• Sonuç bulunamadı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1 Bilişsel Yetenekler

2.4. Akademik Beceriler

2.4.1. Okuma-Yazmaya Hazırlık Beceriler

2.4.1.1. Okuma Beceriler

2.4.1.1.3. Fonolojik Farkındalık / Duyarlılık (Ses Farkındalığı):

Fonoloji, bir dildeki sesleri ve bu seslerin dağılım sınırlılıklarını, bu seslerin hangilerinin anlam taşıdıklarını, nasıl bir düzende bulunduklarını incelemektedir (Jackman, 2012: 85; Topbaş, 2005c: 66).

Fonolojik farkındalık ise; sözcüklerden seslere, konuşma dilindeki ses sistemini fark etme ve kullanma yeteneği olarak tanımlanmaktadır (Anthony, Williams, McDonald ve Francis, 2007: 114; Strickland ve Riley-Ayers, 2007: 33). Fonolojik farkındalık bireyin dildeki ayrı sesleri fark etmesini sağlamak için duyma, tanıma ve ayrı sesleri kullanma gibi bir arada işleyen birçok beceriyi kapsamakta ve dilin yapılanmasını anlama yeteneği olarak kabul edilmektedir (Albrecht ve Miller, 2004: 293-294; Beauchat ve diğerleri, 2010: 71).

Fonolojik farkındalığın gelişimi ile çocuklar, konuşma dilini daha küçük bölümlere ayırabilme ve düzenleyebilme için kullanacakları çeşitli yöntemlerin farkına varmaktadırlar. Dil cümleler, sözcükler ve heceler gibi büyükten küçüğe (morfem, ses birimi) doğru değişik fonolojik yapılardan oluşmaktadır. Konuşma dilinde çocuklar, önce cümlelerin sözcüklere, sözcüklerin hecelere (örnek olarak; o-yun), hecelerin ön ses ve ritimlere (uyak) ve hecelerin de tek tek seslere (örnek olarak; o-y-u-n) ayrıldığını fark etmektedirler. Fonolojik farkındalıkta en üst düzey, çocuğun sözel dili fonemlere ayırabilmesi olarak kabul edilmektedir (Beauchat ve diğerleri, 2010: 72-73; Pilten, 2009: 34-35; Pullen ve Justice, 2003: 88; Turan ve Gül, 2008: 269).

Okul öncesi dönemde fonolojik farkındalığın gelişimi, çocukların ritimli (uyaklı) sözcükleri fark etmesi, anlaması, üretmesi ve sözcükleri ilk-orta ve son seslerine göre sınıflandırmadaki başarılarından anlaşılabilmektedir. Çünkü ritim (uyak) (at-sat-hasat) ve aynı sesin tekrarı (sakız-süt) fonolojik farkındalığın bir alt düzeyini oluşturmaktadır. Ritim becerilerinin gelişmesi ise çocukların heceleme kategorilerini öğrenmesine yardımcı olmaktadır. Birleştirme ve ayrıştırma çalışmaları ise fonolojik farkındalığın kazanılmasını sağlayan diğer alt alanlardan biridir. Birleştirme ve ayrıştırma çalışmalarında ise okul öncesi dönemdeki çocuklar sözcükleri, heceleri ve fonemleri birleştirme ve ayrıştırma becerilerini geliştirmektedir. Okuma yazma öğretimiyle birlikte çocuklar dillerindeki tüm fonemleri (sesleri) birleştirme ve ayrıştırma becerisini kazanmaya devam etmektedirler (Kandır ve Yazıcı, 2011: 19; Pullen ve Justice, 2003: 90; Riley, 2006: 70).

Araştırmacılar, fonolojik farkındalık ile çocukların sesleri duyma yeteneği ve erken okuma-yazma arasında önemli bir ilişki olduğunu vurgulamaktadır (Aktan Kerem, 2001: 64; Beauchat ve diğerleri, 2010: 71; Constantine, 2004: 29; Riley, 2006: 67).

Fonolojik farkındalık ile okuma-yazma arasındaki ilişkiye yönelik yapılan araştırmalarda, fonolojik farkındalık becerisinin okuma-yazmanın ön koşulu olduğu ve fonolojik farkındalığın sosyo-ekonomik, kültürel ve okul öncesi eğitim alma durumdan etkilendiği ortaya konulmaktadır. Lonigan, Burgess, Anthony ve Barker (1998), iki - beş yaş arası çocuklarda fonolojik farkındalığın bulunup bulunmadığını ölçmek

amacıyla, alt, orta ve üst gelirli ailelerden iki - beş yaş arası 356 çocuğun fonolojik duyarlılığını değerlendirdikleri araştırmanın sonucunda; okul öncesi dönemde bulunan iki beş yaş arasındaki çocuklarda fonolojik farkındalığın değerlendirilebildiği, dört yaş üzerindeki çocukların, fonolojik farkındalıklarının küçük yaştakilere göre daha yüksek olduğu, fonolojik farkındalık becerisinin, dil becerilerinden bağımsız olarak sözcük okuma becerisi için temel oluşturduğu, fonolojik farkındalık performansının artan yaşla doğru orantılı olduğunu tespit etmişlerdir. Bununla birlikte, üst ve orta gelir düzeyindeki ailelerden gelen çocukların alt gelir düzeyindeki ailelerden gelen çocuklara oranla iki ve beş yaş arasındaki fonolojik farkındalıklarının ölçümlerinde daha iyi sonuçlar elde etmişlerdir. Ayrıca sosyo ekonomik ve kültürel düzeyle ilgili evde okuryazarlık ortamının bulunması ve buna bağlı olarak çocukların ev ortamında dil ve okuma deneyimlerine sahip olmalarının çocukların fonolojik farkındalıklarını olumlu olarak desteklediği belirtilmiştir.

Crone ve Whitehurst (1999), düşük gelirli ailelerden gelen 337 çocuk üzerinde okul öncesi eğitime devam etmenin erken okuma-yazma becerileri üzerindeki etkisini araştırdıkları çalışmalarında, yaşıtlarına göre, okul öncesi eğitime bir yıl erken başlamış çocukların erken okuma - yazma becerilerinde daha iyi performans sergilediklerini tespit etmişlerdir.

Acarlar, Ege ve Turan (2002), Türk çocuklarıyla yaptıkları araştırmada çocukların üç yaşından itibaren sözcükleri hecelere ayırabildiğini tespit etmişlerdir. Çocukların sesbilgisel farkındalıklarının yaşla birlikte arttığı görülmüş ve sözcüğü seslere ayırma ve verilen sesin sonda olduğu sözcüğü bulma gibi sesbirimsel farkındalığa ilişkin becerilerin ancak birinci sınıfta okumayı öğrendikten sonra kazanıldığı belirlenmiştir.

Yapılan araştırmalar okul öncesi dönemdeki çocukların fonolojik farkındalık becerilerinin okul öncesi dönemdeki diğer okuma ve yazma becerileri ile ilişkili olduğunu ve ileriki yaşlarda okuma ve yazma becerilerinde etkili olduğunu göstermektedir (Anthony, Williams, McDonald, Corbitt-Shindler, Carlson ve Francis, 2006: 239; Lonigan, Burgess ve Anthony, 2000: 596).

Okuma becerisinin en önemli yapı taşlarından biri olan ve okul öncesi dönemde geliştirilmeye başlanılan fonolojik farkındalığın çocuklara kazandırılması için anne- babaların, çocuğun çevresindeki diğer yetişkinlerin ve öğretmenlerin; sesleri taklit etmeye dönük oyunlar, ses öyküleri okuma, hecelemeye dönük oyunlar, ritimli (uyak) sözcükleri tanıma, ayırt etme, üretme, sözcüklere ses ekleme, çıkarma gibi oyunlar ritimli şarkı, şiir, tekerleme söyleme, aynı sesle başlayan ve biten sözcükler üretme, sözcüklerdeki heceleri birleştirme, ayırma ve sayma çalışmalarını içeren öğrenme süreçlerini planlamaları ve uygulamaları çocukların fonolojik farkındalığı kazanmalarını desteklemektedir (Beauchat ve diğerleri, 2010: 77-86; Eliason ve Jenkins, 2003: 253; Pullen ve Justice, 2003: 89; Sevinç, 2003: 182).

Sonuç olarak okuma becerisinin gelişimi, sözel dil becerileri ve telaffuz, alfabe bilgisi ve fonolojik farkındalık alt alanlarının geliştirilmesine bağlı olarak gelişim göstermektedir. Doğumla birlikte başlayan dil gelişimiyle paralel ve iç içe gelişim gösteren okuma becerisi aynı zamanda yazma becerisi ile de paralel bir gelişim göstermektedir. Okul öncesi dönemde okuma becerilerinin geliştirilmesinin sağlanması çocukların yazma becerisini de içine alan ileri akademik başarısını etkilemektedir.