• Sonuç bulunamadı

3.3. ÖZEL SEKTÖRÜN ETKİNLİK ROLÜ

3.3.1. Güvenlikte Etkinlik

Sözlükte “etkin” kelimesi hareketli, işleyen, çalışan, etkili, faal, aktif anlamına gelmektedir. “Etkinlik” sözcüğü ise bir işletmenin, bir kurumun belli bir alandaki eylemi, faaliyeti, aktivitesi anlamına gelmektedir (www.tdk.gov). Etkinlik esas itibariyle örgüt çıkarlarını en üst düzeye ulaştırmaktır. Başka bir ifadeyle etkinlik, ekonomik maliyetine bakılmaksızın sonuçların alınması veya işlerin doğru yapılmasıdır. Etkinliğin sağlanması için ekonomik ve teknik araçlar yanında siyasal araçlar da kullanılır (Sarıaslan, 1998: 23’ den aktaran Köprülü, 2002: 101).

Güvenlik hizmetlerinde etkinlik ise; suçların önlenmesi, suçluların yakalanması ve kamu düzeninin korunmasında minimum zaman ve kaynak kullanılarak en iyi performansın sağlanmasıdır (Sönmez, 2000: 234-236’ den aktaran Köprülü, 2002: 100) Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında güvenlik hizmetlerinin etkinliği şu şekilde açıklanmıştır (GHEÖİKR, 2001: 5, 6) :

1. Suç önleme ve işlenen suça müdahale, suç şüphelileri ve delillerin yargı önüne çıkarılması hususunda hızlı bir güvenlik yapısı

2. Güvenlik hizmetlerinin tarafsız yapılması

3. Güvenlik kuruluşlarının vardıkları her sonucun ve aldıkları her kararın objektif verilere dayanması

4. Güvenlik hizmetlerindeki işlem ve davranışların gizlilik içerisinde değil, açık ve aleni yürütülmesi

Geçmiş dönemlerde güvenlikte etkinlik kavramı gündemde bile değildi. Fakat yukarıda anlattığımız modern devletin güvenlik örgütü olan polis yapıları birçok sorunu da ortaya çıkarmış, etkinlik azalmıştır. Kamu güvenliğinin daha etkin sağlanabilmesi için klasik güvenlik terk edilmeli veya iyileştirilmelidir. Bu durumda yukarıda anlatılan postmodern güvenlik örgütlerinin özellikleri, ülke şartları göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir. Bu özellikler daha çok Anglosakson Polis Modelini yansıtmaktadır fakat ister kıta Avrupa modeli, ister İngiliz Anglosakson modeli olsun her ikisinin de kendine özgü sorunları vardır. Üstelik Bayley’ in çalışmalarından anlaşıldığı gibi aynı güvenlik modelini uygulayan ülkelerde bile sorunlar farklı farklıdır. Her iki polis modelinde etkinliğin ve verimliliğin arttırılması için yapılan düzenlemelerin en başında gelen ortak nokta, bazı güvenlik hizmetlerinin özel sektöre devredilmesi (özelleştirme), bazı güvenlik hizmetlerinin ise sivilleştirilmesidir. Sadece toplum polisliği, proaktif polislik ve diğer postmodern uygulamaları kullanmak yetersiz olacaktır.

3.3.1.1. Bazı Güvenlik Hizmetlerinin Özel Sektöre Devri:

Kamu düzenin sağlanması, suçluların yakalanması, ceza verilmesi gibi konular kuşkusuz devletin görevidir. Devlet kolluk teşkilatları vasıtasıyla kamu gücünü kullanarak bu hizmeti yerine getirir (Yılmaz, 1994: 37). Klasik kamu hizmeti sayılan adalet, savunma ve güvenlik hizmetleri tamamen özelleştirilemez (Bozkurt, 1999: 23; Yılmaz, 1994: 37). Fakat tüm güvenlik hizmetlerinin sadece devlet tarafından ve kamu gücünü kullanan kolluk tarafından yerine getirileceğini savunmak tamamen katı ve dar bir düşünce olur (Yılmaz, 1994: 37; Bozkurt, 1999: 23). Bu aynı zamanda özel durum ve koşulları düşünmeden güvenlik hizmetinin etkinliği ve verimliliğinden ziyade daha çok prosedüre verilen önemi yansıtır (Köprülü, 2002: 96). Kaldı ki bu düşünceye sahip güvenlik örgütünün başarısız olduğu ve birçok sorunu beraberinde getirdiği yukarıda vurgulanmıştı.

Güvenlik hizmetleri tamamen özel sektöre devredilemez fakat güvenlikte özelleştirme hizmetin mülkiyetini değil daha çok hizmetin yönetimine ilişkin bir işlemdir. Güvenlikte özelleştirme konusu serbest piyasa ekonomisini savunan ülkelerin

politikalarında yer almaktadır. Özel sektöre yaptırılan güvenlik hizmetlerinin devletin gözetiminde ve denetiminde olması gereklidir (Yılmaz, 1994:37; Bozkurt, 1999: 22, 23; Köprülü, 2002: 96). Ayrıca kolluk görevlileri kamu alanlarında hizmet verdiği gibi özel alanlarda da hizmet vermektedir. Özel tesis, bina, kurum ve kuruluşlarda kamu kolluğunun sürekli hizmet vermesi mümkün değildir ve başka ülkelerde böyle bir uygulama da yoktur. Çoğu ülke bazı güvenlik hizmetlerini özel sektöre yaptırmaktadır (Şafak, 2001: 483’ den aktaran Köprülü, 2002: 96). Bundan dolayı koruma, devriye, alan güvenliği ve bazı araştırma inceleme işlerinin özelleştirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur (Köprülü, 2002: 96).

Polisiye hizmetler karşılığında devlet ücret talep edemez, yani mevcut hukuki düzenlemeler polisin özel alanlara ve özel çıkar elde edilen yerlere sunduğu hizmetleri mesai olarak nitelendirmektedir. Asli görevi olsun veya olmasın polisin görev yaptığı her yer görev alanıdır. Bu da iş yükünü arttırdığından artık polisin asli görevine dönmesi gereklidir. Bu nedenle özel alanlarda koruma ve güvenliğin sağlanması için özel güvenlikten faydalanılmalı, özel araştırma ve takip işleri içinde özel dedektiflik hizmetlerinden yararlanılmalıdır. Kişi ve toplulukların güvenlik hizmeti sunmasına olanak sağlanmalı ve devlet bu konuda düzenlemeler yapmalıdır. Özel teşebbüslerin girişimleri desteklenmeli ve devlet sadece denetleme rolünü üstlenmelidir.

3.3.1.2. Özelleştirmede Tereddütler

Güvenlik hizmetlerinin özelleştirilmesi 1990’lı yıllarda henüz kavramlaşmamıştı. Bu konuda çalışma yapan bilim adamlarının vardığı ortak sonuç özelleştirme ile rekabet artacağından, güvenlik hizmetlerinin daha iyi yerine getirilebileceğidir (Johnston, 1992:49’ den aktaran Yılmaz, 1994: 37).

Güvenlik hizmetlerinin özelleştirilmesinde çelişkili birçok görüş bulunmaktadır. Bazıları güvenlik hizmetlerinin değişen özelliklerinden dolayı çeşitli özelleştirme listeleri öne sürmüş, bazıları sözleşme ve masrafların usulü konusunda tartışmaları dile getirmiş, bazıları da özel polis örgütlerine daha fazla önem verilmesini belirtmiştir. Fakat halkın nasıl bir tercih yapacağı hususu daima ön plana çıkmıştır (Johnston, 1992: 50’ den aktaran Yılmaz, 1994: 38). Görüldüğü gibi güvenlik hizmetlerinin

özelleştirilmesi tamamen halkın isteklerine bağlıdır. Diğer yandan, şayet güvenlik hizmetleri özel güvenlik şirketlerine yaptırılacaksa 2 husus ön plana çıkmaktadır. Birincisi, özel güvenlik şirketlerinin nasıl kontrol altında tutulacağı, ikincisi ise hizmetin halka nasıl götürüleceği veya güç ve sorumluluğun aktarılıp aktarılmayacağıdır (Yılmaz, 1994: 38). Günümüzde özel güvenlik şirketleri tamamen devletin kontrolünde ve denetiminde faaliyet göstermektedir. Şirketler hizmetlerini ücret karşılığında özel alanlarda ve kamu alanlarında vermekte, halkın güvenini kazanmaktadır.

Güvenlik hizmetlerinin özelleştirildiği taktirde işleyiş hakkında esas tereddüt ve şüpheler ise rekabet eden özel güvenlik şirketlerinin başarılı olmaması yani başarısız bir rekabet ve politik-teknik yetersizliklerdir. Yeterli veya yetersiz polis olabileceği gibi özel güvenlik şirketleri de yetersiz olabilir. Ayrıca özel güvenlik şirketleri bazı hizmetlerin yerine getirilmesinde çekimser kalabilir. Sosyal, siyasi, ve kurumsal faktörlerin durumu güvenlik hizmetlerinin özelleştirilmesindeki başarı veya başarısızlığı belirleyici bir etki gösterir (Johnston, 1992: 49’ den aktaran Yılmaz, 1994: 37). İyi bir denetim, sıkı devlet gözetimi, kaliteli ve şeffaf bir özel güvenlik hizmeti muhtemelen bu tip tereddütlerin oluşumunu engelleyecektir