• Sonuç bulunamadı

Güçlü Başkan Modelinin Faydaları ve Aksayan Yanları

2.4 YEREL YÖNETĐM MODELĐ

2.8.3 Güçlü Başkan Modelinin Faydaları ve Aksayan Yanları

1. Teoride güçler ayrılığı olmasına rağmen belediye yönetiminde uygulamada karar ve yürütme gücünün tek elde toplanması kente ait günlük ve geleceğe yönelik kararların hızlı alınmasını ve uygulamaların da yine hızlı ve seri bir şekilde yapılmasını sağlar.

2. Seçim sistemi sebebi ile bağlı bulunduğu siyasi partinin tam desteği ile göreve gelen güçlü belediye başkanı, kararlarında ve yürütmede daha cesur ve radikal olabilir.

3. Mevcut merkezi yönetim yerel yönetim ilişkileri çerçevesinde güçlü başkan, kendi partisinin iktidarda olması durumunda merkezi kaynakların yerele aktarılmasında avantajlı konuma geçebilir.

Güçlü başkan modelinin faydaları yanında aksayan yanları da vardır. Fakat bu modelin sakıncaları faydalarını aşar durumdadır. Bunları da şu şekilde sıralayabiliriz.

1. Güçlü başkan modelinde siyaset mekanizması öne çıktığından toplumsal olaylara ve sorunlara rasyonel ve akılcı yaklaşımdan uzaklaşılmaktadır.

2. Güçlü başkan modelinde, belediye meclisinin fonksiyonu azalmakta ve belediye başkanı ile onun mensup olduğu siyasi partinin meclisteki temsilcilerinin karar almada etkisi ve ağırlığı artmaktadır. Bu durumda, farklı siyasi görüşlerin belediyede temsil imkanı çok azalmaktadır.

3. Belediye başkanları, başkan yardımcıları da dahil olmak üzere, daire başkanları şube müdürlükleri ve tüm belediye memurlarını – belediye meclisinin ilk toplantısında onaylanmak şartıyla seçerler ve atarlar.118 Belediye çalışanlarının kontrolü büyük ölçüde başkanın elindedir. Encümenin oluşumu gündeminin belirlenmesi ve karar alma mekanizması güçlü başkan modeline uymaktadır.

4. Güçlü başkan ve encümen sisteminin bir diğer sorunuda temsildir. Belediye yönetiminde karar organı olarak önemli yetkileri ve sorumlulukları bulunan meclis ve encümenlerde görevli üyelerin çoğunluğunun çiftçi, esnaf, tüccar olması ve bunların belediyecilik alanında oluşması eleştirilmektedir. 119

5. Güçlü Başkan modeli belediyecilik konusunda uzman olmayan kişilerin siyasi partiler tarafından aday gösterilerek doğrudan halk tarafından seçilmesi ile birleşince belediye başkanlarının çoğunun yanlış yönlendirilme veya yanlış kararlar alma neticesinde hem kaynak ve zaman israfına hem de kentin gelişiminde duraklamalar yaşanmasına sebep olması mümkündür. Kent yönetimi giderek daha fazla uzmanlık gerektiren bir iştir. Bu konuda uzman kişilerin uygulayıcı olmaları durumunda ise siyasi kaygılar otomatik olarak ikinci plana atılmasa da daha rasyonel ve verimli bir yönetim sağlanabilir. Ancak, bu kez demokratiklik sorunu gündeme gelmektedir.

6. Güçlü Başkan Modelinde, başkanın tekrar seçilerek aynı güçleri elde etme gayreti ve isteği özellikle seçim dönemlerinde plansız ve aşırıya kaçan uygulamalara neden olmaktadır. Belediye başkanlarının seçim arifelerinde hiçbir plan ve programa bağlı olmadan sırf halkın gözünü boyamak için yaptığı yatırımlar israf edilmesine ve önceliklerin gözardı edilmesine sebep olabilmektedir. Sonuç olarak halkın seçeceği yeni idareci işbaşına geldiğinde aşırı borçla yüklü bir mali tablo ile karşılaşabilmektedir.120

Güçlü başkan modelinin zayıf ve kuvvetli yada faydalı ve aksayan yönlerini kısaca belirtmiş olduk.

118 A.g.e., s. 108.

119

Cevat Geray ve Ruşen Keleş,” Personelinin Gözüyle Küçük Belediyelerin Sorunları”, TODAĐE, Ankara- 1969, s. 78.

120 Ahmet Ulusoy ve Kadir Topal, “Yerel Yönetimlerin Mali Sorunları ve Çözüm Önerileri”, Türk Đdare Dergisi, Yıl 69, Sayı 414, 1997, S.(207-208).

Sonuç olarak söylersek Türk belediye yönetim modeli ve bu modele ilişkin hukuki düzenlemeler beldelerin yönetiminde belediye başkanını hayli güçlü kılmaktadır. Oluşumu ve yaptığı işler itibariyle belediye encümeni belediye başkanını hayli güçlü kılmaktadır. Halkın direkt oyuyla seçilmesi ve kendisine tanınan yetkiler de belediye başkanını güçlü kılmaktadır. Uygulamada bir yandan hukuki düzenlemeler seçim sistemi siyasi partilerin yapılanması ve yönetici seçilenlerin maksimum güç kullanma arzuları diğer yandan da belediyelerin karar ve danışma organı olan encümenin mevcut oluşumu birleşimi ve yapısı özerklik ve demokratik yapılanma ilkelerini zedelemektedir. Ayrıca, encümenin ve belediye başkanının aşırı güçlü konumlarının karalarda isabeti ve adaleti sağlamada engeller oluşturduğu da söylenebilir.

Başkan, encümen ve meclis arasındaki ilişki ve etkileşimde aranan değerler demokratiklik, gücün dengeli dağılımı alınan kararların halkın ihtiyaç ve isteklerine uygunluğunun sağlanması işlerin hızlı etkili ve kaliteli yürütümüdür. Elbette belediye başkanı, encümeni ve meclisin seçimi, oluşumu, yetkileri, gündem üzerindeki rolleri, denetleme, yürütme ve yasama fonksiyonları belediyelerin demokratik olması başta olmak üzere yerel hizmetlerin etkili, hızlı ve halkın talepleri doğrultusunda gerçekleştirilebilmesi açısından önemlidir. Ve fark yaratır. Ancak, yerel iktidar, yerel temsil, belediyeler ile merkezi yönetimin ilişkilerinin aldığı biçim de belediyelerden beklenen olumlu etkilerin gerçekleşme derecesi üzerinde oldukça etkilidir. Başkan, meclis ve encümen ilişkileri düzenlenirken, bu diğer faktörlerin de çok iyi hesaba katılması gerekmektedir.

Bu modele göre alınan kararlar, uygulanan politikalar hizmet kalitesi ile adaleti, hizmetlerin denetimi ve sorunların çözüm hızı gibi hususlarda bazen ciddi bazen küçük farklılıklar olmakla birlikte, aynı modelin farklı coğrafya, büyüklük veya aktörlerin rol aldığı belediyelerde farklı sonuçlar verdiği de sıklıkla gözlenmektedir. Bazı modeller belirli özellikleri taşıyan yerleşimlerde daha başarılı ve uygun iken güçlü başkan modeli gibi kimi modeller ise seçimle yürütmeden sorumlu hale gelen kişi veya kişilerin özelliklerine ve liderlik kabiliyetlerine bağımlıdırlar.

2.8.4 Modelin Değerlendirilmesi

Türkiye’de belediye teşkilatı kurulmadan önce yerel hizmetlerin büyük çoğunluğu esnaf örgütleri ve vakıflarca gerçekleştirilmekte idi. Tanzimatla birlikte batıdan alınan yerel yönetim örgütlenmesinde merkezi yönetimin ağırlığı egemendir. Asıl sorun Tanzimat dönemi

belediyecilik anlayışında yerel özerklik ve yerel demokrasiyi yerleştirme gayretinin olmayışıydı.121

Türkiye’deki belediye yönetimi sistemi güçler ayrılığı ve güçlü başkan modellerinin özelliklerini göstermektedir. Türk belediyelerin örgütsel yapılanmasında etkin olan unsur güçler ayrılığı ilkesidir. Bu sebeple belediyelerin örgütlenmesinde karar ve yürütme organları birbirinden ayrı tutulmuştur. Belediyenin üç temel organı olan belediye başkanı, belediye meclisi ve belediye encümeninin işlevleri ve sorumlulukları kuvvetler ayrılığı prensibine göre şekillendirilmiştir.

Türk belediyelerin örgütlenmesinde merkeziyetçi yapının ağırlığı ilkesinin varlığı görülmektedir. 1963 yılına kadar atamayla göreve gelen belediye başkanı modelinde güçlü başkan ve merkezi eğilim kendini hissettirmiştir. 1963 yılından sonra belediye başkanının seçimle göreve gelmesi güçlü başkan modelinden uzaklaşma amacına değil tam tersine belediye başkanını daha da güçlü kılma amacına hizmet etmektedir.

Bu belediyecilik sisteminin bir özelliği olarak başkanların çok çeşitli ve önemli yetkilerle donatılmaları başına buyruk hareket etmelerine imkan vermektedir. Başkanı denetleme mekanizmalarının fiiliyatta zayıf ve az etkili olması da başkanın başına buyrukluğunu artırmaktadır. Dolayısıyla yapılacak harcamalar ve işler yerel halkın ihtiyaç ve istekleri ile beldenin öncelikleri doğrultusunda değil de belediye başkanlarının şahsi kararları yönünde gerçekleşebilmektedir.122 Güçlü başkan modelinin en önemli avantajları arasında siyasi gücü arkasına alan belediye başkanının hizmetlerin yürütülmesinde reformcu kararlar alabilmesi ve yerel hizmetleri hızlı şekilde sunabilmesi yer almaktadır.

Güçlü başkanlık modeli, günümüz Türkiye’sinde büyük ölçüde siyasileşmiş ve işlemez haldedir. Günümüz belediye hizmetlerinin teknik olarak karmaşıklaşması karşısında güçlü belediye başkanı modelinin sakıncaları faydalarını aşar duruma gelmiştir. Đzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki bir anket çalışmasında belediye başkan ve meclis üyelerine hangi sistemde belediye yönetiminde başarı artabilir sorusuna verilen cevaplardan başkanın güçlü ve aktif olması gerektiği tercihin ağırlık kazandığı görülmektedir.123 Aslında olumlu

121

Đlber Ortaylı, Türkiye Đdare Tarihi, Türkiye Amme Đdaresi Enstitüsü Yayınları, Ankara-1979, s. 287. 122 Ahmet Ulusoy ve Kadir Topal, s. (207-208).

123 Zerrin Toprak Karaman, “Güçlü Başkan ve Güçlü Meclis Tercihi”,Yeni Türkiye Dergisi, Yıl 1, Sayı 4, Mayıs- Haziran-1995,s. (116-117).

tarafları olan ve iyi niyetlerle ortaya atılan bu model, Türkiye’nin kendine özgü siyaset yapma anlayışı içerisinde yıpranmış ve olumsuz taraflarıyla tanınır hale gelmiştir.

3. BÖLÜM