• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: AFRĠKA'DA ĠNGĠLĠZ SÖMÜRGECĠLĠĞĠ

1.3. Ġngiliz Sömürge Yönetim ġekilleri

1.3.2. Dolaylı Yönetim

Ġngiltere'nin diğer sömürgelerinde olduğu gibi Afrika'da da uygulamıĢ olduğu yönetim Ģekillerinin baĢında dolaylı yönetim gelmektedir. Nasıl ki doğrudan yönetim Fransa ile bütünleĢmiĢse, dolaylı yönetim tarzı da Ġngiltere ile bütünleĢmiĢ bir yönetim Ģekli olarak bilinmektedir. Dolaylı yönetim ilk olarak Hindistan'da uygulamaya baĢlanmıĢ ve diğer Ġngiliz sömürge bölgeleriyle birlikte Afrika'ya da uyarlanması gerçekleĢtirilmiĢtir. Dolaylı yönetim, sömürülen ülkede sömürücü gücün yönetimde doğrudan yer almayarak, seçtikleri yerel Ģefler aracılığıyla dolaylı kontrolü sağladıkları bir yönetim sistemi olarak tanımlanabilir.218

Dolaylı yönetim anlayıĢının Afrika'da uygulanmasında Uganda ve Nijerya'da görev yapmıĢ bir sömürge memuru olan Frederick J. D. Lugard'ın payı büyük olmuĢtur. Zira daha önce Hindistan'da uygulanmasından ötürü çok eski tarihlere dayanan yönetim tarzının sistematiğinin oluĢturulması, Lugard sayesinde gerçekleĢmiĢtir. 1934 sonrası resmiyet kazanan bu politikada asıl amaç, sömürgeleri kendine özgü hükümet yapısıyla ve kendine has geleneksel koĢullarda yönetmek olarak gün yüzüne çıkmıĢtır. Bu yönetim tarzı doğrultusunda "Böl ve Yönet Ġlkesi" benimsenmiĢtir.219

Dolaylı yönetim anlayıĢının ortaya çıkmasını sağlayan çeĢitli dayanak noktaları vardır. Bunlardan ilki, Lugard'ın Nijerya'da geliĢmiĢ bir yönetim yapısına sahip olan Sokoto Halifeliği'ni rol model olarak almasıdır. Bir diğer dayanak nokrası ise Avrupa kültürünün karmaĢıklığının Afrika için uygun olmadığı fikridir. Lugard'ın ortaya attığı bu görüĢe göre Afrikalılar, Batı kültürünü benimsemek için yeterince geliĢmiĢ değillerdir.220

Ġngilizler, yerel unsurların iyi yönlerini korumayı bir görev addederken, aynı zamanda onların geliĢmesi hususunda yardımcı olmayı amaçlamıĢlardır.221

Ġngilizlerin bu politikasının ardında pragmatik bir anlayıĢın yattığı söylenebilir. Zira yerel unsurların geliĢmesiyle bölgeden elde edilen kazancın maksimize edilmesi amaçlanmıĢtır. Dolaylı yönetim anlayıĢının benimsenmesinin bir diğer dayanak noktası, geleneklerine bağlı güçlü yerli unsurlar olmuĢtur. Bu düĢünceye sahip yerel unsurlara

218

"indirect rule", Definitions.net., https://www.definitions.net/definition/indirect%20rule, (EriĢim Tarihi: 16.02.2018).

219

Tamçelik, "Ġngiltere'nin Afrika Politikası" s. 614.

220

Mathieu Deflem, "Law Enforcement in British Colonial Africa: A Comparative Analysis of Imperial Policing in Nyasaland, the Gold Coast, and Kenya." Police Studies, Cilt 17, Sayı 1, 1994, s.46.

221

Michael Crowder, "Indirect Rule: French and British Style", Africa: Journal of the International

46

karĢı kolonyal rejimin icat edilmiĢ geleneği, tatmin edici bir faktör olmamıĢtır. Bu yüzden dolaylı yönetim yerel geleneklerin savunucusu halk için bir fırsat olarak görülmüĢtür. Ġngiliz sömürgecilerin Afrikalı halkın bireysellikten ziyade kabile anlayıĢını benimsediklerini fark etmeleri, dolaylı yönetim anlayıĢının yerleĢmesini sağlayan bir diğer unsur olmuĢtur.222

Dolaylı yönetim sisteminin Afrika'daki en önemli uygulamasının -müsait yapısından kaynaklı olarak- Nijerya'da görüldüğü söylenebilir. Lugard'ın sistematikleĢtirmesi sonrası özellikle Kuzey Nijerya'da oluĢturulan mahalli kurumlar, dolaylı yönetim için elveriĢli ortamı oluĢturmuĢtur. Hausa ve Fulanilerin geliĢtirdikleri bu kurumlar, dolaylı yönetime geçiĢ için sağlıklı bir strateji olmuĢtur. Bu geçiĢ ile birlikte var olan sistem bir çırpıda tahrip edilmemiĢ, bölgede yaĢayan insanların yaĢam biçimi ve alıĢkanlıkları göz önüne alınmıĢtır.223

Kuzeyde baĢarılı olan dolaylı yönetim sistemi, aynı baĢarıyı Yorubaland ve Iboland olarak adlandırılan Nijerya'nın diğer taraflarında gösterememiĢtir. Kuzeyde var olan yapı ile buralardaki yapı arasında uyumsuzluk söz konusu olmuĢtur.224

Bu yönetim anlayıĢının temelini kabilecilik oluĢturmuĢtur. Kuzey Nijerya'da olduğu gibi, en güçlü yerel kabilenin desteklenmesi ile dolaylı yönetim anlayıĢı uygulanmıĢtır. Ancak merkezi bir otorite olarak kabilelerin var olmadığı durumlarda Ġngilizler, yerel unsurlardan bir kabile oluĢturarak sistemi uygulamaya devam etmiĢlerdir.225

Dolaylı yönetim yapı itibariyle yerel Ģeflerden oluĢmuĢtur. Bu Ģeflere Ġngiliz devleti tarafından maaĢ, ev ve çeĢitli hediyeler verilmiĢtir. KarĢılığında ise toplumsal düzeni sağlamaları, vergileri toplamaları, nüfusu kontrol etmeleri, askere alma iĢlemini gerçekleĢtirmeleri ve ucuz iĢ gücünü temin etmeleri beklenmiĢtir. Bu Ģefler bir üst komiserliğin çatısı altında faaliyet yürütmekle birlikte, Ġngiltere tarafından atanan koloni valisine bağlı olmuĢlardır. Ayrıca bu Ģeflerin Ġngiliz Koloni Bakanlığı'na belli aralıklarla

222

Timothy H. Parsons, Race, Resistance, and the Boy Scout Movement in British Colonial Africa, Athens, Ohio University Press, 2004, s. 10.

223

Mazrui, Afrikalılar, s. 275.

224

Abdulsalami M. Deji, "Historical Background of Nigerian Politics, 1900-1960", Journal Of

Humanities And Social Science, Cilt 16, Sayı 2, Eylül-Ekim 2013, s. 89.

225

47

rapor sunmaları, baĢlıca yükümlülükleri olarak ön plana çıkmıĢtır. Bu sistemde yerel Ģefler, güçlerini kendi halklarından değil kolonyal sistemden almıĢtır.226

Dolaylı yönetimin çeĢitli avantajları ve dezavantajları olmuĢtur. Ġngilizler açısından avantaj olarak bahsedilebilecek ilk unsur maliyettir. Büyük buhranın yaĢandığı 1929 öncesinde sömürgelerine doğrudan müdahil olan Ġngiltere, bu tarih sonrası politikalarında maliyet uygunluğunu göz önüne almıĢtır.227

Bu doğrultuda dolaylı yönetime geçiĢle birlikte yönetim yükünün az olması, merkezden gönderilmesi gereken personelin de az olmasını sağlamıĢ böylelikle maliyet de azalmıĢtır. Bu sistemin Ġngiltere açısından bir diğer avantajı, Ġngiliz sömürgeciliğinin meĢrulaĢtırılmasını sağlamıĢ olmasıdır. Fransız örneğinin aksine yerel unsurların yönetime dahil edilmesiyle "gelenek içinde değiĢim" anlayıĢını benimsemesi, Ġngiliz sömürgeciliğini sömürülen ülkeler nezdinden meĢru zemine oturtmuĢtur. Afrika kültürünü ortadan kaldırmak yerine topluma kültürel hareket özgürlüğü tanıması, sömürülen ülkelerin gözünde Ġngiltere'nin itibarını arttırmıĢtır.228

Bu sistemin Afrikalılara sağlamıĢ olduğu avantaj ise üst düzey bir sosyal sınıfın oluĢması olmuĢtur. Zira Ġngiltere'nin yerel Ģeflere bağımsızlık tanımasıyla liderlerle halk arasında kuvvetli bir bağ kurulmuĢtur. Halk ile lider arasındaki iliĢkinin olumlu yansıması olarak toplumsal ilerleyiĢ gerçekleĢmiĢtir.229

Dolaylı yönetimin dezavantajlarından da bahsetmek mümkündür. Bu yönetim anlayıĢının Afrika için en olumsuz yansıması, günümüzde dahi gördüğümüz etnik çatıĢmaların kaynağını oluĢturmuĢ olmasıdır.230

Ġngiltere'nin etnik farklılıklar üzerinden yürütmüĢ olduğu bu sistem, toplumsal kutuplaĢmaları artırmıĢ ve uzun soluklu çatıĢmaların oluĢmasına zemin hazırlamıĢtır. Nijerya ve Kenya'da var olan çatıĢmaları bu açıdan değerlendirmek mümkündür. Yine bu sistemin uygulanması sonucu, toplum içerisinde dikey hareketlilik ya çok az olmuĢ ya da hiç olmamıĢtır. Yerel Ģeflerin toplumdaki baskın rolünün getirmiĢ olduğu bu sıkıntı, toplum içerisine bunalıma neden olmuĢtur.231

Ayrıca yerel Ģeflerin baskın güçlerinden dolayı oluĢan despotik yapı, bağımsızlık sonrasına sirayet etmiĢ ve Afrika'da demokratik bir düzenin oluĢmasının

226

The Choices Program, "Colonization and Independence in Africa", Brown University Watson Institute

for International Studies, Ocak 2014, s. 13.

227

John Parker ve Richard Rathbone, African History: A Very Short Introduction, New York, Oxford University Press, 2007, s. 80. 228 Gilbert ve Reynolds, s. 489. 229 Lee ve Schultz, s. 406. 230 Khapoya, s. 118. 231

48

önündeki engellerden birisi olarak ön plana çıkmıĢtır.232

Dolaylı yönetimin Ġngiltere'ye olan olumsuz yansıması, imparatorluğun etkisini kaybetmesi sonrası, sistem içerisinde güçlendirmiĢ olduğu yerel Ģeflerin karĢı mücadeleye giriĢmesi ile patlak vermiĢtir. Bu durum Afrika açısından da olumsuz bir durum olarak kendini göstermiĢtir. Ġngiltere'nin çekilmesiyle birlikte yerel gruplar güç mücadelesine giriĢmiĢ, böylece ülkeler siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak talan edilmiĢtir.233