• Sonuç bulunamadı

Dış politikada en çok tartışılan konulardan birisi de eksen kayması meselesi olmuştur.

Eksen kayması bir ülkenin mevcut ittifak ilişkilerinden ve temel yönelimlerinden koparak başka ittifak sistemleri içinde yer almasına veya başka ittifaklara yönelmesi anlamına gelmektedir.238 Davutoğlu’nun “merkez ülke” kavramıyla Türkiye merkezli bir dış politikanın oluşturulacağını söylemesi ve bununla birlikte Türkiye’nin Doğu ülkeleri ile olan ilişkileri

“Türkiye Batı’ya sırt mı çevirdi?” sorusunun sorulmasına neden olmuştur. Ancak durum hiç de Davutoğlu’nun söylediği gibi Türkiye merkezli bir siyaset ya da toplum tarafından algılandığı gibi Batı’ya sırt çevirme gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü gelişen olaylar uluslararası sistemin değişmesine paralel olarak gerçekleşmiş239 ve bu süreçte Batı ile ilişkiler de güçlendirilmiştir. Türkiye’de eksen kayması tartışmaları yaşanırken, ABD Dışişleri

237 Davutoğlu, Stratejik Derinlik…, s.117.

238 Yeşiltaş, “AK Parti Dönemi…”, s.30.

239 Veysel Ayhan, “Eksen Kayması mı Sistemik Etkiler mi?, Orta Doğu-Türkiye İlişkilerine Teorik Bir Bakış”, Orta Doğu Analiz, C:2, S:19-20, (Temmuz-Ağustos 2010), s.34.

66

Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Philiph Gordon; ABD-Türkiye ilişkilerinin güçlendiğini,240 Türkiye’nin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı ile ABD’nin ortak düşüncelere sahip olduklarını ve Türkiye ile ABD’nin Suriye, Libya’da, Afganistan’da ve Orta Doğu’da birlikte çalıştıklarını söylemiştir.241 Aynı zamanda dönemin NATO Genel Sekreteri Rasmussen’e “Türkiye eksen mi değiştiriyor” sorusu yöneltildiğinde, Rasmussen “Tam tersine müttefikimiz Türkiye’nin Afganistan, Libya ve başka birçok yerdeki katkılarını takdirle karşılıyoruz. Türkiye bulunduğu coğrafyadaki ülkelerle tarihi ve kültürel bağlarını kullanarak çok önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye şu an dönüşümden geçen ülkeler için model olabilir” cevabını vererek, NATO ittifakı içinde Türkiye’nin ilişkilerinin güçlendiğini göstermiştir.242

Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanlarından Yalçın Akdoğan da 14 Ocak 2004’te katıldığı bir televizyon programında Batı ile Türkiye arasındaki uyumu şu sözlerle anlatmıştır:

"Son iki yüzyıl içinde ilk defa iç dinamikler ile dış dinamikler örtüşmektedir. TBMM'de büyük bir çoğunluğa sahip AK Parti hükümetinin talepleri ile Batı'nın talepleri birbirini tutmaktadır. AK Parti'yi iktidara getiren kitlelerin talepleri ile (iç dinamikler) ABD'nin ve AB'nin talepleri aynı çizgide birleşmiştir. 19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa'nın ıslahat (reform) talepleri, iç taleple (iç dinamiklerle) örtüşmüyordu. Şimdi ise bugüne kadar görülmeyen bir yapılanma ortamı AK Parti ile söz konusu oldu. Bu defa halkın istekleri ile Batı'nın istekleri birleşmiştir.”243

Davutoğlu ise eksen kayması iddiaları ile ilgili bir soruya, “Bu çok yanlış bir kanaattir ve olgusal gelişmelerle hiçbir alakası yoktur. Türkiye İran ve Suriye bağlamında Orta Doğu’ya yöneldi, Avrupa ve ABD’den koptu diyenler 2004 yılının siyasi kronolojisine bakarlarsa verdikleri hükmün yanlışlığını göreceklerdir. 2004 yılının ilk dört ayında yoğun bir Kıbrıs gündemi vardı. Nisan’dan Eylül’e kadar da Ukrayna, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Gürcistan gibi komşu ülkelerle temas kuruldu. Eylül’den Aralık’a kadar da sadece Avrupa ülkeleri gezildi. Dolaysıyla geçen seneki dış politikanın ağırlık noktası Kıbrıs,

240 Türkiye-ABD İlişkileri Son Bir Yıldır Daha Güçlü”, Zaman, 16.09.2011.

241 “Türkiye Bizimle Aynı Düşünüyor”, Hürriyet, 16.09.2011.

242 “Türkiye Model Olabilir”, Hürriyet, 03.10.2011.

243 Erol Manisalı, Hayatım Avrupa - 5, İstanbul, Truva Yayınları, 2007, s.35.

67

Doğu Avrupa ve Kafkaslardı. Bu meselelerden sonra da Batı Avrupa geliyordu.” diyerek dış politikadaki ağırlık merkezinin konjonktürel olarak değişim gösterebileceğini belirtmiştir.244

Davutoğlu döneminde Türk dış politikasının hedeflerinde değişim gerçekleşmiştir fakat Türkiye’nin geleneksek dış politikasındaki Batıcılık ilkesinde bir değişim yaşandığı söylemek doğru değildir. Uluslararası sistemin değişmesiyle beraber, Batı ittifakının küresel siyasetinde bir değişim yaşanmış, bununla birlikte Türkiye’nin Batı ittifakı içindeki rolü de değişmiştir. Hatta Batıcılık bağlamında, Soğuk Savaş sonrası batılılaşma hedefinden uzaklaşmaya yol açan Avrasyacılık, Turancılık ve Ümmetçilik girişimlerinin ardından, Türkiye AK Parti ile tekrar Batı ile aynı noktaya gelmiştir.245 1991-1994 arası Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerin güçlendirilmesi ve Avrasya seçeneklerinin gündeme gelmesi, 1996’da D-8 ile birlikte İslam coğrafyasında bir bütünlük arayışı Türk dış politikasındaki hedeflerde dönemsel sapmalar olarak kalmış ve AK Parti dönemi ile birlikte Batı ile işbirliği eskisinden daha uyumlu bir sürece girmiştir. Türk dış politikasının coğrafi ekseni ABD’nin dış politikasındaki coğrafi eksenin Asya’ya kaymasıyla birlikte doğuya doğru kaymıştır ve bu doğal bir süreç olmuştur. Fakat Türk dış politikasında kayan eksen coğrafi eksen olmamış, değerler ekseni olmuştur.246 Değerler kayması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarında belirlediği milli çıkarlardaki değişimdir. Türk milletinin çıkarlarının yerine bölgesel olarak Sünni halkların çıkarları üzerine oluşturulan çıkarların benimsenmesi, Türk dış politikasındaki değerler ekseninin kayması şeklinde değerlendirilmiştir.247 Davutoğlu ise bu değişimi şöyle ifade etmiştir; “Türkiye artık içine kapalı bir sistem oluşturarak dünya siyasi coğrafyasının siyasi bir birimi şeklinde varlığını idame şansına sahip değildir. Ya bu stratejik yönelişin getireceği çetin güçlükleri göze alarak dinamik bir medeniyet ekseni oluşturma çabasına girecektir ya da başkaları tarafından oluşturulmuş bir medeniyet ekseninin edilgen çevre unsuru olarak bütün şahsiyet ve itibarını yitirecektir.”248 Türkiye’nin Batı medeniyeti içinde yer aldığı düşünülürse yeni bir medeniyet ile kastedilenin Batı medeniyeti olmadığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda Türkiye coğrafi eksende Batı ile uyumunu devam ettirirken değerler ekseninde Türkiye’nin Batılı değerlerden uzaklaşma isteği görülmektedir. Eksen kayması kavramının siyasi ve askeri bir ittifak sisteminden ayrılma ya da başka bir ittifağa

244 Ahmet Davutoğlu, Teoriden Pratiğe Türk Dış Politikası Üzerine Konuşmalar, 4. Basım, İstanbul, Küre Yay., 2013, s.217; Taha Akyol, Eğrisi Doğrusu, CNN Türk, 11 Şubat 2005.

245 Gözen, İmparatorluktan Küresel…”, s.119.

246 Ümit Özdağ, “Türk Dış Politikasında Kayan Coğrafya Değil Değerler Eksenidir”, 21. Yüzyıl, S:26, (Şubat 2010), s.9.

247 Özdağ, “Türk Dış…”, s.10.

248 Davutoğlu, “Stratejik Derinlik…”, s.93.

68

yönelme eğilimi olduğunu tekrar hatırlayacak olursak, Türkiye’nin yaşadığı değişimin bir eksen kayması olmadığı görülecektir.