• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.1. Trablusgarp Bölgesi’ndeki Sağlık Hizmetleri

2.1.4. Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti (OHAC) Hums Sağlık Heyeti’nin

2.1.4.1. Garyan Hastanesi’nde Sürdürülen Faaliyetler

Aziziye’ye 10 saat mesafede ve denizden 550 metre yükseklikte bulunan Garyan’da Alman ve İngiliz sağlık heyetleri görev yapmaktaydı.751 Savaş hattına uzak olması Garyan’ı kıyı bölgelere nazaran daha güvenli yapsa da ikliminin sert olması ve burada çıkan salgın önemli zayiata sebep olmuştur. Dr. Mehmet Emin Bey’in Garyan’a geldiği günlerde Alman Heyeti’nden Prof. Schütze ile doktor adayı Duckstein,752 Tümen doktorlarından Dr. Rıfat Bey,753 Eczacı Suphi Bey ile

748 ATASE Arşivi, OİH. Kol., Kls.39 , Ds.177 , Fhr. 2-3.

749 Türk Kızılayı Arşivi, Kutu No.148, Belge No.88.

750 Türk Kızılayı Arşivi, Kutu No. 148, Belge No. 94.4.

751 Türk Kızılayı Arşivi, Kutu No. 149, Belge No. 10.

752 Dr. Schutze ve Doktor adayı Duckstein tifodan vefat etmişlerdir. (B.k.z., Türk Kızılayı Arşivi, Kutu No. 149, Belge No. 10.1) ; Trablusgarp Savaşı’yla ilgili pek çok çalışmada tifo hastalığının bir salgın halinde görüldüğü ifade edilmiştir. Bununla beraber yaşanan salgının tifo değil tifüs salgını olduğu tifo hastalığıyla mücadele için Trablusgarp’a gönderilen Dr. Mehmet Lütfü Aksu, Dr. Reşat Rıza Belger ve Dr. Mustafa Hilmi Sagun’un çalışmalarıyla ortaya çıkarılmıştır. (B.k.z., Fethi Erden,

141

hastabakıcılardan Tunuslu Abdurrahman Efendi754 tifoya yakalanmış vaziyette bulunmaktaydılar. Garyan’da hastalananları tedavi edecek kimse kalmayınca Aziziye’ye gelişinden dokuz gün sonra 6 Mart 1912’de Garyan’a görevlendirilen Dr.

Mehmet Emin Bey, ilk olarak Almanlara ve İngilizlere ait çadırları ziyaret etmiştir.

Buradaki hastalardan çoğunun tifo olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca değişik mahallerde yatmakta olan 123 kişinin de hasta oldukları belirlemiştir. Vakit geçirmeksizin harekete geçen Dr. Mehmet Emin Bey, vaktiyle Banko di Roma’nın şubesi olarak kullanılan binayı badana ve dezenfekte ettirerek ağır durumdaki hastaları buraya yatırmıştır. Hums Sağlık Heyeti vasıtasıyla getirilen malzeme paylaşılacak kadar çok olmadığından yanında çok az malzeme bulunan Dr. Mehmet Emin Bey çalışmalarını malzeme sıkıntısı çekerek sürdürmüştür. Salgına yakalananlar diğer hastalardan ayrılmış, iyileşenler kıtalarına gönderilmişlerdir.

Hastanenin kurulduğu günlerde Garyan’da bulunan malzeme deposunda 5-10 yatak çarşafı ile battaniye ile yine aynı miktarlarda sahan ve tabak bulunmaktaydı. Elinde çadır da bulunmayan Dr Mehmet Emin Bey, beş adet Arap çadırı ile çok miktarda hasır satın alarak çadırları uygun yerlere kurdurmuştur. Kurulan çadırların zeminine satın alınan hasırlar serildikten sonra bunların üzerine yataklar konulmuş ve iyileşme sürecine giren hastaların tedavileri buralarda devam ettirilmiştir. Bir ay süren çalışmalar sonucunda hasta sayısı 50 kişiye düşmüştür. Hastanede kullanılmak üzere Türk Hekimleri Biyoğrafisi, Çituri Biraderler Basımevi, İstanbul, 1948. s. 12. ve B.k.z., Metin Özata, Atatürk ve Hekimler, 1. Bas., Demkar Yay., İstanbul, 2015, s.86.) Trablusgarp OHAC Sağlık Heyeti’nden Dr. Saip Bey hastalığa yakalananlardan biridir ve yaşanan bu hastalığın tifüs olduğu belirtmiştir. (B.k.z., Saip Giray, “Trablus Harbinde Kızılay (Hilal-i Ahmer)”, Dirim Aylık Tıp Dergisi, Yıl:1955, Sayı: 11-12, Kağıy ve Basım İşleri A.Ş. Matbaası, İstanbul, 1955, s. 488.) Dr.Saip Giray kendisi gibi tifüse yakalanarak şehit olan Dr. Eşref Bey’den bahsetmiştir, OHAC tarafından yayınlanan yıllıkta Dr. Eşref Bey’in tifoya yakalanarak şehit olduğu yazılmıştır. (B.k.z.,Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti 1329-1331 Salnamesi, Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Ahmed İhsan ve Şürekası Matbaacılık Şirketi, İstanbul, s.97) Bununla beraber Türk Kızılayı Arşivi’nden alınarak incelenen belgelerin tamamında tifo hastalığı kaydedilmiştir. Bu belgelerde tifüs hastalığına rastlanmamıştır. Yazılan raporlarda ve tutulan istatistiklerde hastalık tifo olarak kaydedilmiştir.

Kaynaklar arasındaki bu çelişki kafa karıştırıcıdır. Bu çalışmada arşiv belgelerine bağlı kalınarak hastalık tifo olarak anılacaktır. Ancak yukarıdaki veriler ışığında bu hastalığın ve yaşanan salgının tifüs olduğunun dikkate alınması önemlidir.

753 Rıfat Ahmet Gözberk: (?) (B.k.z., Fethi Erden, Türk Hekimleri Biyoğrafisi, Çituri Biraderler Basımevi, İstanbul, 1948. s. 107)

754 Abdurrahman Efendi, tifodan vefat etmiştir. (B.k.z., Türk Kızılayı Arşivi, Kutu No. 149, Belge No. 10.1); Abdurrahman Efendi’nin ölümü sonrasında kendisinden kalan 2707 kuruş 10 para Tunus Şeriyye Mahkemesine teslim edilmek üzere HA doktorlarından İsmail Saip Bey’e teslim edilmiştir.

İsmail Saip Bey’in parayı teslim edmeden İstanbul’a dönmesi üzerine paranın teslim edilmesiyle ilgili olarak Üsteğmen Tahsin Efendi’nin görevlendirildiği Harbiye Nazırı tarafından Hariciye Nezaretine bildirilmiş ve paranın ulaşıp ulaşmadığına ilişkin sonucun kendilerine de haber verilmesi istenmiştir.

(B.k.z., BOA., Fon Kodu: HR. UHM., Ds. 140, Gömlek No:33.1.)

142

o bölgede üretilen toprak kaplar satın alan Dr Mehmet Emin Bey, elden gelen imkânlar dâhilinde hastaların bakım ve dinlenmelerini sağlamıştır. Hastanede yalnız çalışan Dr. Mehmet Emin Bey’e yardımcı olması için askeri eczacılarından Jerom(?) Efendi, Garyan’a gönderilmiştir. Fakat oldukça yaşlı olan Jerom Efendi, 15 gün sonra hastalanmış ve Alman Hastanesi’nde subaylara mahsus çadırlarda tedaviye alınmıştır. Dr Mehmet Emin Bey’e yardımcı olması için yeni bir görevli belirlenmiştir. Bu görevli OHAC Trablusgarp Sağlık Heyeti hastabakıcılarından Recep Efendidir. Mayıs ayının ilk haftasında Yifrin’den Garyan’a gönderilen Recep Efendi de bir hafta çalıştıktan sonra dizanteriye yakalanarak iş yapamaz hale gelmiştir. Bu olumsuz şartlar altında Garyan Hastanesi’nde tabiplik ve eczacılık görevleri Dr. Mehmet Emin Bey tarafından yapılmıştır. Hastanedeki hizmetlerin gerçekleştirilmesi için Garyan’da yaşayan halktan hademeler ve hastabakıcılar istihdam eden Dr. Mehmet Emin Bey, aşçı ve aşçı yardımcısı da istihdam ederek yemek hizmetlerini mümkün mertebe düzene koymuştur. Hastalar için kullanılan Arap çadırları, mücahitlere verilmek üzere Aziziye’deki komutanlık tarafından istenildiğinden oraya gönderilmiştir. Gönderilen bu çadırların yerine Tunus’ta imal ettirilen ve her birine 30 hastanın rahat rahat yatırılabileceği iki adet çadır gönderilmiştir. Bu günlerde düzenlenen yardımlardan sağlanan paranın büyük faydası görülmüştür. Tunus’ta bulunan Müslüman halkın Trablusgarp için topladıkları 13.000 Frank tutarındaki para Dr. Mehmet Emin Bey’e teslim edilmişti.

Bu para iki kısma bölünerek 6500 Frank’ı Dr. Kerim Sebati Bey’e verilmişti. Dr.

Kerim Sebati Bey’in İstanbul’a dönüşünden sonra Trablusgarp’ta bulunan iki heyetin muhasebe işlemleri birleştirilmiş ve bu para harcamalarda kullanılmıştır.755 13.000 Frank tutarındaki yardım parasının ikinci yarısı muhasebeci Suphi Efendi’ye teslim edilmiştir. Muhasebeci elinde bulunan paranın 4.000 franklık bir bölümünü Hums ve Lebda’ya göndermiş, bu parayla memurların ve hizmetlilerin maaşları ödenmiştir Ancak muhasebeciden gelen yazıya göre gönderilen para bitmiş, yeni harcamalar için para kalmamıştır. Bu günlerde büyük ölçüde yaşanan sorun para sıkıntısıdır.

Çıkarılan ödeneklerin harcamalara yetmemesi pahalılıkla ifade edilmiş ve tedariki gerekli olan bazı temel maddelerin fiyatlarının yüksekliğinden yakınılmıştır. 1258

755 Türk Kızılayı Arşivi, Kutu No. 149, Belge No. 10.1.

143

gramlık şekerin 12 kuruşa, pirincin 4.5 kuruşa, bir teneke gazın 60 kuruşa satıldığı belirtilerek çare bulunması istenmiştir.756

Dr. Kerim Sebati Bey’in tüm yetkileri, 29 Nisan 1912 tarihinde gönderilen talimat ile Dr. Mehmet Emin Bey’e verilmiştir. Bu günlerde Dr. Mehmet Emin Bey’in maiyetinde: Operatör Dr. Aziz Bey, Dr. Lütfullah Bey, Dr. Abdüsselam Bey ile Dr. Beşir Fuat Bey757 ve hastabakıcılar bulunmaktaydı. Personel sıkıntısını dile getiren Dr. Mehmet Emin Bey, sağlık sorunları sebebiyle geri dönen veya istifa yoluyla görevden çekilen sağlık personelinin yerine görevlendirme yapılmasını istemiş, yetki verilmesi durumunda hastabakıcı eksiğinin Tunus’tan sağlanabileceğini bildirmiştir. 758 Bu doğrultuda üç hastabakıcının istihdamına izin verilmişse de Tunus’tan hastabakıcı getirilmesi mümkün olmamış, eldeki hastabakıcılarla çalışılmaya devam edilmiştir. OHAC Genel Merkezi tarafından da eksik personelin tamamlanmasına ilişkin girişimlerde bulunulmuştur. Bu doğrultuda tabip ve eczacılar gönderileceği bildirilmiştir. Gönderilmesi planlanan personelden yalnızca Eczacı Solon Papadupolos’un Trablusgarp’a geldiği Dr. Mehmet Emin Bey tarafından OHAC Genel Müfettişliğine bildirilmiştir.759