• Sonuç bulunamadı

3.2.1. 1924 Programı

1924 programının hangi eğitim felsefesine dayandığı programın içeriğinden doğrudan çıkarılamadığı gibi dolaylı olarak da çıkarılamamaktadır. Programda herhangi bir giriş ya da açıklama bölümüne yer verilmemesi temele konulan eğitim felsefesinin de ne olduğunu bilinemez yapmıştır. Program, daha çok konu başlıklarının sıralandığı içerikler listesi şeklinde hazırlanmıştır.

Programın ahlak başlığı altında yer verilen konuların devamında şöyle bir açıklama cümlesine yer verilmiştir: “Muallim bu bahislerde muhtelif misallerle ahlâkî kıymetler hakkında talebenin nazarı dikkatini celbedecek ve bunların ehemmiyeti hususunda fikirler verecektir.” Programda yer verilen bu tek açıklama cümlesinden, programın öğretiminin öğretmen merkezli yürütülmesi gerektiği sonucu çıkmaktadır. Bu durum ise daimici ve esasici eğitim felsefelerine işaret etmektedir.

3.2.2. 1935 Programı

1935 programında da 1924 programında olduğu gibi eğitim felsefesinin ne olduğuna, içeriğe bakarak doğrudan ulaşmak oldukça zordur. Ancak programda, eğitim felsefesinin ne olduğu ile ilgili yorumlamaya yönelik bir açıklama cümlesine şu şekilde yer verilmiştir:

85

“Liseyi bitirip hayata atılacak ya da türlü türlü mesleklere girecek olan gençlere, yeni hayat alanında Türk Ulusunun ilerlemesine yarar sağlayacak sosyal ve fikri ilkeleri kazandırıp onları kendi mesleklerindeki ustalıklarının ötesini görebilecek iş adamları ve memleket için en yararlı yolda doğru düşünebilen yurttaşlar olarak yetiştirmek.”

Programda yer alan bu açıklama cümlesinde, lisenin bitmesiyle birlikte hayatın başlayacağına yönelik bir anlayış hâkimdir. Bu durum ise temele alınan eğitim felsefesinin daimicilik ve esasicilik olduğuna işaret etmektedir. Çünkü daimici ve esasici eğitim felsefelerinin okula yükledikleri birincil görev kişiyi hayata hazırlamaktır. Okulları yaşamdan bağımsız olarak gören bu eğitim felsefelerine göre asıl hayat, okulun bitimi ile başlar ve birey okul sürecinde öğrendikleri ile yaşam mücadelesini sürdürür.

3.2.3. 1950 Programı

1950 programının hangi eğitim felsefesine göre hazırlandığını programa bakarak anlamak neredeyse imkânsızdır. 1924 programında bir cümlelik de olsa eğitim felsefesinin ne olduğunu yorumlayabilecek açıklama ifadesine yer verilmişken 1950 programında hiçbir açıklama cümlesi bulunmamaktadır.

1969’da Hacettepe Üniversitesi’nde felsefe profesörlüğü yapan İonna Kuçuradi 1969’da ortaöğretimdeki felsefe dersleri ile ilgili öneri ve düşüncelerini küçük bir kitapta yayınlamıştır. Kuçuradi bu kitapta 1950 programı ile ilgili şunları söylemektedir:

Liselerde 1957’den bu yana yürürlükte olan felsefe programı pozitivist ve sosyolojist bir görüşe göre düzenlenmiştir. Oysa bu görüş çoktan tarihe karışmıştır, dolayısıyla yararlı değil, zararlı olmaktadır. Öğrenci düşünmeye değil, ezberlemeye sevk edilmektedir. Her alanda zararlı olan ezbercilik, felsefede daha zararlı olmakta, felaket halini almaktadır.

Felsefe dersinin amacı ezberletmek değil, problemler üzerinde düşündürmektir. Öğrenci soru sormaya, problemleri tartışmaya alıştırılmalıdır. Bunun için öğretime sistematik anlayış getirilmeli ve öğrenciye araştırma yaptırılmalıdır. Ders kitapları da bütün bunlar göz önünde tutularak yazılmalıdır. Yürürlükteki program değişmedikçe felsefe öğretimindeki hiçbir aksaklık giderilemez (Kuçuradi’den aktaran Kaynardağ, 2002, s. 91).

1950 programında temele konulan eğitim felsefesinin ne olduğu programın içeriğinden çıkarılamasa da Kuçuradi’nin bu eleştirilerinden yorumlanabilmektedir. Kuçuradi’nin açıklamaları ve eleştirileri 1950 programının ezberci bir yaklaşımı benimsediğine işaret etmektedir. Ezberci anlayış ise daimici ve esasici eğitim felsefelerinin özelliklerindendir. Kuçuradi, ilerlemeci ve yeniden kurmacı eğitim felsefelerinin, felsefe öğretim programlarında esas alınmasını savunmaktadır. Felsefe öğretimindeki aksaklıkların

86

giderilmesi için öne sürdüğü yürürlükteki programın değişmesi önerisi de aslında temele alınan eğitim felsefesinin değişmesi önerisidir. Çünkü ezberci bir eğitimden problemler üzerinde düşünmeye, soru sormaya ve tartışmaya yönelik eğitime geçiş, temele konulan eğitim felsefesinin değişmesi ile mümkündür.

Felsefe öğretim programlarında en çok şikâyet edilen unsurlardan biri, felsefe öğretiminin felsefe tarihiyle birlikte ezberci bir öğretim tarzını benimsemiş olmasıdır. Ezbercilikten şikâyet, ülke olarak neredeyse her ders için geçerli bir durum haline gelmiştir. Ancak eğitimciler de dâhil, dersin paydaşlarının hiçbirisi bu hususta bir şey yapma gayretinde de değil gibidir. Adeta ezbercilikten şikâyet de bir ezbercilik konusu haline gelmiştir. Bu durum esasında MEB’in Talim ve Terbiye Dairesine eğitim misyoneri olarak nitelendirilebilecek fıtratta kişilerin getirilememiş olmasından kaynaklıdır. Bu yaratılışta insan sayısı az olabilir ancak bu yetenekteki kişilerin eğitim reformunu hayata geçirecek kişiler olduğunu bilerek hareket etmek gerekmektedir. Çünkü ulusun kültürel kaderi bu insanların bulunup sürece dâhil edilmeleri ile şekillenecektir (Batuhan, 1998).

3.2.4. 1976 Programı

1976 programında temele konulan eğitim felsefesinin ne olduğunu yorumlamak kendisinden önceki programlara göre daha kolaydır. Bu durumun nedeni hem 1976 programında daha çok açıklama ifadesine yer verilmiş olması hem de eğitim bilimlerindeki gelişmelerin öğretim programları üzerinde etkili olmaya başlamasıdır.

Programda yer alan “Felsefece konulmuş problemleri anlamaya ve bunları düşünmeye alışmalarında yardımcı olmak” açıklama cümlesi, felsefî problemlere yönelik öğrenciye rehberlik edilmesine işaret etmektedir. Bu açıklama ilerlemeci eğitim felsefesinden küçük de olsa izler taşımaktadır. Ancak programın içerik kısmına bakıldığında, çağlar boyunca kronolojik olarak sıralanan düşünür isimlerinin içeriğin büyük bir kısmını oluşturduğu görülmektedir. Bu durum da daimici ve esasici eğitim felsefelerine işaret etmektedir. Öğrencinin sıkı çalışması ve gerekirse zorlanmasıyla birlikte öğrenmesi gereken konuları olduğu halleriyle öğrenmesinin gerektiği, içeriğe bakıldığında görülmektedir.

Programının hangi eğitim felsefesine dayandığıyla ilgili net bir bilginin olmaması durumunu Kaymak (1977, s. 88) da dile getirmekte ve bu durumu şu şekilde eleştirmektedir:

87

Felsefe öğretiminden bahsederken, bu eğitimin hangi eğitim felsefesi açısından yapıldığını belirtmek gerekir. Bu yapılmamıştır. Millî Eğitim Temel Kanunu, bizde eğitim felsefesini belirleyen bir yasa olma durumundadır. Ayrıca bu yasada geçen millî kültür, millî değer, millî ahlak vurguları ile Batı rasyoneline uygun insan gücü yetiştirmeye yönelik kalkınma planları birbirleri ile çelişmektedir. Bu durum hangi eğitim felsefesine dayanmaktadır?

Yine aynı seminerde Kaymak’ın bu sözlerini Altıok (1977, s. 96) ise; “…müfredat programından da önce gelen yasalar değiştirilmedikçe, tabiî hiçbir şey yapılamaz.” sözleri ile desteklemektedir.

1976 programı belirli bir eğitim felsefesini temele almadan, METK temelli hazırlanmaya çalışılmıştır. Bu durum kanunun öngördükleriyle amaçların ve kalkınma planlarının birbirleriyle çelişmesine neden olmuştur (Kaymak, 1977, s. 88).

3.2.5. 1985 Programı

1985 programında temele alınan eğitim felsefesinin ne olduğu, programın içeriğinde doğrudan yer almamaktadır. Ancak programda hangi eğitim felsefesinin etkili olduğu, açıklamalar kısmında yer alan bazı ifadelerden anlaşılabilmektedir.

“Programın uygulanmasında başarıya ulaşabilmek için öğretmenler bu programa uygun ana ders kitabının yanı sıra destek kitaplar ile bibliyografyadan yararlanarak, derse daha geniş bir şekilde hazırlanır.” Programın açıklamalar kısmında yer alan bu cümle, öğretimin gerçekleşmesinde merkeze konulan bir kitap ve onu destekleyen diğer kitaplara işaret etmektedir. Ayrıca bu cümlenin, öğretmeni merkeze alan bir ifade olduğu da yorumlanabilmektedir. Bu durumlar daha çok esasici eğitim felsefesine işaret etmektedir. “Bu program, öğrenciyi ezberciliğe değil düşünmeye sevk etmeyi amaçlamaktadır.” “Felsefe derslerinde genel olarak amaç, öğrenciyi düşündürmek olduğuna göre, programın başarısının, onları düşünmeye yöneltmekle artacağı; konuların karşılıklı konuşma, tartışma şeklinde işlenmesinin bu amaca ulaşmakta yardımcı olacağı hususu…” “Öğrencilerin yapıcı, tutarlı düşünmeyi öğrenebilmeleri ve uygulayabilmeleri amacı ile felsefî bir fikri açıklayan, tartışan, mukayese eden kompozisyonlar dönem ödevi olarak verilebilir.” 1985 programının açıklamalar kısmından alınan bu üç açıklama cümlesinde, bahsi geçen ilk açıklama cümlesi gibi esasici eğitim felsefesinin değil ilerlemeci eğitim felsefesinin izlerine rastlanmaktadır.

88 3.2.6. 1993 Programı

1993 programında da kendisinden önceki tüm programlarda olduğu gibi eğitim felsefesinin ne olduğu doğrudan belirtilmemiştir. Programdaki genel açıklamalara bakıldığında, belirlenmiş bazı felsefî problemlerin merkeze alınıp farklı ünitelerde işlenmesiyle öğrencide felsefî düşünme tarzının kazandırılması öngörülmüştür. Problem merkezli bu yaklaşım ilerlemeci eğitim felsefesine işaret etmektedir. İlk bakışta programın ilerlemeci eğitim felsefesine göre hazırlandığı düşünülse de felsefe dersinin amaçları başlığı altında yer alan amaçların yalnızca bir tanesi hariç geri kalan tüm amaçların kavrama düzeyinde olduğu görülmektedir. Bu amaç cümlelerini ortaya koyacak davranış eylemsileri de bilgi ve kavrama düzeyine yöneliktir. Amaçların bilgi ve kavrama düzeyinde olup üst basamaklara çıkamayışı genel açıklamalar başlığı altında yer verilen problem merkezli yaklaşım ile çelişmektedir.

Felsefe öğretim programları da dâhil olmak üzere tüm öğretim programları MEB’in yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı uygulamasına geçene kadar klasik süreç olarak tabir edilen davranışçı ekole göre şekillenmiştir. MEB 2004 yılında ilk olarak ilköğretim programlarını yapılandırmacı yaklaşıma uygun olacak şekilde hazırlatarak 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulamaya koymuş ardında da ortaöğretim programlarını yine yapılandırmacı yaklaşıma göre düzenleterek uygulamaya koymuştur. Yetkililer, yenilenen öğretim programları ile Türk eğitim sisteminde büyük bir dönüşüm gerçekleşeceğine dair arzularını da dile getirmişlerdir (Öz, 2013, s. 166). Yetkililerin gözünden bu değişim ve dönüşüm sürecinin beklenilen hızda ve oranda olup olmadığı bilinmemekle birlikte 2004 yılı itibariyle ilköğretim düzeyinde öğretim programlarında yapılandırmacı yaklaşıma geçilip ancak beş yıl sonra 2009’da felsefe öğretim programında yapılandırmacı yaklaşımın hayat bulması uzun bir süreyi ifade etmektedir.

3.2.7. 2009 Programı

2009 programında hangi eğitim felsefesinin temele konularak oluşturulduğu, programın yaklaşımı başlığı altında aşağıda yer verildiği gibi açık bir şekilde ifade edilmiştir:

“Felsefe dersi öğretim programı, eğitim bilimlerindeki son gelişmeler ve çağdaş eğitim anlayışı doğrultusunda; yeniliklere açık, sorgulayabilen, eleştirel düşünen, sorun çözme becerisine sahip, farklı düşüncelere saygılı bireyler yetiştirmeyi ön planda tutmaktır.

89

Öğretmen bilgiye ulaşmada öğrencinin rehberidir. Öğrencinin bilgiye ulaşma yollarını kullanması ve öğrenmeyi yaparak yaşayarak kendisinin gerçekleştirmesi esastır”

“Program uygulanırken öğrenme sürecinde ön bilgileri harekete geçirme, gelişim düzeyini dikkate alma, etkili iletişim kurma, nesneler/olaylar arasında ilişki kurmaya, uygulama ve değerlendirme süreçlerine dikkat etmelidir. Klasik yaklaşımların yanı sıra, öğrenci merkezli öğrenmeyi temel alan program; öğrenme sürecinde öğrenci katılımına ve öğretmen rehberliğine ağırlık vermektedir. Bu programla öğrencilerin, konuların öğretimi sürecinde aktif katılımcı olmaları esas alınmaktadır. Program uygulanırken öğrencilerin araştırma yapabilecekleri, sorgulayabilecekleri, keşfedebilecekleri, problem çözebilecekleri, çözüm ve yaklaşımlarını paylaşıp tartışabilecekleri ortamların sağlanması gerekmektedir.”

2009 programında, programda geçen bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere pragmatizm ve egzistansiyalizm felsefî akımlarına dayanan ilerlemeci eğitim felsefesi etkili olmuştur. Öğrencinin eğitim sürecinde merkeze konulup öğretmenin ise süreçte rehber rolünü üstlendiği, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerin sağlandığı, eleştirel, sorgulayıcı, yeniliklere açık bir öğretim programı olduğuna dair ifadeler, programının ilerlemeci eğitim felsefesi ilkelerine göre hazırlanılmaya çalışıldığını göstermektedir.