• Sonuç bulunamadı

Gazali’nin Mucizeyi Kanıtlaması

II. BÖLÜM

2.2 Gazali’nin Mucizeyi Kanıtlaması

Gazali, mucize konusunu temellendirirken tabiata düzeni koyan iradenin Tanrı olduğu ön kabulünden hareket etmektedir. Gazali’ye göre, Tanrı, âlemi yoktan yaratmış ve teizmin öngördüğü bütün sıfatlara sahiptir. O, âlemdeki düzeni değiştirebileceği gibi, insanlardan istediğine vahyini de gönderebilir.525 Kâinatta meydana gelen bütün olaylar Tanrı’nın ezeli ilmi, iradesi, gücü ile olmaktadır.526

Gazali’nin, mucizeleri temellendirirken hangi argümanlara başvurduğuna geçmeden önce bir hususa dikkat çekmek istiyoruz. Gazali Tehâfüt adlı eserini niçin yazdığını ve takip ettiği metodu açıklarken bazı hususları özellikle vurgulamaktadır. Gazali, esas gayesinin filozofların “İlahiyat babındaki meseleleri kesin delillerle biliriz.” iddialarını boşa çıkarmak olduğunu belirtmekte,527 konulara dair kendi düşüncelerini bu eserde ayrıca ele almayacağını ifade etmektedir.528 Buna karşın Gazali söz konusu eserde mucize konusunu ele alırken kendi görüşlerini de vermekte ve temellendirmeye çalışmaktadır. 529

Gazali üçüncü aşamada mucizelerin mümkün olduğunu göstermek amacıyla filozofların da itiraz etmeyeceğini düşündüğü bir açılım getirmektedir. Gazali, evrende bir düzen fikriyle -ki o buna sünnetullah diyor- mucize kavramının birlikte savunulabileceğini göstermek için filozofların imkânsız gördüğünü söylediği bazı mucizeleri ele alarak incelemeye çalışmaktadır. Gazali’ye göre, dış dünyadaki nedensel zorunluluğun ve nesnelerin doğal etkinliklerinin yadsınması ve gerçek neden olarak Tanrı ve melekler gibi metafizik varlıkların kabulü, nesnelerin belli özelliklerinin bulunmadığı anlamına gelmez. Ateş elbette yakar; fakat bu, Tanrı’nın anlık ya da sürekli yaratmasına dayalı âdetine göre meydana gelir. Ona göre, bu olguya Kur’an, “Sünnetullahta asla değişme bulamazsın.”530 diyerek işaret eder. Gazali aynı zamanda bütün bu oluşu kader olarak isimlendirir. Gazali’ye göre, sebeplerin belli bir ölçü içerisinde sonuçlara yöneltilmesi olarak kader, Tanrı’nın 525 Gazali, el-İktisâd, s. 80. 526 Bkz. Gazali, a.g.e., s. 84-85. 527 Bkz. Gazali, Tehâfüt, s. 181. 528 Bkz. Gazali, a.g.e., s. 153. 529 Bkz. Gazali, a.g.e., s. 123.

530 Ahzâb, 33/62. Ömer Özsoy, Kuran’da geçen “sünnetullah” kelimesinin tabii yasalardan ziyade, sosyal yasaları karşıladığını belirtmektedir. Bkz. Özsoy, Sünnetullah, s. 66.

sebepleri uygun, sınırlı, ölçülü hareketleriyle her an meydana gelecek sonuçlara yöneltmesidir.531 Gazali’ye göre, sudur teorisini savunan felasife, Hz. İbrahim’in ateşe atıldığında ateşin niteliği değişmediği sürece yanmamasını inkâr etmişlerdir. Onların düşüncelerine göre, Hz. İbrahim’in yanmaması ancak, ya ateşin özelliğinin değişmesi durumunda veya peygamber bedeninin ateşten etkilenmeyecek bir şekle dönüştürülmesiyle mümkün olur. Ancak filozoflar ikisini de caiz görmemişlerdir. 532

2.2.1 Mucizelerin Makulleştirilmesi

Gazali mucizelerin temellendirilmesi noktasında filozofların itirazlarını göz önünde bulundurarak şöyle bir açılım getirir. Gazali’ye göre, ateşin iki pamuk parçasıyla temas etmesi durumunda, ayrım yapmaksızın ikisini de yakacak bir yaratılışla yaratıldığını kabul etmekle birlikte ateşe atılan peygamberin ya ateşin niteliğinin değiştirilmesiyle ya da peygamber bedeninin niteliğinin değiştirilmesiyle yanmaması mümkündür. Zira Tanrı’nın ya da meleklerin, ateşin sureti ve gerçekliğini değiştirmeden onun etkisini sınırlandıracak bir nitelik yaratmaları mümkündür. Keza bedende ateşin etkisini önleyecek bir niteliğin yaratılması da mümkündür. Ona göre, nedenselliği savunanlar, ateşin bir cismi yakmasının Tanrı tarafından engellenebileceğini mümkün görmemeleri, talkı533 ve onun etkisini hiç görmemiş olan bir kimsenin inkârına benzer. Aslında Tanrı’nın kudretinde olan nesneler arasında, görmediğimiz birtakım garip ve olağanüstü şeyler bulunmaktadır. Gazali’ye göre, o halde, bu türlü şeylerin mümkün olduğunu niçin inkâr etmemiz ve imkânsız olduklarına hüküm vermemiz gereksin.534 Bu düşünceleriyle, varlıkların gerçekliklerinde herhangi bir değişiklik olmaksızın, Tanrı’nın tabii olayların normal akışına müdahale edebileceğini göstermeye çalışan Gazali, İbrahim peygamberin ateşe atılması mucizesini de açıklamış olmaktadır.535

Gazali’nin bu düşüncelerinden anlaşıldığı üzere, o eğer pamuk ile ateş arasında onların yanmalarını engelleyecek bir durum yoksa yanma olayının gerçekleşeceğini

531 Gazali, el-Maksad, s. 98. 532 Gazali, Tehâfüt, s. 243.

533 Vücuda sürüldüğünde ateşin yakmasını engelleyen bir tür toz. Eski zamanlarda sihirbazların kullandığı bir tür madde.

534 Gazali, a.g.e., s. 246; Hüseyin Zerrinkub, Medreseden Kaçış, s. 167.

535 Marmura, Al-Ghazali's second casual theory in the 17th discussion of the Tahafut, http:// www. ghazali. org/articles/marmura3.pdf, , (25.04.2007)

kabul etmektedir. Fakat bu normal âdetullahın işlediği anda beklenecek bir durum olduğunu, eğer Tanrı bu âdeti bozmak isterse bunun meydana gelmeyeceğini belirtmektedir.

Gazali, ölünün diriltilmesini yaratılış sürecinin hızlandırılmasıyla açıklamaktadır. Toprak ve diğer unsurlar bitkiye, bitki kendisini hayvanların yemesiyle kan ve spermaya, bunun da daha sonra canlı varlık haline gelmesi şeklindeki dönüşüm süreci, uzun bir zaman içerisinde gerçekleşmektedir. İşte bu süreç Tanrı tarafından alışılandan çok daha kısa bir zamanda gerçekleştirilebilir ve bu da imkânsız bir şey değildir.536 Bu düşünceler mucizeyi ortaya koyan peygamberin rolü ve onun etkinliğinin derecesini tartışma düzlemine taşımaktadır. Gazali’ye göre, bu tür mucizelerde peygamberin rolü, filozofların peygamber nefsinin üstünlüğüne bağlı olarak ortaya koydukları mucize anlayışındaki rolü gibidir. Bununla birlikte, Gazali filozoflara mucizeyi vasıtasız veya melekler vasıtasıyla Tanrı’ya izafe etmeyi önermektedir.

Gazali’ye göre, mucizelerin gerçekleşmelerinin uygun olduğu an, peygamberin böyle bir isteğinin olduğu andır. Bu durumda nübüvvetinin kanıtlanması doğrultusunda peygamberin mucizeye ihtiyaç duyması, tercih ettirici bir sebep olmaktadır. Gazali’ye göre, bu durum peygamber nefsinin üstünlüğünü kabul eden filozofların düşüncelerine uygun ve hatta gerekli bir durumdur.537

Gazali, doğal olaylardan filozofların da itiraz etmeyeceğini düşündüğü başka misaller verir. Ona göre, hayvan familyasından solucan gibi bazı türler, topraktan üreme olmaksızın çoğalırlar. Bir kısmı ise, topraktan doğmadıkları halde, kendi aralarında çoğalırlar. Gazali, bunun sebebini filozofların izahından yola çıkarak izah etmeye çalışmaktadır. Ona göre, mahallerin zâtındaki istidadının farklı olması, onların farklı suretleri almasına neden olur. Felasifeye göre, bir canlının hangi kategoriye gireceğini belirleyen ana etken, yıldızların birleşmeleri ve semavi cisimlerin hareketlerinde birinin diğerine nazaran olan durumlarıdır.538

536 Gazali, a.g.e., s. 246.

537 Gazali, a.g.e., s. 247. 538 Gazali, a.g.e., s. 248.

Gazali, bu açıklama ile istidatların mebde’lerinde bilinmeyen birtakım garip durumların bulunduğunun anlaşıldığını vurgular. Gazali, bu garip durumlara tılsım misalini verir. Düşünürümüz, tılsımlarla meşgul olanların, gök cisimlerinin kuvvetini temsil eden birtakım şekilleri kullanarak cisimleri etkilemeye çalıştıklarını ifade eder. Bu suretle, bazen yılan, akrep ve bitleri bir memleketten uzaklaştırmış ve buna benzer tılsım ilminde görülen birçok şeyler yapmışlardır. Gazali’ye göre, eğer istidatların mebdelerini kontrol altına almak ve onların bilgisine ulaşıp sınırlarını kontrol etmek imkânı yoksa, bazı cisimlerin bir durumdan bir başka duruma geçme kabiliyetinin mümkün olduğu neticesine varmak mümkündür.539 Doğal süreçteki gelişim hızından farklı olarak, çok kısa bir süreçte nesne, değişime uğrar ve mucize meydana gelir. Gazali buna güneş ve ateşi örnek verir. Gerçekte sıvı vs. şeylerde güneşin etkisinden kaynaklanarak meydana gelen şey aşamalı olarak meydana gelmektedir. Ateşin ısıtmasından meydana gelen ise anidir. O halde peygamberlerin dileğinin etkisi, onun nispetinin, ateşin ısıtmasının güneşin ısıtmasına nispeti olacak şekilde olması niçin imkânsız olsun?540 Bunun inkârı ise Gazali’ye göre, anlayış kıtlığından, üstün varlıkları yakından tanımayıştan ve yüce Tanrı’nın yaratıklarındaki ve yaratılıştaki sırları bilememekten ileri gelebilir.

Aslında Gazali’nin anılan örneklerle yanıtını aramaya çalıştığı temel sorun şudur: Tanrı dilediğinde, Onun sürekli yaratması sonucu meydana gelen ve bize düzen olarak gözüken evrene ilişkin âdetini değiştiremez mi? Gazali’ye göre, Mu’tezile’nin ve filozofların nedensellik anlayışları, bunu olanaksız kılmaktadır. Çünkü mucizenin olurluğu, Tanrı’nın evrene her an müdahalesini ve dilediğinde, onda değişiklik yapabilmesini gerektirir. Ateşin İbrahim’i yakmaması, İsa’nın babasız doğması, Musa’nın elinde, asanın yılana dönüşmesi, ayın ikiye yarılması ve benzerlerini başka türlü açıklamak olanaksızdır.541 Onun kanısına göre, Tanrı âdetini her an değiştirmez; bunu sadece peygamberin doğruluğunu kanıtlamak için yapar. Bu tıpkı, hükümdarın, halk içinde at üstünde gezme âdetini, elçisini doğrulamak için değiştirmesi, yürümesi ya da elçisinin sözü üzerine, âdetini değiştirip, ayağa

539 Aynı yer

540 Gazali, el-Madnun, s. 348. 541 Gazali, Tehâfüt, s. 236.

kalkması gibidir.542 Ancak onun inancına göre, evrenin olağan akışı ve düzeni, adetullah gereğidir. O, evrene ilişkin eyleminde ve âdetinde değişiklik yaptığında, bu değişikliğe koşut olarak bizim bilgimizde de değişiklikler yapar.543 Çünkü insani

bilgiyi de o yaratmaktadır. Bu nedenle, Tanrı’nın âdetindeki değişiklik insani açıdan, en azından pratik yaşam açısından hiçbir sorun doğurmaz.

Gazali’ye göre, eğer Tanrı, âdetlerin kesintiye uğraması anında, bu tür mümkün şeyleri gerçekleştirmek suretiyle, doğadaki düzeni bozarsa, bu düzen konusundaki bilgiler zihinlerden atılır ve Tanrı onları yaratmaz. Bu nedenle, bir nesnenin Tanrı’nın kudreti dâhilinde mümkün bir şey olmasında, Tanrı’nın geçmiş bilgisinde böyle bir şeyi belli bir zamanda yapması mümkün olduğu halde yapmamasında ve böyle bir şeyi o anda yapmayacağı konusunda bizde bir bilgi yaratmış olmasında hiçbir engel yoktur.544