• Sonuç bulunamadı

1.7. İdarenin Neo-Liberal Yeniden Yapılanması ve Deneyimler

1.7.5. Endonezya Örneği

Endonezya 1965’de askeri bir darbe ile başlayan Yeni Düzen (New Order) adıyla anılan yönetimle 1999 sonuna kadar yönetilmiştir. Bu dönemdeki yönetim yolsuzluk, yandaş kayırmacılık gibi birçok olumsuz yönetim uygulamalarına sahne olmuştur ve bazı yönetim yapıları kısmen günümüze dek varlığını korumayı başarmıştır. Bu dönem yönetim yapısı genel olarak neo-patrimonyal ya da bürokratik devlet olarak nitelenmektedir191. Asya finansal krizi Endonezya idari ve iktisadi yapısında 1960’lardan beri en önemli dönüşüm girişimine neden olmuştur. Ancak kriz esnasında ve sonrasında Endonezya’da kamu kesimi yeni küresel neoliberal kamu yönetimi paradigması yönünde gelişme göstermeye girişmişse de beklenenden çok az düzeyde bir başarı sağlayabilmiştir. Asya finansal krizinden itibaren siyasal ve iktisadi otoritenin yerelleştirilmesi, özelleştirme ve kamu hizmetleri reformu ile ilgili girişimler oldu ise de en başarılı alan yerelleşme olmuştur. Özelleştirme ve kamu hizmetlerinde etkinlik ve performans artırmaya yönelik reformlar ancak kısmi kalmıştır. Fakat gene de 1960’lardan beri en büyük reform girişimi olarak anılabilir. Buna rağmen neoliberal paradigmaya ilişkin uluslararası trendi yakalamaktan ve neoliberal reformların ilkelerini karşılamaktan uzaktır. Kamu yönetiminin ve kamu girişimlerinin birçok özelliği eski idari yapıların devamı şeklindedir. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar neoliberal idari reformlar yönünde tavsiye ve baskılarda bulunmuş ise de reformlara ilişkin yerel desteğin yokluğu ve bazı iç kısıtlar dolayısıyla çoğu alanda istenen düzeyde gelişme gösterilememiştir.

190 Alistair Cole ve Glyn Jones, A.g.k., s. 572–573

1.7.5.1. Asya Krizi Sonrası İdari Reformlar

1997’nin ortalarında Asya finansal krizinin başlaması Endonezya’da kamu yönetimi reformlarının uygulanmasına imkân sağlayacak siyasal bir iklim yaratmıştır. Kriz hem ulusal paranın değerini düşürmüş, dışa sermaye kaçışı, ağır bir resesyon, yüksek işsizlik, enflasyon, bütçe sorunları, ağır siyasal ve sosyal karmaşa hükümeti krizi yönetmekte çok az tercihle karşı karşıya bırakmış, sonuçta mobil sermaye sahiplerinin arzuları doğrultusunda reformlar uygulamaya konulmuştur. Sonuçta IMF ile bir program uygulamaya konulmuştur. Kriz Endonezya’da liberal iktisadi ve siyasal reformlara muhalefet olan unsurlardan liberal ekonomi ve politikaları destekleyenlere doğru güç dengesinin kayması ile sonuçlanmıştır. Reformlara direnci tamamen elimine etmedi ise de politikacı, bürokrat ve holdinglerin gücünü bir miktar zayıflattığı söylenebilir192.

Ayrıca desentrilizasyon haricinde diğer alanlarda neoliberal iktisadi reformlar açısından kuvvetli bir iç koalisyon yarattığı da söylenemez. Aslında 1999 ulusal seçimlerine kadar kurulmuş yeni siyasal partilerin hiçbiri açık bir iktisadi ve idari reform gündemine sahip değildi. Çoğunlukla modernist, geleneksel İslam ya da başka kimliklerle tanımlanıyorlardı. Neoliberal iktisadi değerlere ilişkin kuvvetli bir taahhüt hiçbirince ifade edilmemişti. İktisadi fikirler ise liberalizmden ziyade milliyetçi ya da radikal popülist fikirlerle açıklanabilir. Devletteki yolsuzluk, rüşvet ya da kayırmacılıkla mücadeleye ilişkin açık vaatler bulunsa da bu daha çok kendi patronaj ilişkileri ya da kendi ihtiyaçları için kaynakları dağıtma güdüleri ile açıklanabilir193.

Bu bağlamda krizin akabinde Endonezya’da kamu kesimi reformlarının 1980 ve 90’larda yürütülen reformlardan daha kapsamlı olduğu söylenebilir. En önemli adımlar yerelleşme alanında atılmıştır. Kamu girişimleri ve kamu hizmet reformları ise görece daha mütevazı kalmıştır.

1.7.5.2. Yerelleşme

Endonezya’da yerelleşme konusunda itici güç temelde yerel siyasal güçler ve özellikle bölgesel siyasi elitler ve iş çevrelerinden gelmiştir. IMF ve Dünya Bankası da söz

192 Andrew Rosser, “What Paradigm Shift?: Public Sector Reform in Indonesia Since the Asian Crisis”,

içinde: Anthony Cheung ve Ian Scott (Eds). Governance and Public Sector Reform in Asia : Paradigm Shift or Business As Usual?, RoutledgeCurzon, London , 2003, s. 237-238

193 R. Robison ve A. Rosser, “Surviving the Meltdown: Liberal Reform and Political Oligarchy in

Indonesia”, içinde: R. Robison vd.. (eds), Politics and Markets in the Wake of the Asian Crisis, Routledge, London, 2000, s. 190-191

konusu dönemde Endonezya’nın siyasal sisteminin aşırı derecede merkezileştiği ve daha büyük siyasal istikrarsızlığa ve reform sürecini kesintiye uğratmayacak derece desantrializasyona destek vermek konusunda hemfikirdir. Bu açıdan Dünya Bankası ve IMF’nin yerelleşme konusundaki baskılarının görece zayıf olduğu ifade edilebilir. Ancak yerel siyasal ve iktisadi bağlam belirli derecede yerelleşmeyi zorunlu hale getirmiştir. Sonuçta, 1999’da iki önemli yerelleşme yasası kanunlaşmıştır. Biri bölgesel idarelerle ilgili 22 numaralı Yasa, ikincisi idarelerarası mali ilişkileri düzenleyen 25 numaralı yasadır. İlk Yasa yerel idarelere, dış politika yürütmeden, güvenlik, savunma, adalet, para politikası, mali politika, kalkınma planlama, ekonomik kurumlar oluşturmaya kadar tüm alanlarda otorite vermektedir194. İkinci Yasa ise fonların merkezi hükümetten bölgesel hükümetlere önemli derecede dağılımını sağlamaktadır195.

1.7.5.3. Kamu Hizmetleri Reformları

Asya finansal krizi Endonezya’da kamu hizmetleri alanındaki reformlar için de baskı yaratmıştır. IMF, Dünya Bankası ve birçok küresel yatırımcı krizi en azından kısmen ülke içindeki zayıf yönetişimle açıklamaktadır. Dünya Bankası sözgelimi krizin dört mikroekonomik nedeninden biri olarak zayıf yönetişimi göstermektedir. Zayıf yönetişim krizi hızlandırmasa da Endonezya’nın krizi yönetmek konusunda gerekli kurumsal kapasiteye sahip olup olmadığı hususunda özellikle yabancı yatırımcılar nezdinde şüphe yaratmıştır196. Fischer de krizin en önemli sebepleri olarak bürokraside hesapverme sorumluluğu ve şeffaflık yokluğunu ve kurumsal zayıflığı göstermektedir197.

Krizden önce de sonra da kamu hizmetlerinde yolsuzluk ve etkinsizlikle ilgili iddialar çok geniş kesimlerce paylaşılmaktadır. Bu açıdan kamu hizmetlerinde performansı geliştirmek, daha şeffaf, daha etkin ve daha hesapverebilir hale getirmek noktasında Endonezya hükümeti üzerinde oldukça geniş bir baskıdan söz edilebilir. Ancak hükümetin bu talepleri karşılama kapasitesi bir dizi faktör tarafından sınırlanmıştır. İlk olarak bütçe finansmanı ile ilgili sorunlar yolsuzlukla mücadele ve performansı geliştirmek konusundaki tedbirlerini fonlamak noktasında hükümeti sınırlamaktaydı. Genel olarak

194 I. K. P. Erawan, “Political Reform and Regional Politics in Indonesia”, Asian Survey, Vol. 39, No. 4,

July, 1999, s. 606–607

195 World Bank, Indonesia: Accelerating Recovery in Uncertain Times, Washington, DC: World Bank,

2000, s. 24

196 World Bank, Indonesia in Crisis: A Macroeconomic Update, Washington, DC: World Bank, 1998, s.

10–11

197 S. Fischer, “The Asian Crisis: A View From the IMF”, Washington D.C., 22 Ocak 1998, http:// www.

kamu hizmetlerinde yolsuzluk kamu hizmetlerinde çalışanlara düşük ücret verilmesi ile açıklanıyordu ki söz konusu kısıttan dolayı bu sorunu çözmek konusunda problemler bulunuyordu. Buna karşın hükümet krizin başlangıcından itibaren yeni bir yolsuzlukla mücadele kanunu, devlet memurlarının yeni bir bağımsız denetim birimine varlıklarını rapor etme zorunluluğu, yeni kurulacak Bağımsız Yolsuzlukla Mücadele Ajansı’nın oluşturulmasını yönetmekle görevli bir takım oluşturulması dâhil bir dizi tedbir almıştır. Ancak bu önlemlerin çoğu yetersizliklerden ya da fonlama yapılamamasından dolayı başarısızlığa uğramıştır198.

İkinci bir kısıt kamu hizmetlerinin boyutunun küçültülmesinin hükümet için siyasal bir problem olmasıdır. Devletin küçültülmesi konusunda büyük adımlar atılması ülke çapında hükümet karşıtlığını körükleyeceğinden bu konuda önemli gelişmeler sağlanamadı. Üçüncü bir kısıt, yukarda da anıldığı gibi, tüm partiler yolsuzlukla mücadele konusunda vaatlerde bulunmakla birlikte temelde kendi patronaj ve nüfuz ilişkileri ile ve dolayısıyla kendi seçim faaliyetleri ile ilgilenmeleridir199.

Bunlara rağmen kamu hizmetleri alanında Kamu Hizmetleri Kanunu çıkarmak ve askeri ve sivil memurların ülke içindeki rolleri ile ilgili bazı adımlar atılmıştır. Sonuçta Endonezya’da kamu hizmetleri ile ilgili reformların en azından teorik olarak neoliberal reform dalgasına uygun olduğu söylenebilirse de ülke içindeki çeşitli kısıtlardan dolayı beklenen düzeyde bir gelişme kaydedilemediği söylenebilir.

1.7.5.4. Özelleştirme

Krizin neden olduğu bütçe finansman sorunları özelleştirme programını hızlandırmayı ve genişletmeyi gerektirmiştir. Ulusal paranın değerinin düşmesi de sış borçla finanse edilen kamu kesiminde hizmet sunmanın maliyetini artırmış, iktisadi faaliyetlerin yavaşlaması vergi gelirlerini düşürmüş, diğer yandan ağır enflasyon ve sosyal karmaşa hükümeti temel mallarla ilgili sübvansiyonlarını artırmayı gerekli kılmıştır200. IMF, Dünya Bankası ve diğer yabancı donorlar devletin yabancı yardımlara bağımlılığını azaltmak ve etkinliği ve performansı artırmak için daha çok kamu girişimi satmak yönünde hükümete baskı da bulunmaktadır. Ancak ilk olarak özellikle kamu girişimlerinde görevli ya da orada çıkarları söz konusu olan siyasi-bürokratik kesim, özelleştirmeye ilişkin

198 World Bank, Indonesia: Accelerating Recovery in Uncertain Times, s. 41 199 Andrew Rosser, A.g.k., s. 240–242

kuvvetli bir direnç göstermişlerdir. Diğer yandan iktisadi milliyetçi kesim ve radikal popülistler de özelleştirmeye, devletin küçültülmesine ve kamu varlıklarının düşük fiyatlarla satılmasına karşıdırlar. Sonuçta özelleştirme karşıtlığı önemli bir boyuta gelmiştir. Diğer yandan özelleştirme toplum içinden de yeterli destek bulamamıştır. Sonuçta birçok kamu teşebbüsü özelleştirme programına alınmasına karşın beklenen düzeyde özelleştirme gerçekleştirilemedi ve IMF ile yapılan anlaşmadaki özelleştirme miktarlarını yakalamakta başarısız olunmuştur. Kamu iktisadi teşebbüslerinin performansını iyileştirmek yönünde atılan adımlarda pek başarılı olamamıştır201.