• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. HERMANN HESSE'NİN HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE

2.3. Hermann Hesse’nin Romanlarına Genel Bir Bakış

2.3.1. Hesse’nin 1904-1914 Yılları Arasında Yayınlanan Eseleri

2.3.1.3. Gertrud (1910)

Kahramanlarını çoğunlukla heykeltıraş Goldmund, ressam Veraguth ve entelektüel Haryy Haller gibi sanatçı ve bilgin karakterlerden oluşturan Hermann Hesse, 1910

65

yılında yayınlanan romanı Gertrud’da müzisyen Kuhn’un müzisyenlik mesleğinde edindiği başarılarının yanı sıra kurduğu arkadaşlıklar ve yer yer ümitlenmelerine rağmen sonu arkadaşlıktan öteye geçmeyen hazin aşkını anlatmaktadır. Gençlik döneminde kaleme aldığı ve “Dışarıdan bakıp yaşamıma şöyle bir göz gezdirdiğimde,

pek de mutlu bir yaşam olduğunu söyleyemeyeceğim bunun” (Hesse, 2012: 5) sözleriyle

başlayarak hikâyenin genel panoramasını çizdiği romanında yazar, kahramanın çocukluğundan eserin yazıldığı döneme kadarki hayat serüvenini içeren hikâyeyi yine kahramanın ağzından okuyucuya sunar:

Hayatın gizini ne nesne ve dışardan gelen etkilere ne de insan iradesini aşan kadere bağımlı gören Hermann Hesse, her zaman insanın ancak kendi iradesiyle şekillendirebileceği ve asıl yaşam gayesi olan içsel yaşamını keşfetmesi ve hayatını bunun verdiği direktiflere göre düzenlemesi gerektiğini savunur. Bu bağlamda her insan izleyeceği yolu kendi fıtratına ve karakterine uygun kılavuzlar eşliğinde bulacaktır. Kuhn için de bu yol müziktir. Hayatı kendi başına bir melodi ve ahenk olarak gören Kuhn, ruhunda müziğe karşı özlemi daha “altı yedi yaşından başlayarak”(s.6) hissetmeye başlamıştır.

İçindeki müzik aşkıyla gittiği konservatuarda aradığını bulamayan Kuhn düş kırıklığına uğrar. Nitekim dersler ve ödevler onu yıldıracak derecede zorlamış eski ideallerini artık ulaşılmaz görmeye başlamıştır, öyle ki şimdi tek istediği okulu bitirip mütevazı bir kemancı olarak ekmeğini çıkarabilmektir. Bu dönemde okuldaki beklentisinin tersine uğradığı başarısızlığın verdiği sıkıntıların yanında varlıklı bir aileden gelme ve yakışıklı bir delikanlı olmanın nimetlerinden yararlanır. Arkadaşlarıyla eğlencelere katılır. Bu eğlencelerin bedelini Kuhn, geçirdiği kazanın ardından bacağında kalan özürle ödeyecektir. Kuhn, okulu bitirmek için derslerine yönelerek beste yapmayı bir kenara bırakmak istediği dönemde katıldığı müzikle ilgilenen bir aile davetinde opera şarkıcısı olan Muoth’la tanışır. Yaptığı besteleri beğenen Muoth’la karşılaşmsı Kuhn’un için önemli bir dönemeçtir. Genç, yakışıklı, kadınlar tarafından beğenildiği kadar hoyrat ve mutsuz bir insan izlenimi uyandıran Muoth da Kuhn gibi yalnızdır ve bundan kurtulmak için kendine yakın hissettiği insanlara yaklaşmak için fırsat kollar. Kendisinden yaşça küçük ve çekingen olan Kuhn da ona uygun bir arkadaş olabilecektir. Ancak Kuhn onun yakınlaşma girişimlerini tamamen geri çeviremezken kayıtsız da kalamaz, nitekim

66

ondan hoşlanmış ancak ona güven duyamamıştır. “Bir insan kapımı çalmıştı, yüreğimi

sızlatan ve belki haklı olarak kendimden üstün gözüyle bakacağım biri; ama ben rahatımı düşünüp onu içeri almaya yanaşmıyordum”(s.39). Muoth, herkese olduğu gibi

Kuhn’a da kaba davranarak bacağındaki aksaklıktan dolayı umutsuzluğa kapılmayışıyla alay ederek onu incitir. Ancak yaşanan tatsızlıktan sonra aralarında dostluk kurulmuştur. Çok geçmeden Muoth kentteki işini bırakıp başka bir şehirde sahnede oynamak üzere Kuhn’la vedalaştığında Kuhn bu adamı gerçekten sevmiş olduğunu anlar. Muoth’dan ayrıldıktan sonra okuldaki öğrenimini tamamlayan Kuhn da memleketine döner ve birkaç kişiye keman dersi vermek dışında önemli bir iş bulamaz. Birçok yere yazdığı mektuplarına olumlu cevap alamayınca yeniden beste yapmaya başlar. Bir gün Muoth’un operada söylenen şarkılarının ücretini Kuhn’a göndermesi ve ardından da kendisini bulunduğu şehirdeki operada ikinci kemancı olarak çalışmaya davet etmesi üzerine Kuhn’un hayatı farklı bir boyut kazanacaktır. Orkestrada beraber çalıştığı kendisi gibi kemancı olan alçakgönüllü yaşça kendisinden büyük Bay Teiser’le ilerde de devam edeceği dostluk kurar. Ayrıca bu dönemde sık sık sevgili değiştiren Muoth’un aşk meceraları Kuhn’u Muoth’dan soğutmuş ve bir süre ondan uzak durmuştur. Muoth’tan uzak durduğu süre içerisinde Muoth’da bulduğu kendisini aramaya ve araştırmaya yönelten gücün yoksunluğu dolayısıyla yalnızlık duygusuna kapılan ve evrende sürüp giden ahengin aksine kendisine benzer bir insan bulamayışından ötürü uyumsuzluk içinde olduğuna inanan Kuhn, başarılarının giderek tırmandığı bu dönemde müzik dostu ve zengin bir adam olan Imthor ve kızı Gertrud ile tanışmasıyla hayatındaki en büyük eksiğin giderildiğini hisseder.

Bestelediği operanın üzerinde Gertrud ve Muoth’la çalışan böylece onların arkadaş olmalarını sağlayan Kuhn’un şehirden uzak kaldığı süre içerisinde Imthor’ların evine daha sık gitmeye başlayan Muoth’un Gertrud ile arasında yakınlaşma olur. Muoth ve Gertrud’un yakınlaşmasından üzüntü duyan Kuhn’un evin kapısında postacının elinde annesinden gelen telgrafı okumasıyla kurduğu intihar planı suya düşer. Telgrafta şimdiye kadar soğuk ilişki sürdüğü ve geçen Noel’de aralarındaki buzları erittiği ve bundan böyle dostu olarak görebileceğine inandığı babasının ölüm döşeğinde olduğu haber verilmektedir. Ancak Kuhn içinde bulunduğu acının büyüklüğüne öylesine kendisini kaptırmıştır ki babasını kaybedeceğine gereği kadar üzülememiştir. Nitekim bir gün sonra babası yanında hayata gözlerini yumar. Babasının ölümünden sıcak bir

67

yakınlık kuramadığı annesiyle yakından ilgilenmesi, ne annesini ne de Kuhn’u mutlu edebilmiştir. Bir süre sonra Kuhn çabalarının boş olduğunu anlayarak tekrar yaşadığı eski kente döneceğini söylediğinde annesi kararını olumlu karşılar. Kuhn ayrıca öteden beri babası ve kendisine düşmanlık duyan ancak annesine yakın bir dost yüzüyle yaklaşan Bayan Schniebel ile yaşamasının uygun olacağını söyler. Tereddütsüz kabul ettiği bu öneri ilerde otoriter ve pervasız misafir Schniebel’in varlığından duyacağı huzursuzluk yüzünden annesini oldukça pişman edecek ve kadından kurtulmak için oğlundan yardım isteyecektir.

Çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceği kente döndüğünde Kuhn, Getrud ve Muoth’un nişanlandığını ve pek yakında da evleneceklerini öğrenir. Kuhn bu evliliğe seyirci olur ve herhangi bir olumsuz beyanda bulunmaz.

Bayan Schniebel’in haddini aşan tutumu yüzünden en sonunda bezen annesi ve oğlunu buna çözüm bulması için yanına çağırdığında duruma el koyan Kuhn bundan böyle annesini yanına alarak eski evi satılığa çıkarır. Yaşlı kadın, her ne kadar evin satılmasına sebep olması bakımından geçmiş hatıralara onları veda ettirse de aynı zamanda anne ile oğul arasında süregelen soğukluğun ortadan kalkmasına vesile olduğu için olumlu bir etki yapmıştır hayatlarında. Bundan böyle oğluyla beraber yaşayan anne eskisi gibi oğlunun mesleğini küçümsemekten vazgeçerek ona saygı duymaya başlar. Annesinin varlığıyla kendini eskisinden daha iyi hisseden ve mesleki kariyerinde başarılara imza atarak belli bir üne kavuşan Kuhn, Muoth ile Gertrud’un evliliklerinin çok geçmeden beklentilerin tersine bir akış izlediğini fark eder. Daha önceki sezgilerinde yanılmadığını gören Kuhn sevdiği arkadaşlarının acı çektiğine şahit oldukça kendilerine yardım edemeyişinden ötürü üzülür. Münih’te evine dönen Muoth’un kendisini yanına davet etmesi üzerine yanına giden Kuhn’un dostuyla geçirdiği zaman adeta onunla vedalaşma olacaktır. Nitekim melankolik Muoth karısının onu terk ettiğine ve yegâne avuntusunu böylece kaybettiğine inanarak hayata küsmüş ve kendini içkiye vermiş ve durumu uzatmayarak hayatına son vermiştir. Kocasının ölümünden sonra Gertrud Kuhn ile hep arkadaş kalacaktır.