• Sonuç bulunamadı

EKLEKTİK SİYASET KURAMININ YÖNELDİĞİ İDEAL Liberalizmin kibrinin ve sosyalizmin kinin aksine orta boyutta bir ideal

KÖKTENCİLİK ÜTOPYACILIK

5.EKLEKTİK SİYASET KURAMI

5.1. EKLEKTİK SİYASET KURAMI ÜZERİNE

5.1.3 EKLEKTİK SİYASET KURAMININ YÖNELDİĞİ İDEAL Liberalizmin kibrinin ve sosyalizmin kinin aksine orta boyutta bir ideal

olarak ODAK için TANIM anlayışı seçilmiştir. İngilizcesi “SUNNY on PEAK”

(Social Understanding’s Neutral Non-Extreme Yield On Positive Externalisationless Allied Kids) olan bu ideal hem fenomenolojik yaklaşımla ortak yaşam dünyalarına hitap edebilecek kadar kişisel hem postmodern yaklaşımla meta anlatılara alternatif olacak kadar tepkisel hem de pragmatist üslupla çağın ruhuyla uyumlu reformlar gerçekleştirebilecek kadar da işlevsel bir yaklaşım sunacaktır.

Günümüzde sosyal demokrasiyle desteklenmiş bir liberalizmi ya da bir başka deyişle sosyal demokrasi sonrası liberalizmi devletle varılacak sosyal-politik anlaşma (sivil özgürlüklerin genişletilmesi, devletin toplu hizmet yaratması), toplumun kendisiyle varacağı toplumsal (demokratik) uzlaşma, patronlarla varılacak sosyo-ekonomik uzlaşma olarak gören yaklaşımlar bulunmaktadır.424 Rosanvallon gibi düşünürlerin ortaya attığı bu yaklaşımların eklektik kuramımızdaki münferit muhalif ve muhacir üçlüsüne yani konumsal açmazdakiler arasında yürütülmesi sağlanırsa kurulacak radikal iletişim döngüsü bize komunizmin tepeden inmeci ya da liberalizmin konformist bireyci iletişiminin aksine daha demokrat daha geniş bir etkileşim ağı sunacaktır. Liberalizm çağımızda baskın ideoloji olarak dogmalaşma eğilimi gösteririken kendi içeriğine uygun olarak kullanabileceği fenomenolojik felsefe pragmatist işlevsellik ve postmodern çoğuculuk araçları ile sosyal demokrat derinlik kazanarak daha esnek daha insani ve daha uzlaşmacı bir nitelik kazanabilecektir. Bahsi geçen bu potansiyel liberalizmin geçmişiyle de uyumludur.

Waldron’un da belirttiği gibi liberal öğreti sosyalist öğreti gibi kendi içinde büyük canlılık ve çeşitlilik göstermiştir. Ayrıca bazen diğer siyasal doktrinlerle içiçe bile geçmiştir.425 Bu eklektik siyaset kuramının yöneldiği idealin çağın ruhuyla uyumluluğunu gösteren bir husustur. Soyalizmin ve liberalizmin aşırılıklarını iki taraflı olarak reddedip, ılımlı ve makul oldukları yerde ikisinden de yararlanılması en tarafsız ve en olumlu tutum olacaktır.

Örneğin liberalizmle sosyalizmin iki aşırı kutuba savrulduğu fırsat eşitliği konusunda fenomenolojik perspektifin optimal ve ideal bir tutum takındığı, fenomenolojiyi toplumsal bilimlere başarıyla uygulayan Schütz’ün çalışmalarında görülebilmektedir. Schütz’e göre fırsat eşitliği ideali kendisini çeşitli grup

424 Mutlu Sesli, “Kitap kirtiği refah devletinin krizi” Enderun dergisi cilt 4 sayı 1 s.45

425Jeremy Waldron “Theoretical Foundatins Of Liberalizm” The Philosophical Quarterly, V. 37, n 147 (April 1987) s..129 Den Aktaran Atilla Yayla Plato Film Yayınları 2003 Liberalizm s. 18

171

aidiyetlerinin esareti içerisinde bulan bireye mutluluğun peşinde koşma ve kendi tanımlaması dahilinde içerisinde bulunduğu toplumsal gerçekliğin izin verdiği azami düzeyde kendini gerçekleştirme hakkını sağlamalıdır.426 Burada Schütz birey ile toplum arasında bir uzlaşı sağlamaya çalışırken benzer bir uzlaşıyı Onur Kartal da

“ben ve başkası” arasındaki farklılaşmayı uyumlulaştırmak için önermektedir.

Kartal’a göre ben'in bilinci başkasının bilinci olarak sonsuz bir başkalaşma sürecine açılabilir. Ben’in dünyasını başkasının dünyasından koparan ve bunlar arasında savaşa yol açan politik mekanizmalar algının politik ufkuyla ifşa edilebilir.427

Tüm bu fenomenolojik çalışmaların ve eklektik siyasal kuramı kurma çabamızın yöneldiği ideali şöyle özetleyebiliriz. Husserl’e göre hayatın saflığına gerçek anlamda dönüş geleneksel nesnelci felsefenin bilimsel karakterinde yatan felsefi saflığı aşmanın yegâne mümkün yoludur. Varoluşsal nedenlerle icra edilen tüm refleksiyonlar doğal olarak eleştireldir.428 Dolayısıyla 20.yüzyılın başında sol ve sosyalist görüşlerin tüm dünyayı tahakkümlerine sokma çabalarının insanlığa yaşattıkları dramların benzerlerini 21.yüzyılın başındaki sağ ve liberal görüşlerin hegemonyasının yaşatmaması için hayatın saflığına, varoluşun eleştirelliğine, fenomenolojik bilince, fenomenolojik bilincin radikal bir başkalaşımı olan postmodern üsluba ve postmodern üslubun nihai bir formu olan Rorty öncülüğündeki ironici pragmatizme başvurmak gereklidir. Aksi takdirde Zizek’in vurguladığı üzere siyaseten doğrucu söylemlere sığınılması sonucunda uygulanacak olan ironi yasağı gittikçe artan bir şekilde resmi jargonun kendisine dair ironik bir işleve dönüşerek yasakçı stratejileri başarısızlıkla sonuçlandıracaktır.429

Douzinas’ın da vurguladığı üzere günümüzde yalnızca radikal hedefleri olan bir siyaset ve toplumsal hareketin birleşmesi başarılı olabilecektir.430 Dolayısıyla çağımızın sorunlarına çözüm sunabilecek etkinlikte ve sıradan söylemlerin ötesindeki radikallikte bir çözüm için eklektik siyaset kuramının özgün unsurlara sahip olması gerekmektedir.

426 Alfred Schütz Fenomenoloji ve Toplumsal İlişkiler Heretik Yayınları Türkçe Söyleyenler Adnan Akan Seyda Keskinoğlu Ankara 2018 s.350

427 Onur Kartal Başkasının Politikası Husserl Heidegger Levinas İletişim Yayını İstanbul 2017 s.80

428 Husserl Krisis s.61’den Aktaran Habip Türker Yüksüz Diyalektik: Husserl Fenomenolojisi Üzerine Bir Deneme Ebabil Yayınları 2016 s. 96

429 Slavoj Zizek, Cinsel Olan Politik Midir, Çeviren Bahadır Turan, Encore Yayınları, İstanbul, 2018 s.30-31

430 Costas Douzinas “Felsefe ve Direniş” içinde Kitleleri Yeniden Düşünmek s.71

172

5.2.EKLEKTİK SİYASET KURAMININ UNSURLARI ÜZERİNE Eklektik siyaset kuramı felsefi, toplumsal ve siyasal boyutta farklı sacayakları üzerine kurulmuştur. Düşünsel yapıda gerçekliğin kurucu unsurları olan öz, söz ve iz yapılarını sırasıyla fenomenolojik bağlam postmodern söylem ve pragmatist uzlaşılarla birbiriyle bütünleştirmiştir. Bu felsefeleri özümsemeci tekil zemin, yorumlayıcı çoğul kolonlar ve işlevsel bir çatı üçlüsüyle eklektik şekilde bina eden adı veren eklektik siyaset kuramı; toplumsal yaklaşımda yapmacık bulduğu birey ve yığın arasındaki ikiliği bireyden büyük yığından küçük doğal insani yapılar olarak tanımladığı konaç yani konumsal açmazlar üzerinden çözüme ulaştırır. Siyasal alandaki ideallerini ise yerel insanların isminde özetlenmiş evrensel amaçlarla açıklar: O.D.A.K için T.A.N.I.M yani “Olumlulukta Dışlamasızlıkta Anlaşmış Kuşaklar İçin Toplumsal Anlayışın Normatif Ilımlı Müzakeresi”. (S.U.N.N.Y on P.E.A.K Social Understanding’s Neutral Normative Yield on Positive, Externalisationless, Allied, Kids)

Bilindiği üzere teleolojik yaklaşımların aksine siyasal liberalizmin en temel özelliği kendilerine ait çok sayıda iyi görüşüne sahip çatışan makul kapsamlı doktrinlerin olduğunu kabul etmesidir. Liberal demokrasilerin temel amacı farklı düşüncelere sahip insanların birlikte yaşamasını sağlamaktır. Siyasal liberalizm, farklı hayat biçimleri karşısında tarafsız ve bireye kendi hayat biçimini seçmesine imkân veren bir çerçevedir. Kamusal akıl demokratik müzakerelerde izlenecek prosedürlere ve standartlara ilişkindir. Kamusal akıl temel hak ve özgürlükleri kapsayan bir içeriğe sahiptir. Bu temel hak ve özgürlükler bireysel ya da genel yararı amaçlayan mükemmelliyetçi değerler karşısında önceliklidir. Rawls'a göre kamusal akıl vatandaşların bu hak ve özgürlüklerinin adil değerini garanti eden usuldür.431 Uzlaşma ise kimi postmodern yaklaşımlarda karanlık ve tehlikeli bir kelime haline gelmişse de 1990’lardan beri dünyanın pek çok yerinde gelişen aktivist kültürün göbeğinde de yer almaya devam eder.432 Eklektik siyaset kuramı ise toplumsal gerçekliğin kamusal akıl ve uzlaşmayla kurulmasını hedefler.

Çağımızda toplumsal gerçeklik algısı yığın iletişim araçlarının dezenformasyonuna sosyal medyadaki çeşitli algı operasyonlarına halk arasındaki

431 Mehmet Kocaoğlu: John Rawls: Liberal Adaletin İlkeleri (Ss: 905-937) Siyasal Düşünceler Tarihi (Orion Kitabevi) Editörler: Hamit Emrah Beriş - Fatih Duman / Kızılay Ankara s.928

432 Warren Breckman / Kalabalıkların Sesi Duyulur Mu? “Awall Street’i İşgal Et” Kendiliğinden Örgütlenme ve Doğruda Demokrasi / Çeviren Can Demir içinde Kitleleri Yeniden Düşünmek derleyen Zeynep Koçak s.110

173

çeşitli spekülasyonlara farklı kesimlerin çeşitli önyargılarına anonim çarpıtmalara provokatif söylemlere ve internet trollerinin sulandırmaları karşısında savunmasız şekilde dururken bir de üzerine gelişen teknolojinin sonucunda oluşturulan yapay zekâ algoritmalarının çarpık denetimlerine ve siber tahakkümüne maruz kalmaktadır.

Bu konudaki sıkıntılar hergün artmaktadır. Harari’nin verdiği örnek bu konudaki tehlikenin ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Ekim 2017’de Filistinli bir işçi facebook sayfasında işyerindeki bulldozerin yanı başında çekilmiş bir fotoğrafını paylaşarak altına günaydın yazmıştır. Otomatik bir algoritma arap harflerinin transliterasyonunda ufak bir hata yapıp harfleri günaydın anlamına gelen

“ysabechhum” yerine “katlet!” anlamına gelen “ydbachhum” olarak algılamıştır.

Bunu sonucunda İsrail güvenlik kuvvetleri paylaşımı yapan adamın bulldozerle insanları ezmeyi planlayan bir terörist olabileceğinden şüphelenip adamı gözaltına almıştır. Algoritmanın hata yaptığı anlaşılınca adam serbest bırakılmıştır. Harari’nin de vurguladığı üzere bugün söz konusu bu masum adam gibi Batı Şeria’daki pekçok Filistinlinin başına gelenler yarın dünyanın dör başındaki milyonların başına geleceklerin bir ön gösterimi olabilir.433

Filistinli adamın yaşadıklarında görüldüğü gibi araçlardaki çarpıtmalarla amaçlardaki önyargılarla birleşerek bilgi çağı olan günümüzü linç çağına dönüştürebilmektedir. Dolayısıyla toplumsal gerçekliği bireyin önyargılarından yığınların lincinden ve internet çarpıtmalarından kurtaracak uzlaştırmacı kaynaştırmacı ve çok yönlü bir bilgi sağlaması sistemine ihtiyaç duyulmaktadır.

Gerçeğin nesnel temelini öznel boyutlarını ve insani işlevini bir arada yürütecek bir yaklaşım nesnelci totalitarizm, öznelci konformizm ve işlevci radikalizm tehlikelerini önleyerek tek başına tehlikeli olabilecek bu üç yaklaşımı birbiriyle dengeleyecek bir etkileşim ortamını sunacaktır. Dolayısıyla eklektik nitelikli bu yaklaşım sağduyulu bir bilgi sistemi kuracaktır. Böylece Borch’un önerdiği yığınların post liberal bir şekilde kavranması hedefine434 ulaşılabilmesi için daha geniş vizyonlu bir perspektif sağlanmış olacaktır.

433 Yuvel Noah Harari 21.Yüzyıl İçin 21 Ders Türkçesi Selin Siral Kolektif Kitap 2018 İstanbul s.74

434 Christian Borch, “Kalabalıklar ve Demokrasi: Kalabalıkların Siyaseti Üzerine Post-Liberal Düşünceler” içinde Kitleleri Yeniden Düşünmek derleyen Zeynep Koçak s.82

174 5.2.1 ÜÇLÜ EKLEKTİK YAPI

Kenneth Boulding bize uzlaşmacı ara yolların ve kaynaştırmacı yaklaşımın önemini şu şekilde vurgulamaktadır: “Kalkınmaya en uygun bir ideoloji varsa bu ne kapitalizmdir, ne de sosyalizmdir. Fakat bu ideoloji cemiyete tatbik edilecek bir ilim ideolojisidir. Büyük intikal için seçilecek ideoloji bir ideolojiden ziyade bir strateji olmalıdır. Bütün bunları söyledikten sonra insanın aklına "sen hangi taraftansın" diye sormak geliyor. Fakat bu gayet tehlikeli bir sualdir: Bizi diyalogdan ziyade diyalektiğe öğrenmekten ziyade vazetmeye, kendimizi kontrol etmektense kendimizi haklı çıkarmaya yeni şeyler öğrenmekten ziyade eski peşin hükümlerimizi doğrulamaya götürür. Hakikat şu ki hepimiz de hem bu tarafta hem öbür tarafta bulunuyoruz. Asıl mesele hepimizde de bir tarafı yükseltip öbür tarafı alçaltmanın nasıl mümkün olacağıdır. Bu suale kolay bir cevap bulmak isterdim, maalesef bulamıyorum. Kısmi bazı cevaplar bulunabilir, ama umumi bir cevap bilmiyorum.

İşte bu yüzdendir ki hakikatten başka bir ölçünün konmasına taraftar değilim. Akıllı ve dürüst her insan da bu ölçünün hakimiyeti için çalışmalıdır.” 435

Boulding’in bu yaklaşımı bize tek yönlü dogmatik makro söylemlerin yetersizliğini eklektik sinerji uzlaşmacı yapıların gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Bu nedenle yirminci yüzyılın başat felsefi akımları olan fenomenoloji postmodernizm ve (yeni) pragmatizm akımlarının kendi arasında kuracağı üçlü bir denge bize çağımızın toplumsal gerçekliğinin kapsamlı ve tamamlayıcı bir analizini sunup yeni ve sağduyulu bir siyaset felsefesi kurmamız için ihtiyaç duyduğumuz zemini meydana getirecektir. Her söylemin belli eksiklikler gösterebileceği ve eklektik yapılarla sütunların birbirini destekleyebileceğinden hareketle güçleri birbirini dengeleyen üç sütun olarak tasavvur ettiğimiz fenomenoloji postmodernizm ve pragmatizm eklektik siyaset kuramını oluşturan temel akımlar olmaktadırlar.

Eklektik yaklaşım modern fenomenolojinin kurucusu Husserl de dahil olmak üzere pek çok filozof ve bilim adamı tarafından hor görülen bir metod olmuştur. Zira gerçekliğe tek bir metodla uğraşma inancı çoğu kişide farklı perspektiflerle çoğulcu yaklaşımın esnekliğine baskın gelmiş ve tek davaya hizmet iddiası çoklu perspektifleri destekleme sağduyusunu gölgede bırakmıştır. Örneğin Husserl de tarihsel eleştirel etkinliği iş edinmek ve eklektik işleme yoluyla kesin bir

435 Kenneth Bouldıng, Yirminci Asrın Manası Çeviren: Erol Güngör Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları/ İstanbul 1971 S.170,171,190, 192

175

felsefe bilimine ulaşmayı istemeyi umutsuz çabalar olarak görmüştür.436 Ancak onun bu eklektizme sırt dönmesi bir nevi kendi çalışmalarını baltaladığı söylenebilir zira fenomenolojinin tek başına belli sınırları olduğunu gören Husserl son yazılarında

“Felsefeyi kesin bir bilim yapmaya yönelik rüyasının sona erdiğini” belirmiştir.437 Zygmunt Bauman’ın da belirttiği gibi mesele sağduyunun ve basit gerçeklerin görmezden gelinmesi olduğunda “toplum” diğer tüm insan yapılarından daha öndedir. Günümüz siyasetinin doğasının büyük kısmı ise siyasi sınıfın gerçekliği algılayış biçimine yönetilenleri itaat etmeye zorlama arzusuyla açıklanabilmektedir.438 Bu kuramın amacı gerçekliğin genel geçer evrensel öz kısmı üzerinde tartışılan söz kısmı ve gündelik yaşamda işlevlenen sonuçların oluşturduğu iz kısmı arasında tarafgirlik gütmeksizin herhangi bir algılayış biçiminin tahakkümüne girmeksizin yeni bir siyasal gerçeklik algısı oluşturabilmektir. 1960 kuşağının tutuculuğa karşı radikal tutumundan, yaratılma amacını aşarak çok daha baskın bir iktidar odağı haline gelen günümüz sosyal medyasının kaotik ortamına savrulan insanlık439 çağımızda eklektik sağduyuyu sahiplenebilmek için bireysel kibirden ve yığınsal kinden arınmak zorundadır. Bu da ancak liberalizmin plastik bireyi ile sosyalizmin tepkisel yığınını aşan sentezleyen irdeleyen kıyasalayan ve siyasal gerçekliği işlevselleştiren bir siyasal yapı taşının oluşturulmasıyla mümkün olacaktır. Karl Popper, insanlık tarihinde her zaman inişler ve çıkışlar olduğunu büyük zenginliklerin büyük ahlaksızlıkların olduğu ortamlarda oluşabildiğini ve büyük sanat yapıtlarının da yardımlaşmanın hiç olmadığı ortamlarda doğabildiğini belirtmiştir. Buna rağmen karamsarlığın bir çözüm değil acizlik göstergesi olduğunu belirten düşünür iyimserliğin ve soruna değil çözüme odaklılığın önemini vurgulamıştır.440 Dolayısıyla farklı açılardan hem sorunun bir parçası olup hem de çözümün arayıcısı olan insanlığın mevcut açmazlarını irdeleyecek kadar dikkatli ama çözüme inanacak kadar da olumlu yaklaşım sunacak kavramlara odaklanılmalıdır.

436 Edmund Husserl Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe Çeviren Abdullah Kaygı Ankara 2014 S.71

437 Eloge De La Philosophie Paris Galimard 1960 S.164 (Die Philosophie Als Strenge Wissenchaft – Der Traum İst Ausgetraumt” Husserliana Cilt 6. S.508 Den Aktaran Taner Timur, Felsefe Toplum Bilimleri ve Tarihçi 2014 s.433

438 Zygmunt Bauman Modernite Kapitalizm Sosyalizm: Küresel Çağda Sosyal Eşitsizlik s.8,9

439 Serkan İnci, İsmail Alpen Feminist Dünyada Erkek Olmak Motto Yayınları 2019 İstanbul s.48, 52, 53

440 Karl R. Popper, Daha İyi Bir Dünya Arayışı, Çeviren İlknur Ataizi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2001 S.244, 245, 246

176