• Sonuç bulunamadı

3.6 ABD BAġKANI GEORGE W.BUSH DÖNEMĠNDE ABD‟NĠN

3.6.1 George W.Bush Doktrini

“Ya bizdensiniz ya da teröristlerden!” George W.Bush

“Ya bizdensiniz ya da teröristlerden” ifadeleri, ABD‟nin 11 Eylül 2001‟e kadar Ortadoğu‟da yürüttüğü entegrasyon politikasını bir anda farklı bir boyuta taĢımaktadır. Bu doktrin; i) uluslarararsı hukuku tanımayan, ii) kendi güvenliğini tehlikeye sokacak durumlar için küresel iĢbirliğini gerekli görmeyip tek taraflı hareket edebileceğini duyuran, iii) önleyici savaĢ ve önceden vurma stratejisini benimseyen, iv) “tehdit” kavramına yeni bir boyut kazandırıp, karĢı saldırıyı beklemeden harekete geçebilecek bir yaklaĢımın açık ilanı olmuĢtur. Dahası bu doktrin belli bir süreyi kapsamamakla beraber, belli bir bölgeyi de belirtmemekte, ucu açık bir ifadeyle ABD‟nin yeni dıĢ politikasını anlatmaktadır.

Soğuk SavaĢ‟ın bitiminen sonra ABD‟nin dıĢ politikasının temel taĢlarından biri, oluĢacak yeni tehditlere karĢı alınacak tedbirlerdir. Amerikan dıĢ politikasında 1991‟de yok olan Sovyet tehdidinin yerini, 11 Eylül terör saldırılarının sonrasında terör ve terörü destekleyen ya da desteklemeye meyilli ülkeler almaktadır. Bu çerçevede 27 Eylül 2001‟de Kongre‟nin ortak oturumunda konuĢan Bush, yeni Amerikan politikasının esaslarını Ģöyle açıklamaktadır:

“Emrimizdeki tüm kaynakları, her türlü istihbarat aracını, her türlü hukuki yaptırımı, her türlü mali etkiyi ve gerekli her türlü silahı kullanarak global terör şebekesini mahvedeceğiz. Teröristlerin mali kaynaklarını kurutacağız, birini diğerine düşüreceğiz, onları bir yerden bir başka yere kaçacakları ve sığınacakları bir başka yer kalmayıncaya kadar süreceğiz, teröristlere yardım eden veya onları barındıran devletleri takip edeceğiz. Dünyanın neresinde olursa olsun devletlerin bir karar vermesi gerekir: Bizimle misiniz yoksa teröristlerle mi? Bugünden itibaren teröristleri barındırmaya ve desteklemeye devam eden bir devlet ABD tarafından düşman bir rejim

olarak dikkate alınacaktır. Ulusumuzun şunu bilmesi gerekir ki: Saldırıdan muaf sayılamayız; fakat teröristlere karşı Amerikalıları korumak için gerekli savunma önlemlerini alacağız.”261

Dünyada yeni bir kutuplaĢmanın zeminini hazırlayan bu doktrin, Bush yönetiminin daha 2000 yılındaki seçim kampanyalarında Ġran, Irak, Suriye gibi devletleri “barbar” olarak nitelemiĢ ve “rejim” kavramına vurgu yapıldığı için Ortadoğu ülkelerini hedeflemiĢtir. Bu doğrultuda George Bush‟un argümanına göre ABD‟nin yaĢadığı 11 Eylül terörist eylemiyle, aynı zamanda hristiyan dünyasının hedef görüldüğü anlaĢılmaktadır. Dolayısıyla Batılı ülkelerin Doğu terörüne karĢı tekrar bir arada hareket etmesi için yeni bir neden ortaya çıkmaktadır. Ortadoğu‟da ilk akla gelecek terörist gruplar El Kaide ve Taliban‟dı. Bu anlamda Bush Doktrini, Kuveyt SavaĢı‟ndan sonra ilk defa Batı‟yı biraraya getirerek ABD öncülüğünde 7 Ekim‟de gerçekleĢen Afganistan‟ın iĢgaline zemin hazırlamıĢtır.

Baba Bush döneminde gerçekleĢen Kuveyt iĢgalinde, uluslararası normlar göz önünde tutularak, Batılı ülkelerle birarada hareket edilmeye dikkat edildiyse de, W.Bush yönetiminin Afganistan iĢgalinde tek taraflı da hareket edebileceğinin altı çizilerek, “ya bizimlesiniz ya da teröristlerle” ifadeleriyle uluslararası meĢruiyete önem verilmemiĢtir. Bush Doktrini‟nin oluĢturulması ve uygulamaya konulmasında, kendileri gibi düĢünmeyenleri dıĢlayan ve askeri müdaheleyi Ģart koĢan bir dıĢ politika anlayıĢına sahip Yeni Muhafazakarlar, “biz ve onlar” ayrımının yapılmasında son derece etkin olmuĢlardır.

Bush Doktrini‟nin ilkelerini oluĢturan bir diğer önemli düĢünce kuruluĢu da PNAC (Project for the New American Century)‟dir. 1997‟de kurulan PNAC‟nin yayınladığı, “Prensipler Deklarasyonu”nda ABD‟nin dünya liderliği için uluslararası desteklerin sağlanması, dıĢ politikada etkili olabilmek için güçlü bir orduya sahip olunması ve ulusal liderliğin gerekliliği vurgulanmaktadır. Ayrıca güvenliği tehdit edecek sorun ve tehditlerle karĢılaĢmadan Ģartları oluĢturmanın gerekliliği

261

belirtilmektedir.262 Bu deklarasyonla “önleyici savaĢ” kavramının yolunun açılmıĢ olduğu anlaĢılmaktadır.

ABD‟nin 11 Eylül‟den sonra artık tek taraflı harekete geçmeyi, çok taraflı iĢbirliğine tercih ettiğini sonraki uygulamalarında da görmek mümkündür. Bu kapsamda ABD, Sovyetler Birliği ile 1972‟de yapılan ABM (Anti Balistic Missile) AntlaĢması‟ndan 2001 Aralık‟ta tek taraflı olarak ayrılmıĢ, Kyoto AntlaĢması‟nı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi SözleĢmesini de onaylamayacağını açıklamıĢtır. Bush yönetiminin DıĢiĢleri Bakanı Powel da 2001 Aralığında yaptığı açıklamada ABD‟nin kendi çıkarlarına hizmet ettiğini düĢünmediği angajmanlardan çekileceğini belirtmiĢtir.263

.

Bush tarafından 17 Eylül 2002‟de imzalanan “The National Security Strategy of The United States of America” isimli ulusal güvenlik stratejisi belgesinde Doktrini somutlaĢtıran ifadelere yer verilmiĢtir. “Önleyici SavaĢ” kavramının kullanıldığı belgede, terör örgütleri ile teröre baĢvuran devletler öncelikli tehdit kapsamına alınmaktadır. Böylece ABD‟ye herhangi bir saldırı yapılması beklenmeden, “haydut” statüsüne giren Ortadoğu devletlerine karĢı doğrudan hareket edilebileceği düĢüncesinin resmen duyurulduğu anlaĢılmaktadır. Bu belgeyle Irak iĢgalinin zemini hazırlanmıĢtır.

2003 Irak iĢgalinde BMGK‟nin Irak‟ta güç kulanımına iliĢkin kararı kabul etmemesi ABD‟yi kararından vazgeçirmemiĢ, uluslararası meĢruiyet kavramına uymayan Ģekilde tek taraflı olarak hareket edilmiĢtir. Suriye ve Ġran‟ı da terörü destekleyen ülkeler kategorisine alan ABD‟nin, Irak iĢgali devam ederken, “Ģer ekseni” olarak ilan ettiği ülkelerin otoriter rejimlerini askeri müdahele ile yıkmanın planlarını yapmaya baĢladığı anlaĢılmaktadır.

Bush Doktrini ile birlikte tek taraflı askeri operasyonların yolunun açılması, uygulanıĢ ve sonuçları bakımından uluslararası hukukun etkisini azaltmıĢ, ABD‟nin meĢru olmayan yollarla tehdit unsuru gördüğü ülkeleri hedef haline getirip, askeri müdahele yapabilmesine zemin hazırlamıĢtır. ġonuç olarak; Irak operasyonunun

262

Project for the New American Century, Statements of Principles, 1997,

http://www.newamericancentury.org/statementofprinciples.htm (18 Ocak 2013). 263

baĢarısızlığı ABD‟ye hem ekonomik hem askeri anlamda prestij kaybettirmiĢ ve George W.Bush, Afganistan ve Irak operasyonlarıyla sadece kendi ülkesi için değil, dünya ülkeleri için de sevilmeyen “BaĢkan” ilan edilmiĢtir.