• Sonuç bulunamadı

3.4. Teknoparkların Katkıları

3.4.3. Genel Ekonomiye ve Bölgeye Katkıları

Teknoparklar, araĢtırma kurumları ve sanayi arasındaki iletiĢimi artırarak elde edilen bilgi ve becerilerin sanayi ve ekonomiye aktarılmasında önemli bir rol oynar. Teknoparkların amacı sadece bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak değil, aynı zamanda tüm ülke çapında katma değer sağlayarak ekonomiye ve sosyal hayata hizmet etmektir.

Çok genel olarak bölgeler arasındaki farklılıklar, bölgelerarasındaki doğal kaynak, fiziki ve beĢeri sermaye ile iĢgücü donanımları ve verimlilik farklılıklarından ileri gelmektedir (Ildırar, 2004: 88). Bu durum teknoparkların görevlerini sağlıklı bir Ģekilde icra etmesi ile mümkündür. ġöyle ki;

Teknoparklar geri kalmıĢ bölgelerde yeni iĢ istihdamının oluĢturulmasında (Babacan, 1995: 30), ülkelerin değiĢik bölgeleri arasındaki eĢitsizlik sorununun çözümünde (Güçlü,1991: 55), sosyal seviyenin olumlu yönde etkilemesinde (Ay, 1996: 62) (bölgesel ve yerel ekonominin yeniden yapılanması), yörenin ve genel ekonomik faaliyetlerin çeĢitlendirilmesinde, bazı bölgelerin gizil kalmıĢ potansiyellerinin ortaya çıkarılmasında önemli bir rol üstlenmektedir.

Bu saydıklarımız teknoparkların genel olarak, genel ve bölgesel ekonomiye katkılarıdır. Bunlardan da önemlisi; bunları hayata geçirebilecek, teknoparkların kurulması ve amacına uygun faaliyet gösterebilmesidir. Çünkü bu yolla geliĢmekte olan ülkeler, geliĢmiĢ ülkelerin belirleyiciliğinden veya yönlendiriciliğinden kurtulabilir.

Yenidünya düzeni firmalara olduğu gibi ülkelere de çeĢitli roller biçmiĢtir. Özellikle azgeliĢmiĢ veya geliĢmekte olan ülkelere, yenidünya düzeni makro anlamda fason üretim rolü biçmiĢtir. GeliĢmekte veya az geliĢmiĢ ülkeler bu durumdan ancak kendi teknolojilerini kendileri ürettikleri zaman kurtulabilirler. Bu da, ülkeler arası ve

firmalar arası fason iliĢkilerin dıĢında, üretime yönelik enformasyon alıĢ veriĢi ve enformel değiĢimin söz konusu olabileceği bir ortam sağlayan teknoparklarla mümkün görünmektedir.

Tablo 2: ĠĢletmelerde Yenilik Biçimleri ve Yeniliğin Yapılmaması Hâlinde ĠĢletmenin Göreceği Zararlar

YENĠLĠK ġEKLĠ

BĠÇĠM ĠHMALĠ HALĠNDE EKABETTEN

ZARAR GÖRMESĠ Ürün Yeni ürün veya hizmet Ürün farklılaĢtırma eksikliği

Üretim Yeni/geliĢmiĢ üretim süreci Yüksek imalat maliyeti, daha az esneklik

Organizasyonla ilgili

Yeni organizasyon yapı ve süreç tipi Ġnsani fiziksel ve finansal kaynakların verimli biçimde kullanılmamaları

Pazarlama Mal ve hizmeti pazarlamanın yeni yolları

ĠĢ yapmak zordur, müĢterilere ulaĢma güçlüğü

Ġnsan kaynakları

Ġnsan kaynaklarını yönetme ve geliĢtirmede yeni yollar

Üstün yetenekleri çekme, geliĢtirme ve elde tutma güçlüğü

Bilgi teknolojisi

Bilgiyi kullanmanın yeni yolları Hız, verimlilik eksikliği; karar vermede bilgi eksikliği

Muhasebe Maliyetleri değerlendirme ve tahsis etmek için yeni teknik ve aletler

Kaynak kullanımında uygun Ģekilde karar verememek

Finansal Finans, yatırım, kâr payı dağıtımı karalarında yeni yaklaĢım yolları

Ortakların değerlerini maksimize edememek

(Shervani ve Zerrillo, 1997 den Akt. Ayhan, 1999: 22)

Yapılan bir araĢtırmaya göre dünyanın en önde gelen 300 uluslararası iĢletmenin Ar-Ge‘ye ayırdıkları paylar, ortalama olarak satıĢlarının % 4,6‘sı kadardır (Oster, 1994 den Akt. Ayhan, 1999: 6). Bu teknoparklarda yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır. Yani teknolojik anlamda dıĢa bağımlı bir ülke olmaktan ancak teknoparkların verimli bir Ģekilde kullanılmasıyla çıkabiliriz. Ağaç‘a göre de; uluslararası rekabetin ve dıĢa bağımlılığın azaltılması teknoparkların öncelikli amacı olmalıdır (http://www.telepati.com). Bu amaç doğrultusunda ise yeni Ģirketler kurulmalı ve mevcut Ģirketlerinde büyümesi teĢvik edilmelidir. Dolayısıyla bu yenilikler hem ülke ekonomisine hem de bölge ekonomisine ve bireye yansıyacaktır.

Bilgi çağından teknoparkların en önemli rollerinden biri de giriĢimci ruhu taĢıyanları teĢvik etmesidir. Aron, ‗giriĢimciliği ve yatırımı engelleyen en önemli faktörlerden biri, iĢletmecilerin yatırım yapmakla hiçbir menfaate ulaĢamayacaklarına inanmalarıdır‘ (Aron, 1978: 272) der. Yine Aron; ‗…piyasaların her zaman sınırsız bir geliĢmeye dayanıklı…‘ (Aron, 1978: 273) olduğunu da der. Teknoparklar inovatif yapısıyla ve varlık sebepleriyle Aron‘un bu ifadesini teyit eder niteliktedir.

Teknoparklar bu açıdan sermayenin birikim noktasında kalmasını önler ve kiĢilere (giriĢimcilere) yeni ufuklar sunar. GiriĢimciler teknoparkların olmazsa olmazlarıdır; ekonomide ve toplumda köklü yeniliklerin ve geliĢmelerin kaynağı durumundadır. BuluĢların halkla üretim süreci ile ve ekonomik faaliyetleri iliĢkileriyle aktararak hizmet veren giriĢimcilerdir. GiriĢimci bireylerin desteklenmesine bağlı olarak farklı firmaların oluĢması, bölgesel anlamda da olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle ülkeler arasında olduğu gibi bölgeler arasında da beyin göçünü önleyebileceği öngörüsü vardır. Çakmakçı‘nın da ifade ettiği gibi, bütün dünyada ekonomik kalkınma ve iĢsizliğin önlenmesi, yeni teknoloji tabanlı ve konvansiyonel üretim süreçlerini kullanan giriĢimcilerle mümkündür (Çakmakçı, 1999: 43). Aron‘da yeni sanayi dallarının yaratılmasıyla istihdam probleminin halledile bileceğini söylemektedir (Aron, 1978: 237). Çünkü eskinin revizyonu, her zaman istihdam noktasında emeğin azaltılmasına neden olmaktadır.

Teknoparklar, yeni teknoloji tabanlı firmaların sayısının artmasını sağlayarak, yörenin teknoloji potansiyelini geliĢtirmektedir. Aynı zamanda, fiziki altyapının yanı sıra; finans, uygun mekan, uygun ortam ve benzer Ar-Ge Ģirketlerini bir çatı altında toplayarak oluĢturduğu sinerji firmalara sağladığı yararlardan bir kaçıdır. Birbirleriyle fikir değiĢ-tokuĢu yapan firmaların iliĢki yeteneklerinin geliĢmesi; daha büyük çapta ortak bilginin doğuĢuna zemin hazırlar ve tek baĢlarına gerçekleĢtiremedikleri yenilik hedeflerini daha kolay gerçekleĢtirirler. Bu durum aynı zamanda, sanayi için gerekli olan borsa, büyük finans kuruluĢları (bankalar ve risk sermayesi Ģirketleri), havaalanı ve diğer ulaĢım imkânları, yetiĢmiĢ uzman elemanının bölgede yoğunlaĢmasını sağlamaktadır (Ay, 1996: 64). Sağlanan bu altyapı ile yabancı firmaların bölgeye ve ülkeye kazandırılması hem ekonomik anlamda bir girdi hem de sosyo-kültürel anlamda bir etkileĢimi doğurmaktadır.

Bugün teknolojinin geldiği nokta insan hayatı için çok daha önemlidir. Çünkü sosyolojik bir bakıĢ açısıyla üretim sürecini değerlendirdiğimizde; görüyoruz ki, üretim süreçler, toplumun ve bireylerin tüketim motiflerini de etkilemektedir. Günümüzde ise bu sürecin daha hızlı yaĢanacağı düĢünülmektedir. Çünkü insanlar teknolojik yenilikler konusunda daha bilinçli ve daha geniĢ olanaklara sahipler. Bu da gösteriyor ki, gelecekte değiĢim bireysel ve toplumsal açıdan daha büyük, daha derin ve daha köklü olacağının habercisidir (Erkan, 1994: 10 ).

Teknolojik geliĢmede önemli bir fonksiyona sahip olan yenilik kültürü ve fiziki çevre açısından da teknoparklar elveriĢli bir ortam oluĢturmaktadırlar. Teknoloji kültürünün geliĢmesi, yeni fikirler, yeni geliĢme planları, yeni stratejiler ve yeni projelerin harekete geçirilmesi anlamına gelmektedir. Schumpeter‘in de söylediği gibi; yenilikler yeni iktisadi değerler yaratmaktadır. Bu yeni değerlerde yeni çıkar grupların oluĢmasına zemin oluĢturmaktadır. Örneğin iktisadi çevreci gruplar gibi.

Yani, teknoparkların bünyesinde oluĢan firmaların çevreye duyarlı bir yapı içinde olmaları sosyal anlamda birçok yenilikleri de beraberinde getirmektedir. Çevreye duyarlı teknolojiler; çevreyi koruyan, daha az kirleten, tüm kaynakları daha sürdürülebilir Ģekilde kullanan teknolojilerdir ki (Ay, 1996: 66) bu teknolojiler teknoparklar sayesinde daha popüler hale gelmiĢtir. Erkan‘ın da ifade ettiği gibi; teknoparklardaki, inovasyon çalıĢmalarının temel kriterlerinden bir tanesi de, çevreyi tahrip etmeyen ürünlerin, çevre dostu (Erkan, 1994: 17) üretimin temel alınmasıdır. Sonuçta, doğal çevreyi tahrip etmeden sanayileĢmeyi, büyümeyi, ekonomik kalkınmayı sağlayabilen bir yaklaĢım giderek önem kazanmaktadır.

Bu doğrultuda yapılan çalıĢmaların temel amacı; temiz, güzel bir yaĢam tarzı oluĢturmaktır. Hatta bu doğrultuda yapılan çalıĢmalar sayesinde çalıĢma saatleri azaltılmıĢ, çalıĢma koĢulları iyileĢtirilerek daha insancıl duruma getirilmiĢtir (CumhurbaĢkanlığı Raporu, 2009: 35). Teknopark çatısı altında gerçekleĢtirilen bu tip çalıĢmalar, kiĢilerde ve toplumlarda, çevre bilinci oluĢmasına (çevre kültürünü), sosyal talepte artıĢa ve sivil toplum kuruluĢlarını daha aktif hele getirmektedir. Teknoparklara bağlı olarak bölgelerde oluĢan bu kültürel geliĢmeler, hem ekonomik hem de sosyal açıdan değiĢimleri de tetiklemektedirler.

Genel olarak yukarıda bahsedilen değiĢimlerin tamamını, bölge ekonomisinden ve ülke ekonomisinden ayrı düĢünmek mümkün değildir. Özellikle teknoparklarda, inovatif kiĢilerin, inovatif fikirlerini, inovasyona dönüĢtürmesi, baĢlı baĢına ülke ve bölge ekonomisi için vazgeçilemez bir sosyal olgudur.

Bu çalıĢma ile teknopark kavramının teorik açılımları belirlenerek bu teorik bakıĢ açısı ile yeni bir toplumsal dönüĢüm sürecinde oluĢan üretim birimleri ve bu üretim birimlerindeki iliĢkilerin nasıl bir örüntü oluĢturduğu ve toplumsal yapı boyutu kazandığının belirlenmesi amaçlanmıĢtır. AraĢtırma bu içeriğinden dolayı, teknopark ve firma yetkilileri üzerine odaklanmıĢtır.

Bu çalıĢma nitel ve uygulamalı bir çalıĢmadır. Bilimsel çalıĢmaların içinde, tümüyle nitel olan yani sayılarla ifade edilemeyecek değiĢimler de vardır. Bunlar, ancak farklı nitelikte oluĢlarıyla birbirlerinden ayrılabilir. Cumhuriyet, Ġslamiyet, Kapitalizm gibi olgular nitel bir çalıĢma için örnek verilebilir. Çünkü hem niteliklerinin farklılığı hem de sayıları aĢan tabiatları itibariyle matematiksel hesaplara gelmezler (Erkilet, 2007: 45). Buradaki amaç kiĢilerin olgulara bakıĢlarını anlamak ve niteliklerini kavramaktır. Nitel araĢtırmanın doğasında zaten, kiĢilerin güncel bir olguyu kendi algı çerçevesinde nasıl bir kognitif süreçten geçirdiğini ortaya koymak vardır. Yani nitel araĢtırma kiĢilerin olgulara, olaylara ve eylemlere yükledikleri anlamların yorumlama yoluyla ortaya konmasına imkân vermektedir.

Weber sosyolojiyi Ģöyle tanımlamaktadır: ‗sosyoloji, sosyal etkinliği yorumlama yoluyla anlamak, böylece akıĢını ve etkilerini nedensel olarak açıklamak isteyen bir bilimdir‘ (Weber, 1995: 10). Aynı zamanda birey davranıĢlarını, baĢkalarının davranıĢlarını göz önünde bulundurarak ve öznel bir anlam yükleyerek Ģekillendirmektedir (KuĢ, 2007: 68). Toplumun bu süreçlerini sosyolojik açıdan anlamlandırabilmek ve açıklayabilmek nitel araĢtırma tekniğini mecbur kılmaktadır.

Kısacası nitel araĢtırma tekniğini tercih sebebimiz; konumuzun hem nitel veriler doğrultusunda ele alınacak olması, hem de hipotezlerimizin sınanmasın da en uygun araĢtırma tekniği olmasıdır. Aynı zamanda insan davranıĢlarını; içinde bulunduğu ortamda/içinde ve çok yönlü olarak anlamamızı sağlayabilecek nitelikte olmasıdır. ‗Bu nedenle insan davranıĢı ancak esnek ve bütüncül bir yaklaĢımla araĢtırılabilir ve bu yaklaĢımda araĢtırmaya dâhil olan bireylerin görüĢleri ve deneyimleri büyük önem taĢır‘ (Yıldırım ve ġimĢek, 2008: 35). Dolayısıyla algıların ve olayların doğal ortamda (görüĢme akıĢının esnekliği, samimi bir ortam) gerçekçi bir biçimde ortaya konması

amacıyla nitel araĢtırma tekniği tercih edilmiĢtir. Weberyan ifadeyle sosyal olayları

anlama (Yılmaz, 2007: 174) amacıyla.

Akyol‘unda söylediği gibi ‗metot daima bilgi‘ den önemlidir (Akyol, 1997: 86). Çünkü sorunu tanımlamak, sorunu çözmeye dayalı çözüm tekniğini de beraberinde getirmektedir.

4.1. AraĢtırmanın Uygulanması ve Veri Toplama Teknikleri

Teknopark yöneticileri ve teknopark firma yetkilileriyle yapılan derinlemesine mülakatlar, araĢtırmanın baĢlıca veri toplama tekniğidir. Derinlemesine yapılan mülakatlar; tanımlayıcı sorular, organizasyonun yapısını anlamaya dayalı sorular ve mülakata katılanların sosyo-ekonomik açıdan teknoparklara bakıĢlarına yönelik sorular olarak üç bölümden oluĢmaktadır. Tanımlayıcı sorular, genel olarak teknopark yöneticilerinin ve firma yetkililerinin içinde bulundukları süreci nasıl algıladıklarını tespit etmeye dayalı ve giriĢ niteliğindedir. Organizasyonun yapısını tanımaya yönelik olarak hazırlanan sorular; meslek algısını, üretim iliĢkilerini, zaman kullanımını, mekân kullanımını (iĢlevsel esneklik), iĢ tatminini, çalıĢanların gözetimi/denetimi ve iĢveren iĢçi arasındaki iliĢkiyi anlamayı amaçlamaktadır. Mülakata katılanların teknoparkları sosyo-ekonomik değerlendirmelerine yönelik sorular ise, teknoparkların ülke ekonomisine, yerel, bölgesel ekonomiye, beyin göçüne ve yasal beklentilerini anlamaya yöneliktir.

Teknopark yöneticileriyle yapılan görüĢmelerin tamamı randevu usulü ile yapılmıĢtır. Teknopark firmaları ile yapılan görüĢmeler ise, iki farklı usulle sağlanmıĢtır. Birincisi, firmaların irtibat adresleri kullanılarak doğrudan randevu talebi Ģeklinde, ikincisi ise, teknopark yöneticilerinin aldığı randevular doğrultusunda gerçekleĢmiĢtir. GörüĢme yapılan firmalar tesadüfi örneklem Ģeklinde değil, temsil niteliği göz önünde bulundurularak seçilmiĢtir. GörüĢmelerde yapılandırılmıĢ acık uçlu sorular sorulmuĢtur. GörüĢmeler, daha önce belirlenmiĢ sorularla yapılmakla birlikte, görüĢme esnasında konuyu açmak amacıyla ek sorularda sorulmuĢtur. Mülakat ortamına bağlı olarak soruların sıralamasında da bazen değiĢikliklere gidilmiĢtir. GörüĢme esnasında özellikle, görüĢme yapılan kiĢiyi yönlendirilmemesine azami özen gösterilmiĢtir. Bu amaçla görüĢmecilere istedikleri soru veya soruları cevaplamaya

bilecekleri söylenmiĢtir. GörüĢmeler esnasında görüĢmecilere sağlanan bu özgür ortam, sorunun cevabı alınmak koĢuluyla, araĢtırmaya yeni bir boyut kazandıra bileceği düĢüncesiyle farklı konulardan bahsetmelerine imkân vermiĢtir. GörüĢmeye baĢlarken, araĢtırmanın amacının ne olduğu, kimliğinin kullanılmayacağı, araĢtırmanın sonuçlarının nasıl kullanılacağı ve görüĢmenin ses kaydı yolu ile kayıt yapılacağı belirtilerek kayıt için izin istenmiĢtir. GörüĢmecilerden biri hariç kayıt cihazı kullanılmasına itiraz etmemesi, görüĢmeler esnasında çok büyük kolaylık sağlamıĢtır. GörüĢme yapılan kiĢiler bu Ģekilde bilgilendirilmiĢtir.

Ortalama görüĢmeler 1 saat 15 dakikadır. Yapılan görüĢmelerin %100‘ü mülakata katılanların ofislerinde gerçekleĢmiĢtir. Mülakatların kiĢilerin çalıĢma ortamlarında yapılması verilerin güvenirliliği açısından da olumlu sonuçlar doğurmuĢtur. Çünkü görüĢmeler, ortama bağlı olarak bir sohbet havasında geçmiĢ ve kiĢilerden daha içten, samimi yanıtlar alınmıĢtır. Ses kaydı alınması, araĢtırmacı içinde avantajlı bir ortam yaratmıĢtır. Örneklem grubunun geniĢ tutulması, deĢifre iĢleminin uzun bir zaman diliminde yazıya aktarılmasına neden olmuĢtur. Yapılan deĢifrelerde sadece konuĢmalar değil, bütün sesler, vurgular, telaffuzlar ve duraksamalar dikkate alınarak metne yansıtılmaya çalıĢılmıĢtır.

AraĢtırmanın gerçekleĢtirilmesi esnasında bazı güçlüklerle karĢılaĢılmıĢtır. Bu güçlüklerin bazıları araĢtırmanın yapıldığı kurumların kendi koĢullarından kaynaklanmıĢtır. Bunun dıĢında örneklem grubunu oluĢturan teknopark ve firma yetkililerinden bazılarında görülen isteksizlik, karĢılaĢılan güçlükler olarak karĢımıza çıkmıĢtır. Ancak görüĢme esnasında isteksizliğin ötesine geçilerek, tersi bir durum olarak; teknopark ve firma yetkililerinin mülakatları uzattıkları görülmüĢtür.