• Sonuç bulunamadı

Gazali ve Swinburne’e Göre Dinî Önem Taşıyan Diğer Olağanüstü Haller

1.1.3 Mucizenin Dinî Öneme Sahip Bir Olay Olması

1.1.3.3 Gazali ve Swinburne’e Göre Dinî Önem Taşıyan Diğer Olağanüstü Haller

İslam âleminde doğup gelişen fikir akımlarının ekseriyeti harikulâde olayların imkânını ve insanların olağanüstü olayları yapabilme yeteneğine sahip olduklarını kabul etmektedir. Bu kabiliyetini farklı metotlarla da olsa geliştiren kimselerden bazı olağanüstü olayların zuhur etmesi mümkündür. Bu olaylar genel olarak nicelik ve nitelik olarak benzer olmakla beraber, sahiplerinin konum ve özelliklerine göre farklı isimlendirilmişlerdir. Örneğin, sıradan bir müminden zuhur eden olağanüstü bir olaya “maunet” denirken, salih bir müminden zuhur eden olağanüstü olaylara

224 Aynı yer

225 Bkz. Swinburne, God, s. 104.

“keramet” adı verilmiştir. Günahkâr olarak kabul edilen kimseler tarafından gösterilen olağanüstü olaylara “istidrac” adı verilmiştir.227 İslam düşüncesinde mucizeler ile diğer olağanüstü olayları birbirinden ayırmak için özel bir gayret olduğu görülmektedir. İslam düşüncesinde, mucizelerin sadece peygamberlerden ve onların herhangi bir katkısı olmaksızın doğrudan ilahî irade ve kudretin müdahalesiyle gerçekleştiği kabul edilmektedir.228

İslam düşüncesinde mucize dışında dinî önemi olan olayların başında keramet gelmektedir. Sözlükte “değerli, üstün, güzel, ikram, iyi, ahlaklı, cömert olmak” anlamına gelen keramet, “kerem” gibi mastar olup “iyilik, cömertlik” manasında isim şeklinde de kullanılır.229 Dinî bir kavram olarak, peygamberlik iddiasıyla bir ilgisi olmaksızın bir müminde “olağanüstü” bir halin meydana gelmesi demektir.230

“Keramet”, mucize gibi tabiat kanunlarıyla açıklanamayan olağanüstü ve sıra dışı bir olay olup mahiyeti itibariyle mucizeden farklı değildir; aralarındaki fark, meydana geliş tarzı ilgilidir. Mucize peygamberlerden, keramet tam olarak ona bağlı olan velilerden zuhur eder.231 Ancak peygamber peygamberliğini iddia eder ve bunu ispat için mucize gösterir. Gösterdiği mucize ile inanmayanlara meydan okur. Peygamberi örnek alan veli ise velilik iddiasında bulunmadığı gibi, kimseye meydan da okumaz. Birinde mucizenin izharı, diğerinde kerametin zuhuru söz konusudur. Mucize gibi kerametin de yaratıcısı Tanrı’dır. 232

Mucizenin imkânını kabul eden bazı düşünürler kerametin imkânına karşı çıkmışlardır. Başta Mu’tezile âlimleri olmak üzere, literalist İbn Hazm bu düşünceyi ileri sürmektedir. İbn Hazm’ın konuyla ilgili vazgeçilmez ve değişmez en önemli prensibi, tabiat kanunlarının mucize olgusu dışında asla değişmeyeceğidir. Hiç kimsenin veya hiçbir şeyin âleme konan ve âlemdeki işlerin kendilerine uygun olarak yaratıldığı tabiat kanunlarını veya başka bir ifadeyle âdetullah veya sünnetullahı değiştirmeye, kaldırmaya, delmeye gücü yetmez. Sadece Tanrı, bir elçisini tasdik için, mucize olarak bunları değiştirir veya kaldırır. Mucize, peygamberlikle alakalı

227 M. Sait Özervarlı, “Harikulâde”, DİA, İstanbul, 2002, XVI/181. 228 Aynı yer

229 Süleyman Uludağ, “Keramet”, DİA, 2002, XXV/265.

230 Mehmet Canbulat, “Keramet”, Dinî Kavramlar Sözlüğü, ed. İsmail Karagöz, s. 372. 231 Bkz. Bakıllânî, a.g.e., s. 43.

bir kavram ve olgudur. İbn Hazm açısından bu husus çok büyük bir önem arz eder. Zira o, peygamberlik alâmeti veya kanıtı olan mucize dışında hiçbir harikulâdeliğin, başka bir ifade ile mucizelik vasfını hâiz olayın, peygamber olmayan birilerinin elinde meydana gelmesini kabul etmez.233

İbn Hazm’ın kerâmeti reddetmesinin ikinci asıl nedeni kerametin kabul edilmesi durumunda mucizenin peygamberliğin delili olmaktan çıkacağı düşüncesidir. Ona göre, Peygamberlik iddiasında bulunan kişinin, gerçekten nebî olup olmadığının bilinebilmesi, ancak bu kişinin bir mucize getirmesiyle mümkün olabilir. İbn Hazm’a göre, şayet kerâmet câiz olsaydı ve peygamber olmayan birinin peygamber gibi, harika olan bir şeyi getirmesi câiz olsaydı, mucize peygamberler için delil olmaktan çıkardı.234

Gazali’ye göre, keramet konusunda insanlar ihtilafa düşmüşlerdir. Ancak Gazali, Müslümanlar içerisinde değişik kerametler gösteren doğru sözlü insanların bulunduğunu ve kerametlerinin inkâr edilemeyeceğini söyleyerek salih kimselerin kerametlerinin peygamberlerin başlangıç halleri olduğunu iddia etmektedir.235 Kerametin imkânını tartışan Gazali, kerametin caiz olduğu görüşündedir.236 Çünkü bu durum, bir insanın duası neticesinde veya ihtiyaç sahibi bir kimsenin o ihtiyacını karşılamak üzere meydana gelir. Bu Tanrı’nın meydana getirdiği olağanüstü ve insanları hayrette bırakan fiille ilgili olan bir husustur. Bu ise, şüphesiz Tanrı için muhal olmayan hususlardandır. Zira, Tanrı bir olayı tabiat kanunları düzeninde yaratabileceği gibi bunu aşan bir tarzda da yaratabilir. Ayrıca keramet, salih kulların doğru bir çizgide bulunduğunu kanıtlaması ve müminlerin inançlarını güçlendirmesi bakımından olumlu bir katkı yapar. Bu yüzden, Gazali’ye göre, keramet mümkündür. Keramet mucizenin imkânsızlığına yol açmayacağı gibi, batıl olmasına da sebep olmaz.237 Kerametin mucizeyi imkânsız ve geçersiz kılmadığını söyleyen Gazali, keramet ve mucize arasındaki farka da dikkat çeker. Gazali’ye göre, keramet ortada bir meydan okuma veya iddia bulunmadan meydana gelen olağanüstü bir olaydan ibarettir. Eğer bu olay meydan okuma suretiyle hâsıl oluyorsa, Gazali’ye göre, buna

233 Bkz. Serdar, a.g.e., ss. 267-268. 234 Bkz. Serdar, a.g.e, s. 268.

235 Gazali, İhya, III/24; IV/638 vd. Gazali burada velilerin kerametlerini anlatır. 236 Bkz. Gazali, el-İktisâd, s. 200; Gazali, İhya, IV/641.

mucize adı verilir ve bu da zorunlu olarak meydan okuyanın doğruluğuna delâlet eder.238

Hıristiyan düşüncesinde, İslam düşüncesinde olduğu gibi dinî öneme sahip olağanüstü olayları farklı isimlendirme geleneği yoktur. Günümüzde bile din adamlarının yapmış olduğu bazı gösterilere “mucize” ismi verilmektedir.239 İncil’de havarilerin tebliğ faaliyetleri sırasında insanları kötü ruhların tesirinden kurtarmak,240 hastaları iyileştirmek241 vb. olayları gerçekleştirdikleri belirtilmektedir. Havarilerden Petrus’un topal bir adamı iyileştirdiği,242 hatta onun gölgesinin dahi iyileştirici bir güce sahip olduğuna inanıldığı kaydedilmektedir.243 Ancak, bütün bu hallerin Hz. İsa’nın yardımıyla ve onun adına gerçekleştirildiğine inanılmaktadır.244 Hıristiyanlık tarihinde havarilerin ardından II. ve III. yüzyıllarda şehitler gibi karizmatik şahsiyetlerden, daha sonraki asırlarda bazı piskopos ve azizlerden harikulâde hallerin zuhur ettiği belirtilmektedir. Swinburne, XIV Benedict’in görüşlerini dayanak yaparak bazı din adamları tarafından Katolik imanını güçlendirecek mucizelerin gösterilebileceğini belirtir.245 Hıristiyan düşüncesinde ve daha önce iyi bir Katolik olduğunu belirttiğimiz Swinburne’de, geleneksel İslam anlayışında olduğu gibi bir mucize-keramet ayırımı yoktur. Swinburne günümüzde yaşandığı iddia edilen bazı mucizelerin anlatıldığı kitaplara atıfta bulunmakta, bunların mucizelerin varlığına kanıt olabileceğini ileri sürmektedir. Swinburne, antik ve modern bir kısmı oldukça iyi belgelenmiş birçok mucize örneği olduğunu iddia etmektedir.246 Başka bir deyişle, Swinburne, günümüzde gerçekleşen bazı olağanüstü olayların artık belgelendiğini ifade etmektedir. O bu ifadelerle Katolik kiliselerinde din adamlarının ortaya koydukları birtakım sıra dışı olayları kastetmektedir. Kısacası, ona göre, mucizeler görülmeye devam etmektedirler. Üstelik keramet anlayışında olduğu gibi 238 Bkz. Gazali, el-İktisâd, s. 201. 239 Bkz. Swinburne, God, s. 107. 240 Resullerin İşleri, 16/18, 19/13-17. 241 Resullerin İşleri, 2/43, 5/12. 242 Resullerin İşleri, 3/1-10. 243 Resullerin İşleri, 5/15. 244 Resullerin İşleri, 3/6. 245 Swinburne, Miracle, s. 8.

246 Swinburne şu kitaplarda nakledilen mucizeleri örnek verir: D. Hickey ve G. Smith, “Miracle, 1978”de anlatılan Glasgovvlu bir adamın kanserden iyileşmesi veya Rex Gardiner, İyileştirme Mucizeleri “Healing Miracles, 1986”nde tartışılan bazı olaylar. D. J. West, On bir Lourdes Mucizesi [Eleven Lourdes Miracles] (1957). Bkz. Swinburne, God, s. 107.

bu kişilerin iyilikleriyle bilinen (aziz) kimseler olmaları da gerekmemektedir. Peygamberler dışında mucize gösteren kimselerin İsa’nın mesajını doğrulamaları şartıyla iyi veya kötü olmaları önemli değildir. İslam düşüncesinde belirtilen olağanüstü hallerden mucize, keramet ve inayetin Katolik Hıristiyanlara ve onun görüşlerini benimseyen Swinburne’e göre, bir tek karşılığı vardır, o da mucizedir.

Görüldüğü gibi düşünürlerimiz dinî önemi olan olağanüstü olayların meydana gelmeye devam ede geldiklerini savunmaktadırlar. Ancak, Gazali, İslam inanç sisteminde mucizeler sadece peygamberlere has olarak görüldüğü için, peygamberler dışında kalan veli zatların göstermiş olduğu olağanüstü hallere “keramet” adını vermektedir. Kerametin imkânı ile ilgili tartışmalar yapılsa da, Sünni ekol kerametin mümkün olduğunu iddia etmektedir. Bu iddialarını desteklemek için Kur’an’dan da birtakım deliller getirmektedir.247 Gazali, kendisini savunmasına adadığı ekolün görüşlerini devam ettirmektedir.

Hıristiyan dünyasında mucizelerin günümüzde hâla devam edip etmediği konusunda mezhepler arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır. Katolikler ile Ortodokslar mucizenin kesintisiz olarak devam ettiğini iddia etmektedirler. Protestanlar ise reformların neticesinde mucizeleri ya inkâr etmişler ya da değişik şekilde tevil etme yoluna gitmişlerdir. Mucizelere inanan bazı Protestan düşünürler ise, İsa ile birlikte mucizelerin sona erdiğini iddia etmektedirler. Katolik ve Ortodoks din adamları tarafından, kötü ruhlardan arındırma ve mucize yoluyla insanları iyileştirme ayinleri yapıla gelmektedir. Bu duruma dayanak olarak Kitab-ı Mukaddes’i göstermektedirler.248 Katolikler putperestlerin ve diğer Hıristiyan olmayan milletlerin kazanılması için mucizelerin gerekli olduğunu ileri sürmektedirler. Diğer din mensuplarının göstermiş oldukları mucizeleri de, Katolik doktriniyle çelişmeyen yönlerin teyit edilmesi olarak görmektedirler.249 Swinburne’ün görüşleri ile Katolik mezhebinin görüşleri tam olarak örtüşmektedir. Swinburne, mucizelerin günümüzde Katolik imanını güçlendirmek için meydana

247 Hz. Meryem’e yiyecek gelmesi, Belkıs’ın tahtının kısa sürede gelmesi, Hızır kıssası vb. olaylar kerametin vuku için delil gösterilmiştir.

248 Bkz. Korintoslulara Birinci Mektup, 12/2831.

geldiğini vurgulamaktadır. Üstelik bunu yaparken, Papa XIV Benedictus’un eserinden alıntı yapmak suretiyle yapmaktadır.