• Sonuç bulunamadı

Devletin Soylulaşma Sürecine Müdahil Olmasının Arkasında Yatan Nedenler 49 

3.  İSTANBUL’DA SOYLULAŞMA SÜRECİNİN EVRİMİ ve DEVLET EKSENLİ

3.4  Devletin Soylulaşma Sürecine Müdahil Olmasının Arkasında Yatan Nedenler 49 

nedenlere yönelik farklı açıklamalar getirilmektedir. Bu noktada 2. bölümde dile getirilen tartışmalara İstanbul örneği üzerinden tartışmak üzere geri dönmek faydalı olacaktır. Daha önce değinildiği üzere, Hackworth ve Smith (2001) ve Uitermark et. al. (2007) tarafından yapılan açıklamalar iki ayrı eksene oturmaktadır. Hackworth ve Smith (2001: 464) devletin kent merkezlerine yeniden yatırım yaparak soylulaşma sürecini tetiklemesini üç temel nedene bağlamaktadır: (1) yerel hükümetin gelir elde etme ihtiyacı, (2) sermayenin riskini azaltma gereksinimi ve (3) sosyal devletin uğradığı erozyon.

İlk önerme büyük oranda İstanbul örneği için geçerli değildir. Türkiye’de yerel belediyeler halen daha gelirlerinin büyük bir bölümünü merkezi hükümetten almaktadır. Buna ek olarak, mevcut sistemde emlâk değerlerinde meydana gelen artışlar, emlâk vergilerine gecikmeli olarak yansımaktadır. Dolayısıyla bu tür artışların belediyenin vergi gelirleri üzerindeki etkisi ciddi efor ve kaynak gerektiren yenileme projelerini geliştirmek için yeterli motivasyonu sağlayabilecek düzeyde değildir.

İkinci önerme ise belli oranda İstanbul örneğinde devletin soylulaşma sürecine müdahil olmasının arkasında yatan nedenlerin anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır. 5366 sayılı yasa kapsamından yenileme alanı ilan edilen bölgeler, önceki dönemlerde soylulaşma sürecinin baskısını üzerlerinde hissetmemiş, piyasa mekanizmasının kendi dinamikleri ile dönüşmeleri mümkün olmamıştır. Kamu organlarının kimi mahallelerde özel şirketlerle ortaklıklar kurarak sürece dahil olmaları, bir anlamda, sermayenin alacağı riskleri azaltmaya ya da alamayacağı riskleri almaya (mevcut sakinleri deplase etmek gibi) yönelik bir tavır olarak görülebilir. Bu durum, devletin soylulaşma sürecinde müdahil olmasının arkasındaki temel motivasyonun sermayenin daha fazla kâr elde etmesini sağlamak olduğu şeklinde okunmamalıdır. Elbette sermayenin sürece doğrudan müdahil olduğu Tarlabaşı ve Fener- Balat Yenileme Projeleri’nde sermaye için ana hedefin kâr elde etmek olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bu durum yine de soylulaşmanın arkasındaki itici gücün “kâr elde etmek” olduğunu göstermez. Zira bu bölgeleri yenileme alanı olarak ilan eden ve buralardaki dönüşümü tetikleyen ana irade yerel belediyedir. Yerel belediye ve onu ihtiyaç duyduğu noktalarda destekleyen merkezi hükümet için ise kâr elde etmenin ötesinde, sonraki paragraflarda tarif edilen, farklı amaçlar söz konusudur. Zira harcanan eforun ve kaynakların boyutu (kiracılara evsahibi olma hakkının verilmesi gibi), bu projelerin salt belli kesimlere

rânt sağlamak için üretilmekte olduğu iddialarına şüpheyle yaklaşılmasına neden olmaktadır. Uitermark et. al. (2007) da Hollanda örneğinde devleti soylulaşma süreçlerine müdahil olmaya iten nedenlerin, Hackworth ve Smith’in New York örneği için öne sürdüğü etkenlerden (yerel yönetimlerin daha fazla gelir ve yatırımcıların kâr arayışı) bir hayli farklı olduğunu ifade etmektedir. Onlara göre devlet eksenli soylulaşma (1) “devlet aktörlerinin ve konut birliklerinin oluşturduğu bir koalisyonun dezavantajlı mahallelerde sosyal düzen oluşturmaya yönelik bir çabası”dır ve (2) “[s]oylulaşma gerilimleri yatıştırmak ve otoriteler için problem teşkil eden yoğunlukları seyreltmek için” bir araç olarak kullanılmaktadır (ibid. : 125).

Hollanda kentlerinde gerçekleşen devlet eksenli soylulaşma süreçlerinin arkasındaki motivasyonu özetleyen bu cümleler, İstanbul’da 5366 sayılı yasa sonrası ortaya çıkan yenileme projelerinin (en azından uygulamaya konan öncü projelerin) arkasında yatan temel nedenleri de tarif etmektedir. Farklı bağlamlarda “otoriteler için problem” olan unsurlar farklılık gösterse de, bu “problemlerin” konsantrasyonunu azaltma yönündeki yaygın istem değişmemektedir.

İstanbul’daki yerel belediyeleri dezavantajlı bölgelerde proje geliştirmeye iten ana nedenleri, 5366 sayılı yasa sonrasında ilan edilen iki öncü proje, Tarlabaşı ve Sulukule Yenileme Projeleri, üzerinden okumaya çalışmak anlamlı olacaktır. Her iki proje alanında da, kamu otoritesi için “problem” teşkil eden unsurlar mevcuttur. Tarlabaşı örneğinde “sakıncalı” unsurların, hem alanın yoğun bir şekilde suçla ilişkilendirilmiş olması, hem de alandaki nüfusun yarısını oluşturan ve büyük ölçüde “sakıncalı” olarak görülen bir siyasi parti etrafında örgütlenmiş olan Kürtler olduğu söylenebilir. İkinci durumun varlığı otoriterler tarafından açıkça ifade edilmese de, yasanın çıkış ve kabul sürecinde yaşananlar da bu tezi destekler niteliktedir. Yasa, ülke güvenliğinden sorumlu olan bir bakanlık (İçişleri Bakanlığı) tarafından çıkarılmış ve yasanın hazırlanış sürecinde Genelkurmay hukuki destek sağlamıştır (Sinan Genim ile mülakat, 16 Mart 2008).

Sulukule örneğinde de, mahallede bulunan sakıncalı unsurların yenileme alanı kararının alınmasında etkili olduğunu speküle etmek mümkündür. Bölgedeki faaliyet gösteren bir dizi yasal olmayan aktivitenin (uyuşturucu satışı ve kullanımı, fuhuş) yenileme kararında belli

oranda etkisi olduğunu Belediye Başkanı sorulan bir soru üzerine kabul etmiştir22. Diğer taraftan Sulukule örneğinde, belediye tarafından hazırlanan proje dokümanlarında yapılan vurgulardan yola çıkarak (bkz. Bölüm 8), bu müdahalenin arkasındaki esas önemli nedenin (ya da “yoğunlukları seyreltilmek istenenlerin”) mahallenin belli bölümlerinde İstanbul ortalamalarının çok altında seyreden yaşam standartları olduğu söylenebilir. Her iki durumda da sosyal düzen tesis etme ideali ağır basan etken olacaktır.

Dolayısıyla devlet eksenli yeni soylulaşma dalgasının arkasındaki motivasyona yönelik değişik bağlamlar için farklı açıklamalar getirilmektedir. İstanbul’da devletin soylulaşma sürecine müdahil olma isteminin arkasında yatan nedenler bazı noktalarda Hackworth’un New York, çoğunlukla da Uitermark et. al.’ın Hollanda örneğinden yola çıkarak çizdiği çerçeve ile uyum içinde olduğu görülmektedir. İstanbul’da devletin soylulaşma sürecine müdahil olmasının arkasındaki temel nedenin gelir ve rânt elde etmekten çok, “istenmeyen unsurların” yoğun olduğu bölgelere “sosyal düzen” getirmek olduğu söylenebilir. 

22 Belediye Başkanı’nın Yıldız Teknik Üniversitesi Ekonomik Mekan ve Planlama dersindeki konuşması, 2 Kasım 2007.