• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.4. Vergi ve Devlet

1.4.4. Eski Hindistan ve Vergi

Asya’dan Çin ile başlayan uygarlıkların coğrafi alanı Hindistan’a uzanır. Bugünkü Hindistan coğrafi, siyasi-kültürel ve ekonomik açıdan geçmişte de önemli bir konuma sahipti (Braudel,1995:36). Braudel, dünya uygarlıkları arasında Hindistan’a da yer vermektedir. Benzer durum Diamond (2004) içinde geçerlidir. Hindistan, örgütlü ve karmaşık toplumsal yapıya geçişi, sınıflı toplumu, devletin icadı, tarım üretimi ve yazının icadı gibi konularda dünya uygarlıkları arasında hatırı sayılır bir konumda yer almaktadır. İndus Vadisi olarak da adlandırılan bu coğrafyada M.Ö 7000 dolaylarında tarımsal üretim ve hayvan evcilleştirilmesine dair kanıtlar bulunmaktadır (Diamond,2004:130-131). Ancak yiyecek üretiminin görece erken başlaması, bu topraklarda devleti hemen ortaya çıkarmamıştır. Braudel (1995) devletin ortaya çıkışı açısından farklı bir değerlendirme yapmaktadır. “M.Ö 3000-1400 geri giden esrarlı

İndus uygarlığını bir yana bırakacak olursak, üç klasik Hind yavaş yavaş oluşmuştur”

Hint uygarlığı üçe ayrılmaktadır. İlki M.Ö 1400-M.S VII yüzyıl arası Veda uygarlığı, ikincisi XII. Yüzyıla kadar gelişen Orta Çağ Hindu uygarlığı (Hinduzim), üçüncüsü XIII-XVIII. Yüzyıllar arası İslam-Hindu uygarlığıdır (Braudel,1995:236). Veda uygarlığı döneminde, tarımsal üretim, yerleşik hayat, köyler ve hatta kentleşme tamamlanmıştır. M.Ö 1000 ve 600 yılları arasında Hindistan’ın derin kast sistemi yani toplumsal sınıf yapısı oluşmaya başlamıştır. Bu sınıf yapısının73 ilk sırasında

brahmauar rahipler ve manevi önderler, ikinci sırada kshatryoidi krallar, prensler,

büyük toprak sahipleri, üçüncü sırada vaysyal küçük köylüler, hayvan yetiştiricileri, zanaatkârlar, tüccarlar, dördüncü ve son olarak çarda/çudra’lar köken olarak köleleştirilmiş yerlilerden oluştuğu anlaşılmaktadır (Braudel,1995:237).

Siyasi ve kamu sistemine dair çok önemli bir Hind kültürü-Rig Veda74’nın sözleri/şarkıları olarak bilinen- “Eğer önünde brahman yürürse, kral evinde mutluluk

içinde yaşar, toprak bütün nimetlerini ona verir halk ona kendiliğinden itaat eder”,

Braudel (1995) tarafından aktarılmıştır. Sınıflar arasında ayrıca erdem konusu işlenmekte ve erdem vergi ile yakında ilgili olarak uygulama alanı bulmaktadır. Rig

Veda’nın onuncu kitabının onuncu bölümün sözleri şöyle bitmektedir: İnsan bir brahmana bir inek verirse bütün âlemleri elde etmiş sayılır” (Hançerlioğlu,1987:50).

Bu bilgi oldukça önemlidir. Vergi, egemen ve din arasındaki ilişki açısından dikkat çekicidir. Vergi ödemek bu kültürde cenneti de vaat etmektedir. M.Ö 600-500 arası küçük krallıklar ortaya çıkmaya başlamış birbirlerine ticaret ile bağlanan ticari aristokrasi oluşmuştur. Demir endüstrisinin varlığı mezarlarda ortaya çıkan arkeolojik kalıntılar ile ortaya konulmuştur.

Hindistan M.Ö 800-700 yıllarında yazıya geçmiştir. Brahmi adı verilen bu yazının Sami/Aramca alfabeden kaynaklandığı düşünülmektedir75

(Diamond,2004:286- Yılmaz,2006:92). Mevcut toplumsal sınıf yapısı, sınıflar arasında bir hukukun bulunmasını mecbur kılmaktadır. Hindistan için hukuk süreci diğer uygarlıklardan biraz daha farklı gözükmektedir. Rig Veda çeşitli bölümlerden oluşmakta ve her bir bölümde farklı isim ve görevdeki tanrılar tanımlanmaktadır. Hukuk tanrısı Mithra’dır, insanlar arasındaki tüzeyi sağlamaktadır (Hançerlioğlu,1987:49). Örneğin vergi anlamındaki ilk

73Sınıf yapısı benzer şekilde Hançerlioğlu, Düşünce Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1987, s.50

74 Hindista’nın en eski Kutsal Kitabı, Rig Veda, Hançerlioğlu (1987) nun eserinde Tarihte bilinen ilk

kutsal kitap olarak nitelendirilir.

75Konu hakkında ayrıca Jean (2015) eserinde sadece Hindistan da yazının icadı ve Latin alfabesi ile olan

ilişkisine dair dikkat çeken saptamalar yer almaktadır. Detaylı bilgi için bkz. Jean, Yazı İnsanlığın Belleği, İstanbul, YKY Kültür Dizisi, 2015, s.67-69.

muafiyet kavramının krallar tarafından brahmanlar/brahmaruar’lara tanındığı anlaşılmaktadır (Yılmaz,2006:94-Lal,2002:22).

Vergi, Hindistan uygarlığında M.Ö 1000-600 arası Veda uygarlığından beri mevcut olup kutsal bir görev olarak kabul edilmiştir. Vergiye dair açıklamalar Srimada

Bhagavatam76, Manu Smriti77 ve Arthasastra78 gibi birçok eski kitaplarda yer almaktadır. Eski kanun yazıcı olarak bilinen Manu, çeşitli vergi ölçülerini ve hangi gelir ve harcamalardan vergi alınacağını kral adına yazmıştır. Örneğin “inekler ve arı balının

belirli bir kısmı yıllık olarak vergilendirilecektir”, “toplanan vergiler sadece onların iyiliği için toplanmaktadır”, şeklinde ifadeler eski eserlerde yer bulmaktadır (Idıan Tax

Office,2011:1). Yine vergi kelimesinin günümüz anlamı ile Srimada Bhagavatam’ da geçtiği, verginin önemli olduğu, devletin en önemli gelir kaynağı olarak değerlendirildiği açıklanmaktadır.

Manu Smriti79’ de tüccarlar ve zanaatkârın gümüş ve altın karlarından 1/5,

çiftçiler şartlara göre üretimlerinin 1/6 ya da 1/8 nin vergi olarak ödeme mükellefiyetlerinin bulunduğu yazılmaktadır. Bu dönemlerde, dolaylı ve doğrudan verginin olduğu bir vergi sisteminden söz edilmekte birlikte Hindistan’ın verimli bir bölge olması nedeni ile doğrudan vergilerin daha yaygın olduğu aktarılmaktadır (Amarjoti and Ashakkarraja,2013:1-2). Dönemde devlet için vergi toplamakla görevli memurların ise bhagadugha ismi ile anıldığı aktarılmaktadır (Lal,2002:96).

Yukarıda yer verilen sınıf yapısının aynı zamanda kendilerine ait toprakları da vardır. Ailelerin her birinin birer şefi olup, bu şefler işletilen bu topraklardan belirli bir payı devlete vergi olarak vermektedirler (Yılmaz,2006:102). M.Ö 800 dönemlerinde Hindistan ceza hukuk sistemin en dikkat çekici özelliği ise hırsızlık suçlarında verilen cezalardır. Sınıfsal yapının her daim göz önünde bulundurulduğu bu siyasi organizasyonda sınıf mensuplarına karşı gerçekleştirilen hırsızlık suçlarında Devlet’inde sorumluluğunun bulunması hükümdara, çalınan malları iade ettirmek şeklinde bir mecburiyeti getirmiştir (Yılmaz,2006:114). Eski Hindistan’da vergi kavramları ve vergi tarihi ile ilgili yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri B.K Sarkar’a (1921) aittir. Eski Hindistan’da vergi çok daha eskilere gitmesine rağmen M.Ö 322-185 arasında devletin

76Eski Hindistan’ın en eski yazılı kaynakları. Metinler hakkında detaylı bilgi için bkz. Çağdaş, 1961,

Upanişhad’lar, A.D.T.C.F Fakülte dergisi, cilt 19, s. 3-4, s. 143-165

77

A.g.e s.144

78 A.g.e ss.145

79 Manu Simitri toplamda 129 maddeden oluşmaktadır. Tam metin hakkında detaylı bilgi için bkz.

Stearns, 2008, World History in Documents, New York University Press, s.47-49. Eserde Manu metni 89. Maddeden başlamaktadır. Verginin ele alındığı maddeler 119 ve 120 inci maddeler de yer almaktadır.

toplam vergi gelirleri, modern vergi sistemi, ödeme gücü ve vergi adaleti konularında kesinlik bulunmamaktadır (Sarkar,1921:152).

Hint düşünsel yapısının gelişimi hakkında ilk bakışta, dinsel yönün ağır bastığı görülmektedir. Başka bir deyişle, genel olarak felsefi düşüncesinin yanı sıra, bir iki ayrık durum dışında siyasal düşünceler de başka ülkelerinkinden çok daha yoğun olarak dinsel düşünce ve inanç biçiminde anlatımını bulmuştur. Veda’lar, Brahmana’lar

Aranyaka’lar ve Upanişhad’lar bu metinlerin birbirini tamamlayan türleridir. Manu

yasaları, Brahmanizm’in siyasal ve ekonomik yönünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır (Yetkin,2005:25-28). Bu bağlamda Hind tarihinde vergi, sınıfsal yapı, düşünce sistemi ve din iç içe gelişmiştir. Bu etkileşim ve gelişim yer verilen eski kayıtlarda gözlenmektedir.