• Sonuç bulunamadı

FEDERAL ALMANYA HUKUKUNDA BİREYSEL BAŞVURU KURUMU

demokratik bir Anayasa kabul edilmiştir. Bu Anayasa, bütün Alman vatandaşlarına Anayasa ile teminat alınan haklarının ihlali halinde İmparatorluk Mahkemesi’ne başvuru hakkı tanımaktaydı. Günümüzdeki Anayasa şikayetinin bir başka öncüsü de Bavyera Anayasası olmuştur. Bu Anayasa’ya göre, kamu kurumlarının işlem veya eylemleri nedeniyle haklarının çiğnendiğini düşünen vatandaşlar, Bavyera Devlet

278

Arne Mavčič, www.concourts.net., e.t. 01.05.2012. 279

David Pimentel, “Dünyada Anayasa Şikayeti Uygulamaları”, Anayasa Şikayeti Sempozyumu, Bireysel Başvuru ‘Anayasa Şikayeti’, (Editör: Musa Sağlam), Hukuk Adamları Birliği (HUKAB) Yayınları, Ankara, 2011, s. 74-75.

Mahkemesi’ne başvuru hakkına sahipti. 1949’da bugünkü Alman Anayasası’nı hazırlayanlar Federal Anayasa Mahkemesi’nin göreceği işlevleri tartışırken zihinlerinde bu hatıralar ve tecrübeler vardı. Ancak Anayasa şikayeti ile ilgili düzenleme ilk olarak Anayasa’da değil, Federal Anayasa Mahkemesi Hakkında Kanun’da yer almıştır. Bu usulün 1969 yılında Anayasa’ya da alınması sağlamıştır.280 Alman hukukunda Anayasa şikayeti tüm federal devlet için 12.03.1951 yılında kabul edilmiştir.281

Federal Anayasa Mahkemesi (FAYM), her birinde sekiz yargıcın282 görev yaptığı iki daireden oluşur. Toplam 16 üye görev almaktadır.283 Yargıçların görev süreleri 12 yıldır. Anayasa yargıçlığı için üst yaş sınırı Almanya’da 68’dır.284 Her daire, yıllık olarak üç komite seçer. Her biri üç yargıçtan oluşan bu komiteler, anayasa şikayeti ve somut norm denetimi ile sınırlı olarak faaliyet gösterirler.

Almanya’da anayasa şikayeti, Federal Anayasa Mahkemesi’nin (FAYM) çalışmalarının neredeyse tamamını oluşturmaktadır.

Alman Anayasa Mahkemesi, yasalar yürürlüğe girmeden önce devlet kurumlarının açtığı davalar dahil olmak üzere çok geniş bir yetki alanına sahiptir.285

Anayasa şikayeti, adli ve idari mahkemelerdeki yargılama için ek bir hukuksal çare olmayıp, olağanüstü bir hukuksal çaredir.286

Anayasa şikayeti yöntemi, mevcut kanun yollarının devamı niteliğinde ya da anayasa altı hukuk düzeninin her türlü uygulama hatasının düzeltilebileceği bir olağanüstü temyiz yolu olarak görülmemektedir. Anayasa şikâyeti, yalnızca spesifik anayasa hukukunun ihlalinin denetlenebileceği istisnai bir hukuk yoludur.287

280

Rudolf Mellinghof (Almanya Federal Anayasa Mahkemesi Üyesi-2009), “Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Anayasa Şikayeti”, Anayasa Yargısı, S. 26, 2009, s. 31.

281

Pekcanıtez, “Mukayeseli Hukukta...”, s. 265. 282

Federal Anayasa Mahkemesi Hakkında Kanun (Gesetz über das Bundesverfassungsgericht - metinde BVefGG olarak kısaltılacak) Paragraf 2.

283

Kanadoğlu, “Yeni Anayasa…”, s. 68. 284

Kanadoğlu, “Yeni Anayasa…”, s. 73. 285

David Pimentel, “Dünyada Anayasa Şikayeti Uygulamaları”, Anayasa Şikayeti Sempozyumu, Bireysel Başvuru ‘Anayasa Şikayeti’, (Editör: Musa Sağlam), Hukuk Adamları Birliği (HUKAB) Yayınları, Ankara, 2011, s. 66.

286

BVerfGE 18, 325; 49 257.170.; Zafer Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne Kişisel Başvuru (Anayasa Şikayeti)”, Anayasa Yargısı, C. 11, 1994, s. 100.

287

Anayasa şikâyetinde her birey kendisini zarara uğratan her türlü temel hak ihlalini, kamu gücünün hangi kesiminden gelirse gelsin, bireysel başvuru yoluyla AYM önüne getirebilir. Anayasa şikayeti konusunda yargılama, iki taraf arasında ileri sürülen ve niza konusu hakkın tartışıldığı geleneksel anlamda bir hukuksal uyuşmazlık değildir.288

Anayasa şikâyetinin işlevi yalnızca bireysel temel hakların birey düzeyinde korunmasıyla sınırlı olmayıp, objektif anayasa hukukunun korunmasına, yorumlanmasına ve gelişmesine de hizmet etme işlevine sahiptir. Anayasa şikâyeti, ilgili olduğu somut olayın ötesinde kamu gücü uygulamasına da yansır.

Anayasa şikayeti, Federal Anayasa Mahkemesi ve Mahkeme üyeleri açısından çok farklı bir anlam taşımaktadır; çünkü Anayasa şikayeti yolu, Federal Anayasa Mahkemesi’ne anayasal organlar arasındaki görüş ayrılıklarını ya da Federasyon ile eyaletler arasındaki uzlaşmazlıkları çözümleme işlevinin yanısıra yurttaşların temel haklarını kamu gücünden kaynaklanan ihlallere karşı koruma sorumluluğunu da getirmektedir.289

Anayasa şikayeti, Federal Anayasa Mahkemesi’ne her üç devlet erkinin işlemlerini Anayasa’ya uygunluk bakımından denetleme imkanı sunmaktadır. Üstelik, bu denetimi talep etme hakkı, temel haklarının ihlal edildiğini düşünen bütün yurttaşlara açıktır. Federal Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa şikayeti üzerine verdiği kararların çoğu, toplumun tamamı için büyük önem taşıyan temel sorunlarla ilgilidir. Federal Almanya’da toplumsal politika açısından çok tartışmalı konuların neredeyse tamamı Anayasa şikayeti yolu ile Federal Anayasa Mahkemesi’ne taşınmış ve Federal Anayasa Mahkemesi’nce karara bağlanmıştır. Federal Anayasa Mahkemesi’nin kürtaj, vicdani red, nüfus sayımı, ortam dinleme, kamu okullarında türban takılması, yüksek öğretime giriş sistemi, sigara yasağı, Avrupa Birliği tutuklama emri, nükleer enerji, işçilerin yönetime katılması, asgari geçim standardı ya da eşcinsel evlilik konularında verdiği kararlar buna örnek gösterilebilir.290

Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına göre, Anayasa şikayeti Anayasa ile güvence altına alınmış bireysel hakların korunması ve hayata geçirilmesi için

288

BVerfGE 1. 74 (75).; Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne…”, s. 105. 289

Mellinghof, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Anayasa Şikayeti”, s. 32. 290

düzenlenmiş bir başvuru yoludur. Ayrıca bu şikayet ile yurttaşların Anayasayı korumaları da sağlanmaktadır. Mahkeme bu kurumu, vatandaşın devlete karşı “kendine has (spesifik) bir hukuksal çaresi” olarak değerlendirmektedir.291

Anayasa şikayetinin işlevi, bireysel temel hakların korunmasıyla sınırlı değildir. Anayasa şikayeti usulünün bir diğer işlevi de objektif Anayasa hukukunun korunması, yorumlanması ve geliştirilmesine, yurttaşların Anayasa hukukunun etkili biçimde uygulanması yönünde harekete geçirilmesine hizmet etmektir.

Federal Anayasa Mahkemesi kararlarının sahip olduğu bağlayıcılık ve otoritenin doğal bir sonucu olarak, Anayasa şikayetinin Devlet organları üzerinde eğitici ve önleyici bir etkisi de bulunmaktadır.292

Almanya’daki Anayasa şikayeti usulünde, sübjektif başvuru koşulları (güncel, doğrudan, zarar görme) şikayetin konusu ve Federal Anayasa Mahkemesi’nin yapacağı incelemenin kapsamı, büyük önem taşıyan meselelerdir.

Anayasa şikayeti başvurusunda bulunma hakkının kapsamı geniş olarak düzenlenmiştir. Anayasa’nın 93. maddesinin 1. fıkrasının 4a bendi, temel haklarından birinin ya da temel hak benzeri bir hakkının kamu gücü tarafından ihlal edildiği kanaatinde olan herkesin, Anayasa şikayeti yolunu kullanarak Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurabileceğini hükme bağlamaktadır.293

Dolayısıyla, bir temel hakka sahip olma yeteneğini haiz herkes, Anayasa şikayeti yoluyla Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkına da sahiptir. Yabancılar da ilke olarak, kendilerine tanınmış olan temel haklar için bu yolu kullanabilirler. Gerçi Anayasa, toplantı hürriyeti için 8. maddenin 1. fıkrasında, dernekleşme hürriyeti için 9. maddenin 1. fıkrasında, yerleşme ve seyahat hürriyeti için 11. maddenin 1. fıkrasında, meslek hürriyeti için ise 12. maddenin 1. fıkrasında, bu hürriyetleri sadece Alman vatandaşlarına tanımaktadır. Ancak yabancılar, Anayasa’nın 2. maddesinin 1. fıkrasından aldıkları genel eylem özgürlüğüne istinaden, bu dört konuda yapılacak kısıtlamaların hukuk devleti ilkesinin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olmasını isteme hakkına sahiptirler. Öte yandan, gerçek kişilerin yanı sıra, kişi ve mal toplulukları yani tüzel kişiler de bir temel hak öznesi

291

BVerfGE 7. 198 (207).; Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne…”, s. 105. 292

Mellinghof, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Anayasa Şikayeti”, s. 33. 293

oldukları ölçüde,294 hatta Türkiye için öngörülenden farklı olarak kendi temel haklarına sahip oldukları takdirde Almanya’da istisna olarak kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere bireysel başvuru herkesin hakkıdır. Bu durum üniversiteler için olduğu gibi kiliseler açısından da büyük bir rol oynamaktadır.295

Özel hukuk tüzelkişileri, örneğin anonim şirketler dayandıkları temel hakkın niteliği gereği kendilerine uygulanabilmesi ölçüde anayasa şikâyetine yetkilidir. Kişinin kendi hakkının ihlali koşulu ile kitle davalarının (Popularklage) önüne geçilmek istenmiştir. Kamu hukuku tüzel kişileri ise yalnızca temel hakkın koruduğu yaşam alanının ilgili hak sahibine doğrudan özgülenmesi halinde, şikâyete yetkili olabilir (örneğin bilim özgürlüğü nedeniyle üniversiteler). Anayasa şikâyetleri doğrudan doğruya yasalara ya da bir devlet makamının ya da bir mahkemenin işlemlerine karşı yöneltilebilir.296

Macaristan Anayasa Yargısında kullanılan (Actio popularis) halk davası, Anayasa Mahkemelerini gereksiz iş yükü altında bıraktığından, Anayasa şikâyetini yıllardır uygulayan Almanya bu yöntemi vatandaşlarına tanımayı düşünmemiştir.297

Anayasa şikayeti başvurusunun kabul edilmesi için, öncelikle başvuru sahibi, davaya konu edilen devlet işleminin kendisini şahsen, el’an (başvuru anında) ve doğrudan etkilediğini ortaya koymak zorundadır.298 Anayasa’nın 93. maddesinin 1. fıkrasının 4a bendine göre, Anayasa şikayeti hakkı, sadece kendine ait bir temel hak ya da temel hak benzeri bir hak ihlal edilenlere tanınmıştır. İkinci olarak, temel hak ihlalinin başvuru anında mevcut olması şartı aranmaktadır. Şikayetçiler gelecekte şikayet olunan yasa kuralından muhtemelen zarar görebileceklerse, güncel zarar görmüş olma koşulu gerçekleşmiş olmaz.299 Son olarak, şikayet sahibinin davaya sebep olan işlemle doğrudan ilgili olması şarttır. “Doğrudan ilgili olma” sorunu sadece kanunlara yönelik Anayasa şikayeti başvurularında pratik bir öneme sahiptir. Bir kanunun şikayet sahibini doğrudan ilgilendirmesi ihtimali, ancak kanunun

294

Kılınç, “Karşılaştırmalı…”, s. 29. 295

Philip Kunig, “Türkiye İçin Bir Örnek: Federal Almanya’da Bireysel Başvuru”, Anayasa Şikayeti Sempozyumu, Bireysel Başvuru ‘Anayasa Şikayeti’, (Editör: Musa Sağlam), Hukuk Adamları Birliği (HUKAB) Yayınları, Ankara, 2011, s. 47.

296

Hassemer, “Anayasa Şikayeti…”, s. 1 (E. Dergi s. 165). 297

Kılınç, “Karşılaştırmalı…”, s. 26 (dn. 11’den). 298

Mellinghof, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Anayasa Şikayeti”, s. 35. 299

BVerfGE 1, 97/102; 60, 360/371; BVerfGE 65, 1/37.; Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne…”, s. 116.

doğrudan yürütülmesi, yani yürütme organının herhangi bir işlemine gerek olmaksızın doğrudan etkili olması halinde ortaya çıkabilir. Bu koşul, Anayasa şikayetinin bir tür genel, soyut norm denetimine dönüşmesini engellemektedir. Bu nedenle, doğrudan kanunlara karşı Anayasa şikayeti yoluna gidilmesi çok nadir olarak ortaya çıkan bir durumdur.300

Sübjektif temel hakların gerçekleştirilmesinde tehdit eden ağır ve telafisi imkansız zararlara muhatap olan kişi, FAYM önündeki davanın esasında taraf (Beteilgte) ise, bir tedbir kararı verilmesini isteyebilir. Tedbir kararı en çok altı ay süre ile sınırlı olup en geç esas hakkındaki kararın verilmesiyle yürürlükten kalkar. Tedbirin tekrarlanması daire üyelerinin üçte iki çoğunluğu ile mümkündür.301

Anayasa şikayetinin konusu kamu gücünün her türlü işlemi yani yasama, yürütme, yargı işlemleri olabilir.302

Yasalara karşı anayasa şikâyeti uygulamada seyrek olup, yalnızca şikâyette bulunanın yürütmenin özel bir işlemine gerek kalmaksızın, yasanın yürürlüğe girmesiyle doğrudan doğruya ve güncel bir müdahaleye muhatap olduğu durumlarda söz konusu olabilir. Böyle bir durum, gizli istihbarat örgütüne belli olaylarda şüpheden bağımsız olarak yurt dışı ile yapılacak telefon görüşmelerini dinleme yetkisini veren bir yasa açısından kabul görmüştür.303 Çünkü burada birey, yapılan somut dinlemeden haberdar değildir.

Federal Almanya’da temel hak ve özgürlükler ile “adalet hakları” adı verilen temel hak ve özgürlükler benzeri haklar bireysel başvuru konusu edilebilirler. Dolayısıyla ekonomik ve sosyal haklar bireysel başvurunun konusu edilemezler.304

Anayasa şikayeti sübjektif hakların bütününü korumak istememektedir.305 Bu şikâyet, kamu gücünün bir işlem ya da eylemiyle kendisine ait bir temel hakkın

300

Mellinghof, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Anayasa Şikayeti”, s. 36. 301

Winfried Hassemer (Alman Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı), “Anayasa Mahkemelerinde Yapılanma – Almanya Raporu”, (Fazıl Sağlam tarafından çevrilmiş ve Osman Can ile birlikte gözden geçirilmiştir), Anayasa Yargısı, C. 21, 2004, s. 1 vd (E. Dergi s. 27-37).

302

Zafer Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne Kişisel Başvuru (Anayasa Şikayeti)”, Anayasa Yargısı, C. 11, 1994, s. 112.

303

BVerfGE 100, 313 vd.; Winfried Hassemer, (F. Almanya Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı), “Anayasa Şikayeti ve Buna İlişkin Sorunlar -Almanya’da Temel Hak Şikayeti Hakkında Rapor”, Anayasa Yargısı, C. 21, 2004, s. 3 (E. Dergi s. 168).

304

Bahadır Kılınç, “Karşılaştırmalı Anayasa Yargısında Bireysel Başvuru (Anayasa Şikâyeti) Kurumu ve Türkiye Açısından Uygulanabilirliği”, Anayasa Yargısı, C. 25, Yıl 2008, s. 24. 305

(Alman Anayasası (GG) m.1 – 19) ya da temel hakka özdeş bir hakkın (GG m.20 fıkra 4, 33, 38, 101, 103 ve 104) doğrudan ihlal edildiği iddiasıyla yapılabilir.

Temel haklar, bireysel başvuru için ölçü olarak sadece vatandaşın devletle ilişkisinde geçerli olmayıp, bilakis aynı zamanda özel kişiler arasında da bir etki oluşturmaktadır. Mahkemeler kişinin temel haklarını sadece devlete karşı değil, aynı zamanda diğer vatandaşlara karşı da korumaktadırlar ve bunun sonucu olarak şu söylenebilir, özel hukuk sistemi anayasallaştırılmıştır. Her özel hukuk davasında temel haklar sisteminin bir unsuru da saklıdır. Örneğin kira hukuku ile ilgili şöyle bir olay yaşanmıştır: Bir Türk vatandaşı Berlin’de bir daire kiralar ve Türk kanallarını seyretmek için uydu anteni kurmak ister. Bunun için daire sahibinin onayını almak zorundadır. Sözleşmede bu konuyla ilgili bir madde yoktur. Sadece kiracının daireyi “kullanabileceği” yazmaktadır. Kullanmak ne demektir? Federal Alman Anayasa Mahkemesi bu konuda şöyle der: “Kullanmak” temel haklara riayet ederek yararlanmaktır. Bilgi edinme özgürlüğü var, ailesinin kendi kimliğini muhafaza etmesi için bu Türk kiracının Türk kanallarını, sadece TRT’yi değil, diğer kanalları da seyretmesinde yarar bulunmaktadır. Hukuk Mahkemesinde dava kaybedildi, ama Federal Alman Anayasa Mahkemesi bunu temel hak sorunu olarak gördü ve bireysel başvuruyla bu durum düzeltildi. Dolayısıyla Anayasa hukukunun nasıl tüm hukuk sistemini kapsadığı ve Federal Alman Anayasa Mahkemesi üzerinden tüm yargı içinde mevcut olduğu bu olaydan da anlaşılmaktadır.306

Federal Alman Anayasası, bazı temel hakların özgürlükçü demokratik temel düzenle mücadele için kötüye kullanılmaları durumunda, bu temel hakların Anayasa Mahkemesinin kararı ile düşürülebileceklerini düzenlemektedir (Any.. md. 18). Söz konusu düzenlemeye göre; “Düşünceleri açıklama özgürlüğünü, özellikle basın özgürlüğünü (madde 5, fıkra 1), eğitim özgürlüğünü (madde 5 fıkra 3), toplanma özgürlüğünü (madde 8), birleşme özgürlüğünü (madde 9), mektup, posta ve telefon haberleşmelerinin gizliliğini (madde 10), mülkiyet hakkını (madde 14) veya sığınma hakkını (madde 16a), özgür demokratik temel düzene karşı mücadele amacıyla kötüye kullanan kimsenin, işbu temel hakları kaybettirilir. Hakkın kaybettirilmesine ve bunun kapsamına Federal Anayasa Mahkemesi karar verir” Temel hakların

306

düşmesine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler ise, Federal Alman Anayasa Mahkemesinin Kuruluş Kanunu’nda düzenlenmiştir.307

Mahkeme denetimini değişik durumları dikkate alarak yapmaktadır. Federal Anayasa Mahkemesi öncelikle Anayasa’nın 93. maddesinin 1. fıkrasının 4a bendinde sayılan temel hakların ve temel hak benzeri hakların kamu gücü tarafından ihlal edilip edilmediğini araştırır. Davaya sebep olan işlemin bu temel haklardan birini ihlal etmesi halinde Anayasa şikayeti haklı bulunur. Ancak, Anayasa Mahkemesi istemle bağlı değildir; yani, söz konusu işlemi başvuruda zarara uğradığı iddia edilen temel hak açısından değil, Anayasa’da koruma kapsamında sayılan temel haklar ve temel hak benzeri hakların tamamı açısından, re’sen değerlendirir. Bu objektif Anayasaya uygunluk denetimi olarak da ifade edilmektedir.308

Mahkemeler arasında uyuşmazlık çıkma tehlikesi Federal Almanya için de var olmasına rağmen, Federal Alman Anayasa Mahkemesi, Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin de uyguladığı “kendi kendini sınırlama” (judicial selfrestraint) eğilimi içindedir.309 Diğer bir ifadeyle Anayasa Mahkemesi, diğer yargı kolları ile olan ilişkilerinde denetim yetkisine sınır koymaktadır. Genel bir hukuka uygunluk denetimi yapmaktan kaçınmakta ve kendisini Anayasa hukukuna uygunluk denetimiyle sınırlandırmaktadır. Ancak genel mahkemeler ilgili Anayasa normunu gözden kaçırırsa, ya da temelden yanlış uygularsa, örneğin müdahalenin oranlılık ilkesine uygun olmaması durumlarında, Anayasa Mahkemesi denetlemesini yapar.310 Federal Anayasa Mahkemesi, mahkemelerin bütün kararlarını her türlü hukuka aykırılık sorunu açısından inceleyebilecek bir “süper temyiz makamı” olmadığını birçok kararında işlemiştir. Anayasa şikayeti, Federal Anayasa Mahkemesi’nin bir temel hak ihlali iddiasını sadece spesifik Anayasa hukuku açısından incelemesine olanak sağlayan bir olağanüstü yargı yoludur. Bir davada usul meseleleri hakkında karar verilmesi, maddi vakıaların ortaya konması ve değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve somut uyuşmazlığa uygulanması görevli ve yetkili mahkemelerin işidir ve Federal Anayasa Mahkemesi’nin yetkisi dışındadır.

307

Oğuz Şimşek, “Federal Alman Anayasa Hukuku’nda Temel Hakların Düşmesi”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 5, S. 1, 2003, s. 94.

308

Mellinghof, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Anayasa Şikayeti”, s. 37. 309

Kılınç, “Karşılaştırmalı…”, s. 40. 310

Pieroth-Schlink, Grundrechte, s. 297, KN. 1284 (DN. 10).; Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne…”, s. 123.

Mahkemenin verdiği kararın genel olarak objektif hukuka aykırı olması, bu kararın zorunlu olarak spesifik Anayasa hukukuna aykırı olduğu anlamına gelmez. Burada belirleyici olan husus, mahkeme kararının Anayasa ile güvence altına alınmış bir temel hakka aykırı olmasıdır. Buna göre bir mahkeme kararı ancak Anayasa ile belirlenen sınırları ihlal etmiş olması halinde Federal Anayasa Mahkemesi tarafından düzeltilecektir. Federal Anayasa Mahkemesi, Anayasa şikayeti üzerine, bir tür “zaruri” yetkiyle bu hatayı gidermek zorunda kalabilir. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan ya da maddi vakıa ile ilgisiz bir yorum veya uygulama hatasının yurttaşlara mahkeme eliyle de olsa dayatılması, hukuk devletinde kabul edilemez. Çünkü Anayasa’ya hakim olan düşüncelerin makul bir yorumuna dayanmayan, tutarsız, objektif keyfilikle ve açık orantısızlıkla malül bir mahkeme kararı Anayasa’nın 3. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen keyfilik yasağına aykırıdır.311

Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına karşı Anayasa Şikayeti geçerli değildir. Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi’nin yasa gücünde bir kararı ile geçerliliğine hükmedilmiş olan bir yasaya karşı da kabul edilemez.312

Yargılama usulü açısından bakıldığında, öncelikle, şikayet sahibinin genel ve özel dava ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca, şikayet sahibinin, bir temel hakkının kamu gücü tarafından ihlal edildiğini ortaya koyması gerekir. Yine, başvuruda yerine getirilmesi gereken, şekle ve esasa ilişkin başka bazı koşullar da bulunmaktadır. Anayasa şikayeti başvurusu yazılı ve gerekçeli olmalıdır.313 Diğer yandan, genel yargı yollarının usulüne uygun olarak tüketilmiş olması gerekir. Yargı yoluna eski hale getirme314 ve yargılamanın yenilenmesi başvurusu da dahildir.315

Federal Anayasa Mahkemesi için öngörülen “ikincil yetki” ilkesi gereğince, şikayet sahibi, davaya sebep olan maddi vakıaları ve delilleri olağan mahkemeler önünde yeterli biçimde ortaya koymuş olmalıdır. Bu ilke gereğince, davaya ilişkin olarak olağan mahkemelere sunulmayan yeni bilgi ve belgeler Federal Anayasa Mahkemesi’ne sunulamaz. Aynı şekilde, olağan yargı yerinde itiraz konusu olmayan usul hataları da Federal Mahkeme önünde şikayet konusu edilemez. Bir mahkeme kararına ya da idari işleme karşı Anayasa şikayeti başvurusunda bulunma süresi bir

311

Mellinghof, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Anayasa Şikayeti”, s. 39-40. 312

BVerfGE 1.89 vd.; Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne…”, s. 104. 313

Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne…”, s. 109-110. 314

BVerfGE 42, 252, 257.; Gören, “Anayasa Mahkemesi’ne…”, s. 118. 315

aydır. Bir yasaya karşı anayasa şikâyeti, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde yapılmalıdır.316 Anayasa Mahkemesi Yasası’nın 93/III maddesinde ise: “Anayasa şikâyeti başvurusu bir yasaya veya aleyhine bir kanun yolunun bulunmadığı kamu gücü işlemine karşı yapılmışsa, anayasa şikâyetine ancak yasanın yürürlüğe girişinden ya da kamu gücü işleminin yapılmasından sonraki bir yıl içerisinde başvurulabilir” denilmiştir. Dolayısıyla, kanun yolları tüketildikten sonra kesinleşen mahkeme kararları aleyhine bir aylık sürede, yasa ve kanun yolu kapalı işlemler aleyhine ise bir yıl içinde başvurulması gerekecektir.317 Başvurunun gerekçeleri de bu süreler zarfında kapsamlı bir şekilde Federal Anayasa Mahkemesi’ne sunulmuş olmalıdır. 318

Federal Almanya’da sadece duruşma yapılması halinde avukatla temsil zorunluluğu vardır. Anayasa şikâyeti başvurusu ücretsizdir. Ancak Mahkeme, bireysel başvuru hakkının suiistimal edildiği sonucuna varırsa 2600 Avro’ya kadar idari para cezası verebilmektedir.319

Anayasa şikayeti başvurularında Mahkemece dilekçeler üzerine ilk inceleme yapılmakta, öngörülen koşulları taşımayan başvuruların mümkün olduğu kadar seri biçimde ve en az masrafla elenmesi sağlanmaktadır. Dilekçeler üzerine ilk incelemeyi üç Anayasa Mahkemesi üyesinden oluşan bir daire yapar. Anayasa şikayeti başvurusu ancak başvurunun Anayasa hukuku açısından ilkesel önem taşıması veya bir temel hakkın ya da temel hak benzeri bir hakkın kullanılmasına ilişkin olması durumunda kabul edilir. Davanın reddi halinde şikayet sahibi için telafisi mümkün olmayan bir ağır zarar doğması ihtimalinde de başvuru kabul edilir. Ön koşulların sağlanması halinde, Anayasa şikayeti hakkında esastan incelemeye geçilir ve başvuru bu kez sekiz üyeden oluşan Mahkeme Heyeti (Senato) tarafından karara bağlanır. Üç üyeden oluşan ilk inceleme dairesi başvurunun reddine karar verirse başvuru akim kalır. Bu karara karşı herhangi bir itiraz mümkün değildir ve bu