• Sonuç bulunamadı

ÖĞRENCĐ SAYIS

3.1.2. Üniversite Öğrencileri ve Gençlik Dönem

3.1.2.1. Gençlik Dönemi Sorunları

Psikolojik açıdan en önemli değişiklikler yoğun olarak gençlik döneminde yaşanmaktadır. Bu dönemin özü gereği yaşanılması zorunlu olan ve genç bireyi zorlayan gelişimsel streslerin en önemlileri arasında, aile çevresinin yakın ilişkilerinden arkadaş çevresinin yakın ilişkilerine geçiş, aileden koparak bağımsızlığa yönelme, kimlik arama, sosyal ve cinsel rolüne uyum, ideal beni bulmaya yönelik özdeşleşme çabası, farklı, değişik ve yeni bir şeyler arama ve yapma çabası, beden imajını kabullenme, benimseme ve onunla hoşnut yaşama sayılabilir. Görüldüğü gibi çok sayıda psikolojik değişiklik yaşanmaktadır. Genç

459ARMAĞAN, Đbrahim; Gençlik Gözüyle Gençlik, Kırkısraklılar Vakfı Usadem Yayınları, Bilim

Araştırma Dizisi No. 1, Đstanbul, 2004, s.5-7.

460SAHBAL, Aras; ORÇIN, Esmahan; OZAN, Sema and SEMĐN, Semih; “Sexual Behavıours And

Contraception Among University Students In Turkey”, Journal Of Biosocial Science, V. 39, N. 1,

birey hem duygusal, hem bilişsel, hem de davranışsal düzeyde zorlanmakta, yeni uyumları gerektiren stresleri yaşamaktadır.461

Üniversite yılları gençlerin erişkinliğe geçiş yıllarıdır. Bu dönemde gençlerin ilişkilerinin çok hızlı değişim gösterdiği bilinmektedir. Özellikle üniversitede okuma

şansı elde edenler, üniversiteyi kazanma sevincinin yanı sıra; aileden ayrılma, yeni çevre ve arkadaş edinme, yalnız kalma korkusu, ekonomik güçlükler, yurt hayatına alışma, gelecekteki mesleği ve çalışma hayatı ile ilgili kaygı gibi bir çok sorunla da yüz yüze kalır. Bu sosyal, kültürel ve ekonomik değişiklik gençleri ruhsal açıdan olumsuz etkileyebilir.462

Üniversite gençliğinin mevcut problemlerini şu şekilde sıralayabiliriz: Ekonomik problemler, eğitim ve öğretim problemleri, sosyo-kültürel problemler ve psikolojik problemler. Ekonomik problemler; öğretim giderleri ile ilgili problemler, barınma, beslenme ve sağlık problemleridir. Eğitim ve öğretim problemleri arasında bireysel ve ailesel faktörler ayrıca eğiitm-öğretim ortamından kaynaklanan problemler vardır. Sosyo-kültürel problemler arasında boş zamanın değerlendirilmesi ve uyum problemi vardır. Tüm bu problemlerin yanı sıra üniversite gencinin yaşadığı birtakım psikolojik problemler de vardır. Dünyanın değişen çehresi yüksek öğrenime çok büyük önem verildiğini ve verilmesini gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Üniversiteler yüksek düzeyde eğitim-öğretim yapan, elit kadrolar yetiştiren, bilimsel ve teknolojik araştırmalar yapan kuruluşlardır. Günümüzde toplumların üstünlükleri bilim ve teknolojide ulaştıkları düzeyle ölçülmektedir. Daha açık ifade ile devletlerin gücü, bilimde kaydettikleri mesafe ile doğru orantılıdır. Bir başka deyişle artık dünyada gücü belirleyen unsur bilgidir. Bu noktada bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma da çağımızın en önemli silâhı hâline gelmiştir.463

Armağan (2004) 21. yüzyıl eşiğinde Türkiye gençliğinin sorunlarını araştırmak üzere yaptığı araştırmada şu sonuçlara ulaşmıştır. Gençlerin en çok yakındıkları konulardan biri “özgür tartışma ortamının olmaması”dır. Gençler

461AKSAÇ; s.165.

462ÖZDEL, Lale; BOSTANCI, Mehmet; ÖZDEL, Osman ve OĞUZHANOĞLU, Nalan K.;

“Üniversite Öğrencilerinde Depresif Belirtiler ve Sosyodemografik Özelliklerle Đlişkisi”,

Anadolu Psikiyatri Dergisi, C. 3, S. 3, 2002, s.155.

463KORKMAZ, Ayşe; “Yüksek Öğretim Gençliğinin Problemleri”,

kendilerini özgür hissetmemektedir. Ayrıca toplumsal baskının da kendilerini tedirgin ettiğini ifade etmektedirler. Büyüklerin sürekli olarak işlerine karıştıkları ve bu baskıyı yaşamlarının her düzeyinde hissettiklerini belirten gençler, özellikle aile, komşu, eğitim ve iş ortamındaki baskı üzerinde durmaktadırlar. Đletişimsizlik de gençliğin önemli bir sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Gençler hem daha yaşlı kuşaklarla hem de kendi kuşaklarıyla sağlıklı bir iletişim kuramadıklarını belirtmektedirler.464

Robotham (2008) Đngiltere’de bulunan üniversite öğrencileri üzerine yaptığı araştırma sonucunda üniversite gençlerinin mevcut sorunlarını tespit etmiştir. Öğrencilerin en çok ders çalışma şekilleri ile ilgili sıkıntıları olduğunu bildirmiştir. Dersler konusunda çok yoğun sorumluluk altında oldukları görülmüştür. Dersler sonrası sınavlarda stresi çok fazla yaşamaktadırlar. Üniversite bir değişimdir. Bu yüzden bu değişime uyum sağlama birçok üniversite öğrencisi arasında stres yaratmaktadır. Farklı bir ülkeden gelen üniversite öğrencilerinde de stres görülmektedir. Bunların yanı sıra yaşanan maddi sorunlarda stresi beraberinde getirmektedir.465

Tüm bunlar karşısında üniversite öğrencilerinin stres karısında gösterdiği tepkilerde değişmektedir. Duygusal tepkiler (korku, kaygı, endişe, suçluluk, keder ya da depresyon), bilişsel tepkiler (stresli olayları değerlendirme biçimlerinin farklılaşması), davranışsal tepkiler (ağlama, kendine ve diğerlerine zarar verme davranışı, sigara içme ve sinirlilik) ve fizyolojik tepkiler (aşırı terleme, titremek, kekelemek, baş ağrıları, kilo kaybetme ya da alma ve vücut ağrıları) şeklindedir. Her bireyin strese verdiği tepkiler de değişmektedir.466

Poch, Villar, Caparros, Juan, Cornella ve Perez’e (2004) göre üniversite zamanı hem çalışmaya adanılan bir dönem olması sebebiyle zor hem de gelecek için yoğun bir istek ve pozitif beklentilerin yer aldığı bir zamandır. Bu iki düşünce üniversiteye uyum konusunu zorlaştırmaktadır. Ayrıca iyi akademik sonuçların elde

464ARMAĞAN; s.18.

465ROBOTHAM, David; “Stress Among Higher Education Students: Towards A Research

Agenda”, Higher Education, V. 56, N. 6, December 2008, s.735-746.

466MISRA, R.; MCKEAN, M.; WEST, S. and RUSSO, T.; “Academic Stress Of College Students:

Comparison Of Student And Faculty Perceptions”, College Student Journal, V. 34, N. 2, 2000,

edilmesini de güçleştirmektedir. Ancak bu düşünceler aynı zamanda gelecek başarıları için de gereklidir.467

Yurt dışında ergenler ve üniversite öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalarda ebeveyn desteği, ana-baba tutumu ve belirli ana-baba davranışları, kişisel maneviyat-dindarlık, sosyo-ekonomik düzey ve not ortalaması ile geçmiş akademik yaşantılardan alınan doyum gibi değişkenlerin yaşam doyumu ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Ülkemizde ise üniversite öğrencileri üzerinde yıllardır uyum, kendini gerçekleştirme, benlik saygısı, iyimserlik ve atılganlık gibi olumlu kişilik özellikleri ile ilgili çeşitli araştırmalar yapılmış olmasına rağmen iyi oluşla ilgili kavramlardan yaşam doyumu yeterince incelenmemiştir. Ancak son zamanlarda ülkemizde de öğrencilerin iyi oluşu konusuna ilginin artmaya başladığı görülmektedir.468

3.1.2.2. Üniversite Öğrencilerinin Kişilik Yapısı ve Stres Düzeyi Đle Đlgili