• Sonuç bulunamadı

GALATA TARİHİ

3. Fetih ve Sonrasında Galata

Sultan II. Murat 3 Şubat 1451’de vefat etti. Yerine sonradan ‘Fatih’ unvanını alacak olan oğlu II. Mehmet geçti. Babası öldüğü sırada Mehmet Manisa’da vali idi. 10 Şubat günü şehre ulaştı ve sekiz gün sonra da tahta çıktı. Kısa bir süre sonra Sırbistan, Midilli ve Sakız adaları, Eflak Voyvodası, Pera’daki Cenovalılarla, Rodos adasındaki şövalyeler ile Venedik Cumhuriyeti, Bizans İmparatorluğu ve Macaristan’la bir dizi sulh anlaşmaları yaptı ve dostlukları yeniledi.103 Sultan Mehmet’in başlıca amacı Konstantinopolis’in fethiydi. Yaptığı anlaşmalarla bu amacını gerçekleştirmek için evvela uygun bir ortam oluşturdu. Bizanslılar böylesine genç ve deneyimsiz hükümdarın kendileri için bir tehlike oluşturduğunu hemen fark edemediler.104 Ancak fethin ilk adımı olarak Boğaz’da Rumeli yakası kıyısında, daha önce Beyazıt’ın yaptırdığı Anadolu Hisarı’nın karşısına yeni bir

101

Nicol Donald M., Bizans’ın Son Yüzyılları (1261-1453) (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003) 337.

102

Basso Enrıco, “İşbirliğinden Ayrılığa: XIV-XV. Yüzyıllarda Cenevizliler ve Türkler’’, Türkler Ansiklopedisi IX (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002) 357.

103

Pertusi Agostino, İstanbul’un Fethi Çağdaşların Tanıklığı I (İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, 2004) 8.

104

Nicol Donald M., Bizans’ın Son Yüzyılları (1261-1453) (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003) 402.

hisar yapımına başlanmasıyla Bizans nasıl bir tehlikenin kendisini beklediğini anladı. Kalenin yapılmasına itiraz ettilerse de engel olamadılar. Kale dört ay içinde bitirildi. Bu arada Galata sakinleri Türklerin Boğaziçi’nde bir kule inşa etmesini ihtiyatlı bir şekilde engellemeye çalışıyordu. Aynı zamanda şehir içine silah ve asker yığıyordu ve bunun da gizli olmasını istiyordu. Zira düşmanla sulh içinde olduklarını göstererek böyle bir haberin yayılmasını istemezlerdi.105

26 Mart 1453’te Edirne’den hareket eden Mehmet’in ordusu on gün sonra Konstantinopolis yakınlarına geldi ve 6 Nisan’da kuşatma başladı. Galata sırtlarındaki tepelerden Haliç’e kadarki kısım Zağanos Paşa’nın komutasına verildi. İlk zamanlarda Cenevizliler tıpkı Venedikliler gibi ne yapacaklarını belli etmiyordu. Galata’daki ve Khios’taki (Sakız Adası) yöneticilerinden kendi uygun görecekleri yolda davranmalarını ama gereksiz yere Türklerle bir savaşa bulaşmama talimatını almışlardı. Konstantinopolis Türklerin eline düşebilirdi ama bu, Karadeniz limanlarında ve adalarda hiç ticaret fırsatı kalmayacak anlamına gelmezdi. Tersine bu fırsatlar artabilirdi.106 Venedikliler ise

Cenevizliler kadar şanslı değildi. Çünkü Galata’daki Cenevizliler kendi surlarının ardında yaşıyorlardı. Onların tarafsızlık seçenekleri vardı. Oysa Venedikliler kentin tam

göbeğinde yaşıyorlardı ve Bizans’ı desteklemek zorundaydılar.107 Her dönemde olduğu gibi Cenevizliler ikiyüzlü politikalarını bu savaş boyunca da sürdürdüler. Bir taraftan Türklerin yanında gibi görünüyor diğer taraftan Bizans’a yardım ediyorlardı. Bizans’a ilk olarak 1452 Aralık ayında Cenova’dan beş yüz silahlının bulunduğu bir gemi yola çıktı.108

Bununla birlikte Cenova’dan savunmaya katılmak için gönüllü gelip yanlarında kendi

105

Pertusi Agostinon, İstanbul’un Fethi Çağdaşların Tanıklığı I (İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, 2004) 164.

106

Nicol Donald M., Bizans’ın Son Yüzyılları (1261-1453) (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003) 404.

107

Nicol Donald M., Bizans ve Venedik Diplomatik ve Kültürel İlişkiler Üzerine (İstanbul: Sabancı Üniversitesi Yayınevi, 2000) 384-385.

108

Pertusi Agostino, İstanbul’un Fethi Çağdaşların Tanıklığı I (İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, 2004) 63.

küçük birliklerini getirenler de vardı. Bunlardan en ünlüsü ve en yiğitçe çarpışanı yanında Cenova, Khios ve Rodos’tan toplanmış yedi yüz kişilik bir birlikle gelen Giovanni

Giustiniani Longo’ydu.109

Cenevizlilerin Türklere yardımı Bizans’a yaptıklarının yanında daha büyüktü. Osmanlıların muhasaraya hazırlandıklarını anlayan Bizans İmparatoru 2 Nisan günü Sarayburnu ile Galata arasına zincirin gerilmesi emrini vermişti. Bu zincir yaklaşık yedi yüz yıldır önemli kuşatmalarda kullanılıyordu ve Bizans’a oldukça büyük faydası vardı. Kaynaklarda da belirtildiği üzere Fatih’in kuşatması sırasında da önemli bir rol üstlenmiş ve Osmanlı gemilerinin geçişine izin vermemiştir.110 En son 18 Nisan’da Osmanlı

piyadeleri surların en çok hasar almış kısmına ani bir baskın yaptılar. Ancak saldırının şiddetine ve surların harap haline rağmen saldırı geri püskürtüldü.111 Bunun üzerine Sultan Mehmet Han, hazırlıkların daha önce başlamış olduğu anlaşılan, karadan donanmayı Haliç’e aktarma fikrini fiiliyata geçirecektir. İstanbul’un Haliç’e kıyı olan kısmındaki surları çok zayıf olduğu için Sultan, Bizans’ı buradan sıkıştırmak istiyordu. Böylece kuvvet dengesi Bizans’ın aleyhine bozulacak ve yeni cepheler açılacaktı. Savaşın seyrini tam kestiremedikleri için her iki tarafı da idare etme siyasetini sürdüren Cenevizliler, bu noktada gemilerin karadan yürütülebilmesi için gerekli olan malzemenin büyük bir kısmını Türklere satarak yardım etmişlerdir. 21-22 Nisan gecesi yetmiş pare Osmanlı gemisi Galata rıhtımından denize indirilir.112 Böyle bir şeyin Galata’daki Cenevizlilerin suç ortaklığı ya da en azından göz yumması olmaksızın başarılması olanaksızdır.113

109

Nicol Donald M., Bizans’ın Son Yüzyılları (1261-1453) (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003) 407.

110

Bayır Önder, “Çağ Açan Fetih İçin Yapılan Hazırlıklar’’, Türkler Ansiklopedisi IX (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002) 329.

111

Freely John, Saltanat Şehri İstanbul (İstanbul: İletişim Yayınları, 2009) 99.

112

Bayır Önder, “Çağ Açan Fetih İçin Yapılan Hazırlıklar’’, Türkler Ansiklopedisi IX (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002) 331.

113

Nicol Donald M., Bizans ve Venedik Diplomatik ve Kültürel İlişkiler Üzerine (İstanbul: Sabancı Üniversitesi Yayınevi, 2000) 386.

Sonuçta İstanbul hem karadan hem de Haliç’ten bombardımana maruz kalır.114 Türklerin

bu çıkışından sonra Bizans ani bir gece baskınıyla Haliç’teki Osmanlı donanmasını yakmayı planlar. Bu olayı öğrenen Galata belediye başkanı Anzolo Zaciria, durumu bir gün önceden güvendiği bir adamla Zağanos Paşa’ya bildirir. Öğrendiği haberi gayet gizli tutan Zağanos Paşa gemilere çok sayıda tüfekli asker ve kıyı topları koydurdu. Hazırlıklı olan Türk gemileri derhal güllelerini atmaya başladı ve neticede Bizans gemileri imha edildi.115

Sultan Mehmet Han son saldırısını 29 Mayıs günü sabaha karşı yaptı ve muhasaranın elli üçüncü gününde şehir ele geçirildi. Bu sırada Latinler evlerini,

servetlerini bırakarak Batı’ya giden gemilere binmek üzere limana kaçıyorlardı. Sultan, bu akıllı ve ticareti bilen insanların gitmesini, böylece fethinin sonuçlarının tehlikeye

girmesini istemediğinden, Zağanos Paşa’yı Cenevizlilere gönderdi. Zağanos Paşa

Galata’ya giderek onları kalmaya ikna etmeye çalıştı. Cenevizlilere Fatih’in dostluğunun güvencesini verdi ve Bizans imparatoru tarafından verilen imtiyazların yenileneceğini vaat etti ama buna rağmen pek çok Latin gitmeyi tercih etti.116 Konstantinopolis’in düştüğü kesinleşir kesinleşmez Galata’daki Cenevizliler hisar kentlerinin kapılarını Zağanos Paşa’ya açtılar ve Sultan’ı kutlayıp saygılarını sunmak üzere ulaklar gönderdiler. Aynı gün Galata’nın anahtarlarını sultana teslim ettiler. Fatih Sultan Mehmet 1 Haziran 1453’te Galata’nın varlığını sürdürmesi için belirlenen kuralları ve koşulları içeren bir ferman çıkardı. Cenevizliler tarafsız kalmaları karşılığında ödül olarak daha iyi bir şeyler

ummuşlardı.117 Oysa surlarını yıkmaları ve silahlarını teslim etmeleri gerekiyordu. Galata

114

Delilbaşı Melek, “Osmanlı-Bizans İlişkileri’’, Türkler Ansiklopedisi IX (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002) 130.

115

Bayır Önder, “Çağ Açan Fetih İçin Yapılan Hazırlıklar’’, Türkler Ansiklopedisi IX (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002) 332. Ayrıca bakınız: Pertusi Agostino, a.g.e., 107.

116

Marmara Rinaldo, Bizans İmparatorluğu’ndan Günümüze İstanbul Latin Cemaati ve Kilisesi (İstanbul: Kitap Yayınevi, 2006) 48.

117

Nicol Donald M., Bizans’ın Son Yüzyılları (1261-1453) (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2003) 423.

tahrip edilmeyecekti. Burada yaşayan Ceneviz tüccarları emniyet ve serbestlikle ticaretlerini sürdürebileceklerdi. Ama her erkek sakinin cizye ödemesi ve bir Türk yöneticinin atanması gerekiyordu.118 Bu anlamda Pera Podesta’sı görevden uzaklaştırıldı ve Türkler tarafından bir yaşlılar başı seçildi. Yanına da dört müşavir görevlendirdiler.119 Cenevizliler Sultan Mehmet’e boyun eğmelerinin ödülü olarak canlarını kurtarmış, pek çok imtiyazlara kavuşmuşlardı. Ama buna karşılık yabancı vasıflarını kaybederek,

Osmanlı İmparatorluğu tebaasından olan herkes gibi haraca tabi olmuşlardı. II. Mehmet’in bu fermanı 1613, 1617, 1624, 1652 yıllarında tekrar yenilendi.120

Cenevizliler, Konstantinopolis ve Bosporos’un Türklerin eline geçmesiyle artık Karadeniz’le olan ticaretlerini sürdürmenin imkansız olduğunu görüyorlardı. Nitekim XV. yüzyılın sonuna gelmeden Karadeniz’deki Kefe, Tana ve Trabzon’daki tüm Ceneviz ticareti yavaş yavaş yok oldu.121 Fatih Sultan Mehmet, ticarete ve bu ticaretin devlet hazinesine sağladığı kazanca çok önem veriyordu. Bu amaçla şehir alındıktan beş gün sonra Pera’ya giden Sultan Mehmet, tüccarları şehirde tutabilmek için mal ve mülkün sayılmasını emretti. Malların sahiplerinin şayet üç ay içinde şehre dönerlerse, mallarını geri alabileceklerini taahhüt etti. Bununla birlikte Fatih, Bizans zamanında ticarette tek hakim güç olan Cenevizlilerin bölgedeki etkisini azalttı ve bölgeyi kozmopolit bir yapıya dönüştürdü. Cenevizliler 1454’ün başında Pera’yı yeniden kendi denetimlerine verilmesi konusunda Sultan’ı ikna etmek üzere Osmanlı sarayına elçilerini gönderdiler. Buna karşılık Fatih Sultan Mehmet Cenevizlilere, ticaretle uğraşan diğer Latin milletlerine

118

Nicol Donald M., Bizans ve Venedik Diplomatik ve Kültürel İlişkiler Üzerine (İstanbul: Sabancı Üniversitesi Yayınevi, 2000) 393.

119

Pertusi Agostino, İstanbul’un Fethi Çağdaşların Tanıklığı I (İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, 2004) 28.

120

Marmara Rinaldo, Bizans İmparatorluğu’ndan Günümüze İstanbul Latin Cemaati ve Kilisesi, (İstanbul: Kitap Yayınevi, 2006) 50-51.

121

Nicol Donald M., Bizans ve Venedik Diplomatik ve Kültürel İlişkiler Üzerine (İstanbul: Sabancı Üniversitesi Yayınevi, 2000) 393.

verdiği imtiyazları tanıdı.122 Ardından aynı imtiyazlar Venediklilere verildi. Zamanla

Floransalı tüccarlar Galata’ya çağırıldı ve onlara da ayrıcalıklar tanındı. Floransalıları kısa sürede başka Avrupalılar izledi; İtalyanlar, Fransızlar, İngilizler ve Felemenkliler. Sonuçta Galata Osmanlı döneminde hızla gelişti ve kentin ticari işlerinin yürütüldüğü yüreği durumuna geldi.123 İlerleyen dönemlerde Cenevizli ve Venedikliler ticaretten uzaklaştırılarak yerlerine Osmanlı uyruğu Türk ve Rum tüccarlar yerleşecektir.124