• Sonuç bulunamadı

Gemi - Ġnsan Benzerliği Üzerinden Asıl Amaca UlaĢmaya Vurgu

BÖLÜM 3: ÂġIK PAġA‟NIN KUR‟AN AYETLERĠNE YAKLAġIMI

3.20. Gemi - Ġnsan Benzerliği Üzerinden Asıl Amaca UlaĢmaya Vurgu

Bu kıssada ÂĢık PaĢa, âlem insan benzerliğinden yola çıkarak âlemdeki bazı Ģeylerle insandaki bazı Ģeylerin benzeĢtiği hususuna dikkat çeker ve bunu gemi örneği üzerinden açıklamaya çalıĢır. Bu örnekte müellif, insanı gemiye, dünyayı denize, geminin denizde yüzmesi için gerekli olan hususları insanın dünya denizinde seyretmesi için gerekli olan hususlara benzetmektedir. Müellif konuyu gemi örneğinden hareketle anlattığı için

330 ÂĢık PaĢa, a.g.e., II/1, 105-107.

331 Konyalı Mehmed Vehbi, Hulâsâtü’-Beyan fî Tefsîri’l-Kur’ân, Üçdal NeĢriyat, 4. Baskı, Ġstanbul, (ts.), VIII, 3152-3164; Elmalılı, a.g.e., V, 376-381.

184

Kur‟an‟dan seçmiĢ olduğu ayetin içinde geminin denizde gitmesinden söz eder. َوّّٰللا َّفَا َرَػت َْلَا رَْتَ َكْلُفْلاَو ِضْرَْلاا ِفي اَم ْمُكَل َرَّخَس

ي ِفي ِرْحَبْلا

هِرْمَاِب “Allah'ın yerde olanları ve emriyle denizlerde yürüyen

gemileri buyruğunuz altına vermiĢ olduğunu görmez misin?”332

ayeti olmuĢtur.

Kıssa sekizinci bölümde geçtiği için müellif geminin denizde yüzmesi için sekiz Ģeyin gerekli olduğunu ifade ederek, insanın da bu dünya denizinde rahatça yüzüp yaĢayabilmesi için tıpkı deniz gibi ona da bazı Ģeylerin gerekli olduğunu belirtir. Müellif anlatacağı bütün bu hususların Hac, 65. Ayetin açıklaması mahiyetinde olduğunu hissettirmek için bu ayeti kıssanın baĢlığına yerleĢtirir.

Müellif Cenâb-ı Hakk‟ın ilk önce âlemi ardından da insanı yarattığını söyleyerek insanın yeryüzüne yayıldığını ve âlemi tanımak gayesiyle yeryüzünü dolaĢmaya baĢladığını söyler. Derken insanoğlunun karĢısına deniz çıkar ve insan onu aĢmak için bir vasıtaya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla gemiyi icat eder ve uçsuz bucaksız deniz onun sayesinde aĢılır.333

Nitekim konuya referans gösterilen yukarıdaki ayette de Allah (c.c.) gemileri insana musahhar kıldığını belirtir. Ayetin manasıyla müellifin bu tespiti birbiriyle örtüĢmektedir. Müellif buradan hareketle Âlem-Âdem benzerliğinden hareketle bir geminin denizde yüzüp istediği menzile sağ salim bir Ģekilde ulaĢması için sekiz Ģeyin gerekli olduğunu belirtir. O, insan hayatının geminin denizde yüzmesi gibi bir Ģey olduğunu belirterek, bu hayat denizinde insan gemisinin sağ salim yüzüp asıl menziline ulaĢması içingeminin denizde yüzmesi için gerekli sekiz Ģartın bir benzerinin insanın dünya denizinde seyri için gerekli olduğunu söyler. Tabi bu benzetmede müellif iĢarî yorumlara kaçar.

Müellif bir geminin denizde yürümesi için veya bir deniz seferinin olabilmesi için sekiz Ģeyin bir araya gelmesini Ģart koĢar. Bu noktada aranan birinci Ģart, denizin kendisidir. Çünkü deniz olmazsa geminin de olmasının bir mantığı yoktur. Ġkinci Ģart ise geminin kendisidir. Çünkü gemi vb. bir deniz aracı olmadığı müddetçe insanoğlu denizde sefer yapamaz. Böyle bir yolculuk ancak denizde yüzebilen bir vasıtayla mümkündür. Bu vasıta da geminin kendisidir. Peki deniz ve gemi olunca bu iĢ bitmiĢ midir? Tabi ki hayır! Bu yolculuk için üçüncü Ģart da havadan rüzgârın gelip dokunduğu bir yelkenin olmasıdır. Yelkenin olmadığı hiçbir gemi yürümez. Gemiyi yürütecek asıl güç denizde

332 Hac, 22/65.

333

185

esen rüzgârdır, fakat rüzgârın gemiye tesiri ancak yelkenle mümkündür. Onun için yelkeni olmayan hiçbir gemi yürümez. Bu halde lazım olan üçüncü Ģey de yelken olmuĢ olur.

Bu üç Ģey bir araya geldiğinde gemi denizde yüzmeye baĢlar; fakat geminin kontrol altına alınması hızlandığında yavaĢlaması ve nihayetinde varılacak yere geldiğinde düzgün bir Ģekilde durması gerekir. ĠĢte gemiye bu iĢi yaptıracak, onu yavaĢlatacak Ģey de lengerdir. Böylece dördüncü Ģart da lenger olmuĢ oldu. Yelkeni anlatırken rüzgâra da ihtiyaç olduğunu söylemiĢtik. Çünkü gemiyi asıl yürütecek olan rüzgârdır. Bu da beĢinci Ģarttır. Altıncı Ģart ise gemiyi tüm düzenekleriyle kullanabilen, onu rotasına sokan, geminin nereye gideceğini bilen, ne zaman durup ne zaman hareket edeceğine karar veren iyi bir kaptanın yani gemicinin var olmasıdır. Yedinci Ģart ise bu gemiyi dolduracak insanların olmasıdır. Çünkü bu kadar emek, bu kadar çaba sırf onları taĢımak ve ihtiyaçlarını karĢılamak içindir. Dolayısıyla böyle bir seyahatin olması ancak gemide yolcuların olmasıyla mümkün olur ki geminin varlığı ve icadı sırf bu nedenden dolayıdır. Bu yolculukta gerekli olan son Ģey de insanların yanlarında taĢıdıkları malları ve mülklerinin gemide olması gerektiği gerçeğidir. Belki de geminin varlık sebebi budur. Tek baĢına insan bir Ģekilde denizi geçebilir. Ancak yanında eĢyasını malını geçirmesi ancak gemi ve benzeri vasıtayla mümkündür.334

ĠĢte bu sekiz Ģey var olduğunda layıkıyla bir yolculuk yapılır ve “Allah'ın yerde olanları ve emriyle denizlerde yürüyen gemileri buyruğunuz altına vermiĢ olduğunu görmez misin?” ayetinin tecellisi ortaya çıkmıĢ olur. Müellif bu sekiz Ģeyi açıkladıktan sonra asıl anlatmak istediği konuya gelir. Müellifin gemi örneği anlatılacak asıl konuya bir giriĢ, mevzuyu anlatmak açısında güzel bir temsil hükmündedir.

Müellif yukarıda ifade edilen sekiz Ģeyi insandaki Ģu sekiz Ģeye benzeterek iĢarî bir yorum yapar. Bu doğrultuda deniz âleme, gemi de vücuda benzer. Nitekim insan dünya denizinde yüzen bir gemiye benzemiĢ olur. Gemide var olması gereken üçüncü Ģeyin yelken olduğunu söylemiĢtik. Yelkenin insandaki karĢılığı onu istediği memleketlere götüren gönüldür. Yelkenin iĢlevini görmesi için onu havayla dolduracak rüzgâra ihtiyacın var olduğunu söylemiĢtik. Rüzgârın insandaki karĢılığı ise nefsin isteklerini terk etmesidir ki, bu da Hakk‟ın emriyle mümkündür. Ġsteklerinden arınmıĢ bir nefsi

334

186

Cenâb-ı Hak göklere uçurduğu gibi gönül de bu sayede gitmek istediği menzillere ulaĢır. Rüzgârın karĢılığı bu haliyle Hakk‟ın emrine benzemektedir. Çünkü O‟nun emri olmadığı müddetçe kimse bir yere gidemez. BeĢinci husus olarak gemide lengerin lazım olduğunu söylemiĢtik. Müellif lengerin iĢarî yorumunu Ġslamiyetin hükümleri olarak belirtir. Lenger nasıl ki gemiyi yavaĢlatır ve durdurursa Ġslamiyet‟in hükümleri de insana gem vurur ve onu kontrol altına alır. Eğer Ġslamiyet olmamıĢ olsaydı insanlar vardıkları her yerde helak olurlardı. ĠĢte bu yönüyle Ġslami hükümler insan için gemideki lenger vazifesi görmektedir. Altıncı husus olarak gemiyi kullanabilen, onu nereye götüreceğini bilen, onu kontrol eden bir kaptanın var olması gerektiğini belirten müellif, bunun insandaki karĢılığını da akıl olarak yorumlamaktadır. Bu âlem, denizinde yolu bilen, gitmek istediği yere alıp götüren akıldır. Bu gemi ona uymuĢtur. Yani insan aklı ile iĢ yapmıĢ, onun buyrultusu doğrultusunda hareket etmiĢtir. Yedinci Ģart olarak geminin insanlarla dolu olması gerektiği söylenmiĢti. Müellif insanlarla dolu gemiyi aklın düĢüncesi yani fikir olarak açıklamaktadır. Fikri olmayan insan ise boĢ bir gemiye benzer. Sekizinci olarak da gemide insanla birlikte malı ve mülkü, parası ve pulu olmalı denmiĢti. Müellif bu hususu da amele benzetmektedir. Yani gemideki insanlara ait olan mal ve para amel olarak yorumlanmıĢtır.335

Böylece düzgün bir deniz yolculuğunda bulunması gereken sekiz Ģey, âlem denizinde yüzen insandaki sekiz Ģeye denk gelmiĢ oldu.

3.21.Ġnsanların Üç Bölüme Ayrılıp Toplamda Dokuz Tabakada Kategorize