• Sonuç bulunamadı

3.4. Sosyolojik Teoriler

3.4.1. Sosyal Yapı Teorileri

3.4.1.2. Gerilim Teorileri

Merton tarafından geliştirilen Gerilim Teorisi'ne göre, sapma ve suç Amerikan toplum yapısının bir neticesi olarak görülmektedir. Zira Merton'a göre, Amerikan toplumundaki sosyal yapı, doğası gereği siyah ırka ve alt sınıfa ait olanların, sosyal ve ekonomik pozisyonlarını artırmalarını bloke edici ya da engelleyici bir yapı göstermektedir. Yani, Amerikan toplumunda, azınlıklar ve alt sınıflar arasında, legal yolları kullanarak uygun bir eğitim alma ve istenilen bir işte çalışma ihtimalleri daha az olduğundan, avantajsız durumdaki kişilerin suç işleme oranları daha yüksek bir şekilde gerçekleşecektir. Merton, alt sınıftaki kişilerin, statülerini yükseltecek hedeflere legal yollardan ulaşabilme olanaklarının engellendiğine inanmaktadır. Ona göre, toplumun içinde yaşayan insanların, toplumsal hedeflerine ulaşabilmeleri için eşit fırsat ve olanaklara sahip olmaları gerekir. Merton, böylesi bir toplumu iyi düzenlenmiş bir toplum biçimi olarak tanımlar. Bu kapsamda; bilhassa, ekonomik yönden alt sınıf mensubu ya da dezavantajlı olan kişilerin, statülü ya da varlıklı kesimlerle eşit olanaklara sahip olamamaları nedeniyle, üst sınıflara çıkabilme

56

çabaları ciddi oranda illegal yollarının denenmesiyle gerçekleştiği farz edilmektedir. Bu nedenle, Merton, suçu; ani toplumsal değişmeyle meydana gelen bir olgu olmaktan ziyade, bir sosyal yapı fenomeni olarak görmektedir. Bu bağlamda Merton, suçluluğun sebeplerinin toplumsal yapıda aranması gerektiğini savunmaktadır (Merton, 1968).

Merton, kültürel amaçlarla sosyal yapı arasındaki çelişmelere yoğunlaşmıştır. Bu kuram, toplumsal amaçlarla bu amaçlara ulaşılacak teknikler veya yollar arasında herhangi bir uyuşmazlık durumunun var olmasını, toplumsal sistem ya da bütünleşme yönünden risk oluşturan bir durum şeklinde tarif etmektedir. Merton’un, sapma davranışının biyolojik bir temele dayandığı tezini kabul etmemesi ya da suç olgusunun toplumsal olduğunun altını çizmesi, onun teorisini sosyolojik yapan önemli bir husustur (Taylor, Walton ve Young, 1981:92). Teorinin, suçluluğun incelenmesinde “toplumsal baskı” kavramını önemseyerek; suçluluğun temellerini dürtülerden ziyade, toplumsal yapıda araması önem arz etmektedir (Conklin, 1989:208).

Merton, anomiyi, toplum tarafından kabul edilen normların, sosyal realite ile çatışması halinde, kişinin davranışlarında meydana gelen gerilimlere atıfta bulunacak biçimde değiştirerek kullanmıştır (Giddens, 2000:187). Bir başka deyişle, O, anomi kavramını toplumun benimsediği hedeflerle, bu hedefleri gerçekleştirebilecek yollar arasındaki uyumsuzluk şeklinde tarif etmiştir (Özkalp, 2005:429).

Merton, bireylerin, sınıflı toplumlarda üst sınıflara yükselme olanaklarının eşit olmadığını söyler. Hedefler ve yolların arasındaki uyumsuzluk gerilime götüren düş kırıklığını ortaya çıkarır. Gerilim teorisine göre problemin kaynağını sosyal yapı oluşturur. Bu teoride, bireyler kanunlara uygun davranırlar, fakat baskıya maruz kaldıklarında suç işlerler. Baskıya neden olan ise hedefler ve yollar arasındaki uyuşmazlıktır (Bal, 2008:245).

Merton, kişinin toplumsal yapı içindeki konumuyla bu konumunda yaşadığı gerilimler arasındaki ilişkilerin özelliğini açıklamak amacıyla, kişisel uyum türlerinden meydana gelen davranış modelleri oluşturmuştur (Kızmaz, 2005:154-155). Beş tipten oluşan bu modele göre:

1. Uyumluluk tipi: Statik toplumlarda en genel ve en uygun tiptir. Bu tipte bireyler kültürün belirlediği amaçları ve yolları kabul etmektedir (Bal, 2008).

57

2. Yenilikçilik tipi: Bu tipte bireyler kültürün tanımladığı amaçları kabul eder, ancak; bu amaçlara ulaşmak için meşru yolların yetersiz olduğu durumlarda yeni yollar keşfedilir (Bal 2008). Örneğin, bu kategoride değerlendirilebilecek kişiler, amaçlarına ulaşabilmek için zimmet ya da hırsızlık gibi suçları işleyebilmektedir (Kızmaz, 2005).

3. Şekilcilik tipi: Bu kategorideki bireyler, önceden belirledikleri ve ulaşabileceklerini düşündükleri amaçlarından vazgeçerek, o andaki kurallara uyarlar (Bal, 2008). Duruma göre davranırlar. Kurumsallaşan kurallara uymaya devam ettiklerinden davranışlarının sapma olduğu tartışmalıdır (Kızmaz, 2005).

4. Geri çekilme: Hedeflerin ve yolların reddedilmesi anlamına gelmektedir (Bal, 2008). Toplumun genelinde kabul edilen hedefler ve yollar bakımından yabancılaşmış kişilerin davranış kalıplarıdır. Boş gezme, serserilik, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı gibi toplumdan kopma ve topluma yabancılaşma biçiminde kendini gösterir. Genellikle başarısızlık yaşayan mücadele azmini yitirmiş bireylerde geri çekilme sıkça görülür (Kızmaz, 2005).

5. İsyan: Bu uyum tipinde insanlar var olan amaç ve yolları reddetmekle birlikte yeni amaç ve yollar üretme çabasındadırlar ve yeni bir düzen oluşturabilmek için mevcut yapının değiştirilmesi girişiminde bulunurlar (Kızmaz, 2005).

Agnew’ün gerilim teorisine göre, kişiyi suç işlemeye yönelten gerilimin temel nedeni; kişilerin olumlu değerler yükledikleri amaçlara ulaşılmasının önlenmesi, olumlu değerler yüklenen uyaranların yok edilmesi ya da yok edilmesi tehdidi yapılması, kişiye olumsuz tesir yapacak uyaranların sunulması ya da sunulması tehdidi yapılması neticesinde kişi suçlu davranışını gerçekleştirmektedir (Dolu, 2010:317).

Gerilim teorisinin zayıf yönleri bulunmakla birlikte en çok eleştirilen tarafı bu kuramı savunanların bile yanıtlayamadığı sorudur. Benzer gerilimleri yaşamalarına ve benzer anomik ortamlarda yaşamlarını sürdürmelerine rağmen, bazı insanların neden suç işlerken diğer insanların aynı sebeplerle suç işlemedikleri sorusu yanıtsız kalmıştır

58

(Dolu, 2010:330). Yani, alt sınıfa mensup olma suça eğilimi olma anlamı taşımamaktadır.

Sonuç olarak, gerilim kuramının mala karşı işlenen suçları açıklamada başarılı olduğu söylenebilse de, tüm suç türlerini açıklamaktan uzak olduğu görülmektedir. İşlenen suçlarda bireysel farklılıkları göz önüne almaması, kültür farklılıklarından doğan töre cinayetleri gibi suçları açıklayamaması, toplumsal eşitsizliğin tüm bireylerde iddia edildiği gibi suça neden olmaması ve mala karşı işlenen suçları açıklamadaki başarısını şiddet suçları gibi diğer suçları izah etmede gösterememesi gibi konular kuramın eksiklikleri olarak sayılabilir.