• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

3.3. Türk Resminde Bir Dışavurum Olarak Bunalım İzleri Görülen Sanatçılar

3.3.1. Abidin Dino (1913 – 1993)

Sanatçı, yazar, karikatürist, film yönetmeni, editör, şair, sanat tarihçisi, folklor araştırmacısı gibi kimlikleriyle, güzel sanatların farklı dallarında birçok eser üretmekle tanınmıştır. Abidin Dino, sanatsever bir ailenin içerisinde yetişmiş, 1925 yılında İstanbul’a dönmesinden kısa bir süre sonra annesini ve babasını kaybeder.

Robert Koleji’ndeki eğitimini yarıda bırakarak resim çalışmalarına yönelmiştir. 1930’lardan itibaren yurtiçinde sergiler düzenlemiştir. 1933’te Cemal Tollu, Elif Naci, Nurullah Berk, Zeki Faik İzler ve Zühtü Müridoğlu ile Latin alfabesindeki dördüncü harf olan, D Grubunu kurarak ilk senelerinde sergilerini açarlar. Grubun ortak üsluptan ziyade aynı düşünce çevresinde birleşerek resim yapmayı amaçlamışlardır.

Görsel-66: Abidin Dino, “Madenci”, (“Sanal”, 2018).

Daha sonraki dönemlerde Paris’e giderek Jean Cocteau, Gertrude Stein, Picasso gibi, dönemin ünlü sanatçılarıyla bir arada bulunma fırsatı yakalamıştır. 1939 yılında New York Sergisi Türk Pavyonunu düzenlemekle görevlendirilmiştir.

Türkiye’ye döndüğünde Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikincisini düzenlediği Yurdu Gezen Türk Ressamlar etkinliği kapsamında Balıkesir’e gitmiştir. Sanatçıların ortaya koydukları 101 eserde, konu olarak, kent görünümleri, yerel yaşam, yerel giysiler, hükûmet programı çerçevesinde gelişen sanayileşmeyi seçmişlerdir. Abidin Dino, “Harp” ve “Sulh” gibi geziyle doğrudan ilişki kurulamayacak siyasi içerikli resimleriyle eleştirilere yol açan, “Balıkesir Testisi” çeşitlemeleriyle serginin en çok tartışılan sanatçılarından biri olmuştur. Sanatçının bu eserlerde obje olarak seçtiği ibrikler, o dönemde eleştirilere neden olmuştur (Kınalı, 2017: 65).

1940’ta Liman sergileriyle tanınacak olan Yeniler Gurubu’na katılır. Daha çok Toplumcu Gerçekçi anlayışıyla resimlerini yapan grup, yaşamını zor koşullar altında geçiren liman çalışanları ve balıkçıları çizerek, gündemde uzun bir müddet yankı yapacak sergiler açar. Dino, İkinci Dünya Savaşı’nın bunalımından etkilenerek, eserlerinde siyasi konulara ağırlık vererek büyük boyutlu kompozisyonlar yapmıştır.

Görsel-68: Abidin Dino, “İşkence Dizisinden”, Desen, (“Sanal”, 2018).

Görsel-69: Abidin Dino, “Savaşın Vahşeti”, 1955, TÜYB, 130 x 90 cm, Sabancı Üniversitesi, Sakıp Sabancı Müzesi (“Sanal”, 2018).

Görsel-69’daki “Savaşın Vahşeti” isimli çalışma da, savaşın bir dışa vurumu olan bunalım izi görülmektedir. Arkada ayakta duran koyu ve açık tonlardan oluşan insan figürleri, ellerini arkadan bağlamış ve dikduruşları dikkat çekmektedir. Bu figürlerin duruşlarından, savaşan iki dünya gücü olduğunu anlamı yüklenebilir. Ön tarafta dağılmış kompozisyona yerleştirilen figürlerden, savaşın çok acılı ve kanlı geçtiğini bunun sonucu birçok insanın yaralandığını, öldüğünü ve esir düştüğünü göstermiştir. Resimde kahverenginin tonlarını görülür. Tek renk kullanmayı tercih eden Abidin Dino, savaşın özünde tek bir yüzü olduğunu, onun da bunalımlı, işkenceli ve acılı olduğunu yansıtmaktadır. Türkiye her ne kadar İkinci Dünya Savaşı’na katılmamış bir ülkede olsa da sanatçı, savaşın tüm dünya da yaratmış olduğu bunalımı dışavurumcu üslubu kullanarak yansıtmıştır.

Görsel-70: Abidin Dino, “Acının resimleri”, 92x73 cm., 1967, (“Kınalı”, 2019).

Yaşamı boyunca sağlık sorunları bir türlü yakasını bırakmayan Abidin Dino’nun ilk ciddi problemi Sovyetler Birliği dönüşünde ciğerleriyle ilgili olmuştur.

Paris dönüşünde(1937) askerlik yapamayacağını belirten bir rapor verilir. Daha sonra bu rapora rağmen askere alınır. Zorlu askerlik koşulları nedeniyle ciğerlerindeki verem mikrobu böbreklerini etkiler ve ilk böbrek ameliyatını olur. Ameliyat yarası kapanmadığı için bu sorunla uzun yıllar yaşamak zorunda kalır. Dino, bazı eserlerinde hastalığından dolayı yaşadığı bunalımı, devamlı bağlı olduğu serumları kullanarak farklı farklı kompozisyonlarla resmetmiştir.

Bunalım izlerinin bir dışavurumu olan görsel-70’deki “Acının Resimleri” nde üst üste üç tane figürün yığılı olduğu görülmektedir. İzleyiciye göre sol köşede avucunun içinde serum tutan bir el, bu serumu sağ aşağı köşedeki başka bir ele intravenöz infüzyon etmektedir. Resimde iki tane ton değeri vardır. Figürlerin başlarında, ellerinde ve serumda açık ton değerleri kullanılmıştır. Koyu ton değeri ise figürlerin giysilerinde hâkimdir. Eserde el ve ayakların olduğundan büyük tasvir edildiği görülmektedir. Figürlerin üst üste yığılı olmasından dolayı kimi ellerin ve ayakların hangi figüre ait olduğu bilinmemektedir. Resimde ilk dikkat çekenler ise izleyiciye göre sağ köşede yer alan erkek figürlerin başlarıdır.

Abidin Dino bu resminde sancılı geçen hastalığının üzerinde bıraktığı ruhsal bunalımın izlerini yansıtmaktadır. 1967 yılında yapılan eserde hastalıktan yorgun düşen bedenleri tasvir etmiştir. Eller ve ayaklar yoğun gecen tedavinin sonucunda kemikleşmiştir. Sürekli tedavi görmekten bitkin düşen figürlerin yüzlerinde kırışıklıklar, sarkmalar ve bakışlarda, yaşanmakta olan acı hissedilmektedir. Eserin ortaya çıktığı dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlık alanında yeterli seviyede olmamasından dolayı hem sanatçının hem de halkın yaşamakta olduğu zorluklar yansıtılmıştır denebilir. Eserde iki renk tonu kullandığını belirttiğimiz Dino'nun, bu sayede ölüm ile yaşamın bağlantısını tasvir ettiği söylenebilir. Aynı zamanda sanatçının bu eserle, hastane koridorlarında sıra bekleyen hastaları anlattığı da ifade edilebilir.

Son olarak “Acının Resimleri”, hastalıktan ortaya çıkan ruhsal bunalım izlerini biçimsel ve dışavurumcu üslubu kullanarak anlatmıştır.

Görsel-71: Abidin Dino, “Siyah Beyaz”, 1987, 55x45 cm, TÜAB, (“Sanal”, 2019).

Görsel-71’deki “Siyah Beyaz” resmi, Abidin Dino tarafından 1987 yılında yapılmıştır. Resimde siyah tonlar hâkimdir. Ortada beyaz kadın figürünün üzerinden siyah fırça izi geçmektedir. Resmin yapıldığı dönem, Türkiye Cumhuriyeti’nde birçok siyasi olayın yaşandığı zamana denk düşmektedir. 12 Eylül askeri darbesi yaşandıktan sonra ülkede kısıtlanmalar ve bunalımlar başlamıştır. Kimi zaman sanatçıların kendini ifade etme özgürlüğünün olmadığı ve tutuklanmaların yaşandığı dönemdir. Yaşanan bu zorlukları uzun bir süre eleştiremeyen sanatçılarımız, askerȋ baskılar bittikten sonra tekrardan sanatsal özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Abidin Dino, “Siyah Beyaz” adlı resminde arka fonu siyah renge boyamış olması yaşanan bunalımların izidir. Eser, birçok baskının, işkencenin sineye çekildiği, karanlık gecelerin insanların üzerinden geçtiğinin temsilidir. Beyaz figürün üzerinden siyah fırça izi geçmesi, özgürlüğün ve umutların hapsedilmesidir. Sanatçı yapmış olduğu eserde toplumun sosyolojik durumunu gözler önüne sermiştir. Resim insanlardaki korkunun, susturulmanın, bunalımın dışa vurumudur. Abidin Dino’nun “Siyah Beyaz” resmi dışavurum kuramını yansıtmaktadır.