• Sonuç bulunamadı

Eflak Voyvodası’na Gönderilen Hükümlere Dair Gözlemler

Records About the Wallachia and Moldovia in the First Ahkam Daftar of Özi Silistre

A. Eflak Voyvodası’na Gönderilen Hükümlere Dair Gözlemler

Günümüz Romanya’sının güney bölümünü oluşturan Eflak, Tuna ile Karpatlar arasında bir bölgedir. Eflak Voyvodalığı siyasi bir yapı olarak 1310 yılında Basarab’ın idaresi altında teşekkül etmiştir6. Eflak’ın en azından bir bölümü ilk defa I. Beyazıt döneminde Osmanlı hâkimiyetini tanımıştır7. II. Mehmet zamanında Osmanlı hâkimiyeti Eflak üzerinde kökleşmiş bundan sonra ise arada isyan hareketleri görülse de bu hâkimiyet uzun yüzyıllar boyunca devam etmiştir8. Çalışmaya konu olan dönemde Mihail Rakoviça’nın ikinci defa Eflak Voyvodası olarak görev yaptığı görülmektedir9

.

1 numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri’nde Eflak voyvodasına gönderilen yirmi beş adet hüküm yer almaktadır. Hükümlerin tamamına yakınında Eflak Voyvodası’na ifadesi tercih edilirken bir tanesinde Eflak Beyine hüküm ki ifadesi kullanılmıştır10

. Eflak Voyvodasına ya da Boğdan Voyvodasına hüküm ki ifadesinin ardından ise daha sonraki Özi ve Silistre ahkâm defterlerinde kullanıldığını gördüğümüz “hutimet avâkıbuhû bi'l-hayr” ifadesine11 rastlamamaktayız ki bu da defterlerin formunun zaman içinde oturduğunu göstermektedir. Defterde Eflak’ı ilgilendiren hükümlerin büyük çoğunluğu ticari anlaşmazlıklar ve alacak verecek davaları hakkındadır. Bunun yanı sıra hükümlerde cinayet ve gaspın yanı sıra vasilik davaları ile de karşılarız. Ticaret hakkında bilgi veren hükümler Eflak ile Osmanlı arazisinin diğer bölgeleri arasında canlı bir ticaretin olduğunu ortaya koymaktadırlar. İbrail, Hırsova, Üsküdar, Vidin, Yergöğü, İstanbul gibi devletin farklı bölgelerinden gelen tüccarlar Eflak’ta ticaret işlerine girmişlerdir12

.

Bu hükümlerde dikkat çeken bir olgu da Eflak’ın başkenti Bükreş’te Müslüman tüccarlardan oluşan bir kolonin varlığıdır13. Örneğin Molla Hasan bin İbrahim ile Ahmed Ağa bin Yusuf “ …Bükreş sâkinlerinden olub tüccâr tâifesinden…” olarak tanımlanırlar. Her iki tüccarında H.1150/ M. 1737-1738 senesinden beri Bükreş’te bulundukları anlaşılmaktadır. Anlaşmazlık içindeki bu ortakların Bükreş’de dükkânlara sahip oldukları görülmektedir14. Üsküdarlı bazirgan Hacı Mehmed’in de H. 1150 senesinden H. 1156 senesine kadar olan süre zarfında Eflak’da ikamet ettiği görülmektedir15. Müslüman tüccarlar

6

Kemal Karpat, “Eflak”, TDVİA, C. 10, s. 466-469; Aurel Decei, “Eflak”, MEBİA, C. IV, s.178-180.

7

Mihail Guboğlu, “Osmanlılarla Romen Ülkeleri Arasındaki İlk Devir İlişkileri (1368-1456) Hakkında Belirtmeler ve Doğrulamalar”, IX. Türk Tarih Kongresi Kongreye Sunulan Bildiriler, Ankara 1988, s.834-835; Viorel Panaite, “Osmanlı Hakimiyetinin Tuna Nehrinin Kuzeyinde Yayılışı: XIV ve XV. Yüzyıllarda Eflak ve Boğdan”, Türkler, C 9, ed. Hasan Celal Güzel, Ankara 2002, s.208- 209.

8 Decei, a.g.m, s.183; Panaite, a.g.m, s. 210-211. 9

Subhi Mehmed Efendi, Mihail’in atanmasının sebebini “…Mihal voyvoda ez kadîm Devlet-i Aliyye-i

dâimü’l-karârın hidmet ü ubûdiyyetinde ızhâr-ı sadâkat ü istikâmet ve niçe müddet vilâyet-i Boğdan’da pâ- bercâ-yı mesned-i hükümet olub, hıfz u hırâseti memleket-i pâdişâhî ve himâyet ü sıyânet-i reâya vü ahâlide evzâ ü etvârı mücerreb bir pir-i müeddeb olmağla…” şeklinde ifade eder,

Subhî Mehmed Efendi, Subhî Tarihi Sâmî ve Şâkir Tarihleri İle Birlikte (İnceleme ve Karşılaştırmalı

Metin), Haz. Mesut Aydıner, İstanbul 2007, s. 719. 10

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s.19/ h.94.

11

Aygün, a.g.t, s. 110 vb.

12

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s.133/ h.592; s. 140/ 623; s.149/h.658; s.188/842; s.249/1114 vb.

13 Bu ticaret kolonisinin en azından 1590’lı yıllardan beri faaliyet gösterdiği Naima Tarihi’nde

bulunan ifadelerden anlaşılmaktadır, Naima Mustafa Efendi, Târih-i Naîmâ, C. I, Haz. Mehmet İpşirli, Ankara 2007, s. 76-77.

14

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s.51/h. 231.

152

dışında imparatorluğun farklı bölgelerinden gayr-i Müslimlerin de Bükreş’te yaşadıkları ve faaliyet gösterdikleri yine defterde yer alan hükümlerden anlaşılmaktadır16

.

Eflak’taki ticari faaliyetin unsurlarına baktığımızda Eflak’tan satın alınan başlıca metaların hayvan ve hayvansal ürünler olduğu görülür17. Eflak’ın İstanbul’un koyun ihtiyacını karşılayan bölgelerden biri olduğu bilinmektedir. İstanbul Kassabbaşısı Ahmed’in Eflak’tan koyun alımı ile görevlendirdiği adamlara müdahale edilmemesine dair olan hüküm bu minvalde dikkat çekmektedir18. Koyunun sadece İstanbul’a değil çevredeki diğer önemli yerleşim birimlerine de satıldığı görülmektedir19. Koyun dışında revgan-ı sade ve peynirde ticarete konu olan hayvansal ürünler içindedir20. Hayvansal ürünlerin dışında ticareti yapılan mallar arasında ipek, ibrişim, pamuk ipliği ve kahve dikkati çekmektedir21

.

Eflak ile imparatorluğun diğer bölgeleri arasında yapılan ticarette günümüz de olduğu gibi farklı sorunlar ortaya çıkmaktadır. İstanbul’da yaşayan Seyyid İbrahim ve kardeşi Ömer Eflak tüccarlarından Dragiç ve Pitro Gostani ile en iyi kalite peynir satın almak üzere anlaşırlar. Fakat aldıkları peyniri İstanbul’a getirdiklerinde peynirin en üst kalite olmadığı hatta yarısından fazlasının hileli olduğu ortaya çıkar. İstanbul’daki diğer tüccarların ve Bağçekapı’daki bazirganların da bu duruma tanıklık ettikleri görülmektedir22

. Ticaretle ilgili diğer bir sıkıntı ise ticaret için Eflak’a giden tüccarların sık sık karşı karşıya geldikleri soygunlardır. Hırsova’dan kasabasından Ebubekir Beşe’nin Eflak’ın Çoran (?) köyünde 23 Pop Petro’nun24

ya da Salih Beşe’nin yaşadıkları25 bu duruma örnektir Soygunlara bazen cinayetlerin de karıştığı görülmektedir. İbrahim, Emine ve Müyesser’in babaları İbrahim Eflak’taki Prankon (?) kasabasında bulunan manastırda misafir iken gece manastırda bulunan altı rahip tarafından öldürülür ve mallarına el koyulur26. Diğer bir hükümde de ticaret tarikiyle Eflak’a giden Hüseyin’in Eflak yakınlarındaki Karş köyünde misafir iken köy halkından isimleri bilinen sekiz kişi tarafından öldürüldüğü ve üzerindeki para ve diğer kıymetli eşyalar yağmalandığı anlatılır27

.

Hükümlerde sık karşılaşılan bir konu da alacak davalarıdır. Bu davaların genelinin Eflak voyvodalığının üst düzey ve zengin elitini konu aldığını görmekteyiz. Bizzatihi Eflak voyvodası Mihal’in kendisi dahi bu tür bir hükme konu olmuştur. Voyvoda, tercüman Aleksandr’a Boğdan voyvodalığı zamanında borçlandığı ve 1743 yılı itibariyle ödemediği borcu ödemesi için uyarılmıştır28. Yine Eflak boyarlarının da borçlarını ödemesinin sağlanması voyvodaya emredilmiştir29. Her iki davada da dikkat çeken durum alacaklıların iddialarını ispatlayan temessüke sahip olmalarıdır.

16

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s.140/h. 623.

17 Naima Mustafa Efendi, Eflak’ı, “Eflak memleketinde koyun ve sığır ve asel ve nemek çok olub”

şeklinde anlatır, Naima Mustafa Efendi, a.g.e, s. 76; Diğer bir ahkâm defterinde Eflak’ın “Kilâr-ı

âmirem mesâbesinde olan Eflak…” şeklinde tanımlandığı görülmektedir, Aygün, a.g.t, s.129. 18

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 79/ h.355.

19 BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 149/ h.658. 20

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 102/453; h. 132/589.

21

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 140/h. 623.

22 BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 102/453. 23

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s.133/592; s.249/h. 1115.

24

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 54/h.246.

25 BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 180/h. 806. 26

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 9/h.45.

27

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s. 243/1094.

28

BOA, 1 Numaralı Özi ve Silistre Ahkâm Defteri, s.180-805.

153

Eflak voyvodasına gönderilen hükümlerde sosyal hayata dair de kıymetli bilgilere rastlanılmaktadır. Eflak’taki etnik yapının bir parçasını oluşturan ve Bükreş’te yaşayan Yahudiler hakkındaki bir hüküm Yahudi toplumu arasındaki bir zorla el koyma olayı hakkındadır30. Yahudiler dışında Eflak köylerinde Müslümanların da yaşadığı Boza köyünde ikamet eden Mehmet’in davasından anlaşılmaktadır31. Sosyal hayat hakkındaki en ilginç davalardan biri de günümüzde de toplumlar arasında problem olan farklı kültürler arasındaki evlenme olayından kaynaklanmıştır. Yergöğü sakinlerinden ve sadattan olarak tanımlanan İbrahim ticaret için bulunduğu Eflak’ta bir Hıristiyan ile 1000 akçe mihr-i muaccel vererek evlenmiştir. İbrahim’in bir müddet sonra ölümü üzerine bu evlilikten doğan kızı Mariya’nın vasiliği sıkıntı konusu olmuştur. İbrahim’in kardeşi Halil, Mariya’yı kendi yanına almak istediğinde boyarlar Halil’i engellemişlerdir. Eflak voyvodasına duruma müdahil olması ve kızın Halil’e verilmesi emredilmiştir32

.

Hükümlerde karşımıza çıkanlar arasında İstanbul Rum Patriki Paisus’u da vardır. Paisus, selefi Benefores’in (VI. Neophytus?) Silistre Metropoliti Var Tomaş’dan alacağının

peşindedir. Bu alacağın Benefores’in şahsına değil patrikliğe ait bir alacak olduğu anlaşılmaktadır. Bu davanın Eflak voyvodasına gönderilmesine yol açan unsur ise Var Tomaş ve Benefores’in Eflak’a kaçmış olmalarıdır33

.