• Sonuç bulunamadı

1.3. Finansal Performans

1.3.3. Finansal Performans Türleri

1.3.3.1. Geleneksel Finansal Performans

1.3.3.1.3. Geleneksel Performans Ölçütleri

Literatürde kurumsal performans tipi olarak en fazla kullanılan performans tipi finansal performans olmuş; finansal performans göstergeleri arasından en çok kullanılan finansal oran ‘karlılık oranları’ olmuştur (Carton ve Hofer, 2006: 83). Kârlılık oranlarında ise ROE (öz sermayenin kârlılığı), ROA (aktif kârlılığı), EPS

(hisse başına kazanç), P/E (fiyat kazanç oranı), net kâr marjı (ROS) en çok tercih edilen ölçütler olarak dikkat çekmektedir. Günümüzde halen birçok şirket hissedar değeri ölçmedeki eksikliklerine rağmen ROE ve ROA’yı kullanmaktadır ve başarı derecesini adı geçen ölçütler çerçevesinde değerlendirmektedir (Gökbulut, 2009: 47; Yavuz, 2010: 65; Carton ve Hofer, 2006: 83).

Yazarların kârlılık oranlarını şirket performansında vekil (temsilci) olarak kabul etmelerinin altında yatan temel neden şirketin geleneksel amacı olan ‘kâr maksimizasyonu’ amacıdır denebilir. Bir başka ifadeyle kârlılığın performansı temsil gücü şirket yönetimi ve hissedarın kâr maksimizasyonu amacı, önceliği ve güçlü arzusundan kaynaklanmaktadır. Doğal olarak amaç performans bütünleşmesi söz konusudur.

Modern işletme ve finansal yönetim kuramı işletmelerin amacının kısa vadede ‘kâr maksimizasyonu’ olduğunu belirtirken, uzun vadede kâr nihai amaç olan “değer maksimizasyonu”nu sağlamak için bir araçtır. Çünkü kâr zaman ve risk gibi geleceğe yönelik faktörleri ihmal eder. Ancak muhasebe verileri, değeri en net ifade eden hisse fiyatlarını etkiler ve bu veriler bir şirketin performansının nedenlerini ortaya koymak ve şirketin nereye doğru gittiğini görmek için kullanılabilir ve yaygın olarak da kullanılmaktadır (Brigham ve Houston, 2014: 97-98; Saraç, 2015: 2-3).

Tablo 1.1.’de çalışmalarda finansal performans ölçümlerinde sıklıkla kullanılan ölçüm göstergelerinin kârlılık oranları olduğunu göstermektedir (Carton ve Hofer, 2006: 83).

Tablo 1. 1. Çalışmalarda Kullanılan Finansal Ölçümlere İlişkin Frekanslar

ÖLÇÜTLER FREKANS KÂRLILIK Aktif Kârlılığı(ROA) 52 Özsermaye Kârlılığı(ROE) 18 Satış Kârlılığı(ROS) 18 Net Gelir/Kâr 13 Yatırımın Kârlılığı(ROI) 9 BÜYÜME

Satışların Büyüme Oranı 32

Çalışanların Artışı 7

KALDIRAÇ, LİKİDİTE ve NAKİT AKIŞI

Nakit Akışının Büyüme Oranı 2

Özsermaye Kârlılığının Nakit Akışı 1 Aktiflerin Kârlılığının Nakit Akısı 1

Kaynak: Carton ve Hofer, 2006: 83.

Buna göre, aktiflerin kârlılığı (ROA) basta olmak üzere, kârlılık ölçümleri ve özellikle de yeni kurulmuş işletmeler için büyüme oranlarını gösteren ölçümler örgütsel performans ölçümünde en yaygın kullanılan performans göstergeleridir (Carton ve Hofer 2006: 35). Tablo 1.1’de de görüldüğü üzere ROE, ROS, net kâr diğer sık kullanılan performans ölçütleridir.

Calantone vd. (2002) ; Hooley vd. (2005); Han vd. (1998); Bulut vd. (2009); Sandvik vd. (2003); Filippini vd. (1998) gibi sayısız yazar finansal performansın göstergeleri olarak “kârlılık oranları”nı kabul etmiş ve kullanmıştır (Yavuz, 2010: 65).

Bununla birlikte hangi oranların daha yararlı olduğu konusunda yaygın uzlaşma bulunmamaktadır. Çalışmalar incelendiğinde oranların seçiminde geçmiş çalışmaların, çalışmanın amacının, oranların yaygınlığının ve bilinirliğinin rol oynadığı görülmektedir (Öz vd. 2011: 55).

Finansal performans değerlemede geleneksel ya da muhasebeye dayalı performans göstergeleri olarak tanımlanan ve en çok kabul görenler, güçlü yönleri ve sınırlılıkları üzerinde durularak aşağıda belirtilmiştir (Koyuncu, 2010: 35; Bayrakdaroglu, 2009: 25; Birkan, 2015: 11).

1.3.3.1.3.1. Aktif Kârlılığı

Bu oran işletmenin sahip olduğu tüm varlıklarla ne kadar kâr ettiğini gösteren bir ölçüdür. Bu oran, hem hissedarları, hem borç verenleri ilgilendirir. Gerek öz

kaynak gerekse toplam varlık kârlılığı, bilhassa iki veya daha fazla işletmeyi birbirleriyle kârşılaştırırken çok anlamlıdır. İki işletme aynı kâr rakamı elde etmiş olabilir, ama önemli olan bunu ne kadarlık bir özsermaye ya da toplam varlıkla kazandığıdır. Hiç şüphesiz her iki oranın da fayda yönlü yani mümkün olduğu kadar yüksek olması tercih edilen bir durumdur (Saraç, 2015: 19).

Varlık kârlılığındaki artış trendi şirketin satış kârlılığının ve/veya varlıklarının toplam devir hızının iyileştiğinin göstergesidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus varlıkların gerçek getirisi şirketin varlıklarının kendisine finansman sağlayan tüm kaynaklara oranıdır. Başka deyişle hem borcun hem de özsermayenin yarattığı kârın ifadesidir (SPL Çalışma Notları, 2017:124 ). ROA, varlıkların ne kadar etkili ve verimli kullanıldığını göstermesi bakımından önemli bir rasyodur. Borçlanmanın artışı ROA’yı etkilerken ROE’yi etkilemez.

1.3.3.1.3.2. Özsermaye Kârlılığı

İşletmenin sahip olduğu öz kaynaklara kıyasen ne kadar kâr ettiğini gösteren bu oran, bilhassa işletme sahiplerini, yani hissedarları ilgilendiren bir göstergedir. Oranın mümkün olduğu kadar yüksek olması tercih edilen bir durumdur (Saraç, 2015: 19).

Piyasa ekonomilerinde bir şirkete sermaye yatırımı yapmaktaki amaç gelir elde etmek olduğuna göre, elde edilen kârın, o şirkete ayrılan sermayeye oranı, şirketin bir diğer başarı ölçütü olarak kabul görür. Özellikle kârlılık oranları içinde hissedarlar açısından asıl önem taşıyan “Özsermaye Kârlılığı” olup, net kârın özsermayeye bölünmesi ile bulunur (SPL Çalışma Notları, 2017: 124).

İşletmeler için en anlamlı kârlılık göstergelerinden biri de özsermaye kârlılığıdır. Serbest piyasa ekonomilerinde ortaklar, hissedarlar ve yöneticiler açısından amaç özsermaye kârlılığını en yükseğe çıkarmaktır (Akgüç, 2007: 151). Özsermaye kârlılığı olan ROE, özsermayenin yarattığı kârı ölçtüğünden özsermayenin ne kadar etkili ve verimli kullanıldığını göstermesi bakımından önemlidir.

1.3.3.1.3.3. Hisse Başına Kazanç

Net Kâr/Hisse Senedi Sayısı olarak formülize edilir. Tek başına kâr rakamı, farklı büyüklükteki sermaye yapılarına sahip firmaları karşılaştırırken yanıltıcı olabilir. Doğrusu, her firmanın dolaşımdaki hisse adedi başına ne kadar kâr sağladığına bakmaktır. Bu aynı zamanda firmanın büyüme hızına ilişkin de bir göstergedir (Saraç, 2015: 19).

1.3.3.1.3.4. Fiyat/Kazanç Oranı

Piyasa Değeri/Net Kâr olarak formülize edilen fiyat/kazanç (F/K) oranı, bir şirketi değerlendirirken analistlerin baktıkları, oldukça popüler bir orandır. Adından da anlaşılacağı üzere şirket hisse senedi fiyatının hisse başı kazanca bölünmesiyle hesaplanır. Bir başka deyişle bu oran bir hissenin cari pazar değerinin en son yıla ilişkin pay başına kâr değerine bölünmesi ile hesaplanır. Bir birimlik kâr elde etmek için hisse fiyatına kaç birim ödendiğini gösterir.

F/K çarpanı sektörden sektöre değişkenlik gösterdiği gibi, piyasa şartlarına karşı da oldukça hassastır. Bazı sektör şirketleri geleneksel olarak diğerlerinden daha yüksek (daha düşük) F/K çarpanıyla işlem görebilmektedir. Piyasanın coşkulu olduğu dönemlerde yatırımcılar bir birim kâr için yüksek fiyat ödemeyi kabul ederken, kriz dönemlerinde aynı kâr için çok daha düşük fiyat ödeyecek yatırımcı bile bulunamaz. Bu sebeplerden ötürü F/K çarpanı tek başına yeterli bir yatırım kriteri olamaz (SPL Çalışma Notları, 2017: 125).

Fiyat-gelir ya da fiyat-kazanç oranı, işletmenin her bir liralık hisse başı net kazancına karşılık, yatırımcıların hisse senedine kaç lira ödemeye hazır olduğunu gösteren bir orandır. Yatırımcının işletmeye duyduğu güvene dayalı olarak hisse senedi için ödeyeceği fiyat yükselebilmektedir. Ancak yüksek bir oran, hisse senedi fiyatının yüksek değerlendirildiğinin, düşük bir oran ise düşük değerlendirildiğinin bir göstergesi de olabilir (Aydın, 2014: 101).

1.3.3.1.3.5. Satışların Kârlılığı Oranı

Net Kâr / Net Satışlar olarak hesaplanan ve hesaplama kolaylığı nedeniyle sık kullanılan bir performans ölçüsüdür. Aktif kârlılığı oranının bir bileşenidir (Yükçü ve Atağan, 2010: 30). Bu oran firmanın her bir para birimlik satışı üzerinden elde ettiği net geliri göstermektedir. Oranın mümkün mertebe yüksekliği işletme açısından istenen bir durumdur. Satışların ne kadar verimli olduğunu göstermesi bakımından bu oran önemlidir. Keza çok satış yapmak, çok kâr elde edildiği anlamına gelmemektedir.

1.3.3.1.3.6. Satışların Büyüme Oranı

Bir şirketin faaliyetlerinin değerlendirilmesine yönelik en önemli gösterge satışlarını artırma becerisidir. Satış yapamayan bir şirket diğer stratejilerinde ne kadar başarılı olursa olsun piyasalarda kalamaz ve hiçbir varlık gösteremez. Yüksek enflasyon yaşanan ülkelerde nominal artış hiçbir anlam ifade etmez. Dolayısıyla satış artışlarını reel bazda ölçmek gerekir (SPL Çalışma Notları, 2017: 125).

Satışlardaki büyümeyi hesaplamak için cari dönemdeki satış tutarından bir önceki dönem satış tutarı çıkartılır ve elde edilen değer bir önceki dönem satış tutarına oranlanır (Civan, 2009: 15). Cari dönem net satışlar- önceki dönem net satışlar / bir önceki dönem net satışlar olarak hesaplandığından dolayısıyla statik değil dinamik bir orandır.

1.3.3.1.3.7. Yatırımın Getirisi

Net kâr /kullanılan sermaye (ROI) olarak hesaplanan bu oran salt kâr düşüncesinden öte verimlilik ve ekonomikliği temel alan kârlılık hedefine yöneltmektedir. Bu yönelme yöneticilerin işletmeleri bir kâr merkezi yerine bir üretim ve yatırım merkezi olarak görmelerini sağlar. Kâr verimlilik açısından yani elde edilen kâr ile bunun oluşumunu sağlayan yatırımların ilişkisine dayalı olarak değerlendirilir. Yatırım getirisi oranları hedefe ilişkin performansı ölçmekte kullanılan bir göstergedir (Akal, 2011: 236-237).