• Sonuç bulunamadı

Goleman'ın Duygusal Zekâ Yetkinlik Modeli

1.9 DUYGULAR KONUSUNDA YAPILMIġ ÇALIġMALAR

1.9.3 Duygusal Zekâ Kuramı

1.9.3.5 Duygusal Zekâ Modelleri

1.9.3.5.3 Goleman'ın Duygusal Zekâ Yetkinlik Modeli

Goleman duygusal zekâyı, kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam etme, dürtülerini kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düĢünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini baĢkasının yerine koyabilme ve umut besleme olarak tanımlamaktadır. KiĢiler arası iliĢkilerde zekâ, diğer insanları anlamaktır. KiĢinin kendisi hakkında dikkatli, doğru bir model oluĢturup bunu etkili bir yaĢam sürdürebilmek için kullanma becerisidir (Goleman,2000: 65-69).

Goleman‟ın modern yaĢam, iĢ dünyası, danıĢmanlık ve eğitim alanlarına uygun çalıĢmaları bu yönde artan ihtiyaçları karĢılamaya yönelik önemli katkılar sağlamıĢtır. Goleman'ın duygusal zekâ tarifi “kendimizin ve baĢkasının hislerini tanıma, kendimizi motive etme, içimizdeki ve iliĢkilerimizdeki duyguları iyi yönetme yetisi “dir (Edizler, 2010: 2970-2984).

Goleman 1995'te baĢarılı bir hayatın, standart zekâdan çok, duygusal zekâya ihtiyaç duyduğunu ileri sürmüĢtür. Goleman' in Mayer ve Salovey' in modelini temel olarak ele alıp oluĢturduğu duygusal zekâ modelini beĢ baĢlık altında toplamaktadır: KiĢinin kendi duygularının farkında olabilmesi (özbilinç), kiĢinin kendi duygularını yönetebilmesi (özdenetim), empati kurabilme, kiĢinin kendini motive edebilmesi ve sosyal beceriler (Gürbüz,2008:174-190). Bu beĢ alan kendi içinde gruplara ayrılmakta ve her bir alan kariyer yaĢamında baĢarı sağlamada ve etkili iliĢkiler kurmada gerekli olan yetkinlikleri içermektedir. Özellikle liderler ve yöneticiler açısından önemli olan “duygusal yeterlilik” olarak adlandırılan beĢ unsur, organizasyonlarda performansı yükseltme açısından dikkate alınmalıdır.

1.9.3.5.3.1.1 Özbilinç

Kendini tanıma -bir duyguyu oluĢtururken fark edebilme- duygusal zekâ‟nın temelidir. Duyguların her an farkında olma yeteneği psikolojik sezgi ve kendini anlamak bakımından Ģarttır. Gerçek duygularımızı fark edememek bizi onların insafına bırakır. Duygularını tanıyan kiĢiler, hayatlarını daha iyi idare ederler Goleman,2009: 73).

Ġnsanın ruh halinin ve o ruh hali hakkındaki düĢüncelerinin farkında olabilmesi, kendi duygularının, kuvvetli ve zayıf yönlerinin, ihtiyaçlarının farkında olması özbilince dayanır. Özbilinci yüksek insanlar “duygularının” kendilerini, birlikte çalıĢtıkları insanları ve iĢ performanslarını nasıl etkilediğini bilmektedirler. Örneğin kısıtlı zamanda çalıĢmaktan nefret eden bir yönetici, belli bir projeye ait detayları zamanında planlar ve yerine getirir ( Nemli, 2001:132).

Özbilinç kendi kendini doğru bir Ģekilde değerlendirmeye; kendi iç dünyamızı, tercihlerimizi, kaynaklarımızı, sezgilerimizi, güçlü yönlerimizin sınırlarınızı bilmeye dayanır. Özbilinç duygularınızın ve bunların etkilerinin farkında olmak demektir. Etkili liderler özbilinçlerinden, iyi kararlar vermek ve “bana doğru geliyor” türü sezgilerini geliĢtirmek amacıyla yararlanmayı bilirler (Goleman, 2000: 21).

1.9.3.5.3.1.2 Duyguları Ġdare Edebilmek (Özdenetim)

Duyguları uygun biçimde idare yeteneği, özbilinç temeli üstünde geliĢir. Bu yeteneği zayıf olan kiĢiler sürekli huzursuzlukla mücadele ederken, kuvvetli olanlar ise hayatın tatsız sürprizleri ve terslikleri karĢılaĢtıktan sonra kendilerini daha kolay toparlayabilmektedirler (Goleman,2000:73).

Özdenetim kiĢinin kendi kendini kontrol etmesi, zarar verici duygularını ve güdülerini denetimi altında tutabilmesidir. BaĢkalarının güvenini kazanmak ve

sürdürmek dürüstlük standartlarını korumayı gerektirir. Dürüstlük performansının sorumluluğunu üstlenmek demektir. Uyum yeteneği ise değiĢim karĢısında gösterdiğiniz esnekliktir. Yenilikçilik yeni fikirlerden, yeni yaklaĢımlardan ve yeni bilgilerden rahatsız olmamak, bunlara açık olmaktır (Goleman, 2000: 21). Böyle bir ortamda bireylerarası çatıĢmalar önemli ölçüde azalır ve üretkenlik artar. Duygularını kontrol edebilen insanlar değiĢim gerekliliği ile karĢı karĢıya kaldıklarında paniğe kapılmazlar ve kolaylıkla uyum sağlarlar ( Nemli, 2001:132). Burada özdenetimden kasıt bastırmak değildir. Duyguları bastırmak yalnızca onların daha güçlü bir Ģekilde tekrar ortaya çıkmasına yol açar. Yapılması gereken duygulan kabullenip onların bizi ittiği anlık tepkilerden uzaklaĢmaya çalıĢmaktır (Çakar, 2003: 83-98).

1.9.3.5.3.1.3 Kendini Harekete Geçirmek

Duyguları bir amaç doğrultusunda toparlayabilmek, dikkat edebilme, kendini harekete geçirebilme, kendine hakim olabilme ve yaratıcılık için gereklidir. Tıkanıp kalmamak her türlü yüksek performansı mümkün kılar. Bu beceriye sahip kiĢiler, yaptıkları her iĢte daha üretken, etkili ve verimli olabilirler (Goleman,2000: 73).

ĠĢletmenin performansı çalıĢanlarının motivasyon derecesiyle çok yakından ilgilidir. Her bir çalıĢan kendisine verilen görevi yerine getirmek için istekli olmadıkça yönetme, yani amaçlara doğru yönlendirme iĢi de zorlaĢmaktadır. Birlikte çalıĢtığı insanları motive edebilmek için, lider veya yöneticinin kendisinin yüksek motivasyona sahip olması gerekir. Liderlik potansiyeline sahip olan bireyler, daha yüksek maaĢ, ya da terfi etme gibi unsurlardan çok baĢarma güdüsü ile hareket etmektedirler. Motivasyonu yüksek bireyler öncelikle yaptıkları iĢle çok yakından ilgilidirler, performans Standartlarını yüksek koyarlar, enerji doludurlar, öğrenmeyi severler ve sürekli yenilik peĢindedirler. Bu özelliklere sahip bir lider, kendi takımını benzer özeliklere sahip yöneticilerden oluĢturacaktır, dolayısıyla bireysel performanslar yanında organizasyon performansı da yükselecektir ( Nemli, 2001:132).

1.9.3.5.3.1.4 BaĢkalarının Duygularını Anlamak

Duygusal özbilinç temeli üzerinde geliĢen diğer bir yetenek olan empati, insanlarla iliĢkide temel beceridir. Empatik iliĢkiler baĢkalarının neye ihtiyacı olduğunu, ne istediğini gösteren belli belirsiz sosyal sinyallere karĢı daha duyarlıdır (Goleman,2000: 74).

Empati baĢkalarının duygu gereksinim ve kaygılarının bilincinde olmayı gerektirir: BaĢkalarını anlamak demek, onların duygularını ve bakıĢ açılarını hissetmek demektir. BaĢkalarını geliĢtirmenin en iyi yolu onların geliĢmek için nelere gereksinim duyduklarını anlamaktır (Goleman, 2000: 21). Sempatiden farklı olarak empati diğer tarafa duyulan bir sevgi değil yapılan tarafsız bir değerlendirmedir (Çakar, 2003: 83-98).

Empati, iĢ hayatında yöneticilerin, astlarının duygularını anlaması ve dikkate alması olarak ortaya çıkmaktadır. ĠĢletmelerde grup çalıĢmasına dayalı projelerin artması, küreselleĢme,bunun yanında zeki ve çalıĢkan insanların iĢletmede çalıĢmaya devam etmesinin sağlanması gereği, organizasyonlarda empatinin önemini arttırmıĢtır ( Nemli, 2001: 132).

1.9.3.5.3.1.5 ĠliĢkileri Yürütebilmek

ĠliĢki sanatı, büyük ölçüde baĢkalarının duygularını idare edebilme becerisidir. Bu beceri popüler olmanın, liderliğin, kiĢilerarası etkinliğin altında yatan unsurlardır. Bu becerilerini çok geliĢtirmiĢ kiĢiler, insanlarla sürtüĢmesiz bir etkileĢim sürdürmeye dayalı her alanda baĢarılı olur ve parlak sosyal bir yaĢam sürerler (Goleman,2000: 74).

“Toplumsal becerilerimiz, baĢkalarının arzu edilir tepkiler vermelerini sağlama yeteneğimizde ortaya çıkar” (Goleman,2000:21). Sosyal yetenek baĢkalarıyla iliĢkilerin iyi yönetilmesini sağlar. BaĢkalarıyla sadece arkadaĢ olmak

yeterli değildir; sosyal yetenek kapsamında insanları istenilen yöne sevk edebilmek ön plana çıkmaktadır. Goleman sosyal yeteneği “iliĢkilerde duyguları iyi idare etmek, anlaĢmazlıklarda uzlaĢma ve çözüm sağlamak, iĢbirliği ve grup çalıĢmasında bulunmak” olarak tanımlamaktadır. Sosyal yetenek duygusal zekânın daha önce bahsedilen dört unsurunun bileĢimiyle ortaya çıkmaktadır. Kendi duygularını anlayan ve kontrol edebilen, baĢkalarına karĢı empati gösterebilen, motivasyonu yüksek bireyler, iliĢkilerini de etkin biçimde yönetebilmektedirler ( Nemli, 2001: 132).

KuĢkusuz insanlar bu beĢ alandaki yetenekleri açısından farklılık gösterirler; örneğin bazılarımız kolaylıkla kendi kaygılarını yatıĢtırabilirken, baĢkalarını yatıĢtırma konusunda oldukça beceriksiz olabilir. Yetenek düzeyimizin temelinde hiç kuĢkusuz sinir sistemimiz bulunur; ancak ileride de göreceğimiz gibi, beyin olağanüstü bir esneklikle, sürekli öğrenen bir organdır. Duygusal becerilerdeki aksaklıklar telafi edilebilir. Bu alanlardan her biri büyük ölçüde bir alıĢkanlıklar ve tepkiler bütününü temsil eder; doğru yönde çaba harcanarak ıslah edilebilir (Goleman,2000: 74).