• Sonuç bulunamadı

B. Hayberli Yahûdilerden Öldürülmesi Emredilip de Öldürülenler

1. Ebû Râfi’

Ebû Râfi, Benî Nadîr Yahûdilerinin705 ileri gelenlerinden birisi olup Hayber’de kendisine mahsus sağlam bir kalede otururdu.706 Hayber’in soylularından olan Ebû

Râfi’ye Abdullah b. Ebî’l-Hukayk707 ve Sellâm b. Ebî’l-Hukayk da denir.708 Tam adı,

Ebû Râfi Selam b. Ebî’l Hukayk’tır.709 O, Ebû Râfi künyesiyle710 meşhur olmuştur.

Ebû Râfi, Rasûlullah başta olmak üzere Müslümanlara karşı Ka’b b. Eşref’i desteklerdi.711

704 Mevlâna Şiblî Numâni, Sîretü’n-Nebî, I, s, 298–299; Sabri Hizmetli, İslâm Tarihi, s, 335. 705 İbn Sa’d, et-Tabakât, II s, 91.

706 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191; ez-Zebîdî, Tecrîd-i Sarîh, X, s, 183. 707 ez-Zebîdî, Tecrîd-i Sarîh, X, s, 180.

708 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 341. 709 İbn Sa’d, et-Tabakât, II s, 91; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II s, 43.

710 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191. 711 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 41.

Ebû Râfi, Hicaz bölgesinin tüccarı ünvanına712 sahip zengin bir Yahûdi’dir.713 O, Yahûdilerin ileri gelen mücrimlerinden olup yapmış olduğu faaliyetlerle Rasûlullah’ı çokça rahatsız ederdi.714 Ebû Râfi, Nâdiroğullarının ‘Medine

Vesikasına’ uymayarak Müslümanların aleyhinde hareket etmeleri sebebiyle

Medine’den sürgün edildiklerinde diğer reisler gibi o da Hayber’e yerleşmişti. Kısa zamanda Ebû Râfi, zengin birisi olması sebebiyle oranın da liderlerinden birisi oldu.715 Ancak o, burada da rahat durmayarak insanları Müslümanların aleyhinde kışkırtırdı. Özellikle Hendek Savaşı onun bu zararlı –Fitne ateşini körükleyici- çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır.716 Kendisi de bu savaşa bizzat katılmıştır.717 Aynı zamanda o, İslâm aleyhinde yürütülen her faaliyete maddi destek verirdi.718 Başka ifadeyle Ebû Râfi, İslâm dinini ortadan kaldırmak isteyen Arap kabilelerine bol mal vererek onlara maddi destek verirdi.719 Hendek savaşında on bin kişilik büyük bir ordunun toplanmasında bu maddi desteğin etkisi büyüktür.720

Görüldüğü gibi Ebû Râfi’de Ka’b b. Eşref gibi insanları İslâm aleyhinde kışkırtmaktan geri durmayan makam ve mevki bakımından onun ayarında bir Yahûdi’ydi. İslâmiyet’ten önce birbirlerine düşman iki kardeş kabile olan Evs ve Hazreç İslâmiyet’le aralarındaki bu düşmanlık yerini, uhuvvet mevsimine bırakmıştı. Şöyle ki bu iki kabile güçlerini İslâm’ın selâmeti için kullanır olmuşlardı. Bu kaynaşmadan sonra İslâmiyet’in ilerlememesi için engeller oluşturanlar bunların açık hedefi haline gelmişti. Bu nedenle de onlar, İslâmiyet’e yararlı olabilmek için hayırda birbirleriyle yarışırlardı.721

Daha önceki sayfalarda detaylı olarak anlattığımız üzere Evs’ten bazı fedailer Muhammed b. Mesleme başkanlığında giderek şiddetli bir İslâm düşmanı olan Ka’b b. Eşref’i öldürerek onun zararlı çalışmalarına son vermişlerdi.722 Bu şekilde de

onlar, İslâmiyet’e büyük bir hizmet etmişlerdi. Dolayısıyla bu hayırlı yarışta Evsliler

712 İbnü’l-Esîr, a.g.e, II, s, 43; Mevlâna Şiblî Numâni, Sîretü’n-Nebî, I, s, 259. 713 ez-Zebîdî, Tecrîd-i Sarîh, X, s, 183.

714 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 42; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137. 715 Mevlânâ Şiblî Numani, Sîretü’n-Nebî, I, s,275, 321.

716 İbn Hişâm, es-Sîre, III s, 191; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 341. 717 İbn Hişâm, es-Sîre, III s, 191.

718 ez-Zebîdî, Tecrîd-i Sarîh, X s, 180–183; İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, XII, s, 115–116. 719 İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, XII, s,118.

720 İbn Sa’d, et-Tabakât, II s, 91; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137.

721 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s,191–192; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 341;İbn Kesîr, Bidâye, IV, s,137. 722 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191.

bir adım Hazreçlilerin önüne geçmişlerdi. Medineli bu iki kabile yaptıklarıyla birbirlerine karşı övünürlerdi.723 Bu sebeple de Hazreçliler, onların ayarında bir şey

yapmadıkça durmazlardı. Aynı durum Evs içinde geçerliydi.724 Evsli fedailer, muzır

faaliyetlerde bulunan İbn Eşref’i öldürdüklerinde Hazreçliler: “Vallahi! Bununla asla

fazilet ve üstünlük bakımından bize üstün olamazsınız. Yani bizi geçemezsiniz.”diyerek kendi aralarında müzakere etmeye başladılar.725 İbnü’l-Esîr “el-Kâmil fi’t-Târih” adlı eserinde onların bu hallerini iki erkek devenin birbirine hamle yapmasına benzetmiştir.726 Diğer bir rivayette ise daima birbirine rakip iki pehlivana benzetilmiştir.727 Bu nedenle Hazreçliler, Ka’b b. Eşref ayarında bir İslâm düşmanını ortadan kaldırarak Evslilerden geri kalmak istemiyorlardı.728 Acaba hangi adam Rasûlullah’a İbn Eşref gibi düşmandır?729diye birbirlerine sorup biraz araştırdıklarında Hayber’de kendisine ait sağlam bir kalede oturan Ebû Râfi’yi İbn Eşref ayarında bir İslâm düşmanı olarak kararlaştırdılar. Hazreçliler, onu cezalandırmak için Rasûlullah’a gelerek izin istediler. Rasûlullah, onlara bu izni verdi.730 Burada bir hususa dikkat çekmek istiyoruz o da şudur: Görüldüğü gibi burada toplumdan bir talep vardır. Dolayısıyla da devlet başkanı olarak Rasûl-i Ekrem, toplumun bu sesine kulak vermiştir. Bu yönüyle diğerlerinden farklıdır. Yani Ebû Râfi’nin öldürülmesi teklifi ilk olarak Hz. Peygamber’den çıkmamıştır.

Rasûlullah, Abdullah b. Atîk başkanlığında, Me’sud b. Sinân, Abdullah b. Ûneys, Ebû Katâde el-Hâris b. Rib’iy ve Huzâi b. Esved’den müteşekkil beş kişilik bu grubu Ebû Râfi’i öldürmek için gönderdi.731 Ancak Hz. Peygamber, çocukları ve kadınları öldürmekten onları nehyetti.732 Bu beş kişilik grup Hazreç Kabilesinin Benî

Seleme koluna mensuptur.733

723 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 341. 724 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191–192.

725 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 192; İbnû’l Esîr, el-Kâmil, II s, 41; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137. 726 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 41.

727 İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, XII, s, 118.

728 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191–192; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 341- 342; İbn Kesîr, el-Bidâye,

IV, s, 137.

729 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 192; İbnû’l Esîr, el-Kâmil, II, s, 41.

730 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191; İbnû’l Esîr, el-Kâmil, II, s, 41; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 341. 731 Vâkıdî, el-Meğâzî, I, s, 330; İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 192; İbn Sâd, et-Tabakât, II, s, 91; İbnû’l

Esîr, el-Kâmil, II, s, 41–42; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 342; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137.

732 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137. 733 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191; İbn’ül Esîr, el-Kâmil, II, s, 41.

Abdullah b. Atîk komutasında yola çıkan bu grup, Hayber’e ulaştığında güneş batmıştı. Ebû Râfi, burada sağlam kalenin içerisinde yerden yükseltilmiş bir odada kalırdı. Fedâiler, bir yolunu bulup eve girdiklerinde işi kolayca yapabilmek ve dışarıdan gelecek olası yardımı önlemek için kapıları kitlediler.734 Bu müfreze, Ebû Râfi’nin yerini tespit ettikten sonra ona hamle yaparak onu öldürmek istediler. Ancak Ebû Râfi’ye asıl öldürücü darbeyi Abdullah b. Üneys, vurmuştur.735 Bazı rivayetlerde de Abdullah b. Atîk’in tek başına içeri girerek Ebû Râfi’yi öldürdüğü aktarılır.736 Hazreçli gençler, daha sonra hızlıca merdivenlerden inerek oradan ayrıldılar.737 Abdullah b. Atîk, onun hanımının: “Yahûdilerin Tanrısına and olsun ki

Ebû Râfi öldü”738 sesini duyunca : “Ruhuma bundan tatlı bir söz gelmedi.” diyerek sevincini ifade etti.739 Ebû Râfi’nin ölüm haberinin kesinleşmesi üzerine onlar Medine’ye döndüler. Onu kimin öldürdüğü konusunda gruptakiler ihtilafa düştüklerinde Rasûl-i Ekrem, onlardan kılıçlarını kendisine getirmelerini istedi. Rasûlullah, kılıçlar üzerinde yaptığı inceleme sonucunda Ebû Râfi’yi Abdullah b. Atik’in öldürdüğünü söyledi. Çünkü İbn Atik, kılıcını Ebû Râfi’nin karnına sapladığı için üzerinde yemek izleri vardı.740 Ebû Râfi’nin öldürülüşü hakkında rivayetlerde anlatım farkı vardır. Biz burada meşhur rivayeti esas aldık.741

İbrahim Canan, yukarıda aktardığımız hadisin açıklamasında şu hükmün çıkarıldığını aktarmıştır. Ebû Râfi’nin bu zararlı faaliyetlerinden dolayı onu

734 Vâkıdî, el-Meğâzî, I s, 330–331; İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 192; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 342.

Bir görüşe göre kapları kendi üzerine kitleyen Abdullah b. Atîk’tir. Bkz: İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, XII, s, 115–116.

735 Vâkıdî, el-Meğâzî, I s, 331; İbn Hişâm, es-Sîre, III s, 192; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 42; Zehebî,

Târîhu’l-İslâm, II, s, 342; İbn Kesîr, el-Bidâye,, IV, s, 137.

736 İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, XII, s, 115–116.

737 Vâkıdî, el-Meğâzî, I s, 331; İbn Hişâm, es-Sîre, III s, 192; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 42; İbn

Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137. Abdullah b. Atîk’in gözleri pek iyi görmediği için basamaklardan inerken düşerek ayağını ağır bir şekilde incitmiştir. Arkadaşları ona yardım ederek onu Menzefe kadar taşımışlardır. Bkz: İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 192–193; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 342; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137.

738 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 193; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 42; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137. 739 İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 193; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 42. Diğer bir rivayete göre ise Abdullah

b. Atîk: “Onu öldürüp öldürmediğimi bilmedikçe, Allah’a yemin ederim ki buradan ayrılmayacağım.” diyerek sabah oluncaya kadar orada bekledi. Ne zaman ki Münâdi: “Hicaz halkının tüccarı Ebû Râfi’nin öldüğünü bildiriyorum.” sesini işitince arkadaşlarıyla oradan ayrıldı. Bkz: İbnü’l-Esîr, el- Kâmil, II, s, 42-43; İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, XII, s, 115–116. 4244 nolu hadis.

740 Vâkıdî, el-Meğâzî, I, s, 332; İbn Hişâm, es-Sîre, III s, 193; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 42; İbn

Sa’d, et-Tabakât, II, s, 91 Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 343; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137–140.

741 Ayrıntılı bilgi için bkz. Vâkıdî, el-Meğâzî, I, s, 330–331; İbn Hişâm, es-Sîre, III, s, 191–196;

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, s, 42-43; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, s, 341-345; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, s, 137-140; ez-Zebîdî, Tecrîd-i Sarîh, X, s, 180-185.

öldürmeleri için Hz. Peygamber’in izin vermesi gösteriyor ki: Rasûlullah; aleyhinde eli, malı ve dili ile çalışanların öldürülmesi caizdir.742 Bu hükümden yola çıkarak

kanı heder edilen kimselere baktığımızda hepsinin bu yollardan biri veya birkaçıyla Rasûl-i Ekrem’e eziyet etmiş olduğu görülmektedir. Kısaca o, kanaatimizce savaş çığırtkanlığı yapması nedeniyle savaş suçlusu bulunarak cezalandırılmıştır. Bir görüşe göre Ebû Râfi’, Hicretin 3. yılının Cemâziye’l-Âhire ayı içerisinde743 diğer bir görüşe göre ise o, Hicretin 4. yılının Zilhicce ayında öldürülmüştür.744