• Sonuç bulunamadı

Okullarda önleme çalışmalarında etkili bir şekilde kullanılabilecek olan psiko- eğitsel gruplar danışma gruplarına benzer kabul edilmelerine rağmen, eğitimsel içerikli olup beceri geliştirmeyi hedefleyen bir grup çeşidi olarak tanımlanmaktadır (Anderson, 2001; Brown, 2003; Corey ve Corey, 2006; Delucia-Waack, 2006; Hoffmann, 2006). Psiko-eğitsel gruplarının oluşturulması ve işleyişi, temelde grupla psikolojik danışmadaki gibidir; ancak psiko-eğitim grupları–oturumların içeriği, süreci ve grupla ilgili diğer özellikleri açısından baştan–yapılandırılmış gruplardır.

Psiko-egitim gruplarının yapılandırılması; (1) grubun amaçlarının ortaya konması, (2) gruptaki her bir üyenin kendi kişisel amacını açıklaması, (3) müdahale programının hedeflediği genel amaçların açıklanması, (4) konuyla ilgili kuramsal bilgilerin sunulması ve (5) çevresel etkenlerin dikkate alınmasıyla yapılır (Brown, 2003).

Bu gruplar etkileşim ve eğitim içeriklidir. Hem duygusal paylaşımların hem de bilgilendirmenin olduğu psiko-eğitim grupları kısmen psikolojik danışma, kısmen de grup rehberliği uygulamaları ile benzer özellikler göstermektedir (Kuzucu, 2007).

Psiko-eğitsel gruplar bir akademik sınıf ve danışma grubunun karışımıdır. Pek çok katılımcının olduğu sınıflar gibidir, eğitim ilkeleri uygulanır ve lider uzmandır. Bu gruplarda danışma gruplarına benzer şekilde üyeler arasındaki etkileşim önemlidir, grup dinamiği ve grup sürecine dikkat edilir. Psiko-eğitsel grupları planlamak ve yürütmek danışma gruplarına göre daha kolaydır. Çünkü beklenen öğrenme ürünleri, üyelerin bilgi ihtiyaçları, materyallerin kulanım sırası daha az belirsizlik içerir. Aksine danışma grupları daha fazla belirsizdir, duyguları vurgular ve öğrenme ürünleri bireyseldir (Brown, 2003: 8). Ayrıca, danışma ve psiko-eğitim grupları terapötik faktörler açısından da farklıdır. Danışma ve terapi gruplarında terapötik faktörler; duygusal destek, duygusal anlayış, bilişsel destek ve bilişsel anlayıştır. Duygusal destek; kabul edilmeyi, katarsisi ve kişilerarası öğrenmeyi vurgular. Duygusal anlayış; kabul edilme, umut aşılama ve evrenselliği vurgular. Psiko-eğitim gruplarındaterapötik faktörler bilişsel destek ve bilişsel anlayıştan oluşur. Bilişsel destek; dolaylı öğrenmeyi, rehberliği ve kendini anlamayı vurgular. Bilişsel anlayış; kişilerarası öğrenme, kendini anlama ve dolaylı öğrenmeyi vurgular. Bu nedenle, psiko-eğitim gruplarında yeni becerileri pekiştirmek için pratik yapmak önemlidir (DeLucia-Waack, 2006; Aktaran: Gürçay, Çekici ve Çolakkadıoğlu, 2009).

ASGW (The Association for Specialist in Group Work) ‘e göre (1990), psiko- eğitsel gruplar eğitsel ortamlarda kullanmak için geliştirilmişlerdir (Aktaran: McCarthy, Mejia, Liu ve Durham, 1998). Psiko-eğitsel grupların genel odağı, bireylere beceri, anlayış, farkındalık ve onlara yaşamlarını daha anlamlı hale getirmek ve yaşam problemleriyle daha etkili başa çıkmak için yeterlik

kazandırmaktır (Hoffman, 2006). Psiko-eğitimin temel varsayımı şudur: İnsanlar yeni becerileri kendi kişisel yaşamlarında değişimlere neden olmaya yetecek kadar sürekli biçimde kullanabilirler (Anderson, 2001). Bu nedenle psiko-eğitsel gruplar, grup toplantılarının içinde veya dışında yapılandırılmış bir dizi işlem yoluyla üyelerin bilişsel, duyuşsal ve davranışsal becerilerini geliştirmeye odaklanırlar. Amaç; eğitimsel yetersizlikleri ve psikolojik problemleri engellemektir (Corey ve Corey, 2006: 11). Bu açıdan bakıldığında grup çeşitleri içinde yer alan birçok grup psiko-eğitsel grup kategorisi içinde düşünülebilir.

Brown (2003: 15), psiko-eğitsel grupların farklı biçimlerde gruplandırılabileceğini belirtmektedir: yapılandırılmışa karşı yapılandırılmamış, gelişimsele karşı çare bulucu, açık gruplara karşı kapalı gruplar gibi. Örnek olarak açık gruplara karşı kapalı gruplar sınıflandırması Tablo 3’de verilmiştir.

Tablo 3: Açık Gruplara Karşı Kapalı Gruplar

Açık Kapalı

Destek grupları Sosyal beceri eğitimi Seminer

Komisyonlar İletişim Eğitim grupları

Tartışma İlişki eğitimi Rehberlik grupları

Çatışma çözümü/arabuluculuk

Ekip oluşturma

Personel gelişimi

Kaynak: Brown, 2003: 15

Açık gruplar genellikle uzun süreli gruplardır. Grup çalışmasının devam ettiği sürede bazı üyeler artık ihtiyacının olmadığını hissettiğinde gruptan ayrılabilir, ihtiyaç duyan bazı yeni üyeler de gruba katılabilir. Destek grupları, beceri eğitimi grupları ve tartışma grupları açık gruplara örnektir. Kapalı gruplarda ise üyeler grup çalışmasına birlikte başlayıp birlikte bitirirler.

Psiko-eğitsel gruplar öncelikle eğitsel amaçlıdır ve beceri eğitimini vurgular. Bununla birlikte araştırmaların gösterdiği gibi psikoterapi ve danışma grupları için

önemli katkılar sağlayabilir. Devine (1992), 191 çalışmanın meta-analizinde, ameliyat olacak hastalar için psiko-eğitsel çalışmanın etkili olduğunu belirlemiştir. Gamble, Elder ve Lashley (1989) de depresyon, alkol kötüye kullanımı ve yeme bozukluklarının tedavisinde psiko-eğitim gruplarının kullanıldığı çalışmaları gözden geçirmiş ve etkili olduğunu bulmuştur (Aktaran: Brown, 2003). Psiko-eğitsel gruplar aynı zamanda terapilerde, üyelerden terapiden beklenenlerin ifade edildiği hazırlık oturumlarında kullanılabilir. Bu oturumlarda özellikle tedavi motivasyonunu ve farkındalığı artırma amaçlı kullanılır. Örneğin, bilişsel davranışçı terapilerin pek çok aşaması ve tekniği bir eğitim sürecini içermektedir. Bilişsel yeniden yapılandırmada tedavinin rasyonelini kavramak için, ABC modelini ya da yıkıcı düşünceleri kavramak için bilişsel hataları öğrenmeye yani bir eğitime ihtiyaç vardır. Bu nedenle bilişsel davranışçı müdahalelerde özellikle ilk seanslar problemi tanımaya ve farkındalık geliştirmeye yönelik psiko-eğitime ayrılmıştır (Tekinsav-Sütçü, 2006).

Brown’a (2004) göre, genel olarak psiko-eğitim gruplarının planlanmasında sekiz aşama izlenmektedir. Bunlar; grubun amaçlarının ortaya konması, hedef kitlenin kararlaştırılması, hedefler ve beklenen ürünlerin belirlenmesi, alanyazının gözden geçirilmesi, çevresel faktörlerin belirlenmesi, oturumların planlanması, eğitim stratejileri ve materyallerin seçilmesi ve son aşama değerlendirmedir (Aktaran: Gürçay, Çekici ve Çolakkadıoğlu, 2009).

Psiko-eğitim grup çalışmalarında oturum sayısı ortalama 12-16 arasındadır. Her bir oturum dört aşamadan oluşmaktadır. Bunlar; başlangıç, çalışma, süreç ve sonlandırmadır. Başlangıç aşaması önceki oturumu gözden geçirme, varsa ev ödevlerini tartışma ve bu oturum için yapılacak çalışmaları içermektedir. Çalışma aşaması, grubun hedeflerine dayalı olarak beceri geliştirmeye odaklanmaktadır. Süreç aşaması, üyelerin öğrendiklerini kendi hayatlarına aktarmalarına, kendileri hakkında öğrenmelerine ve farkındalık kazanmalarına yardımcı olmaktadır. Sonlandırma aşaması gruptan neler öğrenildiğinin açıklanmasına yardımcı olur (Brown, 2004; Furr, 2000; Aktaran: Gürçay, Çekici ve Çolakkadıoğlu, 2009). Bu bir anlamda değerlendirmedir. Bu tür gruplarda değerlendirme, sürecin ve sonucun değerlendirilmesi şeklinde yapılır. Grup sürecinin değerlendirilmesi her grup oturumunun önemli bir parçasıdır. Oturumun sonunda değerlendirme yapmanın bazı

yolları vardır. Bunlardan biri lider ya da bir üye ya da bütün üyeler tarafından oturumun özetlenmesidir. Sonuç değerlendirme ise, hedef/davranışların kazanımına ilişkindir. Her oturumun sonunda üyelerden lider tarafından dağıtılan kağıtlara ya da defterlere o gün neler öğrenildiğinin-neyin en faydalı olduğunun kısaca yazılması istenebilir ya da üyelere “bu gün bu oturumda neler öğrendiniz?”, “bu gün bu oturumda kendinize ilişkin neleri fark ettiniz” gibi bazı sorular sorularak kazanımları belirlenebilir. Grup sürecinin ve sonucun değerlendirilmesi her oturumun sonunda olduğu gibi, son oturum da da yapılmalıdır (Delucia-Waack, 2006: 19).

Psiko-eğitsel gruplar şu ölçütlerden bir ya da daha fazlası açısından homojen olmalıdır: yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi ve diğer demografik özellikler. Yalom (1995), empati kurmaları, birbirlerini anlamaları daha kolay olduğu için homojen gruplardaki üyelerin heterojen gruplardaki üyelerden daha hızlı olumlu duygulara sahip olduklarını belirtmektedir (Aktaran: Brown, 2003: 242). DeLucia-Waack (2006), gruba üye seçerken bazı kriterlere dikkat edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bunlar:

• Grup üreleri birbirinden öğrenmeye istekli olmalı ve birbirine yakın olmalıdır.

• Kardeşler aynı grupta yer almamalıdır.

• İdeal olarak gruba katılacak üyeler benzer özelliklere sahip olmalıdır. • Her grupta üyelere model olabilecek en az bir üye olmalıdır (Aktaran:

Gürçay, Çekici ve Çolakkadıoğlu, 2009).

Bu tür grup çalışmalarında etkili grup liderlerinin bazı özelliklere ve becerilere sahip olması gerekir. Özellikler liderin ne olduğunu, beceriler de ne yapabildiğini ifade eder. Etkili liderlerin sahip olması gereken özellikler şunlardır (Brown, 2003: 30):

• Grup sürecine inanç

• Kendine ve yeteneklerine güven • Risk alma cesareti

• Planlama yeteneği • Esneklik

• Mizah duygusu • Öz farkındalık

Ayrıca, danışma ve terapi gruplarının liderleri için olduğu gibi, psiko-eğitsel grup liderleri için de aynı etik kurallar geçerlidir.

Psiko-eğitsel programlar önleyicilikleri açısından üç düzeyde ele alınabilir. Morris’e (2002) göre bu düzeyler şunlardır: (1) belli sosyal, ekonomik ve/veya biyolojik şartların değiştirilmesi yoluyla işlevsiz durumların sayısını azaltmayı amaçlayan müdahaleler; (2) risk altındaki bireylerin erken tanınmasını amaçlayan müdahaleler; (3) ciddi kişilik bozuklukları, işlevsizlik veya yetersizlik belirtilerinin tedavisi üzerine odaklanan programlar (Aktaran: Hoffman, 2006).

Delucia-Waack (2006)’e göre, psiko-eğitsel gruplar yalnızlık, beden imajı, yeme bozuklukları, kariyer gelişimi, çatışma çözme, utangaçlık, akran zorbalığını önleme, iletişim becerileri, kültürel farklılıklar, aile ilişkileri, öz saygı, sosyal beceriler, boşanma, yas, ebeveyn becerileri, öfke yönetimi, saldırganlık, intihar, depresyon yönetimi ve önleme gibi birçok problemde kullanılabilir. Örneğin, yalnızlık (Mc Whirter, 1995; Aktaran: Gürçay, Çekici ve Çolakkadıoğlu, 2009), HIV/AIDS’e yönelik tutumlar (Zeren, 2006), duyguları fark etme ve ifade etme (Kuzucu, 2007), saldırganlık (Woodlock, Juliano ve Ringle, 2002; Cummings, Hoffman ve Leschied, 2004), öfke yönetimi (Campel, 2004) gibi.