• Sonuç bulunamadı

I. KURSA KATILAN ÖĞRENCİLER HAKKINDA GENEL BİLGİ

3. Ankete Katılanların Ebeveynlerinin Sosyal Durumu

3.1. Ebeveynlerin Tahsili

Tablo 4. Ebeveynlerin Tahsili

Değişken Sayı Yüzde Toplam Yüzde

Ebeveynlerin Tahsili Anne ve baba Üniversiteli 191 21,3 21,3 Anne ve baba Liseli 447 49,8 71,1 Baba Üniversite Anne liseli 170 19,0 90,1 Anne Üniversite Baba lise 89 9,9 100,0 Toplam 897 100,0

Tablo 4’te; öğrencilerin yüzde 21,3’nün anne-babası Üniversite mezunu iken, yüze 49,8’inin anne babası lise mezunu, yüzde 19’unun babası üniversite annesi ise lise mezunu, yüzde 9,9’unun annesi üniversite babası ise lise mezunudur. Tabloda da görüldüğü gibi araştırmaya katılanların ebeveynlerinin en düşük eğitim düzeyinin lise olduğunu görürüz ki, araştırmamızda hiç öğrenim görmemiş kişilerin olmaması araştırmamızın güvenirliğinin yüksek olduğunu göstermektedir. Çünkü ebeveynin tahsil durumundaki seviyenin düşüklüklüğü ya da yüksekliğinin öğrencinin tutum ve davranışlarına yansıması kaçınılmazdır. Nitekim ortaya çıkan sonuçlara göre Kuzey bölgesinde yaz Kur’an kursuna katılan öğrencilerin ailelerinin eğitim düzeyinin orta ve orta üstü olduğu anlaşılmaktadır. Bu göstergeler bize Kuzey bölgesinde yaz Kur’an kurslarına gelen öğrencilerin, aralarında eğitim seviyesi fark olmayan ailelerin açılan kurslara çocuklarını gönderdikleri tezini kazandırıyor.

Sovyet idarecileri Azerbaycan toprakları üzerine hâkimiyet kurduktan hemen sonra ilk olarak eğitim alanına el atmış, ateizm ve komünizm faaliyetleri ile “Rus

80

adamı” yetiştirmek için açtıkları okullara gitmeyi herkes için zorunlu kılmışlardır. Bu nedenle diğer Sovyet esaretinde kalmış ülkelerde olduğu gibi Azerbaycan’da da ortaokul ve lise terk bireylerle karşılaşmak pek de mümkün değil. Açılan okulların zorunlu olmasının diğer taraftan, Azerbaycan toplumunun bilgilenmesine ve ilmi derecesinin yükselmesine katkısının olduğu inkâr edilemez. Bununla birlikte bir taraftan Azerbaycan toplumu bilgilendiği ve geliştiği halde, diğer taraftan da kasti olarak gelecek nesiller milli-manevi değerlerden yoksun bırakılmıştır. Bu tahrip içerisinde en hayatisi, milli- manevi değerlerin de temeli olan din düşüncesinin ve inancın toplum bilincinden silinmemsidir. Çünkü Sovyet emperyalizmin de eğitim-öğretimde en esas amaç “dinsiz” ve “materyalist” bireyler yetiştirmektir. Bu nedenlerle Sovyet idaresinde lise bitirenlerin ateizm ve komünizm eğitiminden ne kadar etkilendiği hususu yeniden araştırılması ve incelenmesi gereken önemli konulardan biridir. Çünkü Sovyetler döneminde bu konularda yapılan araştırmaların çoğu yalan ve fiyaskolarla doludur. Özellikle yapılan araştırmalar hakikatleri yansıtmadığı gibi, sonuçlar her zaman Sovyet çıkarlarına göre yorumlanmıştır.

Sovyet istatistiklerinin gerçekliğinin tespiti ve Azerbaycan’da dini inanç seviyesini belirlemek için bağımsızlığın ilk yıllarında (1999) ateist tebliğatının yoğun olduğu başkent Bakı’da Beynelhalk Sosyoloji Araştırmalar Merkezi’nin desteği ile Dr. Tahir Faradov tarafından Sovyet rejimi döneminde eğitim almış insanlar üzerinde “Azerbaycan’da dini hayattaki gelişmeleri konu edinen” bir anket uygulaması yapılmıştır. Ankette Azerbaycan’da mevcut din mensuplarının da katıldığı araştırmada, deneklerin %63,4’ünün inançlı, bunların da %6,7’sinin çok dindar olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte %10,4’ü inançlılık ve inançsızlık konusunda tereddütlü olduklarını, %7,1’i inançsız, %8,6’sı da bu konuya ilgisiz olduklarını açıklamışlardır.

Deneklerin sadece %3,8’i kendilerini katı ateist saymıştır.259 Çıkan sonuç bizlere

bağımsızlığına yeni kavuşmuş Azerbaycan’da ateist eğitiminin sıcaklığının

soğumamasına rağmen ister halk arasında, ister okullarda ve üniversitelerde komünist

259 Tair Faradov, “Religiosity in Post-Soviet Azerbaijan A Sociological Survey”, ISIM Newsletter 8/2001,

81

ateist eğitimin Azerbaycan toplumunda etkili olamadığı gerçeğini yansıtmaktadır. Durum, Garbacov döneminde “prestroyka (yeniden yapılanma/inkılabı yeniden kurma) ve glasnost (açıklık/aşıkarlık)” faaliyetleri sayesinde Sovyetler dönemindeki dini baskıların kalkması ve birçok caminin hizmete açılmasından kaynaklanmaktadır.

Bu konuda bir diğer araştırmada da 2009 yılında Asef Gamberov tarafından Azerbaycan’ın Astara şehrinin Lovayın köyünde Sovyet döneminde eğitim almış bireyler üzerine yapılan sosyolojik bir araştırmadır. Bu araştırmada deneklere “Allah’a inanıyor musunuz?” sorusuna verilen cevaplar iddiamızı destekler mahiyettedir (Tablo-

10260).

Tablo 5. Allah İnancı

Allah İnancı Sayı Yüzde

Allaha şüphesiz inanırım 128 94,1

İnanırım ama bazı şüphelerim var 7 5,1

Herkes inandığı için inanırım 1 0,7

Allaha inanmıyorum - -

Cevapsız 1 0,7

Toplam 137 100

Tablo 5’te; görüldüğü gibi, deneklerin lise mezunu olmalarına rağmen Sovyet dönemi ateizm derslerinden etkilenmeyerek Allaha şüphesiz inanma oranı %94,1’dir. Allah’a inanmakla beraber Sovyet rejimi etkisiyle bazı konularda şüpheleri olanların oranının %5,1 olması Sovyetlerin dinsizlik siyasetinin, denekleri Allah’a inanç konusunda etkileyemediğini göstermektedir. Deneklerin % 0,7’si ise bu soruyu boş bırakarak cevaplamıştır.

Anket verilerine baktığımızda Sovyet rejiminin din aleyhtarlığı politikasından Azerbaycan halkının “Allah’a inanmak” konusunda fazla etkilenmediğini görürüz. Ancak dini pratikler alanı için aynı şeyi söylememiz mümkün değildir. Sovyet rejiminin

260 Asaf Gamberov, Azerbaycan’ın Astara İline Bağlı Lovayın Köyünde Sosyal ve Dini Hayat, Selçuk

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 2009, s.59.

82

insanların dini patrikleri uygulamalarını engellemeyi başarmalarına rağmen

düşünce/inanç alanında aynı başarıyı gösteremediklerini anket sonuçları ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak her iki tablodan yola çıkarak diye biliriz ki, Sovyet idarecileri tahsil hayatındaki reformlarla ve ateizm faaliyetleri ile Azerbaycan halkının manevi yapısını etkilemişler ama bozamamışlardır. Bu durumun, uygulanan siyasetinin aynılığı nedeniyle Azerbaycan’ın diğer şehirleri için de geçerli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Sovyet yönetiminin aynı kültüre ve milli adet-ananelere sahip olan insanlara, inançsız Rus adamı olmaları için aynı metotları uyguladığı tarihi bir gerçektir.