• Sonuç bulunamadı

etmemesi üzerine Hafız Hasan Efendi ile Arif Ağa’nın vasî-i muhtâr Ahmed’in ifadeleri doğrultusunda şahitlik etmeleriyle vesayet kesinlik kazanmıştır897.

Vesayet uygulamasının bir başka şekli de uzun süre kaybolan kişilerin malının ve çocuklarının gözetimi için bir vasî tayin edilmesi şeklinde vuku bulmaktaydı. 30 Nisan 1853 tarihli bir belgede Tarsus’un İskiliç Köyü’nden Porkaci (?) veled-i Astofi’nin ölümü üzerine hem onun küçük kızları Furi (?) ve Maria’nın, hem de Kıbrıs’ta kaybolan kardeşinin işlerini görmek ve mallarına sahip çıkmak için yetim kızların anaları, kadı tarafından vasî tayin edilmiştir898.

10.000-20.000 kuruş arasında, % 8.52’sine denk gelen 67’si de 20.000 kuruşun üzerindedir. Erkeklerin toplam terekesi 6.488.073 kuruş, kişi başına düşen ortalama tereke ise 8.255 kuruştur. En yüksek tereke miktarı 192.231, en düşük miktar ise 236 kuruştur.

Müslüman kadınlara ait 70 terekenin % 17.14’üne karşılık gelen 12’si 1.000 kuruşun altındadır. % 62.86’sını oluşturan 44’ü 1.000-5.000 kuruş arasında, % 11.43’üne tekabül eden 8’i 5.000-10.000 kuruş arasında, % 5.71’ini oluşturan 4’ü 10.000-20.000 kuruş arasında, % 2.86’sına denk gelen 2’si de 20.000 kuruş ve üzerindedir. Kadınların toplam terekesi 326.279 kuruş, kişi başına düşen miktar ise 4.661 kuruştur. En yüksek tereke 63.536, en düşük tereke ise 110 kuruştur.

Kadın ve erkek terekeleri birlikte değerlendirildiğinde 65 kişinin terekesi 1.000 kuruşun altındadır. 461 kişinin terekesi ise 1.000-5.000 kuruş arasında değişmektedir.

Bu ikisi, toplam terekenin % 61.45’ine karşılık gelmektedir. Buna göre araştırılan dönemde Tarsus’ta Müslüman ailelerinin yarıdan fazlasının mal varlığı 5.000 kuruşun altındadır. Kadınlarda kişi başına düşen ortalama tereke miktarı, erkeklerinkinin yarısından biraz daha fazladır. Kadın ve erkeklerin toplam terekeleri 6.814.352 kuruş, kişi başına düşen ortalama tereke miktarı ise 7.960 kuruştur.

Gayrimüslim terekelerinin ise 39’u erkek, 6’sı da kadınlara aittir. Erkek terekelerinin % 15.38’ine karşılık gelen 6’sı 1.000 kuruşun altındadır. % 28.20’sini oluşturan 11’i 1.000-5.000 kuruş arasında, % 17.94’üne tekabül eden 7’si 5.000-10.000 kuruş arasında, % 20.51’ini teşkil eden 8’i 10.000-20.000 kuruş arasında değişmektedir.

% 17.94’ünü oluşturan 7 kişinin ise 20.000 kuruşun üzerinde mal varlığı bulunmaktadır.

Zimmi erkeklerin toplam terekesi 433.992 kuruş, kişi başına düşen ortalama tereke miktarı ise 11.128 kuruştur. En yüksek miktar 54.176, en düşük tereke ise 400 kuruştur.

Kadınlara ait 6 terekeden biri 5.000 kuruşun altında, dördü 5.000-10.000 kuruş arasında, biri de 10.000-20.000 kuruş arasındadır. Kadın terekelerinin toplamı 36.796 kuruş, kişi başına düşen ortalama tereke miktarı ise 6.132 kuruştur.

Kadın ve erkek terekeleri kıyaslandığında 6 kişinin terekesi 1.000 kuruşun altındadır. 13 kişinin terekesi ise 1.000-5.000 kuruş arasında değişmektedir. Buna göre

toplam gayrimüslim terekelerinin % 40’ına karşılık gelen 18’i 5.000 kuruşun altındadır.

Erkeklerde kişi başına düşen ortalama tereke miktarı 11.128 kuruş iken, kadınlarda bu miktar 6.132 kuruştur. Kadın ve erkeklerin toplam terekeleri 470.788 kuruş, kişi başına düşen ortalama tereke miktarı ise 10.462 kuruştur.

Müslüman ve gayrimüslim terekeleri birlikte değerlendirildiğinde Müslüman ailelerin % 61.45’inin terekesi 5.000 kuruşun altında iken, gayrimüslimlerde bu oran % 40’dır. 20.000 kuruş ve üzerinde malvarlığına sahip bulunan Müslüman ailelerin oranı

% 8.06, gayrimüslim ailelerin oranı ise % 15.55’tir. Müslüman terekelerinde en düşük miktar 110, gayrimüslimlerde ise 400 kuruştur. Müslümanlarda en yüksek tereke 192.231, gayrimüslimlerde ise 54.176 kuruştur. Müslümanlarda aile başına düşen ortalama tereke miktarı 7.960, gayrimüslimlerde ise 10.462 kuruştur. Buna göre XIX.

yüzyılın ikinci yarısında Tarsus’ta en yüksek tereke Müslüman birine ait olmakla birlikte, gayrimüslim aileler genel olarak ekonomik bakımdan Müslümanlardan daha iyi durumdadır.

Önceki dönemlerde çeşitli şehirlere dair yapılan çalışmalarda Müslümanların, gayrimüslimlere göre ekonomik bakımdan daha iyi oldukları gözlenmiştir. Örneğin, XVIII. asırda Bursa’da Müslümanlarda kişi başına düşen ortalama tereke miktarı 178.817 akçe iken, gayrimüslimlerde bu rakam 110.739 akçedir900. XIX. yüzyılın ilk yarısına ait Tokat sicillerindeki terekelere göre yapılmış bir başka araştırmada da gayrimüslim ailelerin, Müslümanlardan daha az miktarda malvarlığına sahip oldukları tespit edilmiştir901.

Söz konusu araştırmalarla ortaya çıkan sonuçlarla bizim çalışmamızda ulaşılan neticelerin örtüşmemesinin nedenlerinden biri belki de verileri kullanmadaki yöntem farkılığıdır. Bursa’ya dair yapılan çalışmada XVIII. yüzyılda bu şehirdeki toplam 507 gayrimüslim terekesi ile bu kayıtlara yakın tarihli üç adet Müslüman tereke defteri sondaj usulüyle belirlenmiş ve söz konusu defterlerde yer alan 511 kayıt tahlile tabi

900 Karataş, Ali İhsan, “XVIII. Yüzyılda Bursa Halkının Ekonomik Yapısı”, UÜİFD, 2006, XV/2, 240-241.

901 Beşirli, Mehmet, “XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Türk-Ermeni Ekonomik Yapılarının Bir Mukayesesi:

Tokat Örneği”, Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, Ocak 2007, II, 523-524.

tutulmuştur902. Tokat örneğinde ise Türk ve Ermeni erkeklerine ait 44’er tereke ile kadınlara ait 15’er kayıt yine sondaj usulüyle tespit edilmiş ve bunlara göre bir değerlendirme yapılmıştır903.

Tetkik edilen Tarsus Şer‘iye Sicilleri’nde müstakil tereke defteri bulunmamaktadır. Sicillerdeki terekeler, diğer belgelerle birlikte kaydedilmiştir. Birçok defterde çok sayıda Müslüman terekesine rastlanırken, yine aynı defterlerde birkaç gayrimüslim terekesi yer almıştır. Bu nedenle sondaj metoduyla belirlenecek aynı sayıdaki veya birbirine yakın rakamlardaki kayıtlar araştırmanın sıhhatini tartışmalı hale getireceği için incelenen defterlerde yer alan terekelerin tamamı değerlendirmeye tabi tutulmuştur.

Tahlil edilen kayıtlardaki toplam tereke sahiplerinin dinî özellikleri ile Tarsus’taki Müslüman ve gayrimüslim nüfusun paralellik gösterdiği dikkat çekmektedir. Tablo XVIII’de de görüldüğü üzere incelenen terekelerin 856’sı Müslüman, 45’i de gayrimüslimlere aittir. Buna göre toplam terekenin % 95’ini Müslümanlar, % 5’ini de gayrimülimler oluşturmaktadır. Bu dönemde Tarsus nüfusunun yaklaşık % 95’i Müslüman, % 5’i de gayrimüslimdir904. İncelemeye tabi tutulan kayıtlarda yer alan farklı unsurlara dair terekelerin oranı ile söz konusu unsurların gerçek nüfus yüzdesinin örtüşmesi araştırmanın sihhati açısından önemlidir.

Ayrıca inceleme kapsamına giren sicillerde yer alan borç-alacak ilişkilerine dair toplam 66 kayıttan 60’ında alacaklı tarafın gayrimüslim olması, onların ekonomik bakımdan daha iyi durumda olduklarını göstermektedir.

Bu araştırmada gayrimüslim ailelerin ekonomik bakımda daha iyi durumda oldukları sonucunun çıkmasına etki eden sebeplerden biri de XIX. yüzyılın ikinci yarısında özellikle Mersin Limanı’nın öneminin artmasıyla birlikte bu yöredeki stratejik bakımdan önemli ticaret merkezlerinin neredeyse tamamının gayrimüslimlerin eline geçmesidir. Nitekim yukarıda da bahsedildiği gibi 1852’de yerel yöneticilerle merkezî idare arasında cereyan eden yazışmalarda özellikle Fransa, İngiltere, Rusya, Sicilya ve Sardunya konsoloslarının, Mersin ve Tarsus’ta yerli ahaliden kanunlara aykırı bir

902 Bkz. Karataş, “XVIII. Yüzyılda Bursa Halkının Ekonomik Yapısı”, s. 238-239.

903 Bkz. Beşirli, agb, s. 522.

904 Detaylı bilgi için bkz. Nufus kısmı.

şekilde mülk edindiklerine dikkat çekilmiştir905. Aynı yıl Adana Valisi Ziya Paşa’nın, Mersin İskele’sinde yaptırdığı tahkikatla buradaki 78 emlaktan 23’ünün Fransız, 13’ünün Sardunya, 8’inin İngiliz ve 2’sinin de Napoli konsoloslarına ait olduğu tespit edilmiştir. Osmanlı vatandaşı olan mülk sahipleri arasında sadece 4 hâne ile 3 dükkânın Müslümanlara ait olduğu görülmüştür906.

28 Temmuz 1889 tarihili bir kayıtta ise bu hususta daha açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir. Söz konusu belgede, otuz kırk sene önce küçük bir köy olan Mersin’e yabancıların birer ikişer gelerek burayı ticarî bir merkez haline getirdikleri ifade edilmiştir. Aynı zamanda Mersin İskelesi’ne gelen yabancıların daha ziyade aslen Osmanlı vatandaşı olup, kendilerine Yunan süsü veren Rumlardan oluştuğu ve bunların her birinin ikişer devletin konsolosluğunu yürüttükleri bildirilmiştir. Ticarî açıdan hayli önemli mekânları ele geçiren Rum tüccarların, bu sayede ticarette kazandıkları paraları

% 200 ve daha fazla faiz oranlarıyla Mersin halkına borç vermek suretiyle servetlerine servet kattıklarına şahit olunmuştur907.

II- MESLEKÎ YAPILANMA

Tereke kayıtlarında ölen kişilerin meslekleri çoğunlukla belirtilmemiştir. Bu sebeple meslekî yapılanma konusu daha çok sicillerdeki diğer belgelerde dağınık bir şekilde yer alan ifadelerden derlenen bilgiler ile sâlnâme kayıtları esas alınarak incelenecektir.