• Sonuç bulunamadı

B. Tarihî Kaynaklar

2. Arapça Kaynaklar xl

2.1. Gazneliler Döneminde Herât Bölgesi

Gazneliler IV/X. yüzyılda kurulmuş bir Türk-İslâm devletidir. Kurucuları olarak bilinen ve tahminen 267/880-881 yılında doğmuş olan Alptigin (Coşkuner, 2004: 46), Sâmânî Emîri Ahmed b. İsmail (907-914) tarafından satın alınmış Türk kökenli bir gulâmdır. Meziyetleri ile yükselerek Emîr Nasr b. Ahmed (914-943) tarafından âzad64

edilmiş ve hassa askerî olarak devletin muhafız kıtasına girmiştir (Nizâmü’l-Mülk, 1989: 113; Yurduaydın, 1971: 58; Merçil, 1997: 525; Göksu, 2011a: 99). Daha sonra Nuh b. Nasr tarafından (943-954) Hâcibü’l-Hüccablığa atanmıştır (Yazıcı; 1992: 1099). Ancak Vezir Belâmî onun tarafından bu makama getirildiği için Sebüktegin’in izni olmadan hiçbir iş yapamamıyordu. Bu nedenle ondan kurtulmak istemiş ve hükümdar Abdülmelik’e onu en büyük görevlerden birisi olan Horâsân vâlisi yaptırarak başkentten uzaklaştırmak istemiştir (W. Barthold, 1979: 18).

Sâmânî Hükümdarı Abdülmelik b. Nuh Türk asıllı Alptigin’i 344/955 yılında Herât vâliliğine tayin etti (Yurduaydın, 1971: 59; Öztuna, 1983: I/168; Merçil, 1989b: VI/223; Genç, 2007: I, 11; Almas, 2011: 251).

64 Geniş bilgi için bkz. Köprülü, 1970b: 83.

Alptigin’den sonra Gaznelilerin başına Sebüktegin geçmiştir. Sebüktegin65, başlangıçta Sâmânîlere bağlı Alptigin’in memlûkü iken yeteneği sayesinde devletin en üst kademelerine kadar çıkmıştır. Sonra da çekinilecek bir güç haline geldiği için Sâmânî merkezi Buhârâ’dan uzaklaştırılıp Horâsân vâlisi yapılmıştır. Gazneli Devleti’nin temelleri, Hindistan’a karşı seferlere girişen Sebüktegin (977-997) tarafından atılmıştır (Cuzcânî, 1955: I/27; Palabıyık, 2002: 67; Coşkuner, 2004: 46).

Sâmânî Hükümdarı Nuh, 384/994-95 yılında Sebüktegin’e Horâsân Emîrliğini tevcih ederek Nâsırüddîn elkâbını vermişti (Hamdullah Müstevfi, 1919: 75; Havafî, 1341: II/97; Göksu, 2011a: 99). Sebüktegin’i66

Herât’a, oğlu Mahmud’u da Nîşâbûr’a yönetici yaptı (Hamdullah Müstevfi, 1919: 76-77-78-79; İbn Kesîr, 1985: XI/485; Fâmî, 2008: 108; Dames, 1988c: 743; Coşkuner, 2004: 46). Sâmânîler bahsinde daha geniş bir şekilde anlatıldığı üzere Sebüktegin, Sâmânîlerle Simcûrîler arasındaki mücadelelerde Sâmânî hükümdarına yardım etmiştir (Merçil, 1989a: 9-10). Sebüktegin, gerçekte Ceyhun Nehri’nin güneyine ve Horâsân’a hâkim iken kardeşi Buğracuk67

da Herât’ın idaresini elinde bulundurmaktaydı (Fâmî, 2008: 108; Merçil, 1989a: 11). Sebüktegin öldüğünde kardeşi Buğracuk Herât Vâlisi, Sebüktegin’in oğlu Mahmud da Horâsân orduları komutanıydı (Hândmîr, 1333: II/375; İbnü’l-Esîr, 1985: V/108-110). Sultan Mahmud zamanında artık Herât Bölgesi’nin şehirlerinden Bûşenc ve Herât ile birlikte Gazne de, Gaznelilerin elindeydi (Hândmîr, 1333: II/375). Herât’ın resmi olarak Sâmânoğulları’ndan Gaznelilere geçtiği tarihi bu dönemde basılan paralar yardımıyla öğrenmekteyiz. 385/995-996 yılında hem Gazneliler ve hem de Sâmânîler adına

65 Sebüktegin: Isık Göl sahilindeki Barshan Bölgesi’nde doğmuştur. Karluk Türklerinden olması

muhtemeldir. Bkz. Merçil, 1989: VI/227; Almas, 2011: 245.

66

Sebüktegin’in Herâttâ Sâmânîlere bağlı olarak vâlilik yaptığına dair en önemli ispatlardan birisi de burada Sâmânîler adına paralar bastırması ve bu paralarda kendi adının da zikredilmiş olmasıdır (Diler, 2009: I/1304-1305).

basılmış paralar mevcuttur (Diler, 2009: II/1305). Bunun sebebi ise başlangıçta Sâmânîlere ait olan şehirde bu devlet adına basılmış paralar mevcut iken daha sonra şehrin Gaznelilerin hâkimiyetine geçmiş olmasıdır. 388/998 yılında tekrar Sâmânîler adına paralar bastırılmıştır. 389/998-99 yılında tekrar Gazneliler adına paralar bastırılmıştır (Diler, 2009: II/1305). Bu paralar da bize şehrin bir kez daha Sâmânîlerin eline geçtiğini ve 999 yılında Karahanlı-Gazneli ittifakıyla yıkılmasından sonra Herât’ın tamamen Gaznelilerin hâkimiyetine girdiğini göstermektedir (Diler, 2009: II/1305).

Gazneli Mahmud tahta geçince Sâmânîlere taht değişikliğini bildirmiş, Sâmânî Emîri Ebu’l-Hâris I. Mansûr (977-999) da Buhârâ’ya elçilerin getirdiği bu mektuba cevaben Gazneli Mahmud’u tebrik etmiş ve Herât, Belh, Tirmiz, Büst, Nîşâbûr vilâyetlerinin Gaznelilere68

bağlandığına dair bir ferman göndermiştir (Cuzcânî,1955: I/47). Gazneli Sultan Mahmud’un Hindistan gazalarını69

fırsat bilen Karahanlı İlek Han 396/1006 yılında Sübaşı Tegin’i70 bir ordu ile Herât’a yollamış ve şehri ele geçirmiştir. Karahanlılar’ın askerleri şehri üç gün yağmalamışlar, halkın mallarına zarar vermişlerdir. Aynı yıl Gazneli Sultan Mahmud, Karahanlı İlek Han’ı yenip şehri tekrar almış ve Karahanlılar Ramazan ayında buradan ayrılmışlardır (el-Utbî, ts.: 130; İsfizârî, 1338: I/387; Havafî, 1341: II/112; Fâmî, 2008: 112). Bu savaşın tarihini İsfizârî 398/1008 olarak vermektedir (İsfizârî, 1338: II/387). Adnân-ı Zâvî adında bir şeyh de Karahanlılar ile birlikte şehirden ayrılmış ve giderken de şehirden hazineleri götürmüştür (Havafî, 1341: II/112). Zâvî’nin şehirden hazine götürdüğüne bakılırsa

68 Basit bir yerleşim yeri olan Gazne, Sultan Mahmud zamanında devletin başkenti olacaktır. Bkz.

Nizamü’l-Mülk, 2003: 135-138.

69 Gazneli Mahmud bu sırada Hindistan’da Multân seferindeydi (Bayrak, 2006: 175).

70 Bayrak Herât’ın ele geçirilmesi için gönderilen ordunun başında Arslan Câzib’in olduğunu

sadece bir şeyh değil aynı zamanda devlet yöneticisi olduğu ihtimali akla gelmektedir. Bundan sonra şehre Altuntaş el-Hâcib71 tayin edilmiştir (Özaydın, 1989: 547).

Sultan Mahmud (384-420/994-1030) zamanında büyük bir devlet haline gelen Gazneliler bu hükümdar zamanına kadar Sâmânîlere bağlılıklarını sürdürmüşler ve zaman zaman onlara yardım ve destekte bulunmuşlardır (Palabıyık, 2002: 67). 406/1016-1017 yılında Gazneli Mahmud’a Horâsân ve oğlu Mes‘ûd’a Herât bağlanmıştır (Palabıyık, 2002: 95).

Gazneliler, Orta Asya’nın aşağı kısımlarında başarılı roller oynamışlar ve Hindistan’a İslâmiyet’in yayılmasını sağlamışlardır (Boyle-Bosworth, 1964: 400). Sultan Mahmud Gûrlular ile mücadele için Herât Vâdisi’nin doğusunu kullanmıştır (Bosworth, 1961: 36, 66).

Herât aynı zamanda Gazneli şehzâdelerinin de vâlilik yaptıkları bir yerdi (Merçil, 1989a: 54). Nitekim Gazneli Sultan Mes‘ûd da hükümdar olmadan önce bu şehirde vâlilik görevinde bulunmuştur. Gazneli Mahmud, oğlu Mes‘ûd’u 420/1029’da Herât vâliliğine getirmiştir (Beyhakî, 1333: 126). Mes‘ûd bir ara Gûrlular karşısında başarısızlığı sebebiyle babası Sultan Mahmud tarafından hapse attırılmış ise de sonra hapisten çıkartılarak Herât vâliliğine tekrar getirilmiştir (Beyhakî, 1333: 114-124; Algül, 1986: 65).

Altuntaş, Sebüktigin’in gözde memlûklerinden olup önce orduda görev verilmiş, sonra Hâcibü’l-Kebîr yapılmış ve Gazneli Mahmud zamanında 391/1001 yılında Herât vâliliği görevine getirilmiştir (Utbî, ts: 145). Gazneli Mahmud’un yerine sultan olan oğlu Mes‘ûd, Altuntaş’ı ortadan kaldırmaya çalışmışsa da başarılı olamamıştır. Hâcib

Altuntaş, Karahanlı Ali Tegin ile Gazneliler arasında yapılan savaşta yaralanmış ve bir süre sonra da ölmüştür (Özaydın, 1989: 547-548).

Sultan Mahmud’dan sonra Gazneli tahtına Muhammed oturmuşsa da ordu kumandanları ve devlet ileri gelenleri onu Tekinâbâd’da tevkif etmişler ve yerine Mes‘ûd’un çıkarılmasına Herât’ta karar vermişlerdir (Beyhakî, 1333: 10-11; Merçil, 2006: 836). Halk Herât’ta Mes‘ûd’a destek veren ordunun gelişini coşkuyla karşılamış ve sevgi gösterisinde bulunmuştur. Sultan Mes‘ûd Herât halkının gönlünde âdeta taht kurmuştur (Beyhakî, 1333: 46). Herât, Gazneliler zamanında önemli şehirlerden olup aynı zamanda devletin ikinci başkenti ve olan Sultan Mes‘ûd’un karargâhıdır (Togan, 1988c: 431; Szuppe, 2003: sy.). Sultan Mes‘ûd döneminden itibaren Herât şehri daha da önem kazanmış, bu mücadeleler sırasında şübaşı burada oturmuştur. Gazneliler, özellikle Selçuklular ile olan mücadelelerinde burasını üs olarak kullanmışlardır (el- Utbî, ts.: 145; İbnü’l-Esîr, 1986: VIII/361-370; Köymen, 1989: 41-53; Merçil, 1989a: 62, 64, 66; Ağacanov, 2006: 76; Piyadeoğlu, 2011: 55, 56, 57; Özgüdenli, 2012a: 44). Burası mücadeleye hazırlanmadan önceki önemli bir ikmal yeri ve geri çekilince ordunun dinlenme mekânı olmuştur (el-Bundârî, 1989: LIX, LXI, LXII; Ebu’l-Hasan Ali, 1999: 115; Özgüdenli, 2012a: 44, 52). Bu ikmal yerlerinin en başta geleni ise su ve otlak bakımından evvelden beri zengin olan Bâdgîs’dir (Piyadeoğlu, 2011: 82).

416/1025 yılından itibaren Selçuklular Horâsân’a ve Herât Bölgesi’ne dâhil yerlerden Ebîver’in de içinde bulunduğu Serahs ve Nesâ civarına geldiler (Özgüdenli, 2012a: 41). Herât’ı 422/1031 yılında Herât’ı alan Selçuklular, Sultan Mes‘ûd’un Gazne’den yola çıkıp onları yenmeleri ile şehri tekrar Gaznelilere bırakmışlardı (Gerdîzî, 1958: 198-201; Merçil, 1989a: 66-67; Bayrak, 2007: 183). Bu olayın sonrasında Selçuklular, Gaznelilere karşı Ferâve’de de ağır kayıplar verdiler (Uslu,

1988: 216). İki devlet arasında 1031-1035 yılları arasında yapılan savaşlarda Musâ Yabgu Gaznelilere karşı verilen mücadelelere katılmıştır (Özgüdenli, 2005b:). Türkmenler Horâsân’da çıkardıkları karışıklıklar dolayısıyla Gazneli Mahmud’un Emîri Arslan Câzib tarafından takibe uğradılar. Türkmenlerin Horâsân’da çıkardıkları karışıklıklar Gazneli Sultan Mes‘ûd zamanında da devam etmiş ve Türkmenler Bâverd’den sonra Herât Bölgesi’nin otlaklarıyla meşhur yerlerinden olan Bâdgîs’e de ulaşmışlardır (Özgüdenli, 2012a: 42). Bâdgîs, otlak ve yer sıkıntısı çeken Türkmenler için çok önem arzetmekteydi. 425/1033-1034 yılında Herât Bölgesi’nde yapılan savaşlarda Gazneliler Herât’a çekilirlerken Çağrı Bey de Merv’e dönmüştür (Mîrhond, 1838: 35-36; Uslu, 1988: 216). Sultan Mes‘ûd, 27 Safer 426/9 Ocak 1035 tarihinde bizzat karışıklıklara son vermek için yola çıkmış ve kısmî bir istikrar sağlanmıştır (Özgüdenli, 2012a: 42). Ancak Türkmenlerin bölgeye gelmeleriyle başlayan karışıklıklar devam etmekteydi.

Selçuklular, 428/1036-37 yılında Herât’a saldırmışlar, ancak Herât halkı onlarla mücadele etmiş ve şehri vermemiştir. Bu kuşatma esnasında Kohendiz ve şehrin rabazı insanların rahat ve huzur içinde yaşayacakları yerler olmuştur (İsfizârî, 1338: I/387- 388). Selçuklular 428/1037 yılında Herât’ı kuşatıp sulh ile ele geçirmişler ve hutbeyi kendi adlarına okutmuşlardır (İsfizârî, 1338: I/388). Ancak ertesi sene şehirde bir ayaklanma meydana gelmiş ve Herât tekrar Selçuklu idaresinden çıkıp Gazneli idaresine girmiştir (İsfizârî, 1338: I/388; Uslu, 1988: 216). Selçuklular, 429/1037-38 yılında Sübaşı Sûrî komutasındaki Gazneli ordusunu yenmişler ve Sübaşı Sûrî Herât’a kaçmıştır (Ahmed bin Mahmud, 1977: I/17; Ebu’l-Hasan Ali, 1999: 8; Bosworth, 1961: 76; Özaydın, 1990: 4; Sevim, 1993: 184-185; Turan, 2010: 98; Piyadeoğlu, 2011: 64).

429/1037-38 yılında Selçuklular Herât’a tekrar girdiler. Bu mücadelelerde çok sayıda köy harap olmuştur. Halk Selçukluların şehre girişi sırasında direnmişse de sonunda sulha mecbur kalmıştır. Şehrin Selçukluların eline geçtiği bu yılda askerlerden bir tanesinin bir kadına el uzatması ve kadının bu mağduriyeti nedeniyle çevresinden yardım istemesiyle, elinde bıçakla bağırarak çıkan başka bir kadının feryadından sonra meydana gelen olaylarda Selçuklu Türkmenleri’nden yüzden fazla kişi ölmüştür (Fâmî, 2008: 125). Sultan Mes‘ûd 429/1038 yılında Gazne’den büyük bir ordu ile Tekinâbâd ve Büst yoluyla İsfizâr ve Herât tarafına gelmiştir (Cuzcânî, 1955: III/130; Reşîdüddîn, 2010: 27; el-Bundârî, 1989: LX-LXII; Râvendî, 1999: I/98; Özaydın, 1990: 4). Sultan Mes‘ûd, Herât ileri gelenlerinden olup Selçuklulara yakınlık gösterenleri ve misafir eden Gazneli devlet erkânını merhametsizce takibata uğratmıştır. Âmil Ebû Talha, Gazneli sübaşısının uğradığı bozgundan sonra Herât’ı işgal eden Türkmenleri misafir ettiği için öldürülenler arasındadır (Köymen, 2000: II/311). Beyhakî ve İsfizârî bu tarihi 429/1037-1038, Havafî ise 430/1038-1039 olarak kaydetmiştir (Beyhakî, 1333: 10, 670; İsfizârî, 1338: I/388; Havafî, 1341: II/160; Köymen, 2000: II/311). Bunların bir kısmı başlarına gelecekleri tahmin edip Herât’ı terk ederlerken kalanlar da işkence ile öldürülmüşlerdir. “26 Ramazan 430/21 Haziran 1039 da Gazneli Hükümdarı Sultan Mes‘ûd, Selçuklulara yenilince Herât’a çekilmiş” (Köymen; 1989: 51), sonbaharı burada geçirmiştir (Ebu’l-Hasan Ali, 1999: 115).

Sultan Mes‘ûd 1 Rebiülevvel 432/9 Kasım 1040 yılında Dandanakan72 Savaşı için Herât’tan ayrılmış, Büyük Selçuklulara yenilince (Köymen, 2000: II/345; Ensârî, 1383: 91) yanındaki hassa askerleri ile birlikte Hindistan’a doğru yönelmişken hazinesine göz koyan Türk ve Hintli gulamları tarafından önce tahttan indirilmiş sonra

72 Dandanakan: Merv ile Serahs Çölü arasında küçük bir kasaba olup bu gün Türkmenistan Devleti

hudutları içinde yer almaktadır (Bosworth, 2004c: 196). Şehrin X. yüzyılda bir girişi ve küçük bir de kalesi vardı (el-Makdîsî, 1994: 278; Bearman, 2004: 19).

da öldürülmüştür (Paul, 2000: 106; Özgüdenli, 2012a: 55, nr.45). Sultan Mes‘ûd’un öldürülmesi üzerine “babasını öldürenlerin hakkından gelmek için Mevdûd Herât’a gelmiş ve suçluları cezalandırmıştır. Bu arada bulunan Oğuz Türklerine de kıyım yapılmış, bir kısmı şehirden çıkarılmıştır.” (el-Bundârî, 1989: LXII-LXIII). Böylece Herât bir kez daha el değiştirip Selçuklulardan Gaznelilere geçmiştir (İsfizârî, 1338: I/388-89).