• Sonuç bulunamadı

EKLEKTİK SİYASET KURAMINA DUYULAN İHTİYAÇ Merhum siyasetçilerimizden Aydın Güven Gürkan’a göre çağımızın çok

KÖKTENCİLİK ÜTOPYACILIK

5.EKLEKTİK SİYASET KURAMI

5.1. EKLEKTİK SİYASET KURAMI ÜZERİNE

5.1.1 EKLEKTİK SİYASET KURAMINA DUYULAN İHTİYAÇ Merhum siyasetçilerimizden Aydın Güven Gürkan’a göre çağımızın çok

üreten dünyasında durmadan yeni mallar üretilirken, daha çok sayıda daha nitelikli ve daha ucuza üretim sağlanmaktadır. Ama aynı zamanda bu dünyada daha çok eşitsizlik daha çok çevre yıkımı ve en önemlisi daha çok şiddet kan vahşet ve göz yaşı da üretilmektedir. Barış sosyal adalet ve ekolojik denge günümüz dünyasının en temel sorunlarından başlıcalarını oluştururken insanlık bu sorunlarını henüz çözebilmiş değildir. Kapitalizm, onun siyasal düzeni, bu düzenden türeyen ahlak anlayışı ve zorunluluklardan doğan kurallar bu sorunları çözmeye yetmemektedir.

Aksine derinleştirip yapısallaştırmaktadır.405

Cumhurbaşkanı danışmanlarımızdan İbrahim Kalın ise, Husserl’in Avrupa merkezci bir bakış açısıyla ortaya koyduğu “Avrupa İnsanlığının Krizi” yapıtına atıf yaparak bu krizin önce Avrupa’yı sonra tüm dünyayı içeren bir hal aldığını ifade etmektedir. Bunun sonucunda bilim insani bir noktaya gelemezken siyaset daha çok adalet getirememekte; dolayısıyla çok kültürlülük de gelişememektedir. Önceki devirlerin idealler çatışması günümüzde yerini vahşi çıkar çatışmalarına bırakırken Berlin’den Kiev’e Şam’dan Kudüs’e Wahington’dan Tahran’a yeni bir soğuk savaşın zilleri çalınmaktadır.406 Geçmişte yaşanan soğuk savaşın iki kutbu olan devrimci proleteryanın materyalizminin olduğu kadar onun rakibi barbarlaşmış emperyalizmin idealizminin de saflarına geçmeye yeteneksiz olan fenomenoloji işte bu noktada bir üçüncü yol açmak istemektedir.407 İnsanlığa karşı sorumluluğumuzu hatırından çıkarmamada ısrar etmek gerektiğini belirtip çağ uğruna sonsuzluğun feda edilemeyeceğini vurgulayan fenomenoloji408 ile tüm fenalıklarını geride bırakan bir modernizm olma amacıyla ortaya çıkan postmodernizm409 siyaseti ortak yaşam kurma sanatı olarak gören ve bu ortak yaşamın kurulması için de konuşmanın paylaşmanın ve kelimelerin ortaklaşmasının gerektiğini söyleyen410 pragmatik üslubun işbirliğine ihtiyaç vardır.

Bireylere devlet aile gibi bir dizi değerin doğal gözükmesini sağlayan süreç

“toplumsal nesneleşme” olarak adlandırılmaktadır. Bir fenomenler bütünü bu şekilde

405Aydın Güven Gürkan, Vicdan Kanaması, Kalkedon Yayıncılık, İstanbul, 2007, s.243,244

406 İbrahim Kalın “Berlin Duvarı ve Avrupanın Bitkinliği” 13 Kasım 2014 Perşembe sabah.com.tr

407 Jf Lyotard Fenomenoloji Çeviren İsmet Birkan Dost Yayınları Ankara 2007 s. 138

408 Edmund Husserl Kesin Bilim Olarak Felsefe Çeviren Abdullah Kaygı Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları Ankara 2014 s. 66

409 Ali Akay Postmodernizmin Abacsi Say Yayınları 2013 İstanbul s. 7

410 Ralph Keyes Hakikat Sonrası Çağ Günümüz Dünyasıda Yalancılık ve Aldatma Türkçeleştiren Deniz Özçetin 2017 Tudem Yayın Grubu İzmir s.402, 403

166

katılaşırken sürecin sonunda onu cisimleştiren bireylerin dışında kendine özgü bir mevcudiyete kavuşmaktadır. Örneğin zihinlerde olduğu kadar nesnel toplumsal gerçeklik olarak da mevcut olan devlette de durum böyle olmaktadır. İşte bu nedenle devlet onun adına konuşan ve hareket eden faillerin somut faaliyetinden ibaret olmayan bir toplumsal iktidara sahiptir. Böylece toplumsal gerçeklik iki düzeyde de mevcut olmaktadır: Tarihin herkese kendini dayatan bir gerçeklik olarak ürettiği

“nesneleşmiş gerçeklik” ve tarihin bireylerin kendine özgü toplumsal karakteristiklerine göre onlar tarafından içselleştirilmesiyle oluşan “içselleştirilmiş gerçeklik.”411 Çağımızda nesneleşmiş gerçeklik ile içselleştirilmiş gerçeklik arasında bir kopukluk ayrıklık uyuşmazlık söz konusudur. Nesneleşmiş gerçeklik dünyanın refah kalkınma ilerleme gibi sorunları halledip dijital innovasyon, yenilikçi proje ihtiyacını vurgulayan biçimde küreselleşme bütünleşme teknolojik ilerleme üzerinde ısrarcıyken içselleştirilmiş gerçeklik boyutunda insan bir yandan gelir uçurumlarına sahip toplumsal adalet sorunları yaşayan bir dünyada kendine yer bulma çabası içindeyken diğer yandan yerel ve bölgesel göç terör radikal hareketler gibi problemlerle uğraşmaktadır. Siyasal bir perspektiften bakıldığında nesnel gerçekliği tahakkümü altına alan küresel liberalizm ile içselleştirilmiş gerçeklikleri radikalize eden yeni toplumsal sol hareketler her iki tarafın doğrularının kabullenilip yanlışlarının reddedildiği eklektik bir kurama ihtiyaç doğurmaktadır.

Bireysel çıkarı doğrultusunda kolektif eylemlerden kaçınmak isteyen çağın özgür bireyinin yaşadığı kolektif eylem paradoksunu da,412 bireyin tek başınayken karşılaştığı sorunlara olası diğer çözüm yollarından çoğunu dışlayıp sadece bir kaçını değerlendirmesine neden olan kişisel rasyonalliğin sınırlığını da413 kabul eden eklektik siyaset perspektifi onu bireysel çıkarından vazgeçmeyecek şekilde kolektif eyleme dahil edebilecek ve sorunların çözümünde kişisel sınırlı rasyonalite ile yığınsal tepkilerin orta yolunu sağlayacak grup sağduyusu yaratabilecek bir form oluşturmalıdır.

Karşılıklı duygudaşlığın özel bir türünün biz-perspektifinin gelişiminde hayati bir rol oynayabileceği fikri de Husserl’de bulunabilir. Yirmilerin ve otuzların başındaki elyazmalarında Husserl, başkasına yönelik olup dolayısıyla da kendine deneyimsel olarak yönelen duygudaşlık deneyimin yani başkasına yönelik deneyimin

411 Philippe Riutort, Sosyolojiye Giriş Dersleri, Çeviren: Ertuğrul Cenk Gürcan, Doğu Batı Yayınları, Ankara, 2015, s.60

412 Riutort age s. 51

413 Riutort age s.52

167

kişinin kendi eş-deneyimini içerdiğini yani biz edimlerinin olanak koşulu olduğunu ileri sürer. Husserl kişinin başkasına hitap ettiğinde ve başkası kişiye hitap edildiğinin farkına varıp karşılık verdiğinde ne olduğunu inceler. Her ikisi de başkası tarafından deneyimleniyor ve anlaşılıyor olduğunun farkına vardığında, daha yüksek kişiler arası bir birliğin yani bizin tesis edilebileceği iletişimsel edimlerle ilgilenilir.

Husserl bu nedenle bizin kurulması için diyaloğun merkeziliğini vurgular ve topluluk yaratan bir edim olarak iletişimden bahseder.414 Husserl’in bu görüşleri belirtmesinden sonra bir süreliğine fenomenoloji gözden düşmüş ve eleştirel kuram, yapısalcılık ve yapı-söküm gibi diğer kuram oluşumlarıyla ikame edilmiş ve onlar tarafından aşılmıştır. Bununla birlikte fenomenolojinin son 10-20 yıl süresince yeniden canlandığından şüphe duyulamaz. Bunun pek çok nedeni vardır ancak elbette bir tanesi işaret sistemleri dil oyunları söylemlere vs yoğunlaşma sayesinde deneyim öznesinin kolayca bir kenara atılmasının yeterli olmamasıdır. 415

Fenomenolojik özümsemeden başlayıp, postmodern dil oyunlarından beslenip pragmatist uzlaşılarla tamamlanan eklektik bir siyaset kuramı günümüzde ihtiyaç duyulan sağduyulu, radikalleşmelere ve marjinalleşmelere karşı mesafeli, ötekileştirmelerden arınmış, kendi özeleştirisini yapabilen, olaylara karşı kendisini uyarlayabilen siyasaların üretiminde etkin rol üstlenecektir. Tarihi, sosyalizmin yaptığı üzere ileri sarılıp hızlandırılacak bir senaryo ya da liberalizmin yaptığı üzere kendi üzerinde bitirlecek bir film gibi görmekten ziyade eklektik siyaset kuramı tarihin tekerrürlerinden ibret ve cereyanlarından ilham alan bir bakış açısı takınarak çağın olaylarına kapsamlı bir bakış yöneltebilecektir. Bull’un da belirttiği üzere günümüzde, 20.yüzyıldaki siyasi değişim süreci içinde karşımıza çıkan hemen hemen bütün aktörler bugün ya ortadan kaybolmuş ya da da ciddi biçimde güç kaybetmiştir. Dolayısıyla çağdaş politikalar içinde birden fazla olası yanıtı olan birçok sorunun yanında yanıtsız kalan tek bir soru mevcuttur: Ütopik gelecekler bakımından sayısız tasarı söz konusuyken bu tasarıları kim gerçekleştirecektir?416 Eklektik siyaset kuramı bu belirsizliği giderebilme potansiyeli taşımaktadır.

414 Dan Zahavi, Fenomenoloji İlk Temeller İngilizceden Çeviren Seçim Bayazıt Ayrıntı Yayınları 2019 s.117-118

415 Dan Zahavi, Fenomenoloji İlk Temeller, s.163

416 Malcolm Bull, “Çokluğun Sınırları” Çeviren: Orkun Güner içerisinde Kitleleri Yeniden Düşünmek, Editör Zeynep Koçak, s.3

168

5.1.2 EKLEKTİK SİYASET KURAMININ ÜSTLENECEĞİ İŞLEV