• Sonuç bulunamadı

F Fuzûlî’nin Dünya Görüşü ve Düşünce Yapısı

B. TASAVVUF VE TIP

I. F Fuzûlî’nin Dünya Görüşü ve Düşünce Yapısı

Önemli bir eseri tam olarak anlayabilmek için sahibinin psikolojisini, estetik ölçüsünü, güzellik anlayışını da anlayıp öylece izhara gerek vardır.148 Fuzûlî,

eserlerinde daima insanı yücelten meziyetleri övmüş, insanı küçülten ve alçaltan zaaf

140 Doğan, Fuzûlî’nin Poetikası, s. 11.

141 Türk Ansiklopedisi, Fuzûlî maddesi, cilt XVII, s. 79. 142 Hacıeminoğlu, Fuzûlî, s. 13.

143 Beyhan KESİK, “Fuzûlî’nin Yayımlanmamış Şiirleri (İki Gazel)” Journal of Turkish Language

and Literature, s.103, Volume:3, Issue:4, Autumn 2017

144 Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, s.328.

145 Mermer, Alıcı, ve diğerleri, Eski Türk Edebiyatına Giriş, s. 475. 146 Tural, Göçgün, Türk Dünyası Ortak Edebiyatı, cilt VI, s.453

147 Songül Karaca, “Fuzûlî Gazellerindeki Âşık ve Sevgilinin Çağımızdaki Seslerinden: Doğunun

Sevdalıları”, TİDSAD, yıl 4, sayı 12, Eylül, 2017, s. 398.

148 Eyyüp Azlal, “Prof. Dr. Abdülkadir Karahan’ın “Fuzûlî” Merkezli Klasik Türk Edebiyatı

Meselelerine Bakışı”, Hikmet- Akademik Edebiyat Dergisi, Prof. Dr. Mine Mengi Özel Sayısı, yıl 2, 2016, s. 287.

ve kusurları yererek doğruyu ve iyiyi göstermiştir.149 Böylelikle de onun bilgeliği,

erdemliliği ve olgunluğu bir kez daha görülmüş oluyor. Şâirin ansiklopedik bilgilere sahip olması, çoğu kez onun poetikasının derin felsefî istikametini belli etmiş oluyor.150 Bu istikamet, “eserlerinde, fâni âlemden bâki âleme yol alan bir seyir izlemek”151 şeklinde kendini gösteriyor.

Devrinin büyük âlimlerinden olan Fuzûlî mütedeyyin bir insandır.152 Dünya

görüşü de bu çerçevede şekillenmiş, devrinin genel özelliği olarak dini, hayatının merkezine almıştır. Ayrıca o, yaşadığı çağa göre ileri görüşlü, anlayışlı, hoşgörülü, medeni âlim bir insan duruşu sergilemiştir. Bununla birlikte neşeli, şirin-hoş sohbetli ve nükteli bir tabiatı vardır.153 Bu da onun kıvrak zekâsı ve dehasından ileri

gelmektedir. O, “şâirliği ve âlimliği yanında faziletli, erdemli büyük bir insandır. Alçak gönüllü, dünya malına hırsı olmayan, kanaatkâr, aynı zamanda onurlu ve haysiyetli bir kişidir.”154 Gerek insan olarak, gerekse şâir olarak tek kalmak isteyen

Fuzûlî daima mükemmelin peşindedir.155 Çünkü o yazdıklarının daima en

mükemmel, dört başı mamur eserler olmasını istemiştir.156 İstediği gibi de olmuş,

eserlerinde mükemmeli yakalamıştır.

Fuzûlî’nin dünya görüşü karamsardır.157 Dîvân şiirinde yaygın bir felsefe

olarak görünen karamsarlık Fuzûlî’de had safhaya ulaşır.158 Çünkü içinde yaşadığı

muhitin, toplumun durumu ve kendi yaşam şartları onu bu hale itmiştir. Fuzûlî’nin güçlü ve etkili bir şâir olmasının sırrı “onun yaşadığı ve yaşattığı ilâhî ve ideal aşkın bu yüksek ve lâhutî mâhiyetinde, fâniliğin ızdıraplarını ebediyetin gaşyedici zevkleriyle uyutan derin felsefesinde aranmalıdır.”159

149 Mazıoğlu, Fuzûlî Üzerine Makaleler, s. 63. 150 Kurbanov, …Fuzûlî, s.84.

151 Recai Kızıltunç, “Fuzûlî’nin Leyla vü Mecnun Mesnevisinde İnançlar ve Gelenekler”, Atatürk

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı 27, Erzurum, 2005, Prof. Dr. Şinasi Tekin

Özel Sayısı, (117-144), s. 118

152 Tarlan, Fuzûlî Divanı Şerhi, s. 13. 153 Bkz. Nazif, Fuzûlî, s. 58.

154 Mazıoğlu, Fuzûlî Üzerine Makaleler, s. 23. 155 Mazıoğlu, Fuzûlî Üzerine Makaleler, s. 26. 156 Türk Ansiklopedisi, s. 80.

157 İpekten, a.g.e.,1973, s. 31. 158 Karahan, DİA, a.g.m., s. 243.

Şiirlerinde aşkın ve güzelliğin daima ön planda bir konu teşkil ettiği Fuzûlî, mizaç olarak duygusal bir tiptir.160 Buna bağlı olarak eserlerinde aşk duygusunun

hâkimiyeti başta gelmektedir. Tabi bu aşk ve güzellik mecazî anlamda olup, Dîvân edebiyatına has bir konseptte kurgulanarak sembolik bir mânâ taşımaktadır. Onun hemen bütün fikrî şiirlerinde, ileri sürülen bir düşünceyi, bir dünya ve ahiret görüşünü, aşk anlayışını, insan ve vicdan anlayışını hatta herhangi metafizik bir müddeâyı ispatlamaya çalışan bir sistem görülür.161

O, derin, ince ve duygusal zekâsı sayesinde taassuptan uzak durmuş, aklının ve ilminin kabul etmediği bir durumu eleştirmekten çekinmemiştir. Fuzûlî “zamanındaki mevhum bilgileri kökünden yıkar. Bu bakımdan o, devrine göre tamamıyla müspet bir kafaya mâliktir.”162 Fuzûlî’de durağan bir davranış şekli

yoktur. O, bazen başına gelen her durumu tevekkül, teslim ve rıza ile karşılarken bazen de yaşadığı olaylara karşı isyan etmekten kendisini alamaz, duygularını bastıramaz. Bu, insan hayatının da getirdiği normal bir durumdur aslında. Bununla bağlantılı olarak o, eserleri vasıtasıyla birtakım ahlâk ilkelerini övmüş, yüceltmiş; birtakım ahlâka aykırı hususları da yererek ayıplamıştır. Fuzûlî’nin öğütlediği ahlâk ilkeleri ile yerdiği insanlık kusurları her devirde kabul edilmiş olan ahlâk ilkeleridir.163 Bunlar bir nevi tüm insanlık için geçerli olan evrensel ahlâk ilkeleri ve kusurlarıdır. Yerdiği ahlâk kusurları; cahillik ve cahil insanlar, cehaletinin farkında olmama, ikiyüzlülük, riyakârlık, menfaatçilik, gurur, kibir, kendini beğenme, mal mülk hırsı, zulmetmek gibi İslam’a da insanlığa da yakışmayan hususlarken, övdüğü ahlâk ilkeleri; erdem, olgunluk, iyilik, doğruluk, fazilet ehlinden olma, müsamaha, cehaletini bilme, hoşgörülü olma, kimseyi kınamamak, sabretmek, sukût etmek, alçak gönüllü tevazu sahibi olmak, adaletli olmak, dünyaya ve dünyalıklara meylettirmeyen bir fakirlik ve yoksulluktur.164 Bunlarla bağlantılı olarak “Fuzûlî’nin şiirlerinde dikkat çeken temler, belli başlı olarak aşk, ızdırap, rindlik, vefa ve metafizik mevzularda düşünüşlerdir.”165

160 Karahan, “Fuzûlî”, DİA, s. 243. 161 Banarlı, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 540. 162 Gölpınarlı, Fuzûlî Divanı, s. LXXVII. 163 Mazıoğlu, Fuzûlî Üzerine Makaleler, s. 67.

164 Bkz. Mazıoğlu, Fuzûlî Üzerine Makaleler ss. 66-81. Ayrıca bkz. Güngör, Fuzûlî’nin Türkçe

Gazelleri, s. 269-271.

Aslında bütün bunlarla Fuzûlî eserlerinde kâmil bir insan modeli çizmiş ve kendisi de bu çizdiği insan modeline uygun bir hayat geçirmiştir. Böylelikle hem devrinde, halk arasında olmasa da âlimler arasında sayılan, sevilen, itibar gören bir insan olmuş, hem de yüzyıllardır tanınıp sevilme özelliğini ve kalıcılığını korumuştur.