• Sonuç bulunamadı

Gazali ve Swinburne’e Göre Muhtevanın Test Edilmesi

II. BÖLÜM

3.3 Gazali ve Swinburne’e Göre Nübüvvetin Test Edilmesi

3.3.1 Gazali ve Swinburne’e Göre Muhtevanın Test Edilmesi

Gazali, insanların sahip oldukları bilgi elde etme yollarını ortaya koyduktan sonra, en yüksek idrak aracı olan aklın dahi kavrayamadığı bazı konuların olduğunu, ancak insanların aklın kavrayamadığı bu bilgilere ihtiyaçları bulunduğunu belirtir. Gazali’ye göre, peygamber, aklın müstakil olarak bilemeyeceği fakat tarif edildiği zaman tek başına anlayabileceği hususları haber vermek üzere gelmiştir. Çünkü akıl, amellerden, sözlerden, ahlâk ve inançlardan hangisinin fayda ve zarara yol gösterdiğini bilemez; sıkıntı veren ile mutlu ediciyi birbirinden ayıramaz. Gazali

676 Gazali, a.g.e., s. 66.

677 Salih Sabri Yavuz, İslam Düşüncesinde Nübüvvet, İnsan Yayınları, İstanbul, tarihsiz, s. 171. 678 Bkz. Gazali, el-Munkız, ss. 66-67, Swinburne, Revelation, s. 85.

679 Swinburne, Revelation, s. 85. 680 Aynı yer

konuyu açmak için doktor örneğini verir.681 Ona göre, biz ilaçların özelliklerini tek başımıza anlayamayız, ama tarif edilirse anlar, tasdik eder ve bunu yapmakla helakten kurtulur, mutlu oluruz. Gazali, hastalığı ve tedaviyi tanımada doktorun sözlerinden yararlanabileceğimizi ve doktorun doğru söylediğini de hal ve hareketlerinden anlayabileceğimizi belirtir.682

Gazali, bir şahsın peygamber olup olmadığı hususunda şüpheye düşülmesi durumunda müşahede ile ya da çeşitli kanallardan gelen bilgileri değerlendirerek ve söylenen sözleri dinleyerek o kişinin halleri incelendiği takdirde şüpheden sıyrılıp kesin bilgi sahibi olunabileceğini belirtir. Gazali’ye göre, biz fıkıh ve tıp âlimlerini inceleyerek ve sözlerini dinleyerek onları tanıyabiliriz, onları doğrudan görmemiz gerekli değildir. Gazali, araştırma neticesinde, Şafii’nin fıkıh âlimi, Calinus’un da tıp uzmanı olduğunu bilebileceğimizi ve bu şekilde bizde kesin bilgi hâsıl olacağı kanaatini taşımaktadır.683 Gazali, nübüvvetin manasını kavradıktan sonra, sık sık Kur’an ve Hadis okumak suretiyle Peygamberin nübüvvet derecelerinin doruğunda bulunduğu hakkında kişide kesin bir bilgi hâsıl olacağı iddiasını dile getirmektedir.684 Gazali’ye göre, peygamberin şahsındaki olağanüstü hallerin ve ifade ettiği sözlerin değeri, onun nübüvvetini ispat edecek mahiyettedir. Peygamber’in hadislerini burada özellikle vurgulayan Gazali, onun sözlerinin her zaman doğru olduğunu ve ne kadar tecrübe edilirse edilsin hep doğru bilgiyi vereceğini savunmaktadır.685

Gazali’ye göre, Tanrı’nın göndermiş olduğu bütün peygamberler, insanların üzerinde Allah’ın hakları bulunduğunu, işlerinde, sözlerinde ve inançlarında Tanrı’ya karşı birtakım vazifeleri olduğunu haber vermişlerdir.686 Ona göre, peygamberler aynı zamanda kişiyi cennete ve cehenneme götürecek fiilleri haber vermek suretiyle, insanları ikinci hayata hazırlıklı olmaları konusunda dikkat çekmeleri hasebiyle ayrıcalıklı bir görev yerine getirmişlerdir.687 Gazali’ye göre, onlar bunları haber vermekle kalmadılar, savundukları dinî önermelerin doğruluğunu, insanın dayanma

681 Gazali, a.g.e., s. 68. 682 Gazali, el-İktisâd, s. 197. 683 Gazali, el-Munkız, s. 68. 684 Aynı yer

685 Bkz. Gazali, Fedaih’ul-Batıniyye, s. 54, 87, 108, 109, çev., Avni İlhan, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1993, ss. 33, 57, 78, 79.

686 Gazali, el-İktisâd, s. 6. 687 Aynı yer

gücünü aşan bir gayretle, hal ve hareketleriyle ispat ettiler.688 Ona göre, bir insan bunları müşahede ettiği zaman veya mütevatir haberlerden dinlediği zaman, o kişinin aklına ve kalbine bu sözlerin doğru olma ihtimali gelir. Hatta insanlar, mucizeleri görmeden bile peygamberlerin şahsiyeti ve getirdikleri vahyin muhtevasına bakmak suretiyle, onların doğru sözlü kimseler olduğu hususunda bir kanaate ulaşabilirler.689

Swinburne de Gazali gibi vahyin doğrulanmasında muhtevanın test edilmesinin önemli bir yeri olduğu kanısındadır. Swinburne’e göre, vahyin içeriği, bizim mutluluğumuz için zorunlu olan bilgiyi vermelidir. Ona göre, vahyin, genel ahlaki bilgileri, bu ahlaki bilgilerin ayrıntılarını, bu bilgilerin kendi karakterimizi oluşturmada bize ne şekilde yardımcı olacağını ve Tanrı ile ilgili bilgileri bildirmesi gerekir.690 Kılıç’ın belirttiği gibi, ilk bakışta vahyin verdiği bazı bilgiler ile, insanın mutluluğu arasında bir ilgi kurulamayabilir. Bu gibi durumlarda, verdiği bilginin insan mutluluğu ile olan ilişkisini bizzat kendisinin göstermesi gerekir. Aksi halde, vahyin muhatapları bu bilginin ne işe yarayacağını anlamayacaklar ve o bilgiden istifade edemeyeceklerdir.691

İkinci olarak, Swinburne’e göre, vahyin içeriği, bağımsız ölçülerle test edebildiğimiz kadarıyla doğru olmalıdır. Ona göre, peygamberin getirdiği öğretilerden herhangi birinin yanlış olmaması gerekir. Swinburne’e göre, ahlaki bakımdan uygun olmayan zina ve çocuklara işkence gibi şeylerin, peygamberlerin getirmiş olduğu öğretilerin içeriğinde bulunmaması icap eder. Ancak bu hususun çok iyi anlaşılması gerektiğini belirten Swinburne’e göre, sözgelimi peygamberin “Köleler, efendilerinize itaat edin.” şeklinde bir ifadesi olması durumunda, hemen bu ifadeden hareketle onun köleliği caiz gördüğü ve bunu teşvik ettiği sonucuna varmamak gerekir. Swinburne, bu tür âyetleri yorumlarken o dönemin sosyo-kültürel yapısının çok iyi irdelenmesi gerektiği kanaatindedir.692

Swinburne’ün öne sürdüğü bir diğer kriter de peygamberin bildirdiği vahyin içeriğinde bilimle çatışan unsurlar bulunmamalıdır. Örneğin bir peygamber çıkıp,

688 Aynı yer 689 Aynı yer

690 Swinburne, Revelation, ss. 85-86; Yaşar Türkben, Richard Swinburne’e Göre Vahiy, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Kayseri, 2002, , s. 22 vd.

691 Kılıç, a.g.e., s. 140. 692 Swinburne, a.g.e., s. 86.

dünya iki yüzyıl sonra yok olacak, der ve bildirilen tarihte böyle bir olay gerçekleşmezse, vahiy yanlışlanmış olur. Eğer vahyin ileriye dönük iddiaları sonradan doğru çıkacak olursa bu, vahyin muhtevasının doğruluğu lehinde olumlu bir delil olmuş olur.693

Üçüncü olarak, peygamber gelecek ile ilgili bir şey söyleyebilir ve söylediği şey gelecekte söylediği gibi çıkarsa, bu onun doğruluğu için bir delil olur. Tanrı’nın tarihte gerçekleştirmek üzere bazı niyetlerinin olduğunu ifade eden durumlardır; bunların tabiat kanunlarıyla önceden bilinebilme imkânları da yoktur. Açığa çıkarmadığı sürece Tanrı, bu niyetini ancak kendisi bilebilir.694 Örneğin, Tanrı’nın tabiat kanunlarını şimdiye kadar devam ettikleri gibi devam ettirmesi, Tanrı’nın bunları bundan sonra da bu şekilde devam ettireceğinin niyeti olarak anlaşılabilir. Fakat Tanrı’nın herhangi bir zorlama altına girmeksizin bu tabiat kanunlarını kesintiye uğratması anlamında bir mucize göstermesi, bu niyeti açıkladığı kişiler hariç, kendisinden başka kimsenin bilmeyeceği bir şeydir. Bu durumda eğer bir peygamber, kesintiye uğrama işini haber verir ve bu da haber verdiği gibi çıkarsa, bu durum peygamberin getirdiği mesajın Tanrı’dan olduğuna sağlam bir delil olur.695