• Sonuç bulunamadı

Dogon kabilesi

Belgede Sevgili Okuyucularım; (sayfa 194-197)

13. Bilimsel kaynaklar ve geçmişte ileri teknoloji

13.9. Dogon kabilesi

Afrika’da Mali Cumhuriyeti’nde yaşayan yaklaşık 250.000 nüfuslu bir

kabiledir. Batı Afrika’daki çalışmaları ile ünlü Fransız etnolog Marcel Griaule bu kabileyi ve sahip oldukları şaşırtıcı bilgileri Dünya’ya tanıtmıştır. Sahip oldukları bilgileri anlatımla nesilden nesile aktarmışlardır. Bunların en

önemlisi astronomları şaşkına çeviren Sirius yıldız sistemi, Güneş’in hareketi ve Jüpiter’in uyduları hakkındaki bilgileridir. Dolayısıyla hala çadırlarda

yaşayıp avcılıkla geçinen bu kavmin geçmişi elbette çok önem arzetmektedir.

Sirius A yıldızının en parlak yıldız olduğuna inanıyorlardı. Bunun yanında Sirius A’ın çevresini 50 yılda dönen Potolo ismini verdikleri gözle görülmeyen sönük fakat ondan çok daha fazla yoğun, bütün maddelerden daha ağır bir

195

yıldızın bulunduğunu iddia ediyorlardı. Samanyolu’nun sarmal bir gücü olduğuna ve sayısı bilinmeyen yıldızın var olduğuna inanmaktaydılar.

Amerikalı gökbilimci Alvan Graham Clark 1862 yılında bu gözle görülmeyen yıldızı keşfetmiştir. Sirius B ismini verdiği yıldızın 1920’lerde bir cüce yıldız olduğu anlaşıldı. Sirius A yıldızından 530.000 kat daha yoğun, Güneş’ten daha ağır, Dünya’dan dahi küçük olan bu soluk ışıklı yıldızın bir cm3’ü 5 ton ağırlığında olduğu sonradan tespit edilmiştir. Dogon efsaneleri Güneş

etrafında eliptik yörüngelerde gezegenlerin döndüğünü, Satürn’ün halkası olduğunu ve Jüpiter’in dört uydusu olduğunu da bildirmektedir.

Dogonlar Nommo’lar ismini verdikleri Sirius sisteminden Dünya’ya inen hem karada hem suda yaşayabilen uzaylılardan bahsederler. Yani gemiye deniz canlılarının da alındığı bildiriliyor. Nommo’lar rahipleri eğitmişler ve bilgiler nakille sonraki kuşaklara gelmiştir. Dogon inanışı insanlığın tohumunun gemiye yüklendiğinden, insanlığın dört erkek unsurdan oluştuğundan bahseder.

Dogon inanışı elbette gerçeklerden uzaktır. Ancak nakille gelen bazı bilgiler üstü kapalı doğruları ifade edebilir. Bunlardan biri gemiye dört erkeğin tohum şeklinde yüklenmesidir. Burada tohumdan maksat atadır. İnsanlık Hazreti Nuh ve gemideki üç oğlundan türemiştir. Dogon efsaneleri anlatıldığı gibi asla gerçek olmaz. Yüksek teknolojiler geri kalmış kabilelerin dilinde şekillerle, resimlerle ve benzetmelerle anlatılır.

Tanrı Amma’nın gemiyi rahminden çıkarıp yere indirmesi mana olarak kabul edilir bir şey değildir. Ama burada rahimden kasıt koruması olabilir. Nitekim o müthiş günde Allahu Teâlâ’nın koruması ile gemi kurtulmuştur. Biz ana rahmine niçin bu ismi verdik. Koruduğu için. Allahu Teâla’nın rahmeti ile gemi Tufan’dan kurtulup karaya indi. Dogon’ların bugün bilmediği bu olay kendilerine başka bir şekilde gelmiştir.

“Gemi inerken Sirius yıldızının parladığına şahit oldukları ve gemi yere inince Güneş’in doğduğuna tanık oldukları” ifadesinden anlaşıldığına göre gemi karaya sabah inmiştir.

“Güneş doğduktan sonra Güneş sisteminin Sirius sistemi ile evlenmesi” bir mana ifade edebilir. Bu söz çok gizli bilimsel bir mana saklayabilir. Hatta bu bilgiden Tufan’ın yaşı anlaşılabilir. Burada evlenmekten ne kasıt ediliyor bilinmiyor. Evlenmekten kasıt yan yana, bir araya gelmektir. Sirius sisteminin Güneş sistemi ile uzayda aynı hizaya mı geldiği anlatılıyor.

Geminin 60 bölmeli olduğundan ve dolu olduğundan bahsediliyor. Gemi ne ile dolu idi bildirilmiyor. Sadece dört erkek ve bunların eşleri ile mi. Tabi ki hayır. Ama burada geçen dolu gemi ibaresi tamamen doğrudur. Allahu Teâlâ Kuranı kerimde gemi için “dolu gemi” buyuruyor.

196

Hazreti Nuh’un gemisinin Tevrat’ta üç katlı, Sümerlerde 6 katlı olduğu burada ise muhtemelen bahsedilen aynı geminin 60 bölmeli olduğu bildirilmektedir. Yani Dogon kabilesi gemi için daha mantıklı bir rakam vermektedir.

“Geminin asılı olduğu zincirin ucunun tanrı Amma’nın elinde olması oğullar ve soyları arasına çözülmez bir bağdır” diyor. Bu söz mecazi manada doğrudur.

Her şeyin halikı, sahibi Allahu Teâlâ’dır. Buradaki bağ bir yaratıcıya imandır ve hak yoldaki kulları bu inanca bağlıdırlar.

Dikkat edilirse geçmişteki teknolojiler ve inançlar geri kalmış kavimlerin dili ile tam olarak ifade edilememiştir. Bugün çadırda yaşayan Dogon kabilesinin Sirius ve diğer yıldızlardan bahsetmesi geçmişte yüksek teknolojinin varlığına tam bir senettir. Kanaatimce Dogon’ların efsanelerinde Tufan’dan

bahsediliyor. Sözü geçen gemi Hazreti Nuh’un gemisidir. Tohumdan maksat Hazreti Nuh ve üç oğludur.

Efsanelerde Jüpiter’in dört uydusu olduğu bildirilmektedir. Hâlbuki bugün bu rakamın 79 olduğu kesin olarak bilinmektedir. Sirius yıldızından bahseden teknoloji elbette Jüpiter’in 79 tane uydusunun olduğunu bilirdi. Efsanelerde niçin dört deniyor. Demek ki Dogon efsanelerini olduğu gibi doğru kabul edemeyiz.

Kaynağı ne zamana dayanırsa dayansın Dogon efsaneler bazı doğru bilgileri içermektedir. Bu efsanelerin 5000 yıllık tarihi olacağı iddia edilmektedir.

Dogon efsaneleri gibi günümüzde diğer kavimler arasında anlatılan efsaneler de doğrular bulunabilir. Fakat bu doğrular başka bir anlatımla ifade edilmiş olabilir. Yani yazıldığı mana da değil mecazi manada doğru olabilir. Çünkü çadırlarda yaşayan geri kalmış kavimler yüksek teknolojiyi anlatacak kelimelerden mahrumdur. Benzeterek, çizerek anlatmaya mecburdular.

197

Allahu teala Kuranı kerimde elinin başka ellerin üstünde olduğunu

bildirmektedir. Bu ayeti kerimenin elbette mecazi manası vardır. Binlerce yıl önce vuku bulmuş bir olay da bunun gibi mecazi manası ile anlaşılabilir.

Bugünkü Dogon kabilesinin bu bilgiyi yaşadıkları çadırlarda elde etmesi bilimsel olarak imkânsızdır. Tek başına sadece bu çizim geçmişte yüksek bir teknolojinin varlığına senettir. Başka bir senede, yoruma ihtiyaç yoktur69-71.

Muhtemelen 5000 yıllık bir geçmişe sahip Dogon kültüründe bahsi geçen gemi Hazreti Nuh’un gemisi olabilir. Onlar da Sümerler gibi geçmiş bir olayı haber vermektedirler. Dikkat edilirse Dogon’ların Tufan’ı yaşamadıkları anlaşılıyor. İnsanlığın 4 erkekten türediği bildiriliyor. Hazreti Nuh’un 3 oğlu ve kendisi kastediliyor olabilir. Dogon kayıtları da insanın ikinci atasının Hazreti Nuh olduğunu haber vermektedir105-108.

Belgede Sevgili Okuyucularım; (sayfa 194-197)