• Sonuç bulunamadı

Evlilik Birliğinin Devam Ettiği Sürede Velâyetin Kullanılması

Türk Medeni Kanunu‟nun 336/I.maddesi gereğince, ana babasının birbiriyle evli olmaları Halinde bu evlilikten doğan çocuk doğduğu andan itibaren onların velâyeti altına girecek ve ana babanın bu Ģekilde birlikte velâyet hakkı velâyetin kapsamına dahil olan her Hal için söz konnusu olucaktır428. Velâyetin birlikte kullanılması, ana babanın çocuğun velâyetinin içeriğini teĢkil eden hak ve yükümlülükleri birlikte icra etmeleri, önemli konularda fikir alıĢ veriĢinde bulunarak nihai karar almaları anlamına gelmektedir429. EĢlerden birinin diğeri üzerinde egemen olması ya da onlardan birinin çocuk üzerinde daha geniĢ yetkilere sahip olması, diğerine danıĢmadan önemli kararlar alması gibi haller söz konusu değildir. Bu hükmün temeli Anayasa‟nın 41/I‟ ek olarak getirilen aile, eĢler arasında eĢitliğe dayanır hükmüdür.430. Velâyetin evli ana baba tarafından birlikte kullanılması kuralı bu kiĢilerin her zaman birlikte adım atmalarını ya

426

Elçin Grassinger, Çocuğun menfaati, s.841-842.

427Mehlika Aytaç, “Çocuğun Yargısal Süreçte GörüĢlerini Ġfade Etme ve Katılım Hakkı Yönünden Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa SözleĢmesi”, Adalet Dergisi, Sayı:11, Yıl:93, Nisan 2002, s.22. 428 Oğuzman/Dural, s.274 ; “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar (TMK md.336/1). Ortak hayata son verilmiĢ ise hakim, velâyeti eĢlerden birine verebilir (TMK md.336/2). Davacı anne ortak çocuk Selin‟in tedbiren kendisine verilmesi isteminde bulunmuĢ olup, aile mahkemesi hakimi tarafından taraf teĢkili yapılmadan, tarafların delilleri toplanmadan dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın reddine karar verilmiĢtir. Aile mahkemesi tarafından yapılacak iĢ, usulüne uygun biçimde taraf teĢkili yapmak, tarafları duruĢmaya çağırmak, gösterdikleri takdirde delilleri toplamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı Ģekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” Y 2HD, 16.02.2006, E.2005/17193, K.2006/1605. (Ahmet Camal Ruhi, “Türk Hukukunda Velâyet ve Velâyet ile Ġlgili Yabancı Mahkeme Ġlamlarının Tenfizi”, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt:9, Sayı: 90, ġubat 2014, s.14-38, s.15)

429 Öztan, Aile, s.625; Baktır Çetiner, Velayet, s.42;Akyüz, Güvenlik, s.243;Akyüz, Çocuk hukuku, s.229.

430 ÇHS‟ye göre de ana baba çocukların yetiĢtirilmesinde ve bakımında sorumluluk taĢıyan ilk kiĢiler olmanın yanı sıra hem de birlikte sorumlu olan kiĢilerdir. (m.18/I).

da aynı anda hareket etmelerini zorunlu kılmamaktadır. Evlilik birliği içerisinde de ana baba diğerinin açık veya örtülü Ģekilde ifade edilmiĢ olurunu esas alarak çocuk hakkındaki iĢlemleri birlikte değil, tek baĢına yapabilirler.431

Her ne kadar 336.madde çocuğun velâyetinin ana baba tarafından birlikte kullanılmasını öngörse de, velâyetin kapsamına dahil olan hak ve yükümlülükler ana babanın kiĢiliğine diğerinden ayrı tanınmıĢtır. ġayet böyle bir düzenleme olmasaydı ana veya babadan birinden velâyetin kaldırılması diğerinin de velâyet hakkının ortadan kalkması anlamına gelirdi432

.

Velâyet hakkına sahip olan kiĢilerin sayısının sınırlı tutulmasının nedeni çocuğun kiĢiliği ve geleceği hakkında en doğru karar verebilecek olan insanların onun ana-babası olmasıdır. Bir ailenin iki temel sütunu olan ana baba çocuk üzerindeki hak ve yükümlülüklerini birlikte yürütmek zorunda olsalar da bu kural onların her zaman aynı görüĢte olacakları ya da çocuk hakkında aynı kararı verecekleri anlamına gelmemektedir. Ayrı bireyler olan ana babanın çocuğu ilgilendiren herhangi bir konuda belirledikleri iyilik kriterleri farklı olabilir ve bu da onların velâyeti birlikte kullanmalarına engel teĢkil edebilir. Eski Medeni Kanun bu gibi durumlarda yani ana babanın velâyetin kullanımında uyuĢmazlığa düĢmesi hallerinde sorunun çözümüne dair kesin hüküm getirmiĢ ve bu hüküm babanın oyunu üstün tutarak nihai karar verme yetkisini babaya bırakmıĢtı433. Bu Ģekilde bir düzenleme her ne kadar ana ile babanın evlilik birliği içerisinde velâyeti birlikte kullanacaklarını belirtmiĢ olsa da, babanın oyunu üstün tanıyıp kadın-erkek eĢitliğindeki dengeyi erkeğin lehine bozduğu için pratikte velâyet babanın iradesine uygun biçimde kullanılmaktaydı434. Bu hükmün sonucu olarak çocuğun adının ve okulunun seçilmesi, niĢanlanması, onun hakkında tıbbi müdahele söz konusu olduğunda son söz söyleme yetkisi babaya bırakılmıĢtı. Babanın oyu ile birlikte mutlaka annenin de rızasının alınması gereken sınırlı sayıda durum açıkca belirtildiği için onlar açısından velâyetin birlikte kullanılması kuralı tam anlamıyla uygulanmaktaydı435. Kadın-erkek eĢitliği ilkesini açık bir Ģekilde ihlal eden bu düzenlemeye karĢı yapılan eleĢtiriler göz ardı edilmemiĢ ve 4721 sayılı Medeni

431 Diğer tarafın oluru (rızası) somut iĢlemin hayata geçirilmesinden önce izin, sonra ise onay Ģeklinde verilebilir (Akyüz, Çocuk hukuku, s.230).

432 Usta, s.26;Sarı, s.88.

433 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi 263.madde:”Evlilik mevcut iken, ana ve baba, velâyeti beraberce icra ederler. AnlaĢamazlarsa, babanın reyi muteberdir”.

434Cengiz Koçhisarlıoğlu, “ Aile Hukuku‟nda EĢlerin EĢitliği”, AÜHFD, Cilt: 40, Sayı: 1-4, 1988, s.253 (Koçhisarlıoğlu, EĢlerin eĢitliği);Sarı, s.84.

435 Bu gibi durumlara mahkeme tarafından ergin kılma, evlenmeye izin verme, evlat edinilmesine rıza gösterme dahildi.

Kanun‟a babanın oyunu üstün tutan hüküm dahil edilmemiĢtir436. Bu eleĢtirilerden birine göre çocuğun yetiĢtirilmesi, onun bakımının sağlanması konusunda annenin üzerine babadan daha çok yük düĢmesine rağmen velâyet hakkının kullanılması zamanı babanın irade üstünlüğünün tanınması hakkaniyete uygun bir tutum değildi437. Diğer bir görüĢe göre önce çocuğun velâyetinin birlikte kullanılması hükmünü getirerek bu konuda ana baba arasında eĢitlik olduğunu belirtip daha sonra bu dengeyi bozarak babanın oyunun üstün tutulmasının, hukukumuzda mevcut olan velâyetin ana babaya tanınmıĢ eĢit hak olması düĢüncesine aykırı olduğunu savunmaktadır438. Bütün hallerde velâyetin kullanılması zamanı ana baba arasında uyuĢmazlığın ortaya çıkmaması arzuedilir, fakat eğer artık anlaĢmazlık ortaya çıkmıĢsa bunun kısa süre içerisinde ve çocuğa olumsuz etki göstermeyecek Ģekilde çözüme kavuĢturulması çocuğun yararı açısından oldukça önemlidir.

Eski Medeni Kanun‟un velâyetin kullanılmasında ortaya çıkabilecek uyuĢmazlıkların halledilmesine yönelik 263.maddesi Medeni kanuna alınmamıĢ, ayrıca bu konuyu çözüme kavuĢturan herhangi bir açık hüküm de getirilmeyerek sorunun nasıl giderileceğine dair düzenleme yapılmamıĢtır. Bunun sebebi ise Ġsviçre Medeni Kanunu‟nun 297.maddesinin gerekçesinde izah edilmiĢ, velâyetin kullanılmasının evlilik hayatının ayrılmaz bir parçası olduğu, buna bağlı olarak velâyetin kullanılmasının evlilik iliĢkilerini düzenleyen genel hükümlere tâbi olduğu belirtilmiĢtir439. Bu açıklama ıĢığında izlenebilecek en doğru yol anlaĢamama Halinde üretilecek çözümün, evlilik birliğini düzenleme altına alan, aynı zamanda çocuğun yararının ve esenliğinin korunmasına dair hükümler çerçevesinde olmasıdır440

. Bu ise, velâyetin birlikte kullanılması sürecinde meydana çıkan uyuĢmazlıkların evliliğin genel hükümleri uygulanarak dava yoluyla Halledilmesi gerektiği anlamına gelmektedir. AnlaĢmazlığın kısa sürede çözüme kavuĢturulması çocuğun yararı açısından önemlidir. Bu yüzden velâyet hakkını haiz olan taraflar hemen yargıya baĢvurmadan önce kendi aralarında, her iki tarafın iradesi ile örtüĢen yol bulmakla yükümlüdürler. Bu Ģekilde bir

436

Birinci Uzun, “Türk Medeni Kanunu‟na göre Velâyetin Kullanılması ve Çocuğun Yüksek (Üstün) Yararı Ġlkesi Doğrultusunda BoĢanmada ve Evlilik DıĢı ĠliĢkide Birlikte Velâyet Modeli”, Hacettepe HFD, Cilt:6, Sayı:1, 2016, s.135-166, s.139.

437Ahmet Kılıçoğlu, “ Medeni Kanun Açısından Kadın-Erkek EĢitliği”, ABD, Sayı:1, Yıl:48, Ankara 1991, s.15(Kılıçoğlu, Kadın-erkek eĢitliği).

438

Oğuzuğlu, s.990;BERKĠ bu Ģekilde düzenlemeyi desteklemiĢ, hatta ananın, kararının çocuğun yüksek yararına uygun olduğu hallerde bile mahkemeye baĢ vurma hakkına sahip olmamasını, babanın kararının mutlak olarak kabul edilmesini doğru bulmuĢtur (Keçer, 108 dipnot 358‟den alıntı).

439 Sarı, s.91. 440

sonuca varamamaları durumunda ise TMK 195.maddeye dayanılarak hakim müdahelesine baĢvurulabilir441

.

Medeni Kanun‟un bu Ģekilde bir tutum sergilemesi bazı yazarlarca kabul edilmemekte, uyuĢmazlık halinde babanın oyunun üstün tutulması gerektiği, aksi takdirde kargaĢa ortamının yaranacağı ve bunun çocuğun yararını daha fazla olumsuz etkileyeceği savunulmaktadır. Bununla birlikte ailenin bir üyesi olmayan hakimin aile içindeki iliĢkilere dahil olarak ana babanın velâyet hakkına dahil olan konularda karar verme yetkisi kazanması ailenin temelini sarsar ve ailenin korunması ilkesine ters düĢer442. Yeni düzenleme Medeni Kanun‟un genel kuruldaki değerlendirmeleri zamanı bir sıra meclis üyeleri tarafından da eleĢtirilmiĢ, demokratik olan her toplumda eĢitlik ilkesi fonunda o toplumu yöneten baĢkanın olduğu, aile birliği içerisinde de bu rolü üstlenen kiĢinin baba olması gerektiği, babanın baĢkanlık statüsünün tanınmaması ve her anlaĢılmazlıkta hakimin olaya müdahil olması halinde ailede huzur kalmayacağı ve onun dağılmaya sürükleneceği belirtilmiĢtir443

. TMK 195. Maddenin uygulanmasının isabetli olduğunu savunanlara göre 263.madde açık bir Ģekilde Anayasa‟da tespit olunmuĢ eĢitlik ilkesine aykırılık niteliğini taĢımaktadır. Çocuk için en iyisini düĢünen onun ana babasıdır, fakat uyuĢmazlık halinde babaya denetimsiz ve keyfi Ģekilde kullanılmaya müsait otorite vermektense çocuğun yararını göz önüne alarak karar verecek hakimin görüĢünün alınması daha isabetli bir yaklaĢım olur. Ayrıca ana baba karĢılaĢtıkları her uyuĢmazlıkta değil, ciddi nitelik taĢıyan uyuĢmazlıkta hakime baĢvurmalıdırlar444

. BaĢka bir görüĢe göre anlaĢmazlığın söz konusu olması durumunda hakime baĢvurulması, hakimin aile içi iliĢkilere sık sık müdahil olmasına, dolayısıyla ailenin kendi içerisinde yakalamıĢ olduğu uyumu kaybetmesine neden olur ve bu sebeple anlaĢmazlığın çözülmesi için hakime baĢvurulması hallerine sınırlama

441Öztan, Aile, s.634; Ali Ġhsan Özuğur, Velâyet-Vesayet-Soybağı ve Evlat Edinme Hukuku, Ankara 2003, s.455 (Özuğur, Velayet-vesayet); TMK 195.madde: “ Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine iliĢkin önemli bir konuda uyuĢmazlığa düĢülmesi halinde, eĢler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahelesini isteyebilirler”.

442… ailede çocuğun karakteristik özelliklerini yakından tanıyıp bilen ileride hak ve menfaatlerini en iyi

Ģekilde değerlendirip koruyacak olan kiĢi anne ve babasıdır. Çocuğun özelliklerini yakından tanı- yıp bilmeyen, aileye tamamen yabancı olan hâkimin, ana ve babanın yerine geçerek çocuk hesabına son sözü söylemesi tehlikelidir. Hâkimin bu hususta vermiĢ olduğu kararın ileride çocuk aleyhine sonuçlar doğurması durumunda, aile içinde tartıĢmalar baĢlayabilir ve bu durum neticede ailenin dağılmasına sebebiyet verebilir. Bu ise ailenin, evlilik birliğinin korunması amacıyla bağdaĢmaz. Bu bakımdan eski

düzenlemenin daha yerinde olduğu kanaatini taĢıyoruz”. (Ayhan Uçar, “4721 Sayılı Kanun ile Evliliğin

Genel Hükümleri Alanında Yapılan Bir Kısım DeğiĢiklikler Üzerine DüĢünceler”, AÜEHFD, C. VI, S. 1- 4, Erzincan, 2002, s. 330 dipnot 36‟dan alıntı).

443 Çelikel, s.30. 444

getirilmesi gereklidir445. Unutulmamalıdır ki hakim yalnızca çocuğun velâyetinin kullanılması zamanı ortak karara varamayan ana babanın baĢvurusu üzerine çocuğun korunması ve yararı adına aile dahili iliĢkilere karıĢabilir446

.

Medeni Kanun‟la özel bir hüküm getirilmemesi ana baba arasında anlaĢmazlığın yaĢanması zamanı farklı çözüm yollarının ileri sürülmesine de neden olmuĢtur. ÖZLÜ‟ye göre447

birlikte icra edilen velâyet yetkilerinde uyuĢmazlıklar boy gösterdiği halde onu çözüme kavuĢturmak için üçüncü bir kiĢiye, yani hakime baĢvurulabilir, ya da tarafların kendi aralarında anlaĢamadıkları takdirde hangi tarafın oyunun üstün tutulacağını belirleyen anlaĢma yapılabilir. Her iki yolu değerlendiren yazar birinci yolu, aile dahilindeki iliĢkilere yabancıların karıĢmasının isabetli olmadığı gerekçesiyle reddetmiĢ, ana veya babadan birinin kararının nihai nitelik taĢımasını doğru bulmuĢtur. SARI 448 Medeni Kanun 336.maddesinde ana babaya, velâyetin kapsamına dahil olan hak ve yetkilerin kullanılması zamanı fikir ayrılığına düĢmeleri durumunda açıkca dava hakkı tanımamıĢ, ayrıca 195.maddeye dayanarak hakimin müdahele edebilmesi için de ya yükümlülüklerin ihlal edilmesi ya da ciddi uyuĢmazlığın mevcut olması gerektiği ve böylece meydana çıkan her anlaĢmazlıkta hakime baĢvuru Ģeklindeki çözüme sınırlama getirildiğini ifade eder.

4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun‟un 4.maddesine göre aile iĢlerinde görevli mahkeme aile mahkemesidir449. Mahkemenin yapması gereken ana babanın statüsünü ele geçirip onların yerine istediği kararı vermek değil, öncelikle tarafları uzlaĢtırmaya çalıĢmak, bu uzlaĢma sağlanamadığı hallerde ise ana babadan hangisinin görüĢünün daha isabetli olduğuna, ya da anlaĢmazlığa sebep olmuĢ konu hakkında hangisinin yetkili kılınmasının çocuğun yararı açısından daha doğru olacağına kanaat getirmektir. Günümüz hukukunda velâyet anlam değiĢtirerek ana babanın değil, çocuğun hakkı olarak kabul edildiği için çocuk hakkındaki uyuĢmazlıkların çözümünde önemli olan kimin son söz söyleme hakkına sahip olmasından ziyade tercih edilecek çözümün çocuğun yararına ne derecede uygun düĢeceği düĢüncesidir. Bununla birlikte hakimin ana baba rolünü üstlenerek karar 445 Oğuzman/Dural, s.30;Zevkliler/Acabey/Gökyayla, s.1119. 446 Çelikel, s.30. 447 Özlü, s.19. 448 Sarı, s.92. 449

“Aile mahkemeleri, önlerine gelen dava ve iĢlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karĢılıklı sevgi, saygı ve hoĢgörünün korunması bakımından eĢlerin ve çocukların karĢı karĢıya oldukları sorunları tespit ederek bunların sulh yoluyla çözümünü, gerektiğinde uzmanlardan da yararlanarak teĢfik eder. Sulh sağlanamadığı takdirde yargılmaya devam olunarak esas hakkında karar verilir.” (7.madde).

vermesi doğru bulunmamıĢ, bunun yerine somut olayın özellikleri ve ana babanın konu hakkındaki görüĢleri göz önünde bulundurularak çocuğun yararı ilkesinin taleplerine uygun karar verilmesi daha isabetli yol olarak görülmüĢtür450. Bu sayede hem yaĢanmıĢ fikir ayrılığı çocuğun yararına uygun çözülmüĢ olacak, hem ana babaya tanınmıĢ olan velâyet hakkına zarar verilmeyecek, hem de aile içi iliĢkilere hakim müdahelesinin sınırları çizilmiĢ olacaktır. Belirtmemiz gerekir ki eğer ana baba arasındaki fikir ayrılığı çocuğun yararını ve geliĢimini tehlikeye düĢürürse, bu durum evlilik birliğine dair hükümlerin sınırlarını aĢtığı için 195.madde yetersiz kalacak ve ilgilinin baĢvurusunun yanı sıra hakim re‟sen de çocuğun korunması amacıyla önlemler alacaktır. Bu nitelikteki bir anlaĢmazlığın çözümü için ana babanın birlikte hakime baĢvurma Ģartı aranmaz, çocuğun yararını koruma altına almak için hakim aile dahili iliĢkilere ana babanın rızası olmasa da müdahele eder451

.

Sonuç itibariyle velâyetin kullanılmasında yaĢanan uyuĢmazlıkların çözümü konusunda Medeni Kanun‟un dayandığı mantık kadın erkek eĢitliğinin temininden daha ehemiyetli bir mesele olan çocuğun yararıdır. Çocuk hakkında nihai karar verme yetkisinin sadece bir tarafa verilmesi sanki en doğru kararı yalnızca o taraf verecekmiĢ gibi yanlıĢ bir sonuç doğurur. Evlilik birliğinin devam ettiği süre içerisinde velâyet hakkına sahip olan tarafların bu haklarını bir bütün halinde kullanmaları gerektiği hükmüne ve çocuğun üstün yararının temin edilmesinin her zaman öncelik taĢımasını belirten ilkeye dayanarak, onun hakkındaki uyuĢmazlıklarda son karar verme yetkisinin, hiçbir denetime tâbi tutulmadan sadece bir tarafa verilmesini düzenleyen hükmün isabetli olmadığını, Medeni Kanuna alınmamasının ise doğru bir adım olduğu belirtmek söylenebilir. Bu konuda TMK‟nın izlediği yeni yolu, aile iliĢkilerine üçüncü kiĢilerin karıĢması ve ana babanın velâyet hakkının hakim tarafından ifa edilmesi Ģeklinde değerlendiren görüĢler de mevcuttur. Fakat hakimin istediği zaman aile düzenine müdahelede bulunamayacağı452, bunu yapabilmesi için ana babanın sorunun çözülmesi

450 Sarı, s.93;“Ġsviçre hukukunda bu tür anlaĢmazlık halinde “evlilik birliğinin ya da çocuğun korunmasına iliĢkin olarak kurulmuĢ kurumlarla (evlilik ve aile danıĢma bürolarıyla) görüĢülerek çözümlenmesi esası benimsenmiĢtir. Eğer bu Ģekilde anlaĢma sağlanamazsa devreye hakim girer. Ancak hakimin aile içi iliĢklere müdahalesinin en alt düzeyde tutulması amacıyla hâkime sadece uzlaĢtırıcı rolü verilmiĢtir”(Bozkurt, s.47).

451 Uzun, s.142. 452

“Alman hukuk sisteminde anne ve babanın, kural olarak velâyet konusunda çıkacak uyuĢmazlıkları aralarında anlaĢarak gidermeleri gerekir. Ancak yine de anlaĢma sağlanamaz ise eĢlerden biri mahkemeye baĢvurabilir. Bu baĢvuru hakkı ise sınırsız değildir. BGB § 1628 hükmüne göre, sadece çocuk için çok önemli olan belli bir konu için baĢvuru yapılabilir. BaĢvuru üzerine öncelikle anne ve baba, çocuğun yararına uygun bir çözüm bulmaları için teĢvik edilir. Bu da mümkün olmaz ise hâkim, çocuğun menfaatlerini gözeterek, taraflardan birine karar verme yetkisini bırakır.”( Bozkurt, s.47).

için baĢvuruda bulunması gerektiği belirtilmelidir. Ayrıca hakim ana babanın yerine değil, hangisinin görüĢünün çocuğun yararına olduğunu belirleyerek aslında onlardan birinin görüĢüne uygun karar verir. Bu noktada belirtilmelidir ki, Medeni Kanun evlilik birliği içerisinde bile uyuĢmazlıkların ortaya çıkabileceğini, bu takdirde çocuğun esenliğinin tehlikeye düĢebileceğini dikkate alarak denetime tâbi olmadan çocuk hakkında son sözü yalnız bir tarafın, babanın söylemesini yüksek yarar ilkesine uygun bulmamıĢ ve bu yolu benimseyen maddeyi kapsamına almamıĢtır. Hatta evlilik birliği devam ettiği sürede birbirinin zıttına giderek çocuğun yararını geri plana atma ihtimali bulunan ana babanın boĢanma sonrasında daha da agresifleĢerek birbirini incitmek için çocuğu alet olarak kullanmayacağının garantisi yok. Velâyet bir tarafa tevdi edilirse çocuğun yararının daha iyi sağlanacağını yoksa ana babanın çocuğu silah olarak kullanacağını düĢünerek birlikte velâyeti istisna eden kanunkoyucu, aslında bütün velâyet yetkilerini tek ele toplayan tek baĢına velâyetin çocuğun yararı için daha isabetsiz olduğunu kabul etmelidir. Evlilik birliği içerisinde bile uyuĢmazlık halinde mahkemeye baĢvurma hakkı, dolayısıyla taraflara birbirini denetleme olanağı tanındığı halde kanunkoyucu boĢanma zamanı velâyeti bir tarafa vererek, velâyetin kaldırılması nedenleri oluĢmadığı sürece ya da 346. ve 347.maddedeki koĢullar gerçekleĢmediği müddetçe diğer tarafa denetim hakkı temin etmemiĢ ve böyle yaparakta velâyet tevdi edilen tarafın çocuk üzerinde tekelci, mutlak hakimiyetini temin etmiĢtir.