• Sonuç bulunamadı

2.4. Bilgi Toplumunun Ortaya ÇıkıĢı

2.4.1. Bilgi Toplumunda Üretim ve Toplumsal Yapı

Bilgi Toplumunda bilginin bir üretim faktörü olarak ekonomide ve sosyal hayatta ön plana çıktığını görüyoruz. Nobel ödüllü iktisatçı John K. Galbraith geleceğin toplumunda bilim ve teknolojinin sosyo-ekonomik değiĢiklikleri oluĢturacağını öngörmektedir (Kaymakçalan, 1999: 54). Çağ; bilgi üretimi, bilgi kullanımı çağıdır. Bilgi iĢlemesini bilmeyen, bilgi iĢleme araçlarını kullanamayan bir toplum siyasal, ekonomik ve kültürel açıdan her zaman tartıĢılır durumdadır. Castells bu durumu Ģöyle özetlemektedir; 1980‘lerde SSCB‘nin yıkılmasını, Çin‘in ise küresel kapitalizmin hâkimiyetindeki bir dünyada hala ayakta kalabilmesini biliĢim toplumu olamama veya olabilme olarak açıklamaktadır (Slattery, 2008: 400).

SanayileĢmenin hemen ardından bilim ve sanayi dayanıĢmasının farklılaĢtığını biliyoruz. Çünkü bilgiler artık sanayide değil bilgi sektöründe üretilmektedir. Sanayi toplumda sanayi sektörü sürükleyici-lokomotif iĢlevi görürken Bilgi Toplumunda bilgi sektörü sürükleyici lokomotif iĢlevi görmektedir. Parlak, bilginin lokomotifliğini,

bilgide yaĢanan nitelik ve nicelik değiĢim süreciyle (iĢlenmesi, uygulanması, saklanması, paylaĢımı) açıklamaktadır (Parlak ve Yıldırım, 2003: 56–61). Prof. Dr. Ġlhan Tekeli bu konuda; ‗sanayi toplumunu doğuran teknolojik geliĢmeler, insan kapasitesini adeta kaslarının uzantısı olarak geliĢtirmiĢken, Bilgi Toplumuna geçiĢte yaĢanan geliĢmeler, insan kapasitesini beynin uzantısı olarak geliĢtirdiğini‘ söylemektedir (Tekeli, 2002: 15–16). Bu farklılaĢmalar bize fiziki yatırımlardan çok beĢeri yatırımların daha fazla önem kazanmaya baĢladığını da göstermektedir.

Bilginin nitelik ve nicelik değiĢimi kendisini diğer alanlarda da hissettirmiĢtir. Sanayi toplumunun doğayı sömürmesi ve tahrip etmesine karĢın Bilgi Toplumunun doğa ile daha uyumlu bir teknolojiye sahip olması, doğal çevre ve doğal altyapının kendini yenilemesine fırsat vereceği düĢünülmektedir. Maddi altyapıyı oluĢturan, yol, su, elektrik, iletiĢim gibi alanlarda ortaya çıkan köklü teknolojik yenilenmeler, maddi altyapının nitelik ve niceliğini de değiĢtirmektedir. Bilgi Toplumu, sağladığı yeni teknoloji, yeni malzeme ve yeni bilgi girdileri ile maddi altyapıda önemli yenilenmelere yol açmaktadır (Erkan, 1994: 25). Bilginin kaynak olmaktan çıkıp tek kaynak olması, içinde bulunduğumuz çağın farklı bir çağ olduğunu gösteren değerlerden biridir. Bilginin günümüzde üretim ve iĢleniĢ Ģekli toplum yapısını temelden değiĢtirmekte, yeni sosyal dinamikler yaratmakta, yeni ekonomik dinamikler ve yeni politikalar oluĢturmaktadır (Drucker, 1993: 69–70). Bu geliĢmelere paralel olarak, toplumun örgütlenmesinde, üretimin nitelik değiĢtirmesinde ve yaĢam kalıplarımızın yeniden tanımlanmasında; bilginin anlamı, iĢlevi, yorumlanması da değiĢime uğramaktadır. Peter Drucker‘a göre bu değiĢim; ‗bilgi iĢçiliğine geçiĢ, bilgi ve eğitime olan yöneliĢ, bilginin hızla ekonominin temeli ve gerçek sermayesi haline gelmesi, örgütlerin bilgiye dayalı kuruluĢlara dönüĢmesi; bilgi iĢçilerinin toplumun değer ve normlarını belirleyen gruplar‘ olması gibi niteliklerle ortaya konulmaktadır (Drucker, 1991: 177–178). Castells ise, Drucker‘a ek olarak Bilgi Toplumunda örgütlenmelerin merkezsiz ağlara dayalı bir Ģekilde gerçekleĢtiğini söylemektedir (Castells, 2008: 543). Bu değiĢimlerin ortak noktaları bilgi‘dir.

Ancak bilgideki geliĢmeler sadece teknolojik ve iktisadi yapıda değil, üretim yapısını da çarpıcı biçimde değiĢtirmiĢtir. Ürün tasarımlarından, kalite kontrol tekniklerine varıncaya kadar üretimin her aĢamasında radikal değiĢikliklere yol açmıĢtır.

Sanayi devriminin simgesi olarak gösterilen üretimin ‗hane halkından veya zanaatçılardan fabrikalara kayması‘ gibi Bilgi Toplumunun simgesi de Ar-Ge çalıĢmalarının fabrikalardan teknoparklara kaymasıdır. Toffler‘de endüstri toplumundan Bilgi Toplumuna geçiĢ sürecinde üretimden aile yapısına, iktidar iliĢkilerinden günlük hayata kadar pek çok alanda büyük bir değiĢimin yaĢandığını ifade etmektedir (Toffler, 2006: 44). Bilgi Toplumundaki, toplumsal yapılanmayı ve değiĢimi Nusret Ekin; üretimin mallardan hizmetlere devinimi, yönetici ve mesleklerin bilgi odaklı artıĢı, tarım iĢlerinin daralması ve iĢlerde bilgi taĢıma niteliğinin hem nitel hem de nicel olarak büyümesi olarak görmektedir (Ekin, 1998: 41). Aynı zamanda Bilgi Toplumu insanlığa yeni umutları da beraberinde getirmektedir. Gelir ve servet dağılımındaki dengesizlikler azalacak, özgürlük, adalet, katılımcı demokrasi ve sosyal refah anlayıĢı yaygınlaĢacaktır. Bu iyimser yaklaĢıma göre sömürü teknolojileri terk edilecek, tabiat dostu teknolojiler tercih edilecektir. Bu dönüĢüm beraberinde siyasal ve kültürel alanları da etkileyecektir (Nohutçu, 2003: 4–7). Aynı zamanda bu değiĢim Numan KurtulmuĢ‘a göre yeni sınıfların oluĢmasına ve güç odaklarının değiĢmesine de neden olmuĢtur (KurtulmuĢ, 1995: 182). Bilgi Toplumu ile ilgili olarak dikkati çekici görüĢler ileri süren ilk yazarlardan biri olan ABD‘li Avlın Ward Gouldner‘de, yeni sınıf diye adlandırdığı ‗teorik bilgi sahibi bir sınıfın, geliĢmiĢ toplumlarda yeni bir siyasal güç merkezi oluĢturduğunu‘ ileri sürmüĢtür (Dura, 1990: 41 den Akt. Dura ve Atik, 2002: 39). Sanayi sonrası toplum yapısını, ABD üzerinden açıklamaya çalıĢan Daniel Bell, bilimsel ve teknik bilginin sosyal tabakalaĢmada en belirleyici bir faktör olacağını, yükseköğrenimlilerden oluĢan yeni bir sınıfın topluma egemen olacağını ilk savunan düĢünürlerden biridir (Alpay, 1985: 14). Blumenthal ise sanayi toplumunda, kıtlık prensibinin zorunlu kıldığı ‗ürün esaslı‘ üretimden Bilgi Toplumunda, küresel pazarlarda rekabeti esas alan üretimde çokluk, çeĢitlilik ve esnekliği öngören ‗pazar esaslı‘ üretim stratejilerinin benimsendiğini söylemektedir. Mattelart ise, Bilgi Toplumunun ‗emek değer kuramıyla değil, bilgi değer kuramıyla belirlendiğini söylemektedir (Mattelart, 2004: 61). Bu tanımlamalar Bilgi Toplumu ile Sanayi Toplumu arasında ki düzen açısından farklılıkları ortaya koymaktadır.

Numan KurtulmuĢ ise bilginin yansımalarını Ģöyle ifade ediyor; Enformasyon teknolojisi; denetimde, zaman, mekân ve coğrafi uzaklık faktörlerinin getirdiği sınırlamaları ortadan kaldırmayı ifade etmektedir. Ses, görüntü, hareketli görüntü, veri

(veri) biçimindeki enformasyon aktarımlarını tek ve esnek (program değiĢtirilebilir) bir Ģebeke içinde tümleĢtirmeyi mümkün kılacak bir boyut kazanmıĢtır. ‗Telematik‘ terimi gelinen noktayı anlatmaktadır (Göker, 1996: 4). Tele-çalıĢma sistemi Ģimdiden evden iĢe katılmayı sağlamıĢtır. Birçok yazarın da dile getirdiği gibi Bilgi Toplumunu tetikleyen geliĢme enformasyon teknolojisidir. Gelinen nokta itibarı ile birey veya kurumlar istedikleri bilgilere (basılmamıĢ tez veya makale) istedikleri zaman ulaĢabilir hale gelmiĢlerdir. ġaylan, bunu dijitalleĢmiĢ bilgi olarak nitelendirmekte ve Bilgi Toplumunun belirleyicisi olduğunu söylemektedir (Tekeli, 2002: 48).

Çünkü biliĢim ağına bağlanarak konut içinden üretime katılmak daha kolay olacaktır. ‗Üretim düzenindeki değiĢimle birlikte meslek yapılarında değiĢim ortaya çıkacaktır. Son dönem sanayi toplumunun ‗tekno-strüktür‘ünü (Galbraith) oluĢturan profesyonel kariyere dayalı mesleki kurumlaĢma; bilgi-uzmanlık-danıĢmanlık temeline dayalı bir meslekleĢmeye yerini bırakacaktır. Dev Ģirketler kariyer yeri olmaktan çıkarırken, birçok hizmet, uzman Ģirketlere proje olarak ısmarlanacaktır. Böylece mesleklerde hızla yenilenen bilgi ve uzmanlığa dayalı yeni bir iĢbölümü oluĢacaktır. Sanayi toplumundaki iĢbölümü ve uzmanlaĢma, üretim sürecinin madde ve mekanik boyutunda ortaya çıkan bir iĢbölümü ve uzmanlaĢmaya dayanıyordu. Oysa Bilgi Toplumundaki iĢbölümü ve uzmanlaĢma, üretim sürecinin bilgi ve biliĢim boyutunda ortaya çıkan uzmanlaĢma ve iĢbölümü ile gerçekleĢecektir. Bu durumda, sanayi toplumunda yenilik Ģansı maddi-mekanik süreçle sınırlı iken, Bilgi Toplumunun bilgi üretim sürecinde sınırlar önemli ölçüde ortadan kalkmaktadır. Yenilik için maddi sınırlar yanında, iletiĢiminin getirdiği hızla, zaman kısıtlaması da önemli ölçüde ortadan kalkmaktadır‘ (Erkan, 1994: 121). Sanayi toplumunun mekanik iliĢkilerinin aksine, Bilgi Toplumunda bilgi üretimi sinerjik temelli bir yapıya sahiptir.

Aynı zamanda, Bilgi Toplumu tarım ve endüstri toplumlarına göre tek taraflı bir toplum değildir. Bilgi Toplumunda iktisadi yapı hem tarıma hem sanayiye hem de biliĢim sektörüne dayanmaktadır. Bilgi Toplumunda sanayi toplumunda olduğu gibi piyasaya yakınlık, hammaddeye yakınlık veya iĢ gücüne yakınlık gerekmemektedir. Temel ölçüt bilgiye yakınlıktır. Masuda, tarım ve sanayi toplumlarının sosyal teknolojiye dayalı bir iktisadi yapıya sahip olduğunu; Bilgi Toplumunun ise, bilgi teknolojisine dayalı bir iktisadi yapıya sahip olduğunu vurgulamaktadır (Dura, 1990:

40). Sanayi toplumunda ‗yatırım humması‘ yerini Bilgi Toplumunda bilgi üretmeye yönelik ‗yenilik hummasına‘ bırakacaktır diyen Erkan, büyümeyi ve kalkınmayı sağlayan esas faktörün yatırım yoluyla gerçekleĢen sermaye birikimi olmadığını, yenilikler yoluyla üretilen bilgi olduğunu söylemektedir (Erkan, 1994: 160). Özetlemek gerekirse günümüzde artık bilgiden bilgiye geçiĢ baĢlamıĢtır. Bilgi üreten kurumlar toplumun baĢat kurumları haline gelmiĢtir. Yamaç‘ın da ifade ettiği gibi, bilgi toplayıcı toplum olmaktan çıkmalıyız (Yamaç, 2009: 10). Bunu da ancak sahip olduğumuz bilgi üreten kurumların sayısı ve niteliği ile sağlaya biliriz. Kadir Cengizbay‘ın söylediği gibi, …enforme olmak, bilimsel faaliyette bulunmak, yani bilimsel bilgi üretmek, bilim adamı olmak anlamına gelmez… (Cengizbay, 2003: 81–91). Çünkü niteliksel özellik her zaman önemlidir. Burada bilgi üretmenin önemi vurgulanmaktadır.

Bilgi Toplumunda beklentinin aksine geliĢmelerde yaĢanmaktadır. Örnek olarak David Howell ve Wolff‘un yaptığı Ģu tespiti gösterebiliriz; ABD‘de iĢ yerlerinde yüksek vasıflara talep artsa da, iĢçilerin ortalama gelirlerinde ciddi gerileme görülmüĢtür. Howell ve Wolff ABD‘de düĢük vasıflı iĢçilerin istihdamdaki payı, çeĢitli sanayi kollarında gerilerken, düĢük ücretli iĢçilerin payının aynı sanayi kollarında yükseldiğini ortaya koymaktadır (Castells, 2008: 376–377). Bu çalıĢma bize yüksek vasıf sahip olmanın mutlaka yüksek ücret almak olmadığını anlatmaktadır. Aynı zamanda ABD gibi Bilgi Toplumunun bütün özelliklerini taĢıyan ülkelerde beklentilerin ötesinde sosyo-ekonomik geliĢmelerinde yaĢanabileceğini göstermektedir.

Bensghir‘e göre, bir toplumun Bilgi Toplumu aĢamasına gelip gelmediği Ģu iki kritere göre belirlenebilir: bilgi sektörünün GSMH‘daki payı veya bilgi sektöründe çalıĢanların toplam nüfusa oranı(Bensghir, 1996: 12).

Aynı zamanda bilgide bu süreçten payına düĢeni almaktadır. Bilgi kazandığı çeĢitliliğe bağlı olarak, iĢlevi ve üretimi de yeni bir biçimde kurumsallaĢmaya doğru gitmektedir. Bilgi Toplumunun temel problemi, görünen o ki, bilimin/bilginin örgütlendirilmesidir. Bu nedenle, bilimin/bilginin örgütlendirilmesini sağlayan üniversiteler ve diğer araĢtırma geliĢtirme gibi kurumlar Bilgi Toplumunun ana kurumları olacaktır.