• Sonuç bulunamadı

Erva Nur Dalkıran’ın Resimlerinde Dışavurum Olarak Bunalım İzleri

I. BÖLÜM

4.1. Erva Nur Dalkıran’ın Resimlerinde Dışavurum Olarak Bunalım İzleri

Ruhsal dışa vurumun yansıması olan bunalım; toplumun yaşamı boyunca, uyaranlara karşı duyarlığın, iş yapabilme gücünün, kendine güvenin azalarak karamsarlığın, umutsuzluğun güçlenmesiyle ortaya çıkan ruhsal çöküntüdür. Sanat ise toplumların yaşamı boyunca dönemin siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel, din ve savaş gibi birçok etmenlerinden etkilenir. Dalkıran’da yaşantısındaki etmenlerden elde ettiği ruhsal çıkarımları kendi iç dünyasındaki karşılaştırmalar sonucunda, eleştirel tutumla ya da olduğu gibi sade bir anlatımla eserlerini dışa aktarmaktadır. Resimlerinde doku, renk, biçim değerlerini kullanarak yaşamakta olduğu ruhsal çıkarımlar izleri görülmektedir.

Dalkıran yağlı boya tekniğini kullanarak yapmış olduğu ve bunalım konulu resimlerinin ön ve arka yapısı incelenerek yorumlanmıştır.

Görsel-111,“İsimsiz-1” adlı eser 110x160 cm boyutlarındadır. Tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Eserde iki figür yer almaktadır. İzleyiciye göre sağda erkek figürü, solda ise kadın figürü bulunmaktadır. Bu figürler kırmızı bir kaidenin üzerinde oturmaktadır. Resmin arka bölümünde yeşil rengin tüm ton değerleri lekesel olarak kullanılmıştır. Eserde üçgen kompozisyon görülmektedir. Bu üçgen kompozisyon, kadın figürün başı, erkek figürün başı ve erkek figürünün ayağından oluşmaktadır. Arka bölümde kullanılan yeşil renge zıt olarak figürlerde beyazın kullanılması renksel durağanlıktan çıkan resme hareketlilik kazandırmıştır. Koyu renk tonların çoğunlukta kullanılması dikkati çeker. Resme ışık izleyiciye göre soldan vurmaktadır. Bunu da en net erkek figürün başına düşen ışıktan anlaşılabilir. Eserde organik şekiller ağırlıklıdır. Figürlerin ayaklarının olduğundan büyük yapılması dikkat çekmektedir. Kırmızı şortlu kadın ilk bakışta dikkatleri üzerine toplamaktadır.

“İsimsiz-1” eserinde fonda kullanılan sert fırça darbeleri figürlerin ruh dünyasındaki fırtınalı kapışmayı anlatmaktadır. Bu darbelerin keskin ve belirgin uçlarını olması yaşanılan bunalımın bir göstergesidir. Figürlerin soluk benizli olması da dikkat çeken bir diğer ayrıntıdır. Beyaz renk saflığın ve temizliğin göstergesidir ama figürlerde beyaz rengin kirletilerek kullanılması figürlerin iç dünyasındaki buhrana bir göndermedir. Figürlerin rahat oturuşları ve başlarını öne eğmiş olmaları teslimiyet duygusunu verir. Orantısız vücut yapısına sahip olan figürler her şeyin aslında mükemmel olmadığını, kusurlu olduğunu göstermek ister. Oturulan kaidenin kırmızı, düz ve sert bir şekilde resmedilmesi yaşanılan zorlukları simgeler. Eserde soğuk renklerin kullanılması karamsarlık, huzursuzluk ve bunalım duygusunu uyandırır.

Görsel-112: Erva Nur Dalkıran, “İsimsiz-2”, 2019, 120x120cm., T.Ü.Y.B.

Görsel-112, “İsimsiz-2” adlı eser incelendiğinde; 120x120 cm. ebatlarında tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Eserde iki figür yer alır ve bu figürler gri tonlarda bir kaidenin üzerine oturmaktadır. Resmin arka bölümünde gri, yeşil ve kırmızının ton değerlerinin lekesel olarak kullanıldığı görülmektedir. Kaide mavi bir zeminin üzerinde oturtulmuştur. İzleyiciye göre sağ tarafta bulunan figürün üst giysisi kırmızı, alt giysisi mavidir; böylece fonda kullanılan renkle zıtlık oluşturularak bu figürün öne çıkmasını sağlanmıştır. Esere soluk renklerin hâkim olduğu görülmektedir. Figürlerin resimde baskın olması organik şekillerin çoğunlukta olmasına sebeptir. Kompozisyonun düz bir yüzey üzerine oturtulmasından dolayı resimde perspektif görülmemektedir. Figürler gerçek büyüklüğüne göre resmedilmiştir. İlk bakışta üst giysisi kırmızı olan figür dikkat çeker.

Resimde, figürlerin çizilme şekli ile kullanılan renkler bunalım duygusu uyandırmaktadır. Figürlerden birinin izleyiciye bakması diğerinin de kollarıyla kendisini kapatma çabasında olması dikkat çekmektedir. Burada iki farklı insan yapısının olduğu görülmektedir. Yeşil pantolonlu figürün kollarıyla yüzünü kapatıp izleyiciye bakmama çabasında olması, bu figürün yaşadığı ruhsal bunalımı kabul etmeyerek iç dünyasıyla savaştığını iletirken; üst kısmının çıplak olarak yapılması da savunmasız olduğu mesajını vermektedir. Kırmızı kazaklı figürün rahat oturuşu ve gözleriyle yeri izlemesi yaşadığı bunalımı kabul ettiği izlenimini uyandırmaktadır. Resimde kullanılan renklerin kirli ve soluk olması figürlerin iç dünyasındaki bunalımların dışavurumudur. Bu bunalım duygusunu şu şekilde yorumlayabiliriz; kimi insanlar çevresel şartlar sebebiyle meydana gelen olumsuzluklara karşı kendini koruma içgüdüsüyle hareket etmesine rağmen yaşanan buhrana tam anlamıyla sırtını dönemez. Kimi insanlar da yaşadıkları bunalımı kabullenip yaşamını o doğrultuda sürdürmeye devam etmeyi tercih eder. Fonda kullanılan lekesel darbeler figürlerin iç dünyasında gerçekleşen çekişmeli bunalımı anlatır.

Görsel-113: Erva Nur Dalkıran, “İsimsiz-3”, 2019, 120x120cm., T.Ü.Y.B.

Görsel-113 “İsimsiz-3” adlı eser 120x120cm ebatlarındadır. Resimde oturan bir figür ve bu figürü tutarak ayakta duran bir başka figür yer almaktadır. Eser düz bir alan üzerine yapılmıştır. Oturan figür mavi bir kaidenin üzerindedir. Fonda beyaz rengin kirletilerek kullanılması dikkat çeker. Figürler, mavi ve yeşil rengin koyu tonlarında olan zeminin üzerinde bulunur. Resim üçgen ve açık kompozisyon kullanılarak oluşturulmuştur. Ön kompozisyonda koyu ton değerleri hâkim olurken arka kompozisyonda açık ton değerlerinin kullanılması resimde zıtlık oluşturularak ön-arka ilişkisini sağlar. Resme ışık izleyiciye göre soldan gelmektedir. Figürlerin ağırlıkta olması organik şekillerin fazla olmasına sebeptir. Figürler gerçek büyüklüğüne uygun olarak resmedilmiştir. İlk bakışta ayakta duran kırmızı pantolonlu figür dikkat çekmektedir.

Resimde bulunan iki figürün ruhsal bir bunalım yaşadığını görmekteyiz. Bu figürlerden yeşil kazaklı olanın öne doğru hafif eğilmiş vaziyette olması yaşadığı acının ve buhranın büyüklüğünü izleyiciye gösterir. Yeşil renk psikolojik olarak yenilenmeyi ve iyileşmeyi temsil eder. Figürün üzerindeki kazağın yeşil renkte olmasına rağmen ten renginin soluk olması ruhsal bir keşmekeşliğin içinde olduğunu anlatır. Ayaktaki figür diğer figürü tutarak ona destek olmaktadır. Ayakta duran figürün de başını öne eğmiş vaziyette olması dikkat çekmektedir.

İnsanlar yaşam koşullarından etkilenerek hayatlarına iyi ya da kötü bir yön verirler. Bu resimde figürün yaşadığı acıyı ve bu acıdan doğan bunalım duygusunu görmekteyiz. Bu da hayatını olumsuz etkileyerek karmaşık duygular yaşamasına sebep olmuştur. Arka fonda kullanılan renklerin kirli olması izleyicide bunalım duygusu uyandırmaktadır. Resim psikolojik bunalımın dışavurumu olarak nitelendirilebilir.

Görsel-114: Erva Nur Dalkıran, “İsimsiz-4”, 2019, 110x110cm., T.Ü.Y.B.

Görsel-114, “İsimsiz-4” adlı eser, 110x10cm. ebatlarında tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Bu resimde iki tane figür bulunmaktadır. Figürler, mavi ton değerleri kullanılarak yapılmış koltukta oturmaktadırlar. Eser açık kompozisyon kullanılarak oluşturulmuştur. Resmin ön ve arka bölümlerinde koyu ton değerleri hâkimken, figürler açık ton değerlerinde yapılmıştır. Bu da figürleri öne çıkartmıştır. Resimde koyu tonların çoğunlukta olması dikkat çekmektedir. Esere ışık soldan gelmektedir bu da figürlerin üzerine düşen gölgeden anlaşılmaktadır. Çoğunlukla organik şekiller görülmektedir. Resim düz bir alan üzerine oluşturulmuştur. Eserdeki figürler gerçek büyüklüğüne uygun olarak yapılmıştır. İzleyiciye göre sağda bulunan figürün kolunu koltuğun arkasına atması ve yanında bulunan figür öne doğru eğilir vaziyette olması resimde hareketlilik kazandırmıştır. Figürler gerçek büyüklüğüne uygun olarak yapılmıştır. Resme ilk bakışta kırmızılı figür dikkat çekmektedir.

“İsimsiz-4” adlı eserin arka fonda bulunan koyu tonlarının büyük fırça darbeleriyle gelişi güzel atılması önde bulunan figürlerin yaşamakta oldukları ruhsal

bunalımını yansıtmaktadır. İzleyiciye göre solda bulunan figürün kırmızı kazak giymiş olması ve başıyla vücudunun öne hafif eğilmesi ruhsal dünyasında bunalımlar yaşadığını anlamaktayız. Bu figürün kırımız rengi kullanılarak yapılması da yaşadığını buhranlığın seviyesini gösteriyorken, ellerinin üst üste olması kendisini dış dünya ile bağlarını koparmış olduğu izlemini uyandırmaktadır. Sağ tarafta bulunan figürün rahat oturuşu dikkat çekmektedir. Bu da yaşanılan bunalımlara dışarıdan izlemeyi tercih ederek izleyici kalmayı tercih ettigini anlamaktayız. Figürlerin tenleri soluk renklerde olması kaygıyı, kederi, hüzün ve bunalım duygularını uyandırmaktadır. Koltukta ve arka fonda kullanılan renkler izleyicide karamsarlık ve bunalım duygusunu uyandırmaktadır. Eser dışavurumcu üslup ile yapılmıştır.

Görsel-115: Erva Nur Dalkıran, “İsimsiz-5”, 2019, 110x110c., T.Ü.Y.B.

Görsel- 115, “İsimsiz-5” adlı eser 110x110cm. ebatlarında tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Resimde iki tane figür bulunmaktadır. Bu figürlerden bir tanesi kaidenin üzerine oturmakta diğeri de zemine oturmaktadır.

Resim kapalı ve üçgen kompozisyondur. Mavi tonlarının ağırlıkta olduğu bu resimde, arka ve zemin koyu tonlar hâkimken figürler açık ton değerlerinde yapılarak öne çıkarılmıştır. Eserde koyu ton değerleri yoğunlukta olması dikkat çekerken ışık figürlere yukarıdan vurmaktadır. Çoğunlukla organik şekiller kullanılmıştır. Figürler düz bir alan üzerine yerleştirilerek gerçek büyüklüğüne uygun resmedilmiştir. Figürlerin bir birlerine dönerek ve bacaklarını kendilerine doğru çekmesi resmi durağanlıktan çıkartıp hareketlilik kazandırmıştır. Resme ilk bakışta kaidenin üzerinde oturun figür dikkat çekmektedir.

İnsanlar günlük yaşantısında gerçekleşen maddi ve manevi duygulardan etkilenirler. “İsimsiz-5” adlı eserde, insanoğlunun hayatında meydana gelen bunalımlardan etkilendiğini görmekteyiz. Bunu da şurandan anlamaktayız; kompozisyonda kullanılan koyu renklerin izleyicide karamsarlık ve bunalım duygusunu uyandırırken bir yandan da figürlerin eserde yerleştiriliş şekilleri ve figürlerde kullanılan fırça darbeleri bunalım duygusunu anlatmaktadır. Figürlerin gözleri belli olmaması, gerçekleşen bunalımları kabul etmeme isteğini uyandırırken, vücutlarında kullanılan renklerin kirli olması bu duyguya zıt düşmektedir. Farklı bir açıdan da yorumlarsak, mavi kaidenin üzerinde oturan figürün yüksek mertebede yaşayan insan olarak tabir edilirse, onun ayağını altında oturan figür baskı altında kalan kişi olarak yorumlaya biliriz. Bu figür kaide üzerinden oturan figürde daha büyük tasvir edilerek, alt kesimde olan insanların hayatında maddi ve manevi bunalımları daha yüksek yaşadığını iletilmektedir. Eserde kullanılan koyu renklerin ağırlığı ruhsal bunalım izini dışa vurmaktadır.

Görsel-116: Erva Nur Dalkıran, “İsimsiz-6”,2019, 110x110cm., T.Ü.Y.B.

Görsel-116, “İsimsiz-6”adlı eser 110x110cm. ebatlarında tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Eserde iki tane figür bulunmaktadır. Bu figürlerden izleyiciye göre solda olan, yanında bulunan figürün kolundan tutmaya çalıştığı görülmektedir. Yanında bulunan figür ise hareketsiz bir şekilde durmaktadır. Eser açık kompozisyon kullanılarak oluşturulmuştur. Resmin hem arka hem de ön bölümlerde koyu ton değerleri kullanılması dikkat çekerken, sağ tarafta bulunan figürün kırmızı giysisi resimde renk zıtlığı oluşturtularak renksel hareketlilik kazandırtmıştır. Çoğunlukla kahverengi ve mavi tonların resimde hâkimdir ve bu renklerin koyu tonları kullanılmıştır. Figürler gerçek büyüklüğüne uygun tasvir edilerek organik şekillerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Kompozisyon düz bir alanda oluşturulmuştur. İzleyiciye göre solda bulunan figür, yanında bulunan figürü tutmaya çalışması ve elini başına götürmesi resmi durağanlıktan çıkartıp hareketlilik kazandırtmıştır. Esere ilk bakışta dikkat çeken kırmızı giysili figürdür.

“İsimsiz-6” adlı eser insan yaşantısındaki psikolojik bunalımı dışa vurmaktadır. Kompozisyon izleyende, kullanılan renklerin ve fırça darbelerin belirginliği figürlerin iç yaşantısındaki karmaşıklığı anlatmaktadır. Kahverenginin koyu tonların hakim olduğu arka fonda mahzen duygusunu verirken, figürlerin boş alan da sadece mavi kaidenin üzerinde oturması hiçlik duygusunu uyandırmaktadır. Bunu da şu şekilde yorumlayabiliriz; figürlerin ruhsal dünyasındaki bunalım izini dışarıya vurulmasıdır. İzleyene göre sağda bulunan figürün hareketsiz halde olması içsel dünyasına kapandığı görülmektedir. Kırmız renk alevin rengidir. Figürün durağanlığına karşı giysisinde kullanılan bu renk ruhsal keşmekeşliği anlatmaktadır. Yanında bulunan figürün elini başına götürmüş olması yaşadığı hüznü anlaşılmaktadır. Figürlerin tenleri ve giysileri soluk tonlarda olması bunalım duygusunu daha net vermektedir. “İsimsiz-6” eser dışavurumcu kuram kullanılarak yapılmıştır.

Görsel-117: Erva Nur Dalkıran, “Üç Maymun”, 2019, 120x120 cm., T.Ü.Y.B.

boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Eserde üç figür yer almaktadır. İzleyiciye göre sol en başta sarı ceketli, turuncu pantolonlu figür, elleriyle kulaklarını kapatmaktadır. Yanında yer alan mavi tişörtlü figür ise elleriyle gözlerini kapatmaktadır. En sonda yer alan kırmızı kazaklı figür de eliyle ağızını kapatmaktadır. Bu figürler mavi bir kaidenin üzerinde oturmaktadır. Fonda, figürlerin üzerlerinde bulunan renklerin beyazla kirletilmesiyle oluşan fırça lekeleri yer almaktadır. Bu figürlerin ayakları olduğundan büyük tasvir edilmiştir. Esere organik şekiller hâkimdir. Figürlerin giysilerinde yer alan canlı renkler esere ritmik bir heyecan katmıştır. Resimde figürlerin elleriyle göz, kulak ve ağızlarını kapatması da esere hareketlilik kazandırmıştır. Eserde olaylar düz bir alan üzerinde gerçekleşmektedir. Figürler gerçek büyüklüğüne göre resmedilmiştir. “Üç Maymun” eserinde ilk bakışta dikkati çeken, sarı ceketli figürdür.

Figürler, aslında günümüz toplumunun bir yansımasıdır. Günümüz, çocuk tacizlerin olduğu, ülkelerde kanlı savaşların yaşandığı, ekonomik zorlukların gerçekleştiği bir dönemdir. Toplumda bunlar gibi birçok bunalımlar yaşanırken insanlar kendilerini koruma içgüdüsü ile hareket etmektedir. Resimde ise yaşanılan bunalımlara figürler, üç maymun oynayarak karşılık vermektedir. Fonda lekelerin açık ton değerlerinde olması aslında dünyanın istenilirse iyi ve rengârenk olabileceği mesajını iletirken, figürlerin oturduğu kaide ile bastıkları zeminin koyu olması her ne kadar istemeseler de gerçekleşen kötülüklerin içinde olduklarını anlatmaktadır. Figürlerin giysilerinde kullanılan renklerin hem koyu hem de açık olması, kendi iç dünyalarında yaşanan çekişmeyi göstermektedir. Eserden, gerçekleşen bunalımların kapatılmaya çalışıldığı ama bunda başarılı olunmadığını anlaşılmaktadır. Figürlerin ayaklarının büyük yapılmasının sanatçıya has bir üslup olduğunu görmekteyiz. Eser dışavurumcu üslup ile yapılmıştır.

Görsel-118: Erva Nur Dalkıran, “Kırmızı Koltuk”, 2019, 110x100cm., T.Ü.Y.B.

Görsel-118, “Kırmızı Koltuk” adlı eser 110x100 cm ebatlarında tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Resimde kırmızı koltuğa oturan iki figür yer almaktadır. İzleyiciye göre sağda bulunan figür, koltuğa yan oturarak sağ kolunu koltuğun arkasına atmıştır. Karşısında bulunan figür ise ona dönük vaziyette oturmaktadır.

Resme koyu ton değerlerin hâkim olduğunu görmekteyiz. Kullanılan renklerin cansız olması dikkat çeker. Figürlerin gerçek büyüklüğüne uygun olarak yapılması, organik şekillerin yoğunlukta olmasına nedendir. Eserde kompozisyonun düz bir alan üzerine yerleştirilmiş olması, perspektifin kullanılmasına gerek duyulmadığını göstermektedir. Figürlerin el ve ayak hareketleri resmi durağanlıktan çıkarıp hareketlilik kazandırmıştır. “Kırmızı Koltuk”, açık ve üçgen kompozisyon kullanılarak oluşturulmuştur. İzleyiciye göre solda bulunan figür ilk bakışta dikkat çekmektedir.

dolayı izleyicide bunalım duygusu uyandırmaktadır. Figürlerin yorgun düşmüş vücutlarından ve düşünceli hallerinden; kederli bir olayın sonucunda kendilerini daha rahat hissedip, yaşanılanları düşünüp tartışabilecekleri kırmızı koltuğa oturduklarını ifade etmek mümkündür. Bu koltuğun kırmızı renginin, figürlerin ruhsal dünyalarında gerçekleşen bunalımın dışavurumu olduğu söylenebilir. Diğer bir yönden ele alırsak eser, hem ön hem de arka kompozisyonlarda kullanılan renklerin koyuluğu ve cansız oluşuyla, gerçekleşen bunalım duygusunu yansıtmaktadır. Işığın hafiften figürlerin üzerine düşmesi ufak bir umudun olduğunu, resimde koyu tonların ağırlıklı olması da bu umudun kayda değer bir izi olmayacağını hissettirmektedir. Figürlerin ayaklarının büyük yapılmış olması Dalkıran’a has bir üsluptur. Bunu da figürlerini daha ön plana çıkartma isteği duymasından dolayı yapmış olabileceği söylenebilir. “Kırmızı Koltuklu” eser dışavurumcu üslupla yapılmıştır.

.

Görsel-119, “Kırmızı Koltuk-2” adlı eser 110x110cm ebatlarında tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak yapılmıştır. Resimde izleyiciye göre solda duran figür 45 derece yan durmuştur. Yanında bulunan figür önüne eğilmiş ve ellerini bacaklarının arasına serbest bırakmıştır. Bu figürler kırmızı koltukta oturmaktadırlar. Eserde koyu renk tonları yoğunluktadır. Figürlerin alt giysileri açık tondadır. Fonda koyu lekesel darbelerin olması dikkat çekmektedir. Eser, açık kompozisyonla oluşturulmuştur. Genel olarak resme koyu tonlar hâkim olurken, figürlerin pantolonuna düşen ışık esere parlaklık katarak ön plana çıkmasını sağlamıştır. Çoğunlukta organik şekillerin olduğunu gördüğümüz resim düz alan üzerine yerleştirildiği için perspektifin kullanılmasına gerek duyulmamıştır. İlk bakışta izleyiciye göre sağda bulunan figür dikkat çekmektedir.

“Kırmızı Koltuk-2” kompozisyonunda kullanılan renkler bunalım izleri taşımaktadır. Figürlerin birbirlerine ya da izleyicilere bakmamaları, yüzleşememe duygusunu uyandırmaktadır. Sağda bulunan figürün başını öne eğmiş olması, kendi iç dünyası ile savaştığını ve bunun ruhsal dünyasında bunalımlara neden olduğunu hissettirir. Yanında bulunan figür ise yüzünü döndürmüş ve uzaklara bakmaktadır. Bu da derin düşüncelere dalıp bir çıkış yolu aramakta olduğu hissini vermektedir. Kırmızı koltuk ise yaşanılan acının, kederin, hüznün ve bunalımın temsilcisi konumundadır. Figürlerin ten renklerinin soluk olması bir nebze de olsa hüznün göstergesidir. Kullanılan renklerin koyu tonlarda olması, insanların iç dünyasında gerçekleşen karamsarlık ve bunalımı yansıtmaktadır. “Kırmızı Koltuk-2” dışavurumcu üslup ile yapılmıştır.

Görsel-120: Erva Nur Dalkıran, “Kırmızı Koltuk-3”, 2019,110x110cm., T.Ü.Y.B.

Görsel-120, “Kırmızı Koltuk-3” adlı eser 110x110cm ebatlarında tuval üzerine yağlı boya tekniği kullanılarak oluşturulmuştur. Eserde kırmızı koltuğun üzerine oturan iki tane figür bulunmaktadır. İzleyene göre solda bulunan figür yan durmuş ve kafasını arkaya çevirmiştir. Sağda bulunan figürün rahat oturuşu dikkat çekmektedir. Eserde üçgen ve açık kompozisyon görülmektedir. Resmin arka bölümünde mavinin koyu ton değerleri yoğunlukta olurken, ön bölümünde kırmızı ve gri tonlar yoğunluktadır. Kullanılan renklerin koyu olması eseri cansızlaştırmıştır. Figürler gerçek büyüklüğüne uygun tasvir edilerek organik şekillerin çoğunlukta olması sağlanmıştır. Eserin düz alan üzerine yerleştirildiği görülmektedir. İzleyiciye yan dönmüş olan figür resmi durağanlıktan çıkarıp hareketlilik kazandırmıştır. İlk bakışta izleyiciye göre sağda bulunan figür dikkat çekmektedir.

“Kırmızı Koltuk-3” adlı eserin, yaşantımızdan kesit alınarak yapıldığı görülmektedir. Yaşantımızda zaman zaman buhranlar yaşanır ki bu duygu çevresel

koşullardan doğmaktadır. Kırmızı renk baskıyı, savaşı ve acıyı temsil eder. Figürlerin kırmızı koltuğa oturmaları ruhsal dünyalarındaki bunalım izinin dışavurumu olarak yorumlanabilir. Çevresel koşullardan doğan bunalım, insanların yalnız kalma isteğiyle boşvermişlik duygusunu yaşamasına sebep olur. Bu resimde ise bu iki duyguyu görmekteyiz. Solda yer alan figürün izleyiciye yan dönmesi, üstelik bakmaması yalnız kalma duygusunu verirken; sağ taraftaki figürün rahat oturuşundan boşvermişlik hissi uyanmaktadır. Arka kompozisyonda koyu mavi renk tonların kullanılması kaygı duygusunu uyandırırken, figürlere gri tonların hâkim olması saydamlık hissini vermektedir. Saydam, her şeyi olduğu gibi göstermektir. Figürlerdeki bu saydamlığı, ruhsal dünyalarındaki bunalımın göstergesi olarak yorumlayabiliriz. “Kırmız Koltuk-3” dışavurumcu kuram kullanılarak yapılmıştır.

SONUÇ VE DEGERLENDİRME

XX. yüzyılda gerçekleşen savaşların getirdiği, ekonomik ve sosyo-kültürel bunalımların, gerek resim sanatına ve gerekse diğer sanatlara toplumsal bir dışavurum olarak önemli ölçüde yansıdığı görülmüştür. Şüphesiz, bir toplumun ya da toplumların yaşadığı savaş, açlık, ekonomik yıkım, küreselleşmeyle yalnızlaşan insan manzaraları sanatçıları etkilemiş ve resim sanatında da konu olarak yerini almıştır.