• Sonuç bulunamadı

7 GENEL OLARAK BUTLAN DÂVASI KAVRAMI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE ÇEŞİTLERİ

I- GENEL OLARAK BUTLAN DÂVASI KAVRAMI

Önceden de ifade edildiği gibi “borçlar hukuku işlemleri”nin geçerlilik şartlarından kamu düzenini ilgilendirecek düzeyde olanların eksikliği halinde anılan işlemin butlanından söz edilir, ki bu durum işlemin kendiliğinden ve baştan itibaren (geçmişe etkili olarak) geçersiz olmasına, hiç bir hüküm ve sonuç doğuramamasına yol açar. İşlemin geçersiz olması için herhangi bir dâva açmaya gerek bulunmayıp işlem, taraf iradesi ile yahut belirli bir sürenin geçmesiyle geçerlilik kazanmaz. Ancak taraflar isterlerse işlemin batıl olup olmadığını bir “tespit dâvası”yla tespit ettirebilirler.

Öte yandan kural olarak mahkeme herhangi bir işlemin batıl olduğunu tespit ederse bu karar ileriye etkili (ex nunc)olduğu kadar geçmişe de etki eder (makable de şâmil olur). Yani böyle bir işlem hiç bir zaman yapılmamış sayılır .

Şayet batıl hukuki işlemlere ilişkin bu genel prensiplerin evlenme işlemi için de geçerli olduğu kabul edilirse, bu mantıktan, sonuçları itibariyle şu şekilde neticeler ortaya çıkacaktır :

· Öncelikle batıl bir evlenme neticesinde doğan çocuklar babaya soybağı ile bağlı olmayacaktır. Nitekim butlan kararı, geçmişe etkili olacak ve evlenme hiç yapılmamış sayılacaktır. Zira mevcut olmayan bir evlenmenin hukuki alanda hüküm ve sonuç doğurması beklenemez.

· Batıl bir evlenmenin tarafları birbirine mirasçı olamayacaktır. Şöyle ki butlana karar vermeden önce taraflardan biri ölürse sağ kalan tarafın mirasçılık sıfatı bulunmayacak, dolayısıyla tereke üzerinde herhangi bir talep hakkı bulunmayacaktır.

· Eşler arasında malların yönetimine (mal rejimine) ilişkin olarak yapılan sözleşmeler butlan kararı ile birlikte hükümden düşecektir (MK.m.202 vd.).

· Eşlerin karşılıklı yardım (dayanışma) ve sadakat yükümlülükleri ortadan kalkacak ve bunlardan birinin 3. şahısla olan münasebeti “zina” sayılmayacaktır.

Ancak kanun koyucu özellikle batıl bir evlenmenin neticesinde doğan çocuklar ile iyiniyetli tarafları mağdur edecek bu gibi neticelerin meydana gelmesini önlemek ve hakkaniyeti tecelli ettirmek maksadıyla evlenme işlemine (ve evlilik müessesesine) ilişkin butlan prensiplerini bu genel kurallardan ayrı olarak düzenlemiş Borçlar Hukuku işlemlerinden farklı bir mahiyeti haiz olan evlenme işleminin geçersizliğinin sonuçlarını özel olarak hükme bağlamıştır. Şöyle ki gerek mutlak butlanla gerekse nisbî butlanla geçersiz olan bir evlilik hâkim kararıyla ortadan kaldırılıncaya kadar geçerli bir evliliğin doğurduğu tüm hukukî sonuçlarını doğurur. Dolayısıyla batıl bir evlenme ancak hâkimin kararıyla sona erebilir (MK.m.156). Dolayısıyla batıl işlemlerin kendiliğinden ve baştan itibaren geçersiz olacağına ilişkin prensip evlenme işlemi açısından cari değildir (“Dâvasız butlan olmaz ”, “Butlan kararı geriye yürümez”). “Butlan” ile “Yokluk” yaptırımları arasındaki farkın kendisini açıkça belli ettiği ender hâllerden biri de evlenme işlemidir. Zira batıl bir evlenme her ne kadar geçersiz de olsa yok hükmündeki evlenmelerde olduğu gibi hüküm ve sonuçlarını baştan itibaren doğurmaktan yoksun değildir . Butlan dâvasının sonuçları ileride açıklanacağından burada üzerinde durulmamıştır.

İşte temelde geçersiz olan batıl bir evlenmenin bu nedenle ortadan kaldırılabilmesi için kanunen açılması şart olan dâvaya “butlan dâvası” adı verilir.

II- BUTLAN DÂVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ

Gerek mutlak butlan gerekse nisbî butlan dâvaları hukuki nitelikleri itibariyle “bozucu yenilik doğuran dâva”lardır .

Batıl bir evlenmenin ortadan kaldırılması için açılması şart olan “butlan dâvası” sonunda hâkimin, evliliğin ortadan kaldırılması konusunda verdiği karara “iptal kararı” denilir ki bu karar da hukuki niteliği itibariyle “yenilik doğuran karar”dır. Nitekim butlan dâvası ve iptal kararı ile var olan bir hukuki durum (ilişki) ortadan kaldırılmaktadır.

Borçlar hukuku işlemlerine ilişkin butlan prensipleri ile evlenme işlemine ilişkin butlan prensipleri arasındaki bir diğer fark da kendisini bu noktada gösterir. Zira anıldığı gibi borçlar hukuku işlemlerinin butlanında işlemin ortadan kaldırılması için herhangi bir dâva açılmasına gerek bulunmayıp olsa olsa taraflar, isterlerse bir “tespit dâvasıyla” hukuki durumun tespitini talep edebilmektedirler.

Ancak batıl bir evlenmenin ortadan kaldırılabilmesi için butlan dâvası açılması zorunlu olup, “evlenmenin butlanı dâvası”, var olan bir hukuki durumu ortadan kaldırıcı nitelikte olduğundan “bozucu yenilik doğuran dâva” niteliğinde bulunmaktadır. Dolayısıyla borçlar hukuku işlemlerin butlanında “tespit hükmü” söz konusu olurken evlenme işleminin butlanında “yenilik doğuran karar (hüküm)”den bahsedilmektedir.

Butlan dâvası sonunda verilecek “iptal” kararı ve bu karar neticesinde ulaşılacak olan iptal hâli önceki Medenî Kanunumuzda “fesih” terimiyle ifade edilmekteydi (EMK.m.120). Önceki kanunda “iptal” yerine “fesih” teriminin kullanılmış olması pek çok yönden eleştirilmekte ve çoğu müellif tarafından fesih yerine “iptal” terimi kullanılmaktaydı . Nitekim fesih kavramı geçerli olarak kurulmuş bir sözleşmenin (hukuki işlemin), taraflardan birinin tek taraflı irade beyanıyla ileriye etkili olarak sona erdirilmesini ifade eder . Bu nedenle fesihten bahsedilebilmesi için “tam ve geçerli bir sözleşme”, “tek taraflı irade (fesih) beyanı” ve “sözleşmenin ileriye etkili olarak sona

ermesi” unsurlarının bir arada bulunması gerekir . Oysa evlenmenin butlanında geçerli bir hukuki işlem mevcut değildir. Batıl evlenme butlan kararı kesinleşinceye kadar geçerli bir evliliğin tüm hüküm ve sonuçlarını doğursa bile temelde geçersiz, sakattır. Öte yandan batıl evliliğin ortadan kaldırılması için dâva açılması (dolayısıyla hâkim kararı) şarttır. Oysa fesih, geçerli bir sözleşmenin “tek taraflı irade beyanı” ile ortadan kaldırılmasıdır ki bunun için herhangi bir dâva açılmasına gerek bulunmamaktadır. Borçlar hukuku işlemleri açısından bakılırsa fesih beyanı sözleşmeyi ileriye etkili olarak ortadan kaldırırken iptal beyanı sözleşmeyi geçmişe etkili olacak şekilde yapıldığı andan itibaren ortadan kaldırır.

İşte kanun koyucu 4721 sayılı Medenî Kanun’u hazırlarken tüm bu fark ve eleştirileri göz önünde bulundurarak önceki Medenî Kanun’daki “fesih” terimi yerine anılan kanunda “iptal” terimine isabetli olarak yer vermek suretiyle var olan tartışmalara bir son vermiştir.

III- BUTLAN DÂVASININ ÇEŞİTLERİ

Medenî Kanunda özel olarak düzenlenmiş olup yukarıda da açıklanmış bulunan evlenme ehliyeti ve engellerine ilişkin şartlar ve bu şartların eksikliği durumunda, bir aile hukuku işlemi olan evlenmenin akıbetinin hukuken ne olacağı, eksik olan şartların niteliğine göre değişkenlik arz eder. Kanun koyucu bu geçerlilik şartlarının eksikliği durumunda evlenmenin hangi butlan türüyle geçersiz olacağını ve böyle bir durumda bu geçersizliğin hangi hukuki yollarla ileri sürülebileceğini, nedenleri ile birlikte “mutlak butlan – mutlak butlan dâvası” ve nisbî butlan – nisbî butlan dâvası” şeklinde ikili bir ayırıma tabi tutmuştur. Başka bir değişle evlenmenin geçersizliği durumunda, anılan evlenmenin ortadan kaldırılabilmesi için başvurulması zorunlu olan hukuki yollar mutlak ve nisbî butlan dâvaları olarak iki şekilde düzenlenmiştir. Aşağıda, bu dâvalarda usul hukuku açısından uygulanması gereken, taraflara, sürelere, kullanılacak delillere ve ispat vasıtalarına ilişkin kurallara yer verilmiştir.

§ 8. MUTLAK BUTLAN DÂVASI