• Sonuç bulunamadı

Ehl-i Kitâb’a Değişik Konularda Yönelttiği Sorular

KUR’ÂN’DA BULUNAN DEĞİŞİ K KONULARDAKİ SORULAR VE CEVAPLARI

1. ALLAH’IN, BİZZAT SORU YÖNELTMESİ

1.2. Ehl-i Kitâb’a Değişik Konularda Yönelttiği Sorular

Kur’ân, Ehl-i Kitab’a en makul ölçüler içerisinde hitap etmiş, davetini onlara ulaştırmıştır. Ehl-i Kitab’ın, müşrikler gibi olmadığı, onların bir ulûhiyet inançlarının olduğu ancak zaman içerisinde bu inançlarından bazı sapmalarda bulundukları bilinmektedir761.

Bu sapmalar, istifhâm üslûbunun etkili ifade tarzıyla, tashih etmeleri gereken inançlarına bu yolla dikkatler çekilmek sûretiyle tashih edilmek istenmiştir. Allah Teâla'nın Ehl-i Kitab’a yönelttiği sorular şu şekilde gruplandırılabilir:

759 Şeyhzâde, IV, 414-415; Sâbûnî, III, 407.

760 Kutup, VI, 3821-3822. Aynı konudaki diğer bir örnek için bkz. Abese, 80/7.

1.2.1. Peygamberlere İmân

Kur’ân-ı Kerim, Ehl-i Kitab’ın, Bir olan Allah’a ve O’nun son peygamberine iman noktasındaki zaaflarına da istifham üslubuyla tenkit getirmektedir.

Kur’ân-ı Kerim, Ehl-i Kitab’ın Allah Teâlâ’ya, inanmayanları bulunduğu gibi, inananlarının da bulunduğunu haber vermektedir762. Ehl-i Kitab’a, Allah’a imân etmelerinin kendilerine zarar vermeyeceği, bilakis zarar verecek şeyin îmân etmemeleri olduğu, “Onlara ne olurdu sanki Allah’a ve ahiret gününe inansalardı?” (Nisâ, 4/39)

ayetinde bildirilmiştir763. Ayette, iman etmemeleri halinin kabul edilemeyeceği, istifhâm-ı inkârî764 ile ifade ediliken; aynı zamanda bu tutumlarının, kendileri için, zem ve tevbih sebebi olduğu da belirtilmiş olmaktadır765.

Ehl-i Kitab’ın peygamberlere îmân noktasında da kusurlu oldukları bilinmektedir. Nitekim, Hz. İbrahim (a.s.)’in soyundan olmakla övünen Ehl-i Kitap, onun soyundan gelen Hz. Muhammed (s.a.s.)’e îmân etmemekle şaşılacak duruma düşmüşlerdir766.

“Nefsini aşağılık yapan (beyinsiz) den başka, kim İbrahim’in dininden yüz çevirir?” (Bakara, 2/130) âyetindeki istifhâm-ı inkârî ile, onların bu davranışlarının kabul edilemez olduğu, akıllı insanın Hz. İbrahim (a.s.)’in dininin gereklerinden yüz çevirmeyeceği belirtilmiştir767.

Zaten, “Yoksa siz, İbrâhim, İsmâîl, İshâk, Yâkup ve torunların(ın) Yahûdî yahut

Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: “Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?” Allah’ın şehâdet ettiği bir hakikati bilerek gizleyenden daha zalim kim olabilir?” (Bakara, 2/140) âyetiyle Allah Teâlâ, Tevrat, İncil ve Kur’ân-ı Kerim’de, peygamberlerin müslüman olduklarını, onların Yahûdî ve Hıristiyanlıktan münezzeh olduğunu haber vermiştir. Burada, peygamberlerin Yahûdî veya Hıristiyan olduklarını söyleyen Ehl-i

762 Bkz. Maide, 5/84.

763 Râzî, VIII, 38; Halebî, III, 680; Suyûtî, Celâleyn, I, 77.

764 Râzî, VIII, 39; Suyûtî, Celâleyn, I, 77.

765 Zemahşerî, I, 527; Ebû Hayyân, III, 259.

766 Râzî, IV, 76.

Kitâb’ı, istifhâm-ı inkârî ile kınamıştır768. Bu ifade ile aynı zamanda, Ehl-i Kitab’a, peygamberlere îman iddialarında yalancı oldukları bildirilmiştir769.

Hz. Muhammed (s.a.s.) peygamber olarak gönderilmeden önce îmân etmiş, o bir peygamber olarak gönderilince, onu inkâr eden Ehl-i Kitap hakkında770, “Îmânınızdan

sonra küfre mi döndünüz?” (Âl-i İmrân, 3/106) âyeti nazil olmuştur771. Buradaki istifhâm üslûbu ile Ehl-i Kitap, tevbih ve ta’cîb edilmiştir772 .

Ehl-i Kitap, gerek Allah’a, gerek O’nun son peygamberine iman etmemeleri sebebiyle istifham ile kınanmışlardır:

Hz. Muhammed (s.a.s.)’e îmân etmek, geçmiş bütün peygamber ve ümmetlere bildirilmiş ilâhî bir hüküm olduğundan773, bunu kabul etmeyenler Allah’ın dininden başka bir din istemiş olmakla nitelendirilirler774. Zaten “Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar?”

(Âl-i İmrân, 3/83) âyetindeki istifhâm-ı inkârî ile batıl ma’budlar reddedilmekte, bu çabalarının hüsran dışında bir neticeye ulaştırmayacağı ifade edilmektedir775.

Yahûdî ve Hıristiyanlar, “Siz de Müslüman oldunuz mu?” (Âl-i İmrân, 3/20) âyetindeki

istifham ile, iman noktasındaki ahmaklıkları sebebiyle kınanmış (tevbih)776 ve müslüman olmaya çağrılmışlardır777 .

1.2.2. Allah Yolundan Saptırma

İnananların kalbine şek ve şüphe sokarak Allah yolundan saptırmak isteyen Ehl-i Kitap778,

“Ey kitap ehli, gerçeği gör (üp bil) diğiniz halde, niçin Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek mü’minleri Allah yolundan çevirmeye çalışıyorsunuz?” (Âl-i

768 Râzî, IV, 99; Ebû Hayyân, I, 586; Ebu’s-Suûd I, 169.

769 Râzî, IV, 99.

770 Zemahşerî, I, 453; Kurtubî, IV, 167; Râzî, VI, 531.

771 Bu ifadenin, bütün kafirleri ve münâfıkları içerisine alan umumî bir ifade olduğunu söyleyen müfessirler de vardır (Bkz. Kurtubî, IV, 167).

772 Zemahşerî, I, 453. Aynı konudaki diğer birkaç ayet için bkz. Bakara, 2/139; Âl-i İmrân, 3/ 65, 66, 70, 86, 98.

773 Âl-i İmrân, 3/81.

774 Râzî, VIII, 129.

775 Zemahşerî, I, 441-442; Râzî, VIII, 129; Ebû Hayyân, II, 537.

776 Zemahşerî, I, 419-420; Ebû Hayyân, II, 429.

777 İbnü’l-Cevzî, I, 297; Râzî, VII, 728; Ebû Hayyân, II, 429.

İmrân, 3/99) âyetindeki istifhâm ile, kınanmış (tevbih) ve bu tutumlarından dolayı terslenmişlerdir779.

Ehl-i Kitap, şüpheler ortaya koymak, delil ve belgeleri gizlemek hususunda gayret gösteriyorlardı. Bu, başkalarını azdırma ve saptırma olduğundan Allah Teâla, “Ey kitap

ehli, niçin hakkı batıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz? (Âl-i İmrân, 3/71)

âyetiyle onları bu davranıştan nehyetmiştir780.

1.2.3. İmtiyaz İddiaları

Yahûdî ve Hıristiyanların “imtiyazlı millet olma iddiaları”, “(Allah) niçin

günahlarınızdan ötürü size azap ediyor?” (Mâide, 5/18) âyetindeki istifhâm ile

çürütülmüştür. Onlar, iddia ettikleri gibi Allah’ın evlatları ve sevgilileri olsalardı, Allah onlara azap etmezdi. Allah, onlara azap ettiğine göre, onlar, ne Allah’ın oğulları, ne de sevgilileridirler781. Şayet gerçekten Allah’ın evlatları ve sevgilileri olsalardı, günah işlemez ve kendilerinin de belirttiği gibi sayılı günler782 de olsa kendilerine azabedilmezdi 783.

İmtiyazlı millet olma idiasında bulunmaları, Kur’ân-ı Kerim’in açıkça yadırgadığı bir tutumdur. Ehl-i Kitap, “Peki, ya kendilerini, hiç şüphe olmayan bir gün için

topladığımız ve herkesin kazandığı, kendisine tastamam verilip hiç kimseye haksızlık edilmediği zaman (durumları) nasıl (olacak)? (Âl-i İmrân, 3/25) âyetindeki istifhâm ile, taaccüb edilecek hal ile nitelendirilirlerken784, ayet hakkında, “Onlar kıyamet gününde ne yaparlar? Halleri nice olur?” 785

şeklinde tehdit içeren yorumlarda bulunanlar da hayli fazladır.

1.2.4. Allah’a Oğul İsnat Etme

“Yahûdîler, "Üzeyr Allah'ın oğludur" dediler; Hıristiyanlar, "Mesîh Allah'ın oğludur" dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri

779 Râzî, VI, 505; Âşur, IV, 25-26.

780 Râzî, VIII, 98.

781 Râzî, XI,192; Ebû Hayyân, II, 466.

782 Bkz. Bakara, 2/80.

783 Zemahşerî, I, 602¸ İbnü’l-Cevzî, II, 188-189; Ebû Hayyân, III, 466.

784 Ebû Hayyân, II, 435.

sözdür. Allah onları yok etsin! Nasıl da uyduruyorlar” (Tevbe, 9/30). Allah Teâlâ, hakkı bırakıp batılda ısrar edişleri karşısında, Hz. Peygamber (s.a.s.)’i, haklarında hayret etmeye davet etmiştir786. Çünkü apaçık deliller olduğu halde, haktan dönmek787 ve Allah’a oğul isnat etmek gibi fahiş bir yalan ve iftirada bulunmak, son derece açık küfür ve şirk olduğu halde788 yaptıkları bu şeyler son derece şaşılacak şeylerdir789.

Kur’ân-ı Kerim’de Ehl-i Kitap ile hem Yahûdî, hem de Hıristiyanlara birlikte istifham ile yapılmış bu uyarılardan başka, bu iki gruba ayrı ayrı da sorular yöneltilmiştir790.