• Sonuç bulunamadı

7.  SOYLULAŞMA (YENİLEME) SÜRECİNE İLİŞKİN ALGILAR 114 

7.2  Fiziksel Değişim 120 

Soylulaşma sürecine evsahipliği yapan mahallelerdeki konutlar, dışarıdan gelen kullanıcıların yaşam tarzlarına ve ihtiyaçlarına göre yeniden üretilir. Proje öncesi demografik yapı düşünüldüğünde, evsahibi sakinlerin Sulukule’de inşa edilecek yeni binaların gerektireceği standartları karşılamaları ekonomik olarak çok mümkün gözükmemektedir (bkz. Bölüm 5, 10). Sulukule’de yeniden üretilmekte olan fiziksel mekâna, orada yaşayanlar yerine, gelir seviyesi daha yüksek olan dışarıdan gelecek grupların (yani soylulaştırıcıların) yerleşeceği yönünde gerek kamuoyunda, gerekse sakinler arasında yaygın bir kanaat vardır. Bu bölümde, sakinlerin mahallelerinin fiziksel dönüşümüne ve bu dönüşüm sonrası evsahipliği yapacağı yeni sakinlerine ilişkin düşüncelerine yer verilecek.

“Osmanlı evleri”

bulunduğu bir ekip tarafından hazırlanmıştır. Proje mevcut binaların tamamen yıkılıp, yerlerine TOKI tarafından inşa edilecek yeni konut binalarının ve bir adet otel, okul ve kültürel tesisin inşa edilmesini ön görüyor. Hazırlanan projede, mevcut sokak izlerine sadık kalındığı ancak sokak kesitlerinde genişlemelere gidilerek mevcut bina-sokak ilişkisinin birebir korunmadığı görünmektedir. Projede iç avlular temel bir tasarım öğesi olarak ortaya çıkmakta, mevcut sokak dokusu sokak boyunca sıralanan sıra evlerle vurgulanırken, binaların arkalarında yer alan ada ortalarında geniş iç avlular oluşturulmaktadır. Bu avlular sadece ada etrafından yaşayanların değil, dışarıdan gelenlerin de erişimine açık olan yarı kamusal mekânlar olarak tasarlanmakta ve aynı zamanda mahalle içerisinde bir tür park işlevi görmektedir.

Foto 7.1 Sulukule’de uygulanması planlanan projeye ait görsel

Belediye başkanının ve büyükşehir belediye başkanının ağzından Sulukule’de “klasik Osmanlı-Türk mimarisi43,44” tarzında yeni konutlar inşa edileceğinin duyurulmasının

43 Kadir Topbaş, 14 Temmuz 2006: http://www.arkitera.com/h10263-sulukule-osmanli-mimarisiyle-yeniden-

doguyor.html (erişim 20 Aralık 2009)

44 Mustafa Demir, 4 Ocak 2007: http://www.arkitera.com/haber_13580_sulukule-tarihi-osmanli-evleriyle-

ardından, kamuoyunda gerçekleşecek projenin Osmanlı evlerinin imitasyonunu içerdiği yönünde bir algılama gelişmiş ve proje yoğun eleştrilere maruz kalmıştır. Halbuki yapıların cephe düzenlerine bakıldığında getirilen eleştirilerin abartılı olduğu, oransal anlamda bir uyarlama söz konusu olsa da yalınlığı ve çağdaş malzeme kullanımıyla bunun oldukça ölçülü bir yorumlama biçimi olduğu görülmektedir (İslam 2009d). Projenin müelliflerinden Selim Velioğlu projenin tasarım ilkelerini şöyle anlatıyor:

“Bu mimari dilde geleneksel bir takım mimari unsurlar yorumlama düzeyinde ele alınıyor. Yoksa asla bir biçimsel taklit söz konusu değil. Görselde de görülebileceği gibi son derece pratik ve yapılabilen çözümler. Öyle Barok bir anlatım; Osmanlı motifleri, Selçuklu süslemeleri gibi şeyler yok. Biz hiçbir zaman ‘Osmanlı mimarisi’ tabirini kullanmadık. Burası Osmanlı döneminden bir sur içi mahallesi. Surlarla o surların içindeki bir mahalle dokusu korunmuş, sıra evler, parseller var, aralarında dış mekânlar var. Biz de geçmişten bugüne gelen bu kimliğin temel değerlerini koruyup günümüz insanı için de gerekli temel değerleri ekleyerek oluşturduk projeyi”45.

Gerçekten de Sulukule için hazırlanan yenileme projesinin, yapıların insan ölçeğinde oluşu, ezici bir kütle etkisi yaratmaması, ortak kullanım alanları ve dışa açıklığı ile mimari açıdan bir takım olumlu özelliklerinin olduğu söylenebilir. Sakinlerin ise kamuoyunda yer alan bu tür tartışmalara ilgi gösterdiği söylenemez. Onlar için, kağıt üzerinden kendilerine gösterilen tasarımlar fazlaca bir şey ifade etmemektedir:

Soru: Peki, belediye ile kaç görüşme yaptın?

Metin: Valla bir sefer yaptık. Bir sefer bir toplantısına gittim o kadar. Ne projeyi gördük. Proje kâğıt üzerinden, anlamayız ki biz orta 1 den çıkmayız… “Ben yaşamadıktan sonra ne kıymeti var sarayı olsa”

Sakinlere nasıl bir proje isterdiniz diye sorulduğunda da projenin fiziksel özelliklerinden çok, sosyal boyutuna ilişkin öneri ve yorumlar getirmekteler. Sakinlerin bu konuda ağırlıklı olarak arzuladıkları şey, daha fazla sakinin alanda barınmasına imkân sağlayacak bir proje:

Soru: Peki, nasıl bir proje olmasını isterdiniz?

Nurdan: Bizi buradan ayırmasın derdik. Ayırmasın, bize buradan yapsın versin yani, yine toplu halde bir yer ayırsın bize. Madem yıkacak. Alt alta mı yapacak, yan yana mı, küçük küçük mü yapacak, yine bizi buradan ayırmasaydı, yine bizi buraya bir kenara koysaydı.

Sakinler arasında kendilerini bu projenin bir parçası olarak hissedememe hali dikkat çekiyor.

Bu durum onları projeye karşı bir tür umarsızlık içerisine sokuyor. Sırasıyla biri evsahibi, diğeri kiracı olan iki sakine ait aşağıdaki anlatılarda bu umarsızlık durumu hissediliyor:

Soru: Projeyi gördünüz mü siz?

Sabahattin: Ben görmedim de zaten görsem de canım sıkılacak ya. neden canım sıkılacak? Bir defa hani neyleyim köşkü neyleyim sarayı içinde salınan hani yar olmayınca….buraya köşk yapsalar ne yazar, saray yapsalar ne yazar? Sabahattin

Soru: Projenin kendisini beğeniyor musunuz hani yapılacak olan evler falan? Abi ben beğenmiyorum işte bak ben bu projeyi şey saray olsa beğenmiyorum neden beğenmiyorum içinde ben yokum abi beni atıyor buradan köyüme. Benim köyüm burası, sen köyümden at beni, gelsin senin AKP’li milletvekilin otursun… Sibel can otursun, var mı böyle bir şey ya... Ben yaşamadıktan sonra ne kıymeti var sarayı olsa. Ersin

Sakinlerin bu tepkilerinde kendilerini proje kapsamında inşa edilecek konutların içinde hayal edememelerinin önemli bir rolü var. Sakinlerin önemi bir bölümü, yeni binaların getireceği yüksek standartların mahalledeki yaşam gerçekleriyle örtüşmediğinin farkında:

Şimdi sen bana gel dedin Metin Abi. Al sana villa ve havuz kardeşim. Bana verdin 4 katlı villada oturttun, yok güvenlik parası şey parası ben bu parayı ödeyemedikten sonra ne yapayım sen bana sarayı versen? Öyle değil mi kardeşim, sen bana iş önce iş.

Projenin fiziksel özelliklerine olan ilgisizliğin bir nedenini de, sakinlerin proje sonrasında sosyal kompozisyonda yaşanacak değişimden duydukları kaygı oluşturuyor:

Soru: Projeyi nasıl buldunuz, dışarıdan bakınca görsel olarak? Görsel olarak tamam hoş gelebilir ama bana hitap etmesi önemli.  Size nasıl hitap etmeli?

İşte dediğim gibi ödeme koşulları içerisinde olsun. Belediyenin kendi demesiyle, tamam çok lüks olacak, şöyle olacak böyle olacak.., Bakalım buraya gelecek insanlar bize karşı ne tepki verecekler…