

TMS 39’un aksine TFRS 9’da tüm gerçeğe uygun değer kazanç veya kayıpları kar veya zarara yansıtılamamaktadır. TFRS 9, bir fi-nansal yükümlülüğün gerçeğe uygun de-ğerinde gerçekleşen değişimleri, söz konu-su yükümlülüğe atfedilen kredi riskindeki değişikler gibi sınırlı durumlarda, kar veya zarara yansıtmaz, diğer kapsamlı gelire aktarır. Bu gibi durumların dışındaki tüm gerçeğe uygun değer kazanç veya kayıpları kar veya zarara yansıtılmaktadır (Deloitte, 2015: 198). İşletme finansal borca ilişkin kredi riskinde meydana gelen değişiklerin diğer kapsamlı gelirde sunulmasının kâr veya zararda yanlış muhasebe eşleşmeleri yaratıp yaratmadığının ya da kâr ya da zarardaki yanlış muhasebe eşleşmelerini artırıp artırmadığının belirlemek zorundadır.

Bu tür yanlış muhasebe eşleşmelerinin yaratıldığı ya da artırıldığı durumlarda, gerçeğe uygun değerde meydana gelen tüm

değişiklikler (borcun kredi riskinde meydana gelen değişiklerinin etkileri de dahil olmak üzere), kâr veya zarara yansıtılmalıdır. Söz konusu belirleme ilk kez finansal tablolara sırasında yapılır ve ilk kez finansal tablolara almadan sonra yeni değerlendirmeler yapıl-maz (TFRS 9, B5.7.5-B5.7.8 paragrafları). İş-letmenin kendi kredi riskinin gerçeğe uygun değer değişimi dışındaki diğer gerçeğe uy-gun değer değişimleri kar veya zarara yan-sıtılacaktır.

2.1.4. Bileşik Finansal Araçların Ölçümü ve Muhasebeleştirilmesi

Bileşik finansal araçlar içlerinde hem öz-kaynak unsurunu hem de borç unsurunu bir arada barındıran türev olmayan finansal araçlardır. Bu nedenle finansal tablolardaki sınıflandırılmaları bakımından ihtiva ettiği unsura göre ayrı ayrı sınıflandırılırlar.

Özkaynağa dayalı finansal araçlar, işletme-nin tüm borçları düşüldükten sonra kalan varlıkları üzerindeki pay hakkını gösteren araçlardır. Dolayısıyla, bileşik finansal ara-cın ilk defter değeri özkaynak ve borç bile-şenlerine ayrıldığında, yükümlülük bileşeni için ayrıca belirlenen tutarın aracın toplam gerçeğe uygun değerinden düşülmesinden sonra kalan tutar özkaynak bileşenine dev-rolunur.

Örnek 56: 10.000 TL nominal değerle yıllık % 8 faiz oranıyla 2 yıl vadeyle ihraç edilen bir HSDT’nin anapara ve faiz ödemesinin tek seferde veya hisse senedine dönüştürme-nin vade sonunda yapılması durumunda ih-raç tarihi itibariyle piyasa faiz oranının % 9 olması varsayımı ile borcun gerçeğe uygun değeri aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

6 (Zaif, Torun 2015: 50-53)

Böyle bir durumda 9.763,49 TL finansal borç unsuru, 236,51 TL ise özkaynak unsuru ola-rak dikkate alınacaktır.

Dönüştürülebilir bir aracın vadesinde dönüş-türülmesi işleminde, finansal aracın borç bileşeni özkaynağa aktarılarak muhasebe-leştirir. Böylece söz konusu finansal araç nedeniyle bir finansal borç artık bilançonun pasifinde yer almaz. Finansal aracın özkay-nak bileşeni ise payı temsil eden özkayözkay-nak hesabına aktarılabilir veya ilk muhasebe-leştirmede kayda alınan özkaynak hesabın-da kalabilir. Vade tarihinde gerçekleştirilen dönüşüm işlemi herhangi bir kazanç ya da kayıp doğurmaz (TMS 32, 30 ve UR32 parag-rafları).

2.1.5. Saklı (Gömülü) Türev Araçların Ölçümü ve Muhasebeleştirilmesi

İhraççı tarafından birleşik finansal araç ni-teliğinde olan finansal araçların muhase-beleştirilmesinin ardından bileşik finansal araçlar, yatırımcılar tarafından saklı türev niteliğindedir. Çalışmanın bu bölümünde saklı türevlerin muhasebeleştirilmesi TMS 39 ve TFRS 9 kapsamında ele alınacaktır.

TFRS 9 uyarınca muhasebeleştirme hükmü-nü kolaylaştırmak için finansal varlık olan saklı türevin ayrı olarak muhasebeleştiril-mesi elimine etmiştir. Bunun yerine TFRS 9, işletmelerin karma sözleşmeleri bir bütün olarak sınıflandırılmasını değerlendirmek için gerekli hükümler sağlamıştır. Ancak karma sözleşme hali hazırda itfa edilmiş maliyet kriterini sağlıyorsa sonrasında da itfa edilmiş maliyetinden muhasebeleşti-rilecektir. Ancak diğer durumlarda karma sözleşmenin tamamı GUD farkı kar veya zarara yansıtılan olarak sınıflandırılacaktır.

Bu durum, bahsi geçen karma sözleşmenin tümüyle gerçeğe uygun değerinden ölçüle-ceği için kar zarar tablosunun daha dalgalı olacağı anlamına gelmektedir.

Asal sözleşmenin kendisi ilgili olduğu mu-hasebe standardına uygun olarak muha-sebeleştirilmektedir. Karma sözleşmenin tamamının gerçeğe uygun değer ile değer-lenmesi durumunda ise içerisindeki saklı

türev ürün ayrıştırılmaz ve bir bütün olarak muhasebeleştirilir. Bunun nedeni karma sözleşme bir bütün olarak gerçeğe uygun değer ile değerlendiğinde içerisinde bulu-nan saklı türev unsurun da zaten gerçeğe uygun değerde dikkate alınıyor olmasıdır (Doğanoğlu, 2014: 14).

2.2. Değer Düşüklüğü Muhasebesi

IASB tarafından yürütülen projenin ikinci safhası, değer düşüklüğüne ilişkindir. TMS 39 ile TFRS 9 arasındaki ciddi değişiklikler-den olan beklenen kredi zararları kavramı ve beklenen kredi zararları neticesinde hangi finansal varlıklar için değer düşüklüğü testi yapılacağı ve bunların nasıl hesaplanacağı çalışmanın bu bölümünün konusunu oluş-turmaktadır.

2.2.1. Gerçekleşen Kredi Zararları Modeli TMS 39’a göre GUD farkı kar veya zarara yansıtılan finansal varlıklar dışındaki tüm finansal varlıklar için değer düşüklüğü uy-gulanmaktadır. TMS 39, farklı sınıflandır-malara tabi finansal varlıklar için farklı de-ğerleme ve değer düşüklüğü hesaplamaları öngörmektedir. TMS 39’a göre değer düşük-lüğü modelinin iki temel özelliği:

• Değer düşüklüğü zararları geleceğe yö-nelik bir beklentiden ziyade gerçekleş-miş bir zarar olduğunda finansal tablola-ra yansıtılmalıdır ve

• Bir değer düşüklüğü zararı, sadece ilk muhasebeleştirmeden sonra ortaya çı-kan bir veya birden çok olay (değer dü-şüklüğüne yol açacak olay) neticesinde değer düşüklüğüne ilişkin tarafsız bir ka-nıt olması durumunda gerçekleşmiş bir zarar olarak dikkate alınmalıdır.

TMS 39’a göre etkin faiz oranı borçlunun (ih-raççının) sözleşmeye dayalı yükümlülükle-rinin tamamını karşılayacağı ancak yüküm-lülüklerini ifa edememe olasılığı borç veren tarafında borçluya yüklenilse de bunun ger-çekleşmeyeceğini varsaymaktadır. Bu ba-kımdan etkin faiz oranının hesaplanmasında kullanılan nakit akışları TMS uyarınca

ge-lecekteki kredi kayıplarının da dahil olduğu gelecekteki nakit akışlarını yansıtmamakta-dır. Bu nedenle gerçekleşmiş zararlar, bek-lenen zararlarının aksine TMS 39’daki değer düşüklüğü modelinin en temel özelliğidir.

(Deloitte, IAS 39, 2015: 343).

Değer düşüklüğüne neden olan tek ve ayrı bir olayın belirlenmesi mümkün olmayabilir.

Nitekim ortaya çıkan değer azalışına çeşit-li olaylar birçeşit-likte sebebiyet vermiş olabiçeşit-lir.

İleride meydana gelecek olaylar sonucunda oluşması beklenen kayıplar, ne kadar ola-sı olursa olsunlar muhasebeleştirilmezler (TMS 39, 58 ve 59 uncu paragraflar).

İtfa edilmiş maliyetinden gösterilen yatı-rımlarda değer düşüklüğü zararı meyda-na geldiğine ilişkin tarafsız bir göstergenin bulunması durumunda, ilgili zararın tutarı, gelecekteki tahmini nakit akışlarının (henüz oluşmamış gelecekteki kredi zararları ha-riç) finansal varlığın orijinal faiz oranı (diğer bir ifadeyle, ilk muhasebeleştirme sırasında hesaplanan etkin faiz oranı) üzerinden is-konto edilerek hesaplanan bugünkü değeri ile defter değeri arasındaki fark olarak ölçü-lür. Varlığın defter değeri, doğrudan veya bir karşılık hesabı kullanılmak suretiyle azaltı-lır. İlgili zarar tutarı kâr veya zararda muha-sebeleştirilir (TMS 39, 63 üncü paragraf).

GUD farkları diğer kapsamlı gelirde muha-sebeleştirilen satılmaya hazır finansal var-lığın değerinin düştüğüne ilişkin tarafsız bir göstergenin bulunması durumunda diğer kapsamlı gelir içerisindeki toplam zarar, il-gili finansal varlık bilanço dışı bırakılmamış olsa dahi yeniden sınıflandırma düzeltmesi olarak kar veya zararda yeniden sınıflandı-rılır.

2.2.2. Beklenen Kredi Zararları Modeli Gerçekleşen zarar modeli, kredilerin temer-rüde düşmesi gibi durumlar ortaya çıkana kadar beklenen zararların muhasebeleşti-rilmesine izin vermediği için eleştirilmek-tedir. Bu modele göre, birçok kredinin aynı anda kötüye gitmesi durumunda, örneğin kriz dönemlerinde, finansal tablolara bir anda yansıyan olumsuz etki önemli

boyut-lara ulaşabilmektedir. Bahsedilen etkiler nedeniyle TMS 39’da var olan “gerçekleşen zarar modeli” “beklenen zarar modeli” ile değiştirilmiştir.

Beklenen kredi zarar modeli, kredinin ilk muhasebeleştirilmesi sonrasında karşılı-ğın oluşturulmasını, dolayısıyla geleceğe yönelik 12 aylık beklenen kredi zararları-nın muhasebeleştirilmesini öngörmektedir.

İkinci aşamada, alacağa ilişkin kredi riskinin önemli oranda artması ve kredi kalitesinin artık düşük kredi riski grubuna girmemesi durumunda alacak, ömrü boyunca beklenen kredi zararı tahmin edilerek muhasebeleşti-rilmektedir (Alsan, Doğrayan, 2015).

TFRS 9’a göre değer düşüklüğü, finansal varlığa ilişkin “ömür boyu beklenen kredi zararlarının” olasılıklarına göre ağırlıklan-dırılmış bir tahminidir. İşletmenin almayı beklediği nakit akışları ile sözleşmeye göre yapılması gereken nakit akışları arasındaki fark olan nakit açıklarının bugünkü değeri beklenen kredi zararlarını oluşturmaktadır.

Beklenen kredi zararlarının tahmini için kul-lanılan azami süre sözleşme süresidir.

İlk muhasebeleştirmeden itibaren kredi ris-kindeki değişikliğin önemi ilk muhasebeleş-tirmedeki temerrüt riskine bağlıdır. Bekle-nen kredi zararlarının değerlendirilmesinde

mevcut nitel ve istatistiksel olmayan nicel bilgilerle birlikte istatistiksel modelleri de kapsayan tüm ilgili bilgiler dikkate alınır.

Finansal varlığın kredi riskindeki önemli artışlar için finansal varlığın özellikleri ve geçmişte oluşan temerrüt eğilimleri dikkate alınır. Finansal varlığa ilişkin kredi riskinin ilk muhasebeleştirmeden itibaren değerle-me gününe kadar önemli ölçüde artış değerle- mey-dana gelmemesi durumunda ise finansal varlığa ait zarar karşılığı 12 aylık beklenen kredi zararlarına eşit tutar ( bu tutar tahmini kredi taahhütlerinin raporlama tarihini iz-leyen 12 ay içinde kullanılmasını beklediği kısmını ifade etmektedir) üzerinden ölçerek gelir tablosunda muhasebeleştirir. Buna göre; finansal varlığa ilişkin kredi riskinin ilk muhasebeleştirmeden itibaren değerleme gününe kadar önemli ölçüde artmış olması durumunda, dönem sonunda finansal varlı-ğa ait zarar karşılığını ömür boyu beklenen kredi zararlarına eşit bir tutar üzerinden öl-çerek gelir tablosunda muhasebeleştirir.

Raporlama tarihine kadar kredi riskinde önemli artışlar olup olmadığının belirlen-mesinde sadece vade aşımını dikkate alın-mamaktadır, ancak işletmeler bu bilgiyi kul-lanmaktadır. Sözleşmeye bağlı ödemelerin vadeyi 30 günden fazla aşmış olması duru-munda, kredi riskinin önemli ölçüde arttığı kabul edilir.

Örnek 67: Alacak Senedi

TFRS 15 kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan ticari alacaklara ilişkin zarar karşılıkları her zaman ömür boyu beklenen kredi zararlarına eşit bir tutardan ölçülmektedir. ABC İş-letmesi, ticari alacaklarına ilişkin beklenen kredi zararlarını tahmin etmek amacıyla geçmiş kredi zararı deneyimlerinden faydalanmaktadır. İşletmenin 31.12.2014 tarihi itibariyle ticari alacakları, vadeye kadar olan süre, etkin faiz oranı ve kredi riski oranları aşağıda verilmiştir:

7 (Fındık, 2016: 72-79)

Tablo: 31.12.2014 Tarihi İtibariyle Ticari Alacakların Dökümü Ticari Alacak Tutarı Vadesi Etkin Faiz

Oranı Vade Durumu Kredi Riski Oranları

120.000 01.04.2015 % 12 Vadesi geçmemiş % 0,5

50.000 25.11.2014 % 10

Vadesinden 30 günden fazla

geçmiş

% 2

20.000 01.11.2014 % 12 Vadesi 30-120 gün

aralığında geçmiş % 10 30.000 10.04.2014 % 12 Vadesi 120 günden

fazla geçmiş % 25 Vadesine 3 ay kalmış 120.000 TL’lik alacak senetlerinin itfa edilmiş değeri 120.000/ (1+0,12)3/12= 116.618 TL’dir (Bu alacağın 31.12.2013 tarihindeki peşin değeri 112.500 TL olarak belirlen-miştir). 01.01.2014-31.12.2014 tarihleri arasında ilgili alacağın faiz geliri 116.618 – 112.500

= 4.118 TL olarak belirlenir. Beklenen kredi zararı ise 120.000 x 0,005 = 600 TL’dir. Etkin faiz oranı ile gelecekte oluşacak 600 TL’lik kredi zarar karşılığının bugünkü değeri ise; 600/

(1+0,12)3/12= 583 TL olarak hesaplanır.

• Vadesinden 30 günden fazla geçmiş 50.000 TL’lik alacağın beklenen kredi zararı 50.000 x 0,02 = 1.000 TL;

• Vadesinden 30-120 gün aralığında geçmiş olan 20.000 TL’lik alacağın beklenen kredi za-rarı 20.000 x 0,10 = 2.000 TL ve

• Vadesinden 120 günden fazla geçmiş 30.000 TL’lik ticari alacağın beklenen kredi zararı ise 30.000 x 0,25 = 7.500 TL olarak belirlenmiştir.

Bu durumda toplam beklenen kredi zarar karşılığı; 583 + 1.000 + 2.000 + 7.500 =11.083 TL’dir.

31.12.2014

ALACAK REESKONTU 4.118

GELİR HESABI 4.118

4.000 adet x (20 TL -18 TL) = 8.000 TL

31.12.2014

Benzer Belgeler