• Sonuç bulunamadı

Ezberlerin Ayakta GidiĢ-GeliĢlerle ve Toplu Bir ġekilde Yapılması

I. BÖLÜM

2. ġARK MEDRESELERĠNDE EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM FAALĠYETLERĠ

2.3. ġark Medreselerinin Öğretim Yöntem-Teknikleri ve Pedagojik Değerleri

2.3.2. Medreselerde Öğretim Yöntem-Teknikleri ve Pedagojik Değerleri

2.3.2.7. Ezberlerin Ayakta GidiĢ-GeliĢlerle ve Toplu Bir ġekilde Yapılması

Medrese öğrencilerinin metin ezberi yaparken; imkân çerçevesinde geniĢ bir oda içerisinde, yoksa medresenin koridorlarında, o da yoksa medrese bahçesinde veya en azından bir odada gidiĢ-geliĢler yaptıkları gözlenmektedir. Yine bu türden bir etkinliğin bireysel bir Ģekilde, yani kimsenin olmadığı ortamlarda yapıldığı gibi; daha çok toplu bir Ģekilde ama yine herkesin kendi dersini bireysel olarak okuduğu ortamlarda da

159

yapıldığı gözlenmektedir. Seslerin birbirine karıĢtığı, bir nevi vızıltının oluĢtuğu ve ses tonunun yüksek seviyelere ulaĢtığı bu tür ortamlarda öğrenciler, ellerindeki metne odaklanmaya çalıĢarak gidip-gelmekte ve metin ezberi yapmaktadırlar.

Medreselerde uygulanan diğer yöntem ve teknikler gibi, bu tekniğin de medrese eğitim geleneğinden alınarak uygulana geldiği anlaĢılmaktadır. Nitekim kendileriyle görüĢülen öğrencilerden biri bu hususu Ģöyle dile getirmektedir: “Ben ilk geldiğimde, üsttekilerime sordum. Onlar da dediler ki, yürüyerek gidip-gelirsen daha iyi ezberlersin, ezberin daha kalıcı olur. (Görüşmeci): –Yani tecrübe edilmiş ki, gidiş-gelişte ezber metni daha çabuk hafızaya alınıyor. Oturarak ezber yapmayı denediniz mi peki? (Öğrenci): –Evet. Ben yeterlik belgesini almaya gidecektim. Hani yürüyerek ezber yapıyorum ya, oturarak rahat okuyamadığımı fark ettim. Ondan sonra dedim en iyisi böyle oturarak okuyayım çünkü sınavda oturma pozisyonunda okuyacağım. Denedim o da oldu aslında. Ama ben gidip-gelmeden ezber yaptığımda rahat edemiyorum. Alışkanlık halini aldı bu.”

Ders çalıĢırken sakin, sessiz ve masa-sandalyenin kullanıldığı bir ortamı öngören modern eğitim anlayıĢına muhalif olan bu tür bir tekniğin, beraberinde birtakım sıkıntılar getirdiği ileri sürülebilir. Örneğin ayakta gidiĢ-geliĢlerin öğrencileri bedenen yorduğu, yine kalabalık ve ses tonunun yüksek olmasından dolayı dikkatin dağıldığı ve konuya odaklanmanın zorlaĢtığı da ileri sürülebilir ve bu öngörüler bir yere kadar doğru olarak kabul edilebilir. Bununla birlikte söz konusu teknikle ilgili değerlendirmeler yapılırken dikkate alınması gereken birkaç husus vardır. Bunlardan en önemlisi, diğer tekniklerde olduğu gibi bu tekniğin de genel medrese eğitim sistemi içerisinde ve söz konusu eğitimi bütüncül ele alan bir yaklaĢım ile değerlendirilmesidir.

Medrese eğitim sistemi incelendiğinde, söz konusu ayakta gidiĢ-geliĢler yöntemiyle sadece metin ezberinin yapıldığı anlaĢılmaktadır. Diğer eğitim etkinliklerinin tamamı –mutalaa hariç- ise bir yerde oturarak ama bir Ģekilde baĢkalarıyla yapılmaktadır. Öyleyse eğitim ödevi ile uygulanan teknik arasında bir bağ söz konusu olmalıdır. Buna göre metin ezberi etkinliği, zihnin mutlaka metinle meĢgul olduğu bir teknikle, yani ayakta gidiĢ-geliĢ tekniğiyle yerine getirilebilmektedir.

Kendileriyle görüĢülen Seyda‟lar, bir gelenek mirası olduğunu kabul etmekle birlikte bu tekniğin, medrese eğitim sistemi açısından bir gereklilik yönünün de

160

olduğunu ifade etmektedirler. Kendileriyle görüĢülen Seyda‟lardan biri, söz konusu tekniği pedagojik açıdan değerlendirirken Ģu ifadeleri kullanmaktadır: “Bu bir gelenek de olabilir. Ama sanırım bir yerlerde okumuştum; şimdi insan uzanmış halde kendi zihnini ne kadar toparlayabilir ki? Otururken nasıl bu? Veya daha hareketli bir durumda iken zihni ne durumdadır? Dalgınlığını dağıtıp, zihnini toparlayabiliyor mu? Şimdi bir öğrenci aktif haldeyken zihnin kapasitesi daha iyidir diye düşünüyorum. Bir yerlere dalmaz. Uykusu gelmez en azından.” Yine bir baĢka Seyda; “Tecrübîdir, bir o kadar da mantıksaldır. Şöyle sorayım; yürüyen bir insan dalgın olabilir mi hocam? Yani dalgınlık şöyle bir şey, şimdi hem yürüyorsunuz ve etrafınızda geniş bir saha da yok ve elinizde bir kitap var, o kitabı okumak zorundasınız. Aslında ayakta yürümenin esas amacı, öğrencinin zihnini dinç tutmaktır. Bedenle beraber zihin de hareket halindedir. Yani beden bir aktivite halinde olduğu zaman, beyin buna komut vermek zorundadır. Yani işte duvarın sonu geldi, geri dön, şuna çarpma, buna çarpma, gibi. Yani zihni açık tutma hedefi güdülmektedir.” ifadeleriyle ayakta gidiĢ-geliĢin pedagojik açıdan bir izahını yapmaktadır. Yapılan bu değerlendirmelerde, ezber yaparken öğrencinin içinde bulunduğu zihinsel tutuma bir vurgu olduğu anlaĢılmaktadır. Buna göre ayakta gidiĢ-geliĢler sayesinde öğrencinin zihni ve bilinci açık olmakta, dolayısıyla öğrenci ezber yaparken metne odaklanmakta ve metin dıĢında baĢka konulara dalıp gitmemektedir. Diğer bir ifadeyle bedensel aktivite ile zihinsel aktivite arasında bir bağ kurulmaktadır. Daha çok oturarak ezber yapmaya kıyas edilerek yapılan bu değerlendirmeler, medrese eğitim sistemi içerisinde gidiĢ-geliĢlerin uygulanmasının daha anlamlı ve tutarlı bir metot olduğunu göstermektedir. Gerçekten de medrese öğrencilerinin ailelerinden uzak olmaları, ekonomik, sosyal vb. birtakım sıkıntılar yaĢadıkları ve bütün günlerini medresede geçiriyor olmaları vb. durumları dikkate alındığında, yalnız ve sakin bir ortamda kaldıkları her an için ders dıĢı baĢka konulara dalıp gitmeleri olası yüksek bir ihtimal gibi gözükmektedir. Bu açıdan bakıldığında medrese eğitimi yerine göre karĢılıklı dayanıĢma ve bilgi alıĢveriĢini, yerine göre de bireysel çalıĢmayı; ancak her iki durumda da kolektif bir çalıĢmayı öngören bir sistemdir. Diğer bir değiĢle öğrenci, medresedeki bir günü içerisinde uyku ve kiĢisel ihtiyaçlarını karĢıladığı zamanlar haricinde; ibadetlerini yaparken, yemek yerken, ders alırken -Seyda‟sıyla birliktedir-, müzakere/tekrar yaparken ve de metin ezberi yaparken çoğu zaman diğer arkadaĢları içerisindedir.

161

Ayakta gidiĢ-geliĢ Ģeklinde bir tekniğin kullanılmasını anlamlı kılan bir baĢka husus; Seyda‟dan alınan derslerde diz üzerinde oturmaktan kaynaklanan fiziksel rahatsızlığın ve genel olarak medrese hayatının sakin ve hareketsiz geçmesinden kaynaklanan beden hantallığının ayakta gidiĢ-geliĢler yapmak suretiyle telafi edilmesi Ģeklinde ifade edilebilir. Buna göre söz konusu teknik, bedenin fiziksel dengesini sağlamada etkili olmaktadır.

Ayakta gidiĢ geliĢler yapılırken ses tonunun yüksek olması bir açıdan dikkati dağıtmaya sebep olabilmektedir. Buna göre seslerin yükselmesi ve birbirine karıĢması öğrencinin metnine odaklanmasına engel olabilmektedir. Ancak bu durumun, medreselerin sahip olduğu teknik/fiziki imkânlar dikkate alındığında bir zorunluluktan kaynaklandığı anlaĢılmaktadır. Nihayet medreseler, her öğrenciye bir oda veya özel bir ortam sağlama durumunda değildir. Bununla birlikte, söz konusu sesler bir açıdan ezberini yapan öğrenciler arası bir motivasyon aracı olarak da görülebilir. Nitekim yapılan gözlemlerde bir öğrencinin ses tonu yükseldikçe diğer öğrencilerin de ses tonunun yükseldiği görülmektedir. Buna göre yüksek sesle ezber yapan bir öğrenci, kendisini izleyen baĢka bir öğrenci tarafından imrenilebilmekte ve bu durumda öğrenci bir kenara oturup kaytaracağına dersini çalıĢması gerektiğine kanaat ederek motive olmaktadır.

2.3.2.8. Müzakere/Tekrar

Medrese eğitim sistemi içerisinde uygulanan yöntemlerden birisi de, Seyda‟sından dersini alan her bir öğrencinin gün içerisinde en az üç-beĢ arkadaĢıyla dersini müzakere/tekrar etmesidir.

Medreselerde yapılan gözlemlerden anlaĢıldığına göre, bir öğrenci dersini aldıktan sonra, müsait olan arkadaĢlarını bulur ve kendileriyle dersini tekrar eder. Bu iĢlem gün içerisinde birkaç defa farklı kiĢilerle tekrarlanır.

Müzakerenin iĢe koĢulduğu konu alanının, medrese eğitim aĢamalarının tamamı olduğu anlaĢılmaktadır. Buna göre hem ezberi yapılan dil bilgisi eserlerinin, hem de din bilimlerine ait eserlerin müzakere yoluyla sürekli tekrar edildiği anlaĢılmaktadır. Dil bilgisi alanındaki konuların tekrarı, metinlerin ezberini kolaylaĢtırırken; din ilimlerine

162

ait konuların tekrarı, konulara iliĢkin değiĢik bakıĢ açılarının fark edilmesini sağlamaktadır.

Daha çok öğleden sonra ve bir miktar da yatsıdan sonra yapıldığı gözlenen müzakerenin, aynı veya daha üst seviyedeki öğrencilerle yapıldığı anlaĢılmaktadır. Buna göre müzakere yöntemi öğrenciye aldığı dersi tekrar etme fırsatı sağlamaktadır. Bu sayede öğrenci, aldığı dersi bir gün içerisinde üç-beĢ defa okumakta ve metnini ezberlemesi kolaylaĢmaktadır. Diğer taraftan müzakere sayesinde, aldığı ders konusunda, anlamadığı yerleri sorabilmekte, kendisinin fark etmediği birtakım ayrıntıları da arkadaĢından öğrenebilmektedir. Nitekim karĢısında Seyda‟sına oranla daha rahat davranabileceği ve kafasına takılan hususları sorabileceği bir kiĢi söz konusudur. Bu yönüyle müzakere, modern eğitim sisteminde daha çok sosyal iliĢkilerde iĢe koĢulan „akran danıĢmanlığı‟ uygulamasına benzemektedir.

Müzakere yönteminin anlamlı olan önemli bir yönü de dersi alan kiĢiye tekrarı sağladığı gibi, kendisiyle müzakerenin yapıldığı öğrenci (danıĢılan) açısından da bir tekrarı sağlamasıdır. Bu yönü itibariyle müzakere, medresedeki bir öğrenciye, aldığı bir dersi, üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, alt seviyedeki öğrencilerle sık sık müzakere etmesinden dolayı sürekli tekrar etmesine ve unutmamasına imkân sağlaması bakımından gayet faydalı ve pedagojik bir uygulamadır.