• Sonuç bulunamadı

1.6. Sessizlik Türleri

1.6.3. Dyne, Ang ve Botero’ ya göre Sessizlik Türleri

Sessizlik türlerini üçlü sınıflandırma ile inceleyen Dyne, Ang ve Botero, esas itibariyle sınıflandırma yaparken, Pinder ve Harlos’un çalışmasından yararlanmışlardır. Dyne, Ang ve Botero (2003) yönetim, etik ve iletişim yazınlarını derinlemesine inceleyerek; Pinder ve Harlos’un (2001) ortaya koyduğu sessizlik türlerinden pasif sessizliği (Quiescence Silence) savunma amaçlı sessizlik (Defensive) olarak kabul etmiş, ayrıca pro-sosyal sessizliği (prosocial silence) üçüncü bir sessizlik türü olarak eklemiştir. Bu ayrım aşağıdaki gibidir:

 Kabullenici Sessizlik (Acquiescent)

 Savunma amaçlı sessizlik (Korunmacı) (Defensive)

21

Kabullenici Sessizlik (Acquiescence Silence): Sessizliği, işgörenlerin içinde

bulundukları örgütsel şartların davranışsal, bilişsel ve/veya duygusal değerlendirmeleri hakkında, bu şartları değiştirebilecek ya da düzeltebilecek kişilere sözlü veya yazılı ifadeden kaçınılması biçiminde tanımlayabiliriz. Ayrıca bu tanım, işgörenin kendisini kasıtlı olarak sessizliğe büründürmesi ve dışarıda bırakması, işgören sessizliği tanımı içine alınabilir. Bu durumda işgören söz konusudurumu değiştirmek için mevcut alternatiflerin farkında olmasına rağmen isteksiz davranmaktadır (Şehitoğlu, 2010, s. 67).

Dyne, Ang ve Botero (2003) kabullenici sessizliği; “İşgörenlerin işlerini ve

örgütlerini geliştirecek ve iyileştirecek olan fikir, bilgi ve düşüncelerini “kabullenme” güdüsü ile pasif bir şekilde kendine saklaması” olarak tanımlamaktadırlar(s. 1366).

En genel ifadeyle; boyun eğmeye ve kabullenmeye dayalı olarak yararlı bilgilerin ve fikirlerin ilgili yerlere söylenmesi gerekirken, bundan vazgeçilmesi, feragat edilmesi olarak tanımlanmaktadır.

Bir işgören fikirlerini, önerilerini açıkça söylemenin ve fark yaratmanın anlamsız ve gereksiz olduğu inancındaysa fikirlerini ifade etmeyebilir. Bu durumda, işgörenler, mevcut duruma razı olmakta, çok fazla konuşmak istememekte ve durumu değiştirmeye yönelik herhangi bir girişimde bulunmamaktadırlar. İşgörenlerin bu davranışının altında, konuşsa bile farklılık yaratamayacağına olan inancı yer almaktadır.

Diğer bir deyişle, bu sessizlik davranışı genellikle belirli bir amaca yönelik olarak işgörenlerin örgütsel süreçlere dahil olmamalarını nitelemektedir. Kabullenmeye dayalı olan bu sessizlik davranışında işgörenler, tüm örgütsel durumlara koşulsuz bir şekilde katlanarak, alternatif çözüm yollarını göz ardı ederler. Bu davranışın kaynağında işgörenlerin örgüte karşı sıkça ortaya koyduğu umursamazlık hali bulunmaktadır (Barçın, 2012, s. 23).

Ampirik çalışmalarda bu sessizliğin; işgörenlerin ilgisizliğine, içinde bulunduğu örgütün iyileştirme ve geliştirme sürecinde düşük katılımına ve mevcut durumu pasif anlamda onaylayıp kabullendiğine bağlı olarak geliştiği görülmektedir. Bu sessizlik türünde fikirlerin beyan edilmesi için herhangi bir çaba gösterilmez, etkili katılım sağlanamaz ve mevcut durumun değişmesi için bir isteksizlik hali vardır.

22

İşgörenin içinde bulunduğu çalışma ortamı içerisinde baskın bir grup hâkim ise, sessizlik davranışı bubaskın gücün etkisinde kalacaktır. Dolayısıyla bu hakim grup, işgörenin konuşmasını engelleyecek ve olayların görmezden gelinmesine sebep olacak bir etki oluşturacaktır (Barçın, 2012, s. 23).Kabullenici sessizlik, ülkemizin iş ortamlarında telaffuz edilen; “böyle gelmiş, böyle gider”, “boşuna çeneni yorma hiç bir şeyi değiştiremezsin” ve “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” gibi toplum tarafından bilinen sözlerle kendini göstermektedir.

Savunma Amaçlı Sessizlik (Defensive Silence): Pinder ve Harlos (2001)

pasif sessizlik kavramını açıklamak için, kişisel korku temeline dayanan kasti kusurlardan ve konuşmanın sonuçlarından bahsetmiştir. Bu tanım, Morrison ve Milliken (2000)’ in sessizlik için kişisel korku duygusunun önemini vurgulama ifadeleriyle de tutarlıdır. Ayrıca bu t a n ı m , açıkça konuşmak için ön koşul olan psikolojik güvenlik ve konuşma için fırsat yaratılması düşünceleriyle de uyumludur. Dyne vd., Pinder ve Harlos ile Morrison ve Milliken çalışmalarına dayanarak; savunma amaçlı sessizliği, korkuya dayalı olarak kişilerin kendilerini koruma amaçlı, konu ile ilgili fikir, görüş ya da düşüncelerini kasıtlı olarak saklamaları şeklinde tanımlamaktadır. Genel bir tanım yapmak gerkirse; savunma amaçlı sessizlik, dış tehditlere karşı kişilerin kendini korumak amacıyla gerçekleştirdikleri bilinçli ve proaktif bir davranıştır. Bu sessizlik türünde işgörenler, alternatiflerin farkında olmasına rağmen bilinçli olarak sessizlik davranışını göstermektedirler. İşgörenlerin fikirlerini saklanması bilinçli karara dayanmaktadır ve belli zaman dilimlerinde en iyi kişisel strateji olarak düşünülmektedir (Dyne vd., 2003, s. 1367).

Kabullenici sessizlik davranışı ile karşılaştırıldığında; savunma amaçlı sessizlik davranışı daha proaktif bir davranışı yansıtmakta, alternatiflerin farkında olmayı içermekte ve bireyin içinde bulunduğu durumda sahip olduğu fikir, bilgi ve düşüncelerini esirgemesinin en iyi strateji olduğuna işaret etmektedir (Dyne vd., 2003, s. 1367; Özgen ve Sürgevil, 2009, s. 312; Taşkıran, 2011, s. 79).

Savunma amaçlı sessizlik, işgörenlerin kendi hatalarını saklamak yönünde bir eğilime dönüştüğünde tehlikeli olmaktadır. Kişisel kayıplar nedeniyle korkuya kapılan işgörenler; terfi edememe, çalışma arkadaşlarının ve yöneticilerinin desteklerini esirgemesi, kötü ve beceriksiz biri olarak algılanmaktan korkmaları

23

nedeniyle sessizliği tercih etmektedirler (Detert ve Burris, 2007).Dyne ve arkadaşları (2003) savunma amaçlı sessizliğe örnek olarak MUM etkisini göstermişlerdir. MUM etkisine göre; bireyler kötü haberleri iletmede, iyi haberleri iletmeye nazaran daha gönülsüz olmaktadır. Bu etkinin temelinde, olumsuz duygusal bir tepkiden çekinme ya da mesajı alan kişi tarafından olumsuz biri olarak algılanmamak yatmaktadır (Karakiraz, 2012, s. 13).

Örgüt Yararına Sessizlik (Pro-Social Silence): Fedakarlık veya işbirlikçi

güdülerden hareketle, örgüte ya da diğer bireylere fayda sağlamak amacıyla, herhangi bir durum hakkındaki fikir, düşünce, bilgi ve görüşlerini söylememesi olarak tanımlanabilmektedir. Dyne, Ang ve Botero, işgören davranışının örgüt yararına sessizlik türünü tanımlarken, örgütsel vatandaşlık davranışı literatüründen esinlendiklerini ifade etmektedirler. Örgüt yararına sessizlik, tıpkı örgütsel vatandaşlık davranışı gibi, temelinde başkalarına odaklanan kasıtlı ve proaktif davranış türüdür. Örgüt tarafından bir görevlendirilme söz konusu değildir ve gayri ihtiyari yapılan bir davranıştır (Dyne vd., 2003, s. 1368).

Örgüt yararına sessizlik iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Birincisi işgörenin örgütünü koruma düşüncesi ve güdüsü sebebiyle sessiz kalması, ikincisi diğer bir işgöreni koruma düşüncesi ve güdüsü sebebiyle sessiz kalınması durumudur (Brinsfield, 2009, s. 146).

Aşağıda verilen Tablo 1.2’ de, işgören sessizliğinin özel türlerine yönelik örnekler; davranış şekli ve işgören güdüsü ile birlikte sunulmaktadır.

Tablo 1.2. Sessizlik ve işgören sesliliğinin özel türlerine ait örnekler

İŞGÖREN GÜDÜLERİ

DAVRANIŞ ŞEKLİ

SESSİZLİK TÜRÜ İŞGÖREN SESLİLİĞİ

İşgörenlerin işle ilgili bilinçli olarak bilgi, fikir ve görüşlerin esirgenmesi

İşgörenlerin işle ilgili bilinçli olarak bilgi, fikir ve görüşlerin çıklanması

İlgisiz davranma Kabullenici sessizlik Kabullenici konuşma

Çekilme ya da

vazgeçmeye dayalı fark etmeyeceği hissi

Çekilme amaçlı fikir esirgemek. Kendi fikirlerini yetersiz görme sebebiyle düşüncelerini bildirmeme

Kendini yetersiz görme nedeniyle grupla aynı düşüncede olma, Çekilme amaçlı fikir açıklama

Kendine dayalı Korunma amaçlı sessizlik Korunma amaçlı konuşma

Korku ağırlıklı Kişi açısından tehlikeli olacağı hissi

Korku sebebiyle bilgiyi esirgeme Kendini korumak adına gerçekleri göz ardı etmek

Korku nedeniyle dikkatleri başka yönlere çekecek fikirleri açıklamak Korunmak için diğerlerine

24

İşbirliğine dayalı fedakârlıkta bulunma hissi

İşbirliğine dayalı gizli bilgileri esirgeme örgüt yararı için bilgi açıklamama

İşbirliğine dayalı olarak sorunlara ait çözüm açıklama, örgüt yararı ve değişim için yapıcı fikirleri önerme

Kaynak: Van Dyne L, Ang S. ve BoteroI.C.(2003) “Conceptualizing Employee Silence and

Employee Voice as multidimensional Constructs” isimli makaleden alındı.