• Sonuç bulunamadı

Eylül Askeri Müdahalesi ve Özgürlüklerin Kısıtlanması

A. Dünyadaki Gelişmelerin Türk Medya ve Siyasal Hayatına Etkileri

B. 12 Eylül Askeri Müdahalesi ve Özgürlüklerin Kısıtlanması

12 Eylül 1980 askeri darbesi, Türkiye’de başta anayasa olmak pek çok siyasi ve ekonomik kurumu etkilemiştir. Bu dönemde basına sansür uygulanmış, gazeteler sıkı bir denetim ve gözetim altına girmiştir. Bu dönemde bazı konuları yazmak ve haber yapmak oldukça zordu. Birçok parti liderlerine siyaset yasağı geldiği için medyada seslerini duyurma imkanları yoktu. Medya sahipleri bu dönemde iki yolu seçmek zorundaydı: Ya gazeteleri kapatacaklar, ya da askeri rejimi rahatsız etmeyecek yayınlar yazacaklardı.

Türkiye’de medya-siyasi iktidar ilişkilerinde 12 Eylül 1980 darbesinin dönüm noktası olduğu söylenebilir. Yazılı basın 12 Eylül’ ü izleyen yıllarda bir deprem yaşamıştır. 12 Eylül yönetiminin getirdiği baskılar, sınırlamalar ve yasaklar yazılı basını kaosa sokmuştur. Günümüzde oldukça eleştirilen ve medyanın asli görevlerinden uzaklaştığı yolundaki iddialara hedef olan yayın politikalarının başlangıcı da bu döneme dayanmaktadır.

1970’li yıllar siyasal, ekonomik ve toplumsal bunalımın arttığı yıllar olmuştur. Bu dönemde demokrasinin iktidarlar ve muhalefetlerce yozlaştırılması sonucunda politikacılara karşı bir güven bunalımı yaşanmış ve bu ortam da anarşiyi tahrik etmiştir. Asayiş her geçen gün biraz daha bozulmuş, cinayetler artmış ve ekonomik sıkıntı içersinde bunalan halk can güvenliğini de yitirmiştir. Bütün bu sorunlar neredeyse gelenekselleşen bir başka sorunu hazırlamış, 12 Eylül 1980’de ordu bir kez daha yönetime el koymuştur.

Bu yeni olağanüstü dönem ise elbette basın için de yeni sıkıntıların başlamasını ifade ediyordu. Bu dönemde yasaklar, kapatılmalar ve hapis cezaları

birbirini izleyecektir. Gerçekten Türkiye’de basının özgürlükler açısından ele alındığında çeşitli olumsuz etkilerle karşı karşıya olduğu görülmektedir.

12 Eylül 1980’de Cumhuriyet gazetesine, Genelkurmay Genel Sekreteri Fikret Küpeli tarafından verilen “bilgi” de, gazetelerin çıkabileceği, zaten gazetelerin 12 Eylül’ü desteklediği belirtildi. Aynı “bilgi” de, gazeteler üzerinde bir sansür olmadığını, ancak her istenilenin yazılabileceği gibi bir sonuç çıkarılmaması ve dikkatli olunması gerektiğine işaret ederek, dikkatin kriteri konusunda her hangi bir bilgi verilmedi.257

İhtilal’den birkaç gün sonra sıkıyönetim komutanlıklarından gazete merkezlerine ve gazetecilere uyarılar gelmeye başladı.258 Sıklaşan uyarılarla birlikte gazete kapatmalar başladı, basına yönelik baskılar arttı.

12 Eylül sonrası dönemde pek çok gazete sıkıyönetim tarafından defalarca kapatıldı. Kapanma korkusuyla gazeteciler kendi gazetelerini sansürlemek zorunda kaldılar. Hatta Cumhuriyet’in genel yayın yönetmeni Hasan Cemal, 1983 yılında gazetenin sahibi ve başyazarı Nadir Nadi’nin yazılarını kapatılma korkusuyla koymadığından bahsetmektedir.259

Demokrat, Aydınlık ve Her Gün gazeteleri ile Arayış dergisinin yayımları süresiz olarak durdurulurken İstanbul’da yayımlanan sekiz gazetenin de yayımı değişik tarihlerde değişen sürelerde yasaklandı. Bunların adları, yayımlarının durdurulma sayısı ve süresi şöyle:260

Milli gazete _____________ 4 kez___ 72 gün Cumhuriyet gazetesi _____ 4 kez___ 41 gün Tercüman gazetesi_______ 2 kez___ 29 gün Günaydın gazetesi _______ 2 kez___ 17 gün Güneş gazetesi __________ 1 kez___ 10 gün

257 Hasan Cemal; Tank Sesiyle Uyanmak, Bilgi Yayınevi, İstanbul, 1986, s. 24-25.  258 Cemal; A.g.e., s. 55. 

259 Hasan Cemal; Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim, Doğan Kitapçılık A.Ş, İstanbul, 2005, s. 96.  260 ÇGD; Basın 80-84, ÇGD Yayınları, Ankara, 1984, s. 198. 

Milliyet gazetesi _________ 1 kez___ 10 gün Tan gazetesi ____________ 1 kez___ 9 gün Hürriyet gazetesi ________ 2 kez___ 7 gün

1980-1984 yıllarında Bakanlar Kurulunca olmak üzere, 927 yayın yasağı getirildi.261 Basın organlarına muhabir, yazı işleri müdürü ve köşe yazarları ile kitap yazarları, çevirmenler, yayın organları sahipleri, film ve tiyatro sanatçıları 12 Mart 1980-12 Mart 1984 tarihlerini kapsayan 4 yıllık dönemde yazılarından, kitaplarından, oyun ve fikirlerinden dolayı toplam 181 kez soruşturma ve kovuşturmaya uğradı, ifadeleri alındı, haklarında dava açıldı ya da tutuklandı.262

Söz konusu dönemde gazeteci, yazar, çevirmen ve sanatçılara verilen mahkumiyet karalarını toplamı 316 yıl 4 ay 20 güne ulaştı. Mahkumiyet karalarının gazetelere göre dağılımı şöyle sıralanıyor:263

Aydınlık gazetesi ________ 27 yıl 6 ay Her Gün gazetesi ________ 20 yıl 6 ay Politika gazetesi _________ 13 yıl 6 ay Milli gazete _____________ 2 yıl 6 ay Demokrat İzmir gazetesi__ 1 yıl 8 ay Cumhuriyet gazetesi _____ 1 yıl 7ay Tercüman gazetesi_______ 1 yıl Demokrat gazetesi _______ 1 yıl Milliyet gazetesi _________ 6 ay Dünya gazetesi __________ 6 ay

Araştırmaların ortaya çıkardığı bir başka sonuçta, toplam mahkumiyet kararlarının 184 yıl 4 ay 15 gününün basın organlarının yazı işleri müdürleri hakkında verilmesidir. Tercüman gazetesi yazı işleri müdürü Aydoğdu İlter 11 kez, Cumhuriyet gazetesi yazı işleri müdürü Okay Gönensin 8 kez, Milliyet gazetesi yazı

261 Y.a.g.e., s. 200.  262 Y.a.g.e., s. 198.  263 Y.a.g.e., s. 197. 

işleri müdürü Doğan Heper 4 kez ve Tercüman gazetesi başyazarı Nazlı Ilıcıkta 4 kez yazılarından dolayı ifade vermek amacıyla yargı mercilerine gitmek durumunda kaldılar.264

Basın mensupları hakkında açılan soruşturma, kovuşturma ve dava sayılarının gazetelere göre dağılımı şöyledir:265

Cumhuriyet gazetesi _____ 28 Tercüman gazetesi_______ 27 Hürriyet gazetesi ________ 14 Milliyet gazetesi _________ 11 Milli gazete _____________ 4 Dünya gazetesi __________ 4 Akşam gazetesi__________ 3 Son Havadis gazetesi _____ 3 Her gün gazetesi ________ 2 Asayiş gazetesi __________ 2 Hayat dergisi ___________ 2 Nokta dergisi ___________ 2 Yankı dergisi ___________ 1 Demokrat gazetesi _______ 1 Politika gazetesi _________ 1 Adalet gazetesi __________ 1 Diğer yayın organları ____ 75

12 Eylül askeri darbesinden sonra yapılan yeni anayasa ile temel hak ve özgürlükler konusunda çeşitli kısıtlama ve sınırlamalara gidildi. Yeni anayasayla iktidar yürütmenin elinde toplanmış ve Cumhurbaşkanı ve Milli Güvenlik Kurulunun yetkileri arttırılmıştı.

264 Y.a.g.e., s. 199.  265 Y.a.g.e., s. 199. 

Ayrıca basın özgürlüğü, sendika özgürlüğü ve kişi hak ve özgürlükleri sınırlanmıştı. Temel hak ve özgürlükler anayasada bulunmaktaydı. Bulunanların da

“ulusal çıkarlar, kamu düzeni, ulusal güvenlik, cumhuriyet düzenin tehlikede olması ve kamu sağlığı” gerekçelerle askıya alınabileceği ya da sınırlandırabileceklerini

belirtilmekteydi.266 Temel hak ve özgürlükleri sınırlamaya yönelik bu gerekçeler demokrasinin ve basın özgürlüğünün üzerinde Demokles’in kılıcı gibi kullanılmayı hazır bekliyordu.

Anayasanın kabulünden sonra yeni bir Siyasal Partiler Kanunu ilan edildi. Eylül 1980’den önce etkin olan siyasetçiler on yıl süreyle siyasetten men edildi. Yeni partilerin kurulabilmesi ancak kurucularının Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanması ile gerçekleşebildi. Öğrencilere, öğretmenlere ve devlet memurlarına parti üyeliği yasaktı. Yeni partilerin kadın ya da gençlik kolları kurmaları, sendikalarla ilişkilerini geliştirmeleri imkansızlaştırılmıştı.267

Bu dönemdeki baskılardan dolayı basının yayın politikaları değişmiş ve magazinleşmiştir. Bu dönemde sınırlandırılan anayasal özgürlükler, güçsüzleştirilen sendikalar ve kısıtlanan basın özgürlüğü nedeniyle fikir basını çok zayıf duruma düştüğünden dolayı halk üzerindeki etkisi çok sınırlı olmuştur. Siyasi iktidarın uygulamaları mümkün olduğunca az eleştirilmiştir.

12 Eylül dönemi, varlık ve faaliyetine MGK tarafından izin verilen üç parti ile 6 Kasım 1983’te yapılan milletvekili genel seçimleri sonucuna göre oluşturulan T.B.M.M Başkanı’nın seçilmesi ve başkanlık divanının oluşturulmasından sonra sona ermiştir. Kenan Evren’ in açık destek verdiği Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) ve Halkçı Parti’nin (HP) kaybettiği seçimden Anavatan Partisi (ANAP) iktidar olarak çıkmıştır. 45. Cumhuriyet Hükümetini kurma görevi 7.10.1983’te Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal’a verilmiştir.

266 Erik Jan Zürcher; Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995, s. 409.  267 Y.a.g.e., s. 410.